© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Dario Moreno, İzmir 'e aşık adam. Annem sayesinde dinlediğim tanıdığım ve evine kadar gittiğim bir güzel insan iyi bir sanatçı.
Çok teşekkürler Amarna hanım
Severek dinlediğim güzel şarkılardan birisidir.
Pax Amarna , Günaydınlar.
Hayırlı geceler diliyorum Pax Amarna okuyucuları..
Orkide çiçeği olmak isterdim.
Verdiği enerji ile mistik bir çiçek olduğunu düşünüyorum.
İlk sosyal medya hesabımda ismimi Orkide Yıldırım olarak kaydetmiştim :) Daha sonra değiştirdim Tuba olarak. Kimse anlam verememişti neden bu ismi tercih ettiğime, orkide'yi sevdiğimi kimse akıl edemedi :)
Sevgilerimle
bir fıkra ile izah edeyim durumu..
idris ve temel iki çocukluk arkadaşıdır.. babası memur olan idris okur ,lise -ünv.-master - doktora amerika'da iş sahibi bilim adamı prof. olur .. temel babası gibi takasında balıkçılık yapar , okuyamamıştır.
yıllar sonra İdris yıllar sonra memleketine döner..temel'i görmek için yanına gider..
eski çocukluk günleri yâd edilir.
temel çok mutludur, "haçan , bu gece paluğa çikalum..yakalar sonrasina mangal yakar çilingir soframizu kuraruz" der.
İdris kırmaz arkadaşını özlemiştir çünkü o da. Tamam der..
balığa çıkılır çıkılmasına da bizim İdris değişmiştir , bir büyüklük bir ego..eee profesör oldu ya arkadaş.
Başlar Temel'e sorular sormaya,
*Temel, sen Nikolay Tesla'yı bilirmisin? der
ilk defa duyduğu isim karşısında Temel şaşkındır
*Nerden bileceğum daa, tanimayrum der.
İdris "yazık çok yazık sen ölmüşsün yahu" der gülerek..
sen freud'u tanıyor musun Temel..
yine aynı cevap : tanimayrum daaa
bu sorular yok astorfizik, yok çin seddi, yok uzay ,yok karadelikler.. mendel kanunları türünde devam eder..
ve her sorulan soruya bizim Temel, "bilmeyrum da uşağum" diye devam eder...eder etmesine de içten içe öfkelenmeye ve kızmaya başlamıştır.
ve İdris tarafından "sen ölmüşsün be Temel çok yazık" diyerek dalga geçilirek cevaplanır
bu soru cevap derken hava bir anda patlar , deniz kudurur resmen ve tekne alabora oldu olacak derken Profesör İdris o azgın dalgaların içine düşer..
Teknenin direğine tutunmuş olan Temel , bağırarak seslenir..
** Ula İdriiis, sen yüzmeyi pileymisuuuun?
dalgalar arasında batıp çıkan Profesör İdris : Çaresiz ve olabildiğince haykırarak : HAYIIIIRRRRR der
bizim okumamış cahil balıkçı Temel durur mu artık o laf çıkacak el-mahkum,
ULA UŞAĞUM HAÇAN ŞİMDU ASIL SEN ÖLDÜN :)))
yani olay bilmek değil bilinen şeyin yeri ve zamanı geldiğinde bize veya bir başkasına gerçektende faydası olması durumudur.
yemeklerin hepsinin ismini ezberlemeniz, bilmeniz sizin çok iyi bir aşçı olduğunuzu göstermez.. acıktığınızda 2 yumurta kırıp karnınızı doyuramıyorsanız bildikleriniz KOCAMAN BİR HİÇTİR.
Büyük bir denizde gemi fırtınaya yakalanıp alabora olduğunda eğer ki yüzme bilmiyor iseniz, bildiğiniz hiç bir şeyin faydası olmaz.
Benim anlatmaya çalıştığım şey bu.
Bildiklerimiz hayata dair endike değilse, sadece yer kaplar hayatımızda boş yere
Amarna Hanım,
Helenistik dönem veya eski Yunan eski Mısır, sümerler, mayalar , çinliler, urartular....gelmiş geçmiş bir sürü medeniyet bir sürü bilgi , eser...
Bence asıl mesele bizlerin neler yaptığı. Geçmişi günümüze taşıyan bu bilim dallarının bize hayatımıza nasil katkı sağladığı ve çevremizi ne kadar güzelleştirdigidir. Ve biz birey olarak toplumda nasıl bir katkının sahibiyiz, bu eski medeniyetlerin ışığında.
Hayatın neresini kolaylaştırıyoruz.?
İnsanlarla nasıl bir güzelliği paylaşabiliriz? Ve ne gibi katkımız olur bildiklerimizle.
Bazen iş yerinde oturur düşünürüm müşterilere bakarak, maddi durumu iyi olan insanlara. Akadlar desem, antik Yunan yada...anlattıklarınız çok hoş ama vaktim yok der dinlemez sizi. Gerek görmez. Umrunda olmaz
Maddi durumu hiç iyi olmayan birine anlatsam aynı şeyleri. Artac bey , sen ne diyorsun gözüm , elektrik faturası ne kadar geldi biliyor musun bana bu ay ? der..
Gün Işığı hanımefendi ,
Tuttum bu sözü. Che'ye selam olsun:-)
Okuyan göz, bilen akıl, hisseden yüreklere hayaller gerçek olsun inşallah .
Amarna Hanım,
Paylaşım yaptığınız Yunan Mitolojisinden bir kıssayı keyifle okudum, sağolasınız.
Aklıma deli bir soru da takılmadı değil.
Eski Yunan"ı araştırıp okuyunca günümüzdeki Yunanistan'a bakınca ne olmuş yahu bunlara da bu şekilde cinsleşmişler? demeden edemiyorum.
Ki Yunan arkadaşlarımda var oldu zamanında onlara da sordum cevap veremediler:-)) kızdıkları yüzlerinden okunuyordu ama :-D
Lotus çiçeği, bataklıkta ve kirli sularda yetişen, çok yıllık bir bitkidir. Su yüzeyinde parlak yeşil yaprakların arasında, hoş kokularıyla, her zaman güneşe dönük yaşarlar.
Genellikle sarı ve pembe renklerde olur. Ama bazen beyaz, kırmızı ve mavi renklerine de rastlanmakradır.
lotus çiçeği anlamı itibari ile ölümsüzlüğü ifade eder. Şafakta açılan ve alacakaranlıkta kapanan lotus, Güneş`in yeniden doğuşunu kişileştirir.
Mitolojide de lotus çiçeğine hayranlık duyarlar, karşısında baş eğerler. Çünkü lotus çiçeği tanrıların sembölüdür. Farklı dinlerde lotus çiçeği anlamı farklıdır ; yaşam, yeniden doğuş, saflık, barış, bereket gibi farklı anlamlar ifade eder.
Mavi lotus, uzun kuraklıklardan sonra bile hayatta kalmayı başardığı ve büyümeye devam ettiği için ölümsüzlüğü simgeler.
Öncelikle lotus çiçeği bir semboldür, GÜNEŞ ve AY ilkelerini birleştirir, suya ve ateşe, karanlığın kaosuna ve ilahi ışığa eşit derecede yakındır.
Eski Mısırlılarda lotus, canlılığın yenilenmesini ve gençliğin geri dönüşünü simgeliyordu. Burada lotus çiçeği son derece önemliydi ve kutsal bir çiçek sayılırdı. Çünkü Güneş tanrısı Ra`nın lotustan doğduğuna inanılıyordu. Lotus, eski Mısır`ın ölüm ve diriliş tanrısı Osiris ve bitki örtüsünün solması ve yeniden doğuşunun vücut bulmuş hali olan, bereket tanrıçası İsis için bir taht görevi görmüştür. İnanışa göre, Nil seli sırasında lotusların bolluğu zengin bir hasat vaat ediyordu.
Lotus çiçeğinin etkileyici bir hikayelerinden biri şöyledir..
Eski bir Yunan efsanesine göre, Herkül`e karşılıksız aşık olan genç bir peri, bütün geceleri gölün dibinde geçirir, güneşin doğuşuyla birlikte pembe bir şafakla yıkanırdı. Bir sabah erkenden Herkül, yıkanmak için göle gelir. Peri, bu yakışıklı adamın kalbini fethetmek ve onu gölün dibine kadar götürmek için ona doğru yüzer. Herkül`ün güzelliği, periyi o kadar şaşırtır ki peri gözlerini ondan alamaz. Ama Herkül, periyi farketmez ve gider. Peri, onun arkasından bakmaya devam eder ve artık dibe batmaz, güzel bir lotus çiçeğine dönüşür.
İşte tüm bunlar nedeniyledir ki, ben bir LOTUS olmak isterdim :))
Ve kardelen, dağ çiçeği, kır çiçeği, gül, papatya, orkide.. Daha niceleri.. Hepsini seviyoruz :)
Amarna, çok güzel bir mit paylaşmışsın, teşekkürler.
Ateş kırmızısı bir gül olmak isterdim.
Kokusunu bilmediğim ve asla öğrenemeyeceğim bir insan için.
Güneşli Melek hanımefendi,
Bu sorunuzu bende cevaplayayım mı?
Cevabım olacak ama şu anda yoğunum.
Çünkü , nedenini de sormuşsunuz.
Bir çiçek olsaydınız, hangisi olmak isterdiniz?
Neden?
Ne hikmetse konu balkanlardan olunca beni hiç şaşırtmıyorsunuz Güneşli Melek hanım,
Hemen bir Mezopotamya havası esiyor buram buram Pax Amarna'ya:-)
Aaahh ahhh keşke pazar gibi olsa bana , ben bildiğiniz maraba çalışmaya devam :-)))
Balkanlar'dan sıcak hava dalgası getiren ezgiler için teşekkürler :))
İyi pazarlar...
Mezopotamya'dan sevgiler :))
Amarna Hanım,
Paylaşımlarınız için de ayrıca teşekkür ederim.
Size de güzel bir gün dilerim.
Kuzey Makedonya için rahmetlik babamın sözü ;
Hasret kokan memleketim benim.
Dile kolay 600 yıl yaşanmış bir ömür...kac nesil kaç kuşak kaç güzellik ve bir avuç gözyaşı sonunda.
Günaydınlar Pax Amarna insanları ,
Balkanlardan hep soğuk ve karlı hava gelmez meteoroloji bültenlerinde olduğu gibi..
gününüz keyif içerinde geçsin.
benim gibi işinin başında olanlara da kolay gelsin iyi çalışmalar
Benim yaşım sizlerden ufak arkadaşlar,
biraz daha büyüyeyim 29 şubatta Mars'a gidecem, hem uzakta kalınca iyi olur hava değişimi ba'bında ..orada kültür mantarı yetiştirip dünyadaki mantarlarla iletişime sokup kültürel faaliyetlerde bulunmalarını sağlayacam :)))
bakalım nasıl bir kültür elde edecez hep birlikte göreceğuk:)
kainata hayırlı olur inşallah :-P
Seneye kesinlikle 21 Ocakta New York"tayim. :)
İnşallah Amarna bize oradan video gönderirsin :)
Hayırlı akşamlar diliyorum..
Ben burdan izmir'e gidemiyorum Amarna hanım 21 ocak 2024 de New York'ta olacağım diyor hemide ne için sarılmak için:))
Adaletin bu mu dünya beee :-P
Şaka şaka..28 ocak ve 29 ocak'ta izmirde olacağım arkadaşlarımın yanında..bugün sözleştik
Amarna Hanım,
hocam...lidyalılar doğduğum yerin sahipleri :)) tanışıklığımız var..
yine sağlam bir ödevle dikilmişsiniz karşıma..
aşkolsun ama yaaa..ben size "hanımlar hepinize bu geceki ödeviniz dünya mutfaklarından şu yemekleri öğrenin çıkın karşıma" diyor muyum? :))))
Latife yaptım sakın yanlış anlaşılmasın..
teşekkür ederim paylaşım için ve de ilerleyen günler için de yapacak olduğunuz paylaşımınız için uyarıda bulunmanız.
paylaştığınız mitosu evde rahat rahat okuyacağımdır akabinde de aklımın ve de bilgimin erdiğince de yorumlamaya çalışacağımdır..
herkese güzel bir akşam diliyorum şimdilik
Kucaklaşmaya istinaden..
burada yazan arkadaşların çoğu hanımefendi..o sebeple aynı tepkimeyi ben sizler için buraya yazmam doğru olmaz :)
yani "hepinizi kucaklayarak sarılıyorum arkadaşlar" gibi bir cümle adab-ı muhaşereti geçtim benim üzerimden tırın geçmesine sebep olur :-D
zaten, yarım fındık akıllı biri sayesinde adımız çapkına çıktı:)))) bir de ben üzerine tüy dikmiyeyim yazacaklarımla.
Ben eve gidince kedilerim Oscar ve Simay'a sarılırım..
Huzurdur sarılmak...
Güvenmektir,
Sana inanıyorum, demektir...
Umuttur...
U/Mutlu günler herkese...
İsabet olmuş Gün Işığı:)
Teşekkür ederiz..
Hayırlı vakitler sayfanın güzide insanları tüm kalbimle hepinize sarıldım:)
Günaydınlar PAX AMARNA insanları,
Hepinize güzel bir hafta sonu diliyorum.
Yüzünden tebessüm kalbinizden huzur eksik olmasın
Amarna hanım,
verdiğiniz bilgiler ışığında o zaman yazacağınız ve de alacağınız mektuplarınız bol olsun diyorum size.
içinizden dökülen sevgiler kalem yordamıyla kağıtta yol bulsun.
Hepinize iyi geceler arkadaşlar..
sağlıcakla, huzurla ve de sevgiyle kalın
Artaç Bey,
Bir edebiyatçı olarak size sorum var.
Mektup ve şiir kullanımının öğrenci başarısına etkisi nedir.
İkinci sorumda mektuplaşmanın edebi gelişe etkisi nedir? (bunu tam anlayamadım -gelişe derken..edebi gelişime mi olacaktı Amarna hanım? )
İlk önce beni bir edebiyatçı olarak gördüğünüz için çok teşekkür ederim Amarna hanım. Nacizane yazmaya ve okumaya çalışan biriyim.
Mektup, birine yazılan önem arzeden bir obje, zaman ve emek harcanarak yapılabilen. Ama ne için yazıldığı da önemli. Resmi de olabilir bir mektup..
sanırım bizim burada bahsetmeye çalıştığımız mektup ise sevdiklerimize yazdıklarımız olsa gerek. Birine seslenmenin en güzel halidir bence mektup ve şiir. Babamıza, annemize, kardeşlerimize, sevgilimize , eşimize, arkadaşlarımıza..
Öğrencilerin başarısına tabi ki de etkilidir..Ben sonuçta bir öğretmen değilim. Bunu ancak değerli ve yıllarını bu mesleğe vermiş eğitimciler bilir.
Sosyal olmanın , sevgiyi hasreti anlatımın dışa vurumudur. İçinize kapandığınız dünyanın penceresidir binbir renge açılan.
Siz sevdiğinizin kokusunun rengini hiç bildiniz mi?
yada sordunuz mu, SENİN KOKUN NE RENK diye?
işte şiir ve mektup o rengi gösterir size..hemde ne göstermek YAŞATIR resmen..
kokusunun renginde sarhoş olursunuz sevdiğiniz insanın.!
Sarılmak mevzusuna gelince,
yazılanların hepsine katılıyorum.
Lakin lafta bırakmayın arkadaşlar sevdiklerinize sarılın..
Politikacılar gibi olmayın yani :)))
Güneşli Melek hanım,
Mezarını korumak için tuzaklarla dolu bir piramit inşa ettiren Mısır firavunu olan Manyak AMENEMHAT ise bu öğütlerin sahibi şaşırmadım :)))