You with the sad eyes don't be discouraged now i realise it's hard to take courage in a world full of people you can loose sight of it all and the darkness inside you makes you feel so small
but i see your true colours shining through and i see your true colours and thats why i love you so don't be afraid to let them show your true colours your true colours, your true colours, are beautiful like a rainbow
Show me a smile then don't be unhappy can't remember when i last saw you laughing if this world makes you crazy and you've taken all you can bare you call me up because you'll know i'll be there
And i see your true colours shining through and i see your true colours and thats why i love you so don't be afraid to let them show your true colours, your true colours, are beautiful like a rainbow
If this world makes you crazy and you've taken all you can bare you call me up because you'll know i'll be there
And i see your true colours shining through and i see your true colours and thats why i love you so don't be afraid to let them show your true colours, your true colours are shining through And i see your true colours coloursand thats why i love you so don't be afraid to let them show your true colours, your true colours are beautiful like a rainbow and i see your true colours and thats why i love you so don't be afraid to let them show your true colours, your true colours, are beautiful like a rainbow
İnsan gözü 400-500 nm civarindaki dalga boylarını mavi, 500-600 nm civarındakileri yeşil ve 600-700 nm civarındakileri kırmızı olarak algılar. Bilgisayar dünyasında bunlar üç temel renk; RGB olarak tanınır.
Doğadaki tüm renkler yalnızca bu üç dalga boyunun farklı yoğunluklarda kullanılmasıyla elde edilebilir. Üçünün %100 oranında karışımından beyaz ışık elde edilir. Her bir eleman %0 oranına indirgendiğinde ise ışıksızlık, karanlık yani siyah elde edilecektir.
Üç RGB renginin farklı şekillerde ekleyerek değişik renkler elde etme sanatına birleşme karışımı denir. Bu teknik bilgisayar ekranında renk oluşturmak için kullanılır.
5. Ayrışık karışımının temel üç rengi
Beyaz ışık üç temel rengin %100 oranında karışımından elde edilir. Karışımdan kırmızı ayrıştırıldığı zaman siyan* (mavi ve yeşil karışımı bir renk) . Yeşil çıkartıldığında magenta**, mavi çıkartıldığındaysa sarı elde edilir.
Beyaz ışıktan renklerin çıkartılmasıyla yeni renkler elde etme işlemine ayrışık karışım denir.
Boya ve vernikler bu teknikle üretilir: boya veya pigment kırmızıyı emip, mavi ve yeşili yansıttığı zaman, siyan rengini görürüz. Yeşil emildiği ve kırmızı ve mavi yansıdığında, magenta; mavi emilip, yeşil ve kırmızı yansıdığındaysa sarı rengini görürüz. Siyan, magenta ve sarı, ayrışık karışım metodunda kullanılan üç temel renktir. Genellikle bu karışıma siyah da eklenerek, dört renklik CMYK modeli elde edilir. *siyan = cyan; mavi-yeşil karışımı magenta = mora yakın bir renk
okuyucunun dikkatine! ! bir günde beşden fazla yazılmıyor onun için bu günlük bukadar ;)
3 Direkt renk ve yansıyan renk İnsanlar iki çeşit rengi algılayabilirler. Işık yayan bir cismin rengi “direkt renk” ve aydınlatılmış bir cismin rengi “yansıyan renk” olarak adlandırılır. Işık yayan bir cisim, güneş gibi doğal veya bilgisayar ekranı, ampulden oluşturulan yapay olabilir.
Yansıyan renk, aydınlatılmış bir cismin rengidir. Bu renk cismin yüzeyinden ve yüzeyinin iç kısmından yansıyan ışığın bir birleşimidir.
Telekomünikasyonda kullanılan radyo dalgaları gibi, ışık da elektromanyetik bir dalgadır. Işığın özellikleri, radyo dalgalarından gamma ışınlarına kadar gidebilen, elektromanyetik dalganın boyuna göre değişir. Büyüklükler yaklaşık 400nm –700 nm (1 nanometre, metrenin milyarda birine eşit, ışığın dalga boyunu ölçmekte kullanılan uzunluk birimidir) arasında değişen dalgalar aracılığıyla taşınan enerji, retinadaki alıcıları uyararak, renk uyarıları üretecektir. CIE (Commission Internationale de l’Eclairage) 380 nm ile 780 nm arasındaki dalga boylarını “görülebilir” olarak belirlemiştir. İnsanlar öğle ışığını “beyaz ışık” olarak algılarlar. Bu görülen ışığın 400 nm’den (mavi) 700 nm’ye (kırmızı) değişen kombinasyonlarıdır. Beyaz ışığın bir prizmadan geçtiği esnada, ışık kırılır ve gökkuşağının yedi rengine ayrılır. Bu ışık bir cisimle karşılaştığında, bir bölümü cismin üstüne yansır. Bizim nesnenin rengi olarak algıladığımız şey de işte bu yansımadır.
İnsan tarafından renklerin algılanması, ışığa, ışığın cisimler tarafından yansıtılışına ve öznenin göz yardımıyla beyne iletilmesi sayesinde gerçekleşir. Göz tarafından algılanan ışık, retinada sinirsel sinyallere dönüştürülüp, buradan optik sinir aracılığıyla beyine iletilir. Göz, üç temel birleştirici renk olan, kırmızı, yeşil ve maviye tepki verir ve beyin, diğer renkleri bu üç rengin farklı kombinasyonları olarak algılar. Renklerin algılanışı dış koşullara bağlı olarak değişir. Aynı renk güneş ışığında ve mum ışığında farklı algılanacaktır. Fakat, insanın görme duyusu ışığın kaynağına uyum sağlayarak, bizim her iki koşuldakinin de aynı renk olduğunu algılamamızı sağlar.
Tad alma, duyma, dokunma ve diğer duyularımızda da olduğu gibi, renklerin algılanışı da kişiden kişiye değişir. Bir rengi sıcak, soğuk, ağır, hafif, yumuşak, kuvvetli, heyecan verici, rahatlatıcı, parlak veya sakin olarak algılayabiliriz. Ancak bu tanımlama, kişinin, kültür, dil, cinsiyet, yaş, ortam veya deneyimlerinden kaynaklanır. Kısacası diyebiliriz ki herhangi bir renk, iki ayrı insanda asla aynı duyguları uyandırmayacaktır. İnsanların gamma ışınına duyarlılıklarıyla da birbirlerinden ayırmak mümkündür.
Bir nesnenin şekli de bu farklılıklardan birini oluşturmaktadır. Büyük bir ihtimalle, katalogtan seçtiği bir ürünün rengi, asıl rengi ile katalogdaki rengi arasında hiçbir ilgisi olmadığını farkeden kişi sayısı hiç de az değildir.
Işık, aydınlattığı nesnenin algılanmasını sağlayan araç olarak da tanımlanır. Biz bir nesneyi ancak gözlerimiz nesnenin yansıttığı ışık tarafından uyarıldığı zaman görür ve bunu bir renk olarak algılarız.
Renk; ışığın cisimlere çarptıktan sonra yansıyarak gözümüzde bıraktığı etkiye renk diyoruz. İnsanlarda renk duygusunun oluşması için bir cismin göze ışık göndermesinin yanında, gelen ışık karşısında normal çalışan bir göz ve beyinde kusursuz bir görme merkezi gerekir.
Işığın göze gelmesi fiziksel, bu ışınlar karşısında gözde meydana gelen işlemler fizyolojik, ışınların gözde algılanması olayı psikolojik olaydır.
Renklerin hepsinin bir araya gelmesiyle oluşan beyazlık ve siyahlık aslında renksizliktir. Çünkü beyaz ile siyah renk değil, renksizliktir. Siyah ile beyazın karışımından oluşan çeşitli değerdeki griler de nötr renklerdir.
bordo..
türkuaz ve turuncu
rüyamda gördüm
öneli biri çok önemli olduğunu söylüyodu ama hatırlamıyorum
şu sıralar en çok maviyi seviyorum :))))))))))))) Hele birde gözlerde ise bu maviiiii o zaman benim bittiğim andır. :))))))))
belkide eflatunu sevmeliyim artık...
hiç
RENKLER Mİ?
sadeve hayatın siyah beyaz olmadığını hatırlatır....
Bir de $u sitenin renklerine goz atin derim ben..
http://www.bilgisozluk.com
hic goz yormaz ve insanin icine ya$ama sevinci verir..Deneyin bence.
zevklerle beraber tartışılmayan şey.
True Colours
You with the sad eyes
don't be discouraged now i realise
it's hard to take courage
in a world full of people
you can loose sight of it all and the darkness inside you makes you feel so small
but i see your true colours shining through and i see your true colours
and thats why i love you so don't be afraid to let them show your true colours
your true colours, your true colours, are beautiful like a rainbow
Show me a smile then
don't be unhappy
can't remember when i last saw you laughing
if this world makes you crazy and you've taken all you can bare
you call me up
because you'll know i'll be there
And i see your true colours shining through
and i see your true colours and thats why i love you
so don't be afraid to let them show your true colours, your true colours,
are beautiful like a rainbow
If this world makes you crazy and you've taken all you can bare
you call me up because you'll know i'll be there
And i see your true colours shining through
and i see your true colours and thats why i love you
so don't be afraid to let them show your true colours, your true colours are shining through
And i see your true colours coloursand thats why i love you
so don't be afraid to let them show your true colours, your true colours
are beautiful like a rainbow
and i see your true colours and thats why i love you
so don't be afraid to let them show your true colours, your true colours,
are beautiful like a rainbow
4. Birleşik karışımının temel üç rengi
İnsan gözü 400-500 nm civarindaki dalga boylarını mavi, 500-600 nm civarındakileri yeşil ve 600-700 nm civarındakileri kırmızı olarak algılar. Bilgisayar dünyasında bunlar üç temel renk; RGB olarak tanınır.
Doğadaki tüm renkler yalnızca bu üç dalga boyunun farklı yoğunluklarda kullanılmasıyla elde edilebilir. Üçünün %100 oranında karışımından beyaz ışık elde edilir. Her bir eleman %0 oranına indirgendiğinde ise ışıksızlık, karanlık yani siyah elde edilecektir.
Üç RGB renginin farklı şekillerde ekleyerek değişik renkler elde etme sanatına birleşme karışımı denir. Bu teknik bilgisayar ekranında renk oluşturmak için kullanılır.
5. Ayrışık karışımının temel üç rengi
Beyaz ışık üç temel rengin %100 oranında karışımından elde edilir. Karışımdan kırmızı ayrıştırıldığı zaman siyan* (mavi ve yeşil karışımı bir renk) . Yeşil çıkartıldığında magenta**, mavi çıkartıldığındaysa sarı elde edilir.
Beyaz ışıktan renklerin çıkartılmasıyla yeni renkler elde etme işlemine ayrışık karışım denir.
Boya ve vernikler bu teknikle üretilir: boya veya pigment kırmızıyı emip, mavi ve yeşili yansıttığı zaman, siyan rengini görürüz. Yeşil emildiği ve kırmızı ve mavi yansıdığında, magenta; mavi emilip, yeşil ve kırmızı yansıdığındaysa sarı rengini görürüz. Siyan, magenta ve sarı, ayrışık karışım metodunda kullanılan üç temel renktir.
Genellikle bu karışıma siyah da eklenerek, dört renklik CMYK modeli elde edilir.
*siyan = cyan; mavi-yeşil karışımı
magenta = mora yakın bir renk
okuyucunun dikkatine! ! bir günde beşden fazla yazılmıyor onun için bu günlük bukadar ;)
3 Direkt renk ve yansıyan renk
İnsanlar iki çeşit rengi algılayabilirler. Işık yayan bir cismin rengi “direkt renk” ve aydınlatılmış bir cismin rengi “yansıyan renk” olarak adlandırılır.
Işık yayan bir cisim, güneş gibi doğal veya bilgisayar ekranı, ampulden oluşturulan yapay olabilir.
Yansıyan renk, aydınlatılmış bir cismin rengidir. Bu renk cismin yüzeyinden ve yüzeyinin iç kısmından yansıyan ışığın bir birleşimidir.
2. Renk tayfı
Telekomünikasyonda kullanılan radyo dalgaları gibi, ışık da elektromanyetik bir dalgadır. Işığın özellikleri, radyo dalgalarından gamma ışınlarına kadar gidebilen, elektromanyetik dalganın boyuna göre değişir. Büyüklükler yaklaşık 400nm –700 nm (1 nanometre, metrenin milyarda birine eşit, ışığın dalga boyunu ölçmekte kullanılan uzunluk birimidir) arasında değişen dalgalar aracılığıyla taşınan enerji, retinadaki alıcıları uyararak, renk uyarıları üretecektir. CIE (Commission Internationale de l’Eclairage) 380 nm ile 780 nm arasındaki dalga boylarını “görülebilir” olarak belirlemiştir. İnsanlar öğle ışığını “beyaz ışık” olarak algılarlar. Bu görülen ışığın 400 nm’den (mavi) 700 nm’ye (kırmızı) değişen kombinasyonlarıdır.
Beyaz ışığın bir prizmadan geçtiği esnada, ışık kırılır ve gökkuşağının yedi rengine ayrılır. Bu ışık bir cisimle karşılaştığında, bir bölümü cismin üstüne yansır. Bizim nesnenin rengi olarak algıladığımız şey de işte bu yansımadır.
Renk nedir?
İnsan tarafından renklerin algılanması, ışığa, ışığın cisimler tarafından yansıtılışına ve öznenin göz yardımıyla beyne iletilmesi sayesinde gerçekleşir.
Göz tarafından algılanan ışık, retinada sinirsel sinyallere dönüştürülüp, buradan optik sinir aracılığıyla beyine iletilir. Göz, üç temel birleştirici renk olan, kırmızı, yeşil ve maviye tepki verir ve beyin, diğer renkleri bu üç rengin farklı kombinasyonları olarak algılar. Renklerin algılanışı dış koşullara bağlı olarak değişir. Aynı renk güneş ışığında ve mum ışığında farklı algılanacaktır. Fakat, insanın görme duyusu ışığın kaynağına uyum sağlayarak, bizim her iki koşuldakinin de aynı renk olduğunu algılamamızı sağlar.
Tad alma, duyma, dokunma ve diğer duyularımızda da olduğu gibi, renklerin algılanışı da kişiden kişiye değişir. Bir rengi sıcak, soğuk, ağır, hafif, yumuşak, kuvvetli, heyecan verici, rahatlatıcı, parlak veya sakin olarak algılayabiliriz. Ancak bu tanımlama, kişinin, kültür, dil, cinsiyet, yaş, ortam veya deneyimlerinden kaynaklanır. Kısacası diyebiliriz ki herhangi bir renk, iki ayrı insanda asla aynı duyguları uyandırmayacaktır. İnsanların gamma ışınına duyarlılıklarıyla da birbirlerinden ayırmak mümkündür.
Bir nesnenin şekli de bu farklılıklardan birini oluşturmaktadır. Büyük bir ihtimalle, katalogtan seçtiği bir ürünün rengi, asıl rengi ile katalogdaki rengi arasında hiçbir ilgisi olmadığını farkeden kişi sayısı hiç de az değildir.
Işık, aydınlattığı nesnenin algılanmasını sağlayan araç olarak da tanımlanır. Biz bir nesneyi ancak gözlerimiz nesnenin yansıttığı ışık tarafından uyarıldığı zaman görür ve bunu bir renk olarak algılarız.
Renk; ışığın cisimlere çarptıktan sonra yansıyarak gözümüzde bıraktığı etkiye renk diyoruz. İnsanlarda renk duygusunun oluşması için bir cismin göze ışık göndermesinin yanında, gelen ışık karşısında normal çalışan bir göz ve beyinde kusursuz bir görme merkezi gerekir.
Işığın göze gelmesi fiziksel, bu ışınlar karşısında gözde meydana gelen işlemler fizyolojik, ışınların gözde algılanması olayı psikolojik olaydır.
Renklerin hepsinin bir araya gelmesiyle oluşan beyazlık ve siyahlık aslında renksizliktir. Çünkü beyaz ile siyah renk değil, renksizliktir. Siyah ile beyazın karışımından oluşan çeşitli değerdeki griler de nötr renklerdir.
insanlar
Renkler anlatamadıklarımızı çağrıştırıyor...
bir renk olsa idim eflatun olurdum herhalde
gökkuşağını....
7 rengi..
tartisilmazmis renkler,
bin bir cesitmis sevkler...