Elinde gül yerine dikenle gelmiş birini derhal idama mahkum etmemeli. Belki de elleri boş gelmemek içindi, belki de ne bulabildiyse onu getirdi. Kimbilir sabahlara kadar ne ıstıraplar yaşadı...
Bir insanı %100 sev(e)miyorsanız bile % kaçını seviyorsanız o kadarını kendisine söyleyebilmelisiniz. 'Seni şu özelliğinden dolayı seviyorum' gibi. Böylelikle dünyada sevmediğiniz hiç kimse ve hiç bir şey kalmayacaktır.
Sevgi hiç kimse tarafından yadırganmamalı.
"Seni seviyorum" diyen insan büyük bir iş yapmaktadır. Saygı duyulmalı.
Sınırlar… Sınırları olmayan herhangi bir şeyin varlığı tartışmalıdır. Sınırların varlığı, mevcutun değerini artırır. Sınırların yokluğu, yaşamı zora sokar, hayatı anlamsızlaştırır. Surları muhkem olanın zevki kallavi olur. Gecesi huzur içinde tatlı, gündüzü güven içinde mutlu… Sınırlar tetikte tutar, gerilimde tutar. Çürümüş elmayla dalından henüz koparılmış elma bir mi? Sınırlar seçmeyi sağlar
Her sabah yepyeni özlemlerle sana doğuyorum... Kaynak suyu gibisin Sabahtan akşama, akşamdan sabaha... Sen sürekli çağlıyorsun... Ben de sürekli içiyorum...
Kurtulamıyorum bu karanlıktan. Ruhumdaki kara lekeler karanlıkta birer boşluk gibi duruyorlar. Nasıl bir lekedir ki karanlık bile gizleyemiyor?! Kurtulamıyorum kan kırmızısı kelepçelerimden. Gövdemi parçalayan bu kelepçeler her geçen gün daha da hissizleştiriyor beni. Acının yoğunluğu uyuşturmaya başlıyor bedenimi. Kurtulamıyorum beni esir alan duygudan. Ruhumun beyaz duvarları birer birer yıkılıyor. Bir yel esiyor sonra.Parça parça taşlar kalıyor duvarlardan geriye. Esen yel gözümün yaşına bakmadan alıyor o kalıntıları da. İntikam almak istercesine viraneye çeviriyor ruhumu.
Ruhum ıssız.. Talan olmuş gönül bahçem.. Nağmeleri yok artık ruhumun. İçimin orkestrası yakıldı çünkü. Çalgılarım sustu.. Şu an sadece....... ...... .... ... .. .
Ruhta nağme diye bir şey kalmadı herkes bir hava bir çalım insan tevazuda bilmeli gerektiğinde haddini de ama insan işte doğası gereği böyle galiba. Eğer sorarsan ruhun nağmesi diye bir şey var mı yok kardeşim ne nağmesi Allah aşkına... Ruhta var olabilecek en güzel nağme Allah'tır...
Kapılar sen geldiğinde daha bir güzel…
Hiç ummadığın bir yerde kopabilir şerit...
Hiç beklemediğin bir yerde bitebilir film...
Ne acı...
kazakistandan uçak kiralayan ahbab a teşekkür eder minnattarlığımı bildiririm Allah Razı olsun(haber doğru ise)
Elinde gül yerine dikenle gelmiş birini derhal idama mahkum etmemeli.
Belki de elleri boş gelmemek içindi, belki de ne bulabildiyse onu getirdi.
Kimbilir sabahlara kadar ne ıstıraplar yaşadı...
Aç gönlünü herkese...
Bir insanı %100 sev(e)miyorsanız bile % kaçını seviyorsanız o kadarını kendisine söyleyebilmelisiniz. 'Seni şu özelliğinden dolayı seviyorum' gibi. Böylelikle dünyada sevmediğiniz hiç kimse ve hiç bir şey kalmayacaktır.
Sevgi hiç kimse tarafından yadırganmamalı.
"Seni seviyorum" diyen insan büyük bir iş yapmaktadır. Saygı duyulmalı.
Bir göz açıp kapama mesafesinde olmuş herşey…
.
.
Geldin
Şimdi yokluğun gibi yoktum
Geldim
Şimdi varlığım gibi yoksun
.
.
B.Ş.
Bu gece,
Maviyim sana
Son derece
Yine bu gece
Alev aldım
Kırmızıyı görünce
B.Ş.
Bak, yoksun da yine karardı gökyüzü, cenaze evine döndü yüreğim… Gel de bir su serp kurumuş ağaçlara…
Sınırlar…
Sınırları olmayan herhangi bir şeyin varlığı tartışmalıdır.
Sınırların varlığı, mevcutun değerini artırır.
Sınırların yokluğu, yaşamı zora sokar, hayatı anlamsızlaştırır.
Surları muhkem olanın zevki kallavi olur. Gecesi huzur içinde tatlı, gündüzü güven içinde mutlu…
Sınırlar tetikte tutar, gerilimde tutar.
Çürümüş elmayla dalından henüz koparılmış elma bir mi?
Sınırlar seçmeyi sağlar
Harika akşamlar diliyorum :))
Sözlükte ben senden önce gelse de sen her zaman benden öncesin…
Her sabah yepyeni özlemlerle sana doğuyorum...
Kaynak suyu gibisin
Sabahtan akşama, akşamdan sabaha...
Sen sürekli çağlıyorsun...
Ben de sürekli içiyorum...
Herkese güzel sabahlar...
Ben, teni değil, seni seviyorum...
Bir hayat gibisin sen tam tamına
Neden mi sen?
Çünkü yaşıyorum yanında...
BŞ
Ağız tadıyla, sevdiklerinizle geçireceğiniz mutlu bayramlar...
Kurtulamıyorum bu karanlıktan. Ruhumdaki kara lekeler karanlıkta birer boşluk gibi duruyorlar. Nasıl bir lekedir ki karanlık bile gizleyemiyor?!
Kurtulamıyorum kan kırmızısı kelepçelerimden. Gövdemi parçalayan bu kelepçeler her geçen gün daha da hissizleştiriyor beni. Acının yoğunluğu uyuşturmaya başlıyor bedenimi.
Kurtulamıyorum beni esir alan duygudan. Ruhumun beyaz duvarları birer birer yıkılıyor. Bir yel esiyor sonra.Parça parça taşlar kalıyor duvarlardan geriye. Esen yel gözümün yaşına bakmadan alıyor o kalıntıları da. İntikam almak istercesine viraneye çeviriyor ruhumu.
Ruhum ıssız.. Talan olmuş gönül bahçem..
Nağmeleri yok artık ruhumun. İçimin orkestrası yakıldı çünkü. Çalgılarım sustu..
Şu an sadece.......
......
....
...
..
.
Ruhta nağme diye bir şey kalmadı herkes bir hava bir çalım insan tevazuda bilmeli gerektiğinde haddini de ama insan işte doğası gereği böyle galiba. Eğer sorarsan ruhun nağmesi diye bir şey var mı yok kardeşim ne nağmesi Allah aşkına... Ruhta var olabilecek en güzel nağme Allah'tır...