Bugün diyeceğim ama 12'yi geçtiği için dün oluyor, okulumuzun yani İstanbul Üniversitesi'nin ağaçlık bahçesinde piknik yaptık. Kimlerle mi? Yeşil güzel gözleri olan tekir bir kedi, birkaç gri siyah renkteki karga ve o an ahşap piknik masasının üzerinde duran ve anneme yılbaşı hediyesi olarak aldığım, minik kırmızı çiçekleri olan küçük kalanşo bitkimle birlikte. :) Diyaloglar şu şekildeydi: İkinci karga al bu da senin için, nasıl da buluyor ekmeklerin yerini aferin, al bakalım biraz daha, güzel gözlü kediye hitaben sana birazcık peynir verelim sen seversin. Yalnız attığım ekmeklere kedi kargalardan önce varıyordu. Hızlı kedi. :)
pikniğimiz gelmişti. pikniğe gitmeliydik ama kene gerçeğini de gözardı edemezdik. haber bültenlerinden takip ettik, netten araştırdık, kitapları karıştırdık. artık bilinçliydik kene ile ilgili herşeyi biliyorduk. korkmuyorduk. uzun paçalı eşofmanlarımızı giydik üzerine dizlere kadar çoraplarımızı çektik. hava çok sıcaktı ama olsundu, yeter ki kene ısırmasındı. piknik alanına vardık, biz bilinçli piknikçilerdik. kahvaltı yaparken kene konuştuk, top oynarken, mangalı yakarken, müzik dinlerken... toplandık, kene kontrollerimizi yapmayı unutmadık neşe içinde, güle oynaya keneden bahsederek eve döndük.
Büyük ada, kürsü kitlesinin 12si, biri dev adam, tabu... tabuda bu dev adamın yanında oturmak (zoraki gülmek:P) , mangal...(beceriksiz bikaç adam :)) bi süre aç kalmak, sessiz sinema (ve 'DİVA' filmini sadece bülent ersoyu taklit ederek bir adamın anlatması :)) pişmemiş (vakit darlığından pişememiş bir tava kuymak..) kuymak...
ooo anlatmakla bitmez ki :) hoş bi gündü vesselam :))
bebek: evde beşik var, oyuncak var, mama hızlı geliyor, biz buraya niye geldik? ! çocuk: suyla oynamalı...elimi yıkıcam desem? düşmüş gibi yapayım en iyisi :) anne: doycak mı acaba herkes? baba: mangala bak mangala, sonra da maç yaparız oğlanlarla... genç er: fırsat bu fırsat olum! ! kızı yalnız yakalamalı... genç dişi: ne çok böcek var yaaaa:(Türkçesi: ahmeeeeet, öldürsene şunu, sona öyle uzakta durma beni bu pis böceklerden koru ;) kikiki...
enteresan insan manzaralarıyla dolu memleketim ya :)))
efendim insanlar gergin bir haftanın sonunda deşarj olmak için yani rahatlamak amaçlı stres dediğimiz en büyük hastalığını unutabilmek için Allah'ın lütfu olan yeşil alanlara hücum ediyor...
şimdi bizim bir kısım insanımız da gazetelere şikayet dilekçeleri gönderiyor:
yok efendim 'piknik alanları' sulansın piknikçiler gelince oturamasın etraf kirlenmesin! ! :))) yahu adı üzerinde piknik alanı zaten.. adam oturmak için senden mi izin alacak :)))
sonra bir tanesi daha..kanun çıkartılsın çimlerin üzerine ne basılsın ne oturulsun :))) olduuuuu
ya gerçekten güldüğüme bakmayın sinirlendi,m ben bu işe.. efendim bu vatan hepimizin...insanlar toprağın üzerindeki otu da çöpüde sahiplenir..sen taşta toprakta yürür stres atarsın adam da yeşilliklerde börtü böcükle sarmaş dolaş rahatlar... el insaf ya huuu! ! !
Ve sonsuza dek mutlu yaşadılar. :)
Bugün diyeceğim ama 12'yi geçtiği için dün oluyor, okulumuzun yani İstanbul Üniversitesi'nin ağaçlık bahçesinde piknik yaptık. Kimlerle mi? Yeşil güzel gözleri olan tekir bir kedi, birkaç gri siyah renkteki karga ve o an ahşap piknik masasının üzerinde duran ve anneme yılbaşı hediyesi olarak aldığım, minik kırmızı çiçekleri olan küçük kalanşo bitkimle birlikte. :) Diyaloglar şu şekildeydi: İkinci karga al bu da senin için, nasıl da buluyor ekmeklerin yerini aferin, al bakalım biraz daha, güzel gözlü kediye hitaben sana birazcık peynir verelim sen seversin. Yalnız attığım ekmeklere kedi kargalardan önce varıyordu. Hızlı kedi. :)
Papatyalardan izin isteyip
Üzerlerine örtü sererdik..
üşümek
mangal
votkafişne
gitar
ve dönüşte daha da eğlenceli;
djmiz minibüsün şoförü
-arabada beş eve onbeş
-ibo dan kop gel gunahlarından
ve
-gulbenden süpriz süpriz süpriz.....
ha-ha-ha
=)
pikniğimiz gelmişti. pikniğe gitmeliydik ama kene gerçeğini de gözardı edemezdik. haber bültenlerinden takip ettik, netten araştırdık, kitapları karıştırdık. artık bilinçliydik kene ile ilgili herşeyi biliyorduk. korkmuyorduk. uzun paçalı eşofmanlarımızı giydik üzerine dizlere kadar çoraplarımızı çektik. hava çok sıcaktı ama olsundu, yeter ki kene ısırmasındı. piknik alanına vardık, biz bilinçli piknikçilerdik. kahvaltı yaparken kene konuştuk, top oynarken, mangalı yakarken, müzik dinlerken... toplandık, kene kontrollerimizi yapmayı unutmadık neşe içinde, güle oynaya keneden bahsederek eve döndük.
:))
Büyük ada,
kürsü kitlesinin 12si,
biri dev adam,
tabu... tabuda bu dev adamın yanında oturmak (zoraki gülmek:P) ,
mangal...(beceriksiz bikaç adam :)) bi süre aç kalmak,
sessiz sinema
(ve 'DİVA' filmini sadece bülent ersoyu taklit ederek bir adamın anlatması :))
pişmemiş (vakit darlığından pişememiş bir tava kuymak..) kuymak...
ooo anlatmakla bitmez ki :)
hoş bi gündü vesselam :))
yaşa ve cinsiyete göre anlamı değişen eğlence...
bebek: evde beşik var, oyuncak var, mama hızlı geliyor, biz buraya niye geldik? !
çocuk: suyla oynamalı...elimi yıkıcam desem? düşmüş gibi yapayım en iyisi :)
anne: doycak mı acaba herkes?
baba: mangala bak mangala, sonra da maç yaparız oğlanlarla...
genç er: fırsat bu fırsat olum! ! kızı yalnız yakalamalı...
genç dişi: ne çok böcek var yaaaa:(Türkçesi: ahmeeeeet, öldürsene şunu, sona öyle uzakta durma beni bu pis böceklerden koru ;) kikiki...
enteresan insan manzaralarıyla dolu memleketim ya :)))
efendim insanlar gergin bir haftanın sonunda deşarj olmak için yani rahatlamak amaçlı stres dediğimiz en büyük hastalığını unutabilmek için Allah'ın lütfu olan yeşil alanlara hücum ediyor...
şimdi bizim bir kısım insanımız da gazetelere şikayet dilekçeleri gönderiyor:
yok efendim 'piknik alanları' sulansın piknikçiler gelince oturamasın etraf kirlenmesin! ! :)))
yahu adı üzerinde piknik alanı zaten.. adam oturmak için senden mi izin alacak :)))
sonra bir tanesi daha..kanun çıkartılsın çimlerin üzerine ne basılsın ne oturulsun :)))
olduuuuu
ya gerçekten güldüğüme bakmayın sinirlendi,m ben bu işe..
efendim bu vatan hepimizin...insanlar toprağın üzerindeki otu da çöpüde sahiplenir..sen taşta toprakta yürür stres atarsın adam da yeşilliklerde börtü böcükle sarmaş dolaş rahatlar...
el insaf ya huuu! ! !
bir buna karışmamışlardı :))))
piknik için bataklığı seçenlerin sineklerden şikayet etmeye hakkı yoktur