Neler paylaşmıştık seninle..nelere göğüs germiştik..zamana bırakalım derdim her şeyi ama ortada ne paylaşılacak bir zaman kaldı ne de BİZ kaldık.. İçimi en çok acıtan ne biliyor musun yarım kalanlar,yaşayamadıklarımız,hayallerimiz.
Ben size bişey sorcam ya.Benim bi tane ödevim var ve benim bu ödevi yarına yetiştirmem lazım.Dersim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi konum: Paylaşmak niçin bir ihtiyaçtır.bu konuyu bayramlarımızla ilişkilendireceğiz yardımlarınızı bekliyorum
Her yıl yapılan 'en iyi buğday' yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmıştı. Çiftçiye bu işin sırrı soruldu. Çiftçi: -Benim sırrımın cevabı, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta yatıyor, dedi. -Elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz? Ama neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz? diye sorulduğunda, -Neden olmasın, dedi çiftçi. -Bilmediğiniz bir şey var; rüzgâr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya taşır. Bu nedenle, komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün kalitesinin de düşük olması demektir. Eğer en iyi buğdayı yetiştirmek istiyorsam, komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor.
Ders: Sevgi ve paylaşmak en yakınınızdan başlar. Sonra yayılarak devam eder. Kin, cimrilik, nefret kimsenin hoşlanacağı davranışlar değildir.
Paylaşmayı hep sevmişimdir çocukluğumdan beri..Belki de eğitim üzerime iyi yakıştığı için böyleydim hep kimbilir..Ama farkettim ki zamanla bazı paylaşımlar acı verebiliyor... iyi eğitilmiş bir çocuk olarak bunu da kabullenmeyi öğrenmişim..hep tebessüm hep uyum :)
İnsanlarla iletişim kurmak bir hayatı paylaşmak …….NEDİR SİZCE….? Başkaları da aslında sizin gibi olabilir mi…? Sizin sevginiz ve nefretiniz var …KİME….NASIL…? Tabi ki onlarında….! Sizin acılarınız var kederleriniz, hüzünlü anlarınız.. Tabi ki onlarında….! Sizin üzerine titrediğiniz çocuklarınız var.. Tabi ki onlarında….! . Sizin eğrileriniz gibi doğrularınız da var.! ! . Tabi ki onlarında….! Sizin geleceğe ait kaygılarınız var.. Tabi ki onlarında….! Paylaştığınız bir dünya var……. KİMLERLE..? Ev, iş veya yemek masası, İş arkadaşlarınız çok mu kötü sizce…YA SİZ..? Onlara baktığınız zaman aynaya bakıyor olduğunuzu hiç düşündünüz oldu mu…? Onlarında, sizin onların hakkında düşündüklerinizi; Sizin hakkında düşündüklerini düşündünüz mü.? Onlardan beklediğiniz şeyler, onlarında sizden beklediği şeyler olabilir mi..? Hayat akıp giderken ve siz yaşlanırken …..DÜŞÜN! ! ! Beklemek mi zor hamle yapmak mı ne dersiniz..? Bir işte doğru birden fazla olabilir mi…? ÇARESİZMİSİNİZ…? Çaresizseniz çare SİZSİNİZ…! En doğru; kime göre en doğrudur..? nedir DOĞRUSU…? Tecrübeye mi, ilme mi yoksa bir üst makama göre mi …? Yoksa SİZE göre mi..? Sizi kimse anlamıyor mu, gayret bile mi göstermiyor ne dersiniz.? Etrafınızdakilerin sizi anlamasını bekliyorsunuz değil mi…? Onları anlamak için ne kadar çaba harcamış olabilirsiniz..? onlarıYARGILAMADAN…! İnsanların arkasından konuşmamayı dener mi siniz bir müddet ! Hataları bağışlamayı, affetmeyi..! SEVDİĞİNİZ KADAR SEVİLİRSİNİZ BUNU BİLİYORMUSUNUZ? VE AFFETTİĞİNİZ KADAR DA AFFEDİLİRSİNİZ! !
Payına düşen Ardına bakmadan Yüreğini açmak Leyle ile mecnun Aşkı değildir belki Şımarır azıcık Manalıdır sözleri Aramadan bulmaktır Kaybettiği dostunu
Bazen bir şarkıya dalar hüzünleniriz. Bazen eski bir anıya.. Bazen tatlı bir gülümseme gelir aklımıza bazen tatlı bir buse... Hepsinde sevginin izleri vardır, geçmişte kalan ama hala yaşanan... Şimdi her şeyi bir kenara bırakın! Ve geçmişte kalan tatlı bir anınızı düşünün. Düşünün hadi.. Tamam.. Şimdi o anınıza geri dönün ve yine aynı şeyleri yaşamaya çalışın.. Mutlu oluyorsunuz, değil mi? İşte bunun sebebi, içinizdeki o sevgi pınarıdır. Bazen geçmişte yaşanan acı olaylar gelir aklımıza. Düşünürüz! Acı ile dolar yüreğimiz. Ama yine de mutlu olmaya çalışırız. Çünkü yüreğimizde hâlâ sevgi kıpırtıları vardır. İşte, bu sevgi yener geçmişte yaşadığımız acı izleri. Çoğu zaman haksızlıklarla karşılaşırız, kötülüklerle, yalanlarla, acılarla.. Ve bir an içimizdeki o sevgi bile zaptedemez bizi. Karşılık vermek isteriz yapılan haksızlığa, kötülüğe. Bu dünyada,arkamızdan övgüyle söz edilecek bir olay varsa, o da sevgi adına yaptığımız bir olay olacaktır...Çünkü her şey bu dünyada kalır. Hiç kimse çok sevdiği bir şeyi beraberinde götüremez. Ancak, yaptığı ve yapacağı kalıcı şeyler, ona çok şey kazandırır. Sevgi adına yapılan kalıcı şeyler ne olabilir? Bu soruya aslında bir çok cevap verilebilir. İnsanları sevmek, onlarla iyi geçinmek, sevgiye inanarak yaşamak bile, sevgi adına yapılmış kalıcı şeylerdir. Tabi sevgiyi, sadece hissetmek yerine, bunu uygulamaya geçirmek daha kalıcı olur...Sevgiyi uygulamaya geçirmek, sevgiyi hissederek yaşamaktır... Sevgiyi yoğun olarak yaşayan biri, zaten sevgi adına iyi bir şeyler yapıyor demektir... Elimizden geldiğince sevgiyi doya doya yaşayalım! Sevgiyi yaşadıkça, yaşam daha da renklenir... Kişinin mutlu olabileceği bir kozu olur elinde... Sevgi bir umuttur, sevgi mutluluktur... Sevgiyi ifade etmek çok basittir... Annemize sarılmak bile bir sevgidir... Sıcak bir gülümseme, bir sevgi ifadesidir... Bunları yapmak çok mu zor? Sevgiye inanan için hiç de zor değil...Sevgide ayıp olmaz... Bırakın çıksın içinizdeki duygular... Göstersin kendini insanlara... Onlar da mutlu olsun, sizin mutlu olduğunuz gibi... Unutmayın ki; Sevgi öğrenilmez... Sevgi öğretilmez... O, zaten insanın içinde var olan bir duygudur... Ama o duyguların dışa vurulabilmesi için yardımcı olunur... O duyguların herkese aşılanması için... Bazen bir çocuk görürüz.. Yapa yanlız, soğukta, aç ve çaresiz... Hüzünleniriz, gitmek isteriz yanına, kucaklamak, okşamak gelir içimizden çocuğu... Yardım etmek isteriz ona... Kimsesizdir, sevgiye muhtaçtır diye... Ama çoğu zaman gidemeyiz yanına... Bir şey engeller bizi... İçimizde ona karşı yoğun duygular hissederiz ama bunu harekete geçiremeyiz... Sanki 'mutlaka başka biri yardım eder' düşüncesine kapılırız... Ama o an düşünemeyiz, o 'başka biri'nin biz olmamız gerektiğini... Sevgiyi uygulamaya geçirmek, 'başka biri'nin yapacağı şeyi, bizim yapmamızdır...Sevgi, bu şekilde aşılanır... Sevgi ancak o 'başka biri'nin yapacağı şeyi, kendimizin yapmasıyla gerçekleşir, 'başka biri'ni beklemeyin... Çünkü 'başka biri 'de, 'bir başka biri'ni bekleyecektir...Ve o çocuk, hep 'birilerinin' sevgisine hasret yaşamaya mahkum olacaktır... Sevginizi göstermek için geç kalmayın... Unutmayın! Sevgi öğrenilmez... Sevgi öğretilmez... Sevginizi paylaşın... Herkes ortak olsun sevginize... Sevgi paylaşılınca kutsallaşır...
'Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenmiş bir suçtur. Bu bilinci paylaşmak ve bu sorumluluğu yerleştirmek zorundayız. Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci, özgürlüğün de, demokrasinin de tek güvencesidir. Bu güvence sağlanmadıkça, demokrasinin temeline tek bir taş bile konmuş olamaz. Unutmayalım ki 'cesur bir kez, korkak bin kez ölür'. Önemli olan, insanın böyle bir toplumda 'mezar taşı' gibi suskunluk simgesi olmamasıdır.'
Paylaşmayı bilen herkese merhaba! İnsanın önce insan olmasının en güzel göstergesidir paylaşmak. Sevgisini dile getirebilmesi, saklamadan, korkmadan, hiçbir şeyden sakınmadan söyleyebilmesi... Sevinçler paylaşılarak büyür, acılar, dertler paylaşılarak azalır. Gerçekten hayatı anlamlı ve değerli kılan paylaşmaktır. Şunu da unutmamak lazım hayatta alan değil, veren kazançlıdır her zaman. İnsanların yaşamı tesadüfen oluşmuyor, bizim yaşamımız kendi davranışlarımızın bir yansımasıdır bence. Siz siz olun paylaşma duygusunu yüreğinizin içine hapsedin ve hiç bırakmayın. Bunu kendinize verdiğiniz en büyük hediye olarak kabul edin ve hep sevin, hep paylaşın… Dünyanın en güzel şeyi paylaşmasını bilmektedir daha da güzeli sevebilmesidir. Sevmek bence kendimizi bulmaktır. Sevmeyi bilen kişi çok şanslıdır. Duygulu ve güzel bir insandır. Korkmadan çekinmeden sevelim. Bırakın bu yoğun coşku seli bizi coştursun. Sevginin olmadığı yerde hayat bir anlamda rengini kaybediyor. Gelin biz bu karanlığa girmeden renkli dünyada hiçbir şeyi ayırt etmeden sevelim, paylaşalım..Paylaşmayı ve sevmeyi bilen herkese selam…Sevgiyle yaşayın…
:) eksik olma sağol. bir arkadaşım var benim ali isminde. gerçekten çok adil biridir. bir şeyi paylaşırken birileriyle kaç kişi isek o kadar parçaya böler önce. ve herkes aldıktan sonra son kalan lokmayı kendisi alır. daha 'adil' olsun diye yapar bunu. ve kazanan kendisi olur; zira onun son lokmayı alacağını bildiğimiz için bu adaletinden dolayı en büyük lokmayı ona bırakırız biz.. aklıma geldi..
*Bir gün sormuşlar ermişlerden birine, - 'Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? '.
-'Bakın göstereyim...' demiş ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine derken, tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş. Arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar. Ermiş: 'Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz.' diye de bir şart koşmuş. 'Peki...' demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan. Bunun üzerine 'Şimdi...' demiş ermiş. 'Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe.' Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. 'Buyrun' deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, karşısındaki arkadaşına uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.
'İşte...' demiş ermiş: 'Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. Ve kim arkadaşını düşünür de doyurursa, o da arkadaşı tarafından doyurulacaktır.
ŞÜPHESİZ, HAYAT PAZARINDA DAİMA SEVGİYİ PAYLAŞANLAR KAZANÇTADIR.'
Hani paylaşacaktın benimle Hani deniz en derin yurdumuz olacaktı Hani konsun diyordun kalbimize martılar Hani avuçlarımız yağmurla dolacaktı Hani kartallar gibi kanatlanıp doruğa Hani bölüşecektik mevsimleri Neden yine bin parça eyledin resimleri Hani gök, nerde ufuk, neden sustu dalgalar Ayaklarımda yine bu zalim prangalar...
yediğin,içtiğin önemli değildir; paylaşabileceğin birinin olmasıdır ona tat veren..
Neler paylaşmıştık seninle..nelere göğüs germiştik..zamana bırakalım derdim her şeyi ama ortada ne paylaşılacak bir zaman kaldı ne de BİZ kaldık..
İçimi en çok acıtan ne biliyor musun yarım kalanlar,yaşayamadıklarımız,hayallerimiz.
Birbirini yiyenler, bölüşemez bir dağı,
Birbirini sevenler, paylaşırlar bir dalı.
Ben size bişey sorcam ya.Benim bi tane ödevim var ve benim bu ödevi yarına yetiştirmem lazım.Dersim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi konum: Paylaşmak niçin bir ihtiyaçtır.bu konuyu bayramlarımızla ilişkilendireceğiz yardımlarınızı bekliyorum
En iyi Buğday
Her yıl yapılan 'en iyi buğday' yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmıştı. Çiftçiye bu işin sırrı soruldu. Çiftçi:
-Benim sırrımın cevabı, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta yatıyor, dedi.
-Elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz? Ama neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz? diye sorulduğunda,
-Neden olmasın, dedi çiftçi.
-Bilmediğiniz bir şey var; rüzgâr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya taşır.
Bu nedenle, komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün kalitesinin de düşük olması demektir.
Eğer en iyi buğdayı yetiştirmek istiyorsam, komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor.
Ders: Sevgi ve paylaşmak en yakınınızdan başlar. Sonra yayılarak devam eder. Kin, cimrilik, nefret kimsenin hoşlanacağı davranışlar değildir.
Paylaşmayı hep sevmişimdir çocukluğumdan beri..Belki de eğitim üzerime iyi yakıştığı için böyleydim hep kimbilir..Ama farkettim ki zamanla bazı paylaşımlar acı verebiliyor... iyi eğitilmiş bir çocuk olarak bunu da kabullenmeyi öğrenmişim..hep tebessüm hep uyum :)
İnsanlarla iletişim kurmak bir hayatı paylaşmak …….NEDİR SİZCE….?
Başkaları da aslında sizin gibi olabilir mi…?
Sizin sevginiz ve nefretiniz var …KİME….NASIL…?
Tabi ki onlarında….!
Sizin acılarınız var kederleriniz, hüzünlü anlarınız..
Tabi ki onlarında….!
Sizin üzerine titrediğiniz çocuklarınız var..
Tabi ki onlarında….! .
Sizin eğrileriniz gibi doğrularınız da var.! ! .
Tabi ki onlarında….!
Sizin geleceğe ait kaygılarınız var..
Tabi ki onlarında….!
Paylaştığınız bir dünya var……. KİMLERLE..?
Ev, iş veya yemek masası,
İş arkadaşlarınız çok mu kötü sizce…YA SİZ..?
Onlara baktığınız zaman aynaya bakıyor olduğunuzu hiç düşündünüz oldu mu…?
Onlarında, sizin onların hakkında düşündüklerinizi;
Sizin hakkında düşündüklerini düşündünüz mü.?
Onlardan beklediğiniz şeyler, onlarında sizden beklediği şeyler olabilir mi..?
Hayat akıp giderken ve siz yaşlanırken …..DÜŞÜN! ! !
Beklemek mi zor hamle yapmak mı ne dersiniz..?
Bir işte doğru birden fazla olabilir mi…? ÇARESİZMİSİNİZ…?
Çaresizseniz çare SİZSİNİZ…!
En doğru; kime göre en doğrudur..? nedir DOĞRUSU…?
Tecrübeye mi, ilme mi yoksa bir üst makama göre mi …? Yoksa SİZE göre mi..?
Sizi kimse anlamıyor mu, gayret bile mi göstermiyor ne dersiniz.?
Etrafınızdakilerin sizi anlamasını bekliyorsunuz değil mi…? Onları anlamak için ne kadar çaba harcamış olabilirsiniz..? onlarıYARGILAMADAN…!
İnsanların arkasından konuşmamayı dener mi siniz bir müddet ! Hataları bağışlamayı, affetmeyi..!
SEVDİĞİNİZ KADAR SEVİLİRSİNİZ BUNU BİLİYORMUSUNUZ?
VE AFFETTİĞİNİZ KADAR DA AFFEDİLİRSİNİZ! !
Peki siz ne diyorsunuz
Payına düşen
Ardına bakmadan
Yüreğini açmak
Leyle ile mecnun
Aşkı değildir belki
Şımarır azıcık
Manalıdır sözleri
Aramadan bulmaktır
Kaybettiği dostunu
sevgiliyle bişey paylaşmak nedir
Komünal ideolojiye göre herşeyi paylaşmak gerekir. Kapitale göre ise hak edenindir.
hiç bir şeyi paylaşmak istemem.....
istemediğimi de çaktırmam :))
we herkesin böyle olduğuna inanırım.....
Bazen bir şarkıya dalar hüzünleniriz. Bazen eski bir anıya..
Bazen tatlı bir gülümseme gelir aklımıza bazen tatlı bir buse...
Hepsinde sevginin izleri vardır, geçmişte kalan ama hala yaşanan...
Şimdi her şeyi bir kenara bırakın! Ve geçmişte kalan tatlı bir anınızı
düşünün. Düşünün hadi.. Tamam.. Şimdi o anınıza geri dönün
ve yine aynı şeyleri yaşamaya çalışın.. Mutlu oluyorsunuz, değil mi?
İşte bunun sebebi, içinizdeki o sevgi pınarıdır. Bazen geçmişte yaşanan
acı olaylar gelir aklımıza. Düşünürüz! Acı ile dolar yüreğimiz.
Ama yine de mutlu olmaya çalışırız. Çünkü yüreğimizde hâlâ sevgi
kıpırtıları vardır. İşte, bu sevgi yener geçmişte yaşadığımız acı izleri.
Çoğu zaman haksızlıklarla karşılaşırız, kötülüklerle, yalanlarla, acılarla..
Ve bir an içimizdeki o sevgi bile zaptedemez bizi. Karşılık vermek
isteriz yapılan haksızlığa, kötülüğe. Bu dünyada,arkamızdan övgüyle
söz edilecek bir olay varsa, o da sevgi adına yaptığımız bir olay olacaktır...Çünkü her şey bu dünyada kalır. Hiç kimse çok sevdiği bir
şeyi beraberinde götüremez. Ancak, yaptığı ve yapacağı kalıcı şeyler,
ona çok şey kazandırır. Sevgi adına yapılan kalıcı şeyler ne olabilir?
Bu soruya aslında bir çok cevap verilebilir. İnsanları sevmek, onlarla
iyi geçinmek, sevgiye inanarak yaşamak bile, sevgi adına yapılmış
kalıcı şeylerdir. Tabi sevgiyi, sadece hissetmek yerine, bunu uygulamaya geçirmek daha kalıcı olur...Sevgiyi uygulamaya geçirmek, sevgiyi hissederek yaşamaktır... Sevgiyi yoğun olarak yaşayan biri, zaten sevgi adına iyi bir şeyler yapıyor demektir... Elimizden geldiğince sevgiyi doya doya yaşayalım! Sevgiyi yaşadıkça, yaşam daha da renklenir... Kişinin mutlu olabileceği bir kozu olur elinde... Sevgi bir umuttur, sevgi mutluluktur... Sevgiyi ifade etmek çok basittir... Annemize sarılmak bile bir sevgidir... Sıcak bir gülümseme, bir sevgi ifadesidir... Bunları yapmak çok mu zor? Sevgiye inanan için hiç de zor değil...Sevgide ayıp olmaz... Bırakın çıksın içinizdeki duygular...
Göstersin kendini insanlara... Onlar da mutlu olsun, sizin mutlu olduğunuz gibi... Unutmayın ki; Sevgi öğrenilmez... Sevgi öğretilmez... O, zaten insanın içinde var olan bir duygudur... Ama o duyguların dışa
vurulabilmesi için yardımcı olunur... O duyguların herkese aşılanması için... Bazen bir çocuk görürüz.. Yapa yanlız, soğukta, aç ve çaresiz...
Hüzünleniriz, gitmek isteriz yanına, kucaklamak, okşamak gelir içimizden çocuğu... Yardım etmek isteriz ona... Kimsesizdir, sevgiye muhtaçtır diye... Ama çoğu zaman gidemeyiz yanına... Bir şey engeller bizi... İçimizde ona karşı yoğun duygular hissederiz ama bunu harekete geçiremeyiz... Sanki 'mutlaka başka biri yardım eder' düşüncesine kapılırız... Ama o an düşünemeyiz, o 'başka biri'nin biz olmamız gerektiğini... Sevgiyi uygulamaya geçirmek, 'başka biri'nin yapacağı şeyi, bizim yapmamızdır...Sevgi, bu şekilde aşılanır... Sevgi ancak o 'başka biri'nin yapacağı şeyi, kendimizin yapmasıyla gerçekleşir, 'başka biri'ni beklemeyin... Çünkü 'başka biri 'de, 'bir başka biri'ni bekleyecektir...Ve o çocuk, hep 'birilerinin' sevgisine hasret yaşamaya mahkum olacaktır... Sevginizi göstermek için geç kalmayın...
Unutmayın!
Sevgi öğrenilmez... Sevgi öğretilmez...
Sevginizi paylaşın... Herkes ortak olsun sevginize...
Sevgi paylaşılınca kutsallaşır...
Gönderene teşekkürler...)
paylaşmak olayı ancak ve ancak gerçekleştiğinde ne olduğu anlaşılır.
Paylaşacak bir şey yokken, arkadaş olmak kolaydır...
sevgi paylasimina muhtaciz.
Bir paylaşım...
'Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenmiş bir suçtur.
Bu bilinci paylaşmak ve bu sorumluluğu yerleştirmek zorundayız.
Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci, özgürlüğün de, demokrasinin de tek güvencesidir.
Bu güvence sağlanmadıkça, demokrasinin temeline tek bir taş bile konmuş olamaz.
Unutmayalım ki 'cesur bir kez, korkak bin kez ölür'.
Önemli olan, insanın böyle bir toplumda 'mezar taşı' gibi suskunluk simgesi olmamasıdır.'
Yeniortam 09 Aralık 1974
Uğur MUMCU
Paylaşmayı bilen herkese merhaba!
İnsanın önce insan olmasının en güzel göstergesidir paylaşmak. Sevgisini dile getirebilmesi, saklamadan, korkmadan, hiçbir şeyden sakınmadan söyleyebilmesi...
Sevinçler paylaşılarak büyür, acılar, dertler paylaşılarak azalır. Gerçekten hayatı anlamlı ve değerli kılan paylaşmaktır.
Şunu da unutmamak lazım hayatta alan değil, veren kazançlıdır her zaman. İnsanların yaşamı tesadüfen oluşmuyor, bizim yaşamımız kendi davranışlarımızın bir yansımasıdır bence.
Siz siz olun paylaşma duygusunu yüreğinizin içine hapsedin ve hiç bırakmayın. Bunu kendinize verdiğiniz en büyük hediye olarak kabul edin ve hep sevin, hep paylaşın…
Dünyanın en güzel şeyi paylaşmasını bilmektedir daha da güzeli sevebilmesidir. Sevmek bence kendimizi bulmaktır. Sevmeyi bilen kişi çok şanslıdır. Duygulu ve güzel bir insandır. Korkmadan çekinmeden sevelim. Bırakın bu yoğun coşku seli bizi coştursun. Sevginin olmadığı yerde hayat bir anlamda rengini kaybediyor. Gelin biz bu karanlığa girmeden renkli dünyada hiçbir şeyi ayırt etmeden sevelim, paylaşalım..Paylaşmayı ve sevmeyi bilen herkese selam…Sevgiyle yaşayın…
:)
eksik olma sağol.
bir arkadaşım var benim ali isminde.
gerçekten çok adil biridir.
bir şeyi paylaşırken birileriyle kaç kişi isek o kadar parçaya böler önce.
ve herkes aldıktan sonra
son kalan lokmayı kendisi alır.
daha 'adil' olsun diye yapar bunu.
ve kazanan kendisi olur;
zira onun son lokmayı alacağını bildiğimiz için bu adaletinden dolayı
en büyük lokmayı ona bırakırız biz..
aklıma geldi..
*Bir gün sormuşlar ermişlerden birine,
- 'Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark
vardır? '.
-'Bakın göstereyim...' demiş ermiş.
Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine derken, tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş. Arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar. Ermiş: 'Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz.' diye de bir şart koşmuş. 'Peki...' demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.
Bunun üzerine 'Şimdi...' demiş ermiş. 'Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe.' Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. 'Buyrun' deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, karşısındaki arkadaşına uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.
'İşte...' demiş ermiş: 'Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve
doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. Ve kim arkadaşını düşünür de doyurursa, o da arkadaşı tarafından doyurulacaktır.
ŞÜPHESİZ, HAYAT PAZARINDA DAİMA SEVGİYİ PAYLAŞANLAR KAZANÇTADIR.'
ekmeğini
bisikletini
bilyelerini
sevgini
yüreğini evet....
ama vatanını asla! !
bilmem? ?
aşk kırıntısıyla doymaktansa, tek basıma ac kalırım bu hayatta!
paylaşacak bırsey artık yoksa bır erkekle bır kadın arasında!
paylaşacağın şeylere çok dikkat et....! pişman olma riskin çok.........!
Hani paylaşacaktın benimle
Hani deniz en derin yurdumuz olacaktı
Hani konsun diyordun kalbimize martılar
Hani avuçlarımız yağmurla dolacaktı
Hani kartallar gibi kanatlanıp doruğa
Hani bölüşecektik mevsimleri
Neden yine bin parça eyledin resimleri
Hani gök, nerde ufuk, neden sustu dalgalar
Ayaklarımda yine bu zalim prangalar...
Nurullah Genç
üleştirmek lazım adaletli bi şekilde...
eğer herkese layık olduğu payı verirsen zarara girmeden, sürümden de kazanabilirsin....
birşeyleri paylaşmak güzel ama değerini bilen biriyle paylaşmak dahada güzel
huzur...
veren el alan elden üstündür...
paylaşılmıyor hüzün,paylaşamam yolu yok bunun,anlatamam sözü yok bunun, çekilecek başa geldikçe dertler...
Bir aşkı paylaşmak için çok geç,
Bir paylaşıma aşık olmak içinse erken...
Beni sevda yerimden vurdu yine zaman...
Şimdi sana söyleyecek tek cümle:
Bende sana yetecek kadar ben kalmadı..
Y Erdoğan