Kızıl, Tepe... Düşlerim yalnızlıktan ibaret. Dört duvar, Yirmi dört saat Kızıl.... .......alevler damlar tepelere. Aşk soğur,soğutur iklimleri Tepelere ölüm düşmüş, Kızıl... Hilal beyaz, Apak yıldız, Ten kızıl. Düşlerim,sen,yalnızlık Kıymet bilmez düş Şimdi düşmüş Tepe... Bir ses Sessizlik bu Hızır, Hayat eş,kavuşma kızıl. Ölüm Hakk’tan emir Nefs hazır. Bu bir düş... Aşk...can..kızıl Soğuk..tepe, Rüya bir cemre Yüzüme bir sen düşmüş, Bir sen düş... Üşümüş dört duvar, Yirmi dört saat kızıl.
Amarna Hanım, bence eğer Mardin'e gidip gezmediyseniz en kısa zamanda gidip göresiniz ve de gezesiniz. Midyat'ı asla es geçmeyin, Kızıltepe, oraya gidildi ise görülmeden olmaz .. ki Kızıl Tepe için şiir yazmışlığım mevcut.:)
Her makamın iki ilmi vardır: Kavranabilen ve kavranamayan, yani bilinen ve bilinemeyen.
Kimse kimseyi sevmiyordu, birleşip birleşip ayrılıyorduk ölene değin geçecek zamanı doldurası , her nenler , her nenler belliydi öncesinden , usanmıştık. Çile, Yüce Hedeflere varmanın ve Yüksek neticeler elde etmenin TEK yoludur.
Nezdimde şefkatin rengi turuncudur. İçinden sarıyı çekip alınız, karşınıza aşkın ve şehadetin rengi çıkacaktır! Kırmızı, Hallac’ın rengidir çünkü. Ve dahi, Şems’in… Ey talib, her makamın bir rengi vardır. Rengini iyi seç! Makamınca seç!
En çok sevdiğim sözlerinden bir tanesidir.. resmen sayfalar dolusu yazdırır insana bir satır söz.! Konuşmaya başlıyor insan, sus diyorlar konuşma.! Fazla coşkun akıyorsun, az durul, az sakinleş.! Anlaşılan o ki; insanlar konuşanın kendisinden değil, konuşulandan korkuyorlar. Sevgiye dair aşka dair ne varsa bugüne değin konuşulmuş olan , emin olunuz ki konuşulmamış olanların sadece % 1'i dir.
Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin Tekkede, manastırda eremezsin Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada Cennetin, cehennemin üstündesin.
Bir sır daha var, çözdüklerimizden başka Bir ışık daha var, bu ışıklardan başka Hiç bir yaptığınla yetinme, geç öteye! Bir şey daha var, bütün yaptıklarından başka...
Tüm bunların ışığında şair miyim ? Evet diyebilirim. Egomun etkisiyle. Lakin , edebiyatçı mıyım?...işte o soruya EVET diyecek kapasiteye sahip olduğumu tam olarak düşünmüyorum. 96' yılından beridir yazan biri olarak emin olunuz ben bile kendimi yeni adlediyorum edebiyat konusunda Amarna Hanım
Açıklama için teşekkür ederim Amarna hanım Ankara'da yaşadığım dönemde şiir dinletileri yapmıştım 1,5 yıl boyunca. O dinletilerden bir tanesinde değerli bir şair büyüğüm Artaç, edebiyat nedir? diye sormuştu bana. Edepli olan hayatın kalem aracılığıyla kağıda düşmüş halidir hocam demiştim. Edebiyatı bu şekilde görmeye devam etmekteyim. Edepli geçen ömür ,kağıtlarımıza güzel geçsin inşallah
Günaydınlar Pax Amarna sakinleri, sabah şerifleriniz hayrolsun efendim.
İlk yorumum Amarna hanım size, Aşık Veysel'i konu alan paylaşmış olduğunuz yazıda. Gözden kaçan önemli bir mevzu var. O da şudur., Aşık Veysel, geldiği ekolu tarif ederken sadece ozan veya şair yönünü değil naçizane alçak gönüllülüğü ile ben bir tasavvufçuyum demektedir Çünkü, Hoca Ahmet Yesevi ile başlayan, Hallac-ı Mansur'da , Yunus Emre'de tasavvuf ehlindendir. Onları sadece şair olarak nitelendirmek çok yanlış bir düşünce olur.
Güneşli Melek hanım, Yanınıza istinaden latife yapmış idim sadece. Her şakanın altında bir gerçek ve ciddiyette mevcut mudur ? Belki de , daha o kadar okumadım:-) Cahilim
Bir damla deyip geçme. Yeri gelir ayırır dostu düşmandan. Yeri gelir taşırır suyu bardaktan. Bu sözünüz çok doğru, bardaktan suyumuzu taşırmadıkları gün ve yarınlarımız olsun inşallah.
Herkese güzel, sağlıklı ve huzur dolu bir gün dilerim
Güneşli Melek hanım, Hayat okyanusundan içmeye hak kazanmış bir insan, sizin küçük ırmağınızdan da bir bardak su alabilir. demiş ya Halil Cibran, canımızı alıyorlar, su ne ki diyorum bende:-)))
hatta sormalı o elindeki bardak temiz mi? o bir bardak su ile ne yapacaksın? sonrasında 2.bardak suyu almayacağın ne malum? amacın ne senin kardeşim ? :))) demek te lazım
Hayat okyanusundan içmeye hak kazanmış bir insan, sizin küçük ırmağınızdan da bir bardak su alabilir. (Halil Cibran)
Merhabalar sayfa sakinleri :))
Ne güzel paylaşımlarınız var, sözlerinizle, ezgilerinizle, düşüncelerinizle ayrı birer renksiniz. Su gibi kıymetlisiniz.
Her gün kana kana musluktan içtiğimiz, durgun bir gölde, bereketli bir yağmurda, içini dökmek için akan nehirde, gemileri alabora eden denizlerde, okyanuslarda ve insan vücudunun % 70'inde var olan bu kıymetli SUdur.
Hayat, hepimizi zaman zaman sınar. Ve biz hayat denen okulda suyun hangi şeklini alacağımızı iyi düşünmeliyiz. Fırtınalarla gelen bir su, kendini kayalara vura vura eninde sonunda durulur. Ama hem kendine, hem etrafına büyük zarar verir..
Yırtar atar karanlığı, bir damla gözyaşınla, Asar'sın göğe duygu yüklü bulutları cenah'la Reyhan kokusu serper avuçların gökyüzüne, Aşk ile yakarır, gönül dostu görmek istercesine. Damlalar serinletir; ellerinde ki ateşin rahiyasını Adanmış bir ömrün huzuru yüreğinde hep bulur Ne zaman ki düşse dâr'a, düşse nâr'a o an ki sulh'unu...
Tekliğine şahit olursun yüceler yücesi Şah'ın Eser rüzgar, yağar yağmur varmı senin bir ah'ın Kanatların da meleklerin iner usul, usul semadan; Toprağa ram olur beklediğin penah'ın İlişir sinene hasretin kokusu,yüzüne tebessüm Rabbinden sana en büyük nimet kokusu toprağının ...
Amarna Hanım, şiirimi epos olarak görmüş olmanız memnun etti.. bir şiirim daha var buna benzer. siz yağmur dediniz.. yağdıramasak ta yağmuru, en azından sayfaya bir güzellik katmıştır umarım..
Eflatun ve Herdot'la aynı düşüncedeyim mythos konusunda. Gel gör ki eski yunan mit lerine bakarsak olimpos'u baz alıp tanrı ve tanrıçalar için mythos'un daha baskın bir şekilde kullanıldığını görürüz. Bu benim fikrim tabi ki.
Gün Işığı hanım , Teşekkür ederim, beğenmenize sevindim. Rica edildi "yazar mısın?" diye bende yazdım , yazarken de buradaki üye olan siz değerli hanımefendilerin rumuzlarını kullandım. Sürç-i lisan ettiysem affola.
Pax Amarna ülkesinde, Kraliçe Allat düşünceler içinde. Haber saldı deli şaire tez şiir yazsın bulutlara, yıldırım ve şimşeklere. Yağmur indirsinler semadan, kuruyan gönüllere. Haber verildi, Güneşli Meleğe Yıldırım tanrıçası Tuba'ya Gün Işığı perisine dua düştü dillerine. Ağlasın tüm bulutlar, suya doysun topraklar. bereket yeniden gelsin güzel ülkesine.
Selam Amarna Hanım, bu yıl bir enteresanlık var, kış kışlıktan çıktı.. ocak ayında 20 derece sıcaklık oluğunu hatırlamıyorum.. sonuçta Avusturalya veya Yeni Zelanda'da yaşamıyoruz. ve dediğiniz gibi yağmura hasret kaldık. ki ürkütücü bir şey bu sıcaklar devam ederse.. bir de bunu yazı olacak.. barajlarda su kalmıyor.. ve bahara açması gereken ağaçların çiçek yerleri göz göz olmaya başladı.
Amarna Hanım, Şiir paylaşımınızdaki farkındalığınız farkedildi bilginiz olsun :-) Nazım Hikmet Ran'dan sonra Necip Fazıl Kısakürek'ten de bir şiir paylaşmışsınız. Tebrik ve teşekkür ediyorum. Müzikleri dinlemek için fırsatım olmadı.
Asansörü gece çektiğim bir resim var . Ama ne yazık ki pc de pc de evde :-) Eve gidince paylaşırım artık. Çok teşekkür ederim bir kez daha. Güzel şehir İzmir
KIZIL TEPE
Kızıl,
Tepe...
Düşlerim yalnızlıktan ibaret.
Dört duvar,
Yirmi dört saat
Kızıl....
.......alevler damlar tepelere.
Aşk soğur,soğutur iklimleri
Tepelere ölüm düşmüş,
Kızıl...
Hilal beyaz,
Apak yıldız,
Ten kızıl.
Düşlerim,sen,yalnızlık
Kıymet bilmez düş
Şimdi düşmüş
Tepe...
Bir ses
Sessizlik bu Hızır,
Hayat eş,kavuşma kızıl.
Ölüm Hakk’tan emir
Nefs hazır.
Bu bir düş...
Aşk...can..kızıl
Soğuk..tepe,
Rüya bir cemre
Yüzüme bir sen düşmüş,
Bir sen düş...
Üşümüş dört duvar,
Yirmi dört saat kızıl.
26 Aralık 2006 / Salı (Mardin - Kızıltepe)
Amarna Hanım,
bence eğer Mardin'e gidip gezmediyseniz en kısa zamanda gidip göresiniz ve de gezesiniz.
Midyat'ı asla es geçmeyin, Kızıltepe, oraya gidildi ise görülmeden olmaz ..
ki Kızıl Tepe için şiir yazmışlığım mevcut.:)
Her makamın iki ilmi vardır: Kavranabilen ve kavranamayan, yani bilinen ve bilinemeyen.
Kimse kimseyi sevmiyordu, birleşip birleşip ayrılıyorduk ölene değin geçecek zamanı doldurası , her nenler , her nenler belliydi öncesinden , usanmıştık.
Çile, Yüce Hedeflere varmanın ve Yüksek neticeler elde etmenin TEK yoludur.
Nezdimde şefkatin rengi turuncudur. İçinden sarıyı çekip alınız, karşınıza aşkın ve şehadetin rengi çıkacaktır!
Kırmızı, Hallac’ın rengidir çünkü. Ve dahi, Şems’in…
Ey talib, her makamın bir rengi vardır.
Rengini iyi seç!
Makamınca seç!
"Hallac-ı Mansur"
sahi, sizin renginiz neydi?
Diller konuşursa kalpler helak olur.
"Hallac-ı Mansur"
En çok sevdiğim sözlerinden bir tanesidir.. resmen sayfalar dolusu yazdırır insana bir satır söz.!
Konuşmaya başlıyor insan, sus diyorlar konuşma.!
Fazla coşkun akıyorsun, az durul, az sakinleş.!
Anlaşılan o ki; insanlar konuşanın kendisinden değil, konuşulandan korkuyorlar.
Sevgiye dair aşka dair ne varsa bugüne değin konuşulmuş olan , emin olunuz ki konuşulmamış olanların sadece % 1'i dir.
Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin
Tekkede, manastırda eremezsin
Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
Cennetin, cehennemin üstündesin.
Bir sır daha var, çözdüklerimizden başka
Bir ışık daha var, bu ışıklardan başka
Hiç bir yaptığınla yetinme, geç öteye!
Bir şey daha var, bütün yaptıklarından başka...
Ömer Hayyam
"Beni o kadar yaklaştırdın ki sana; seni, ben
sandım."
-Hallac-ı Mansur-
Çok güzel bir çalışma olmuş.
Yunus'ça selam olsun o zaman herkese
Sevelim , sevilelim dünya kimseye kalmaz
Teşekkürler Amarna hanım.
Tüm bunların ışığında şair miyim ? Evet diyebilirim. Egomun etkisiyle.
Lakin , edebiyatçı mıyım?...işte o soruya EVET diyecek kapasiteye sahip olduğumu tam olarak düşünmüyorum.
96' yılından beridir yazan biri olarak emin olunuz ben bile kendimi yeni adlediyorum edebiyat konusunda Amarna Hanım
Açıklama için teşekkür ederim Amarna hanım
Ankara'da yaşadığım dönemde şiir dinletileri yapmıştım 1,5 yıl boyunca.
O dinletilerden bir tanesinde değerli bir şair büyüğüm Artaç, edebiyat nedir? diye sormuştu bana.
Edepli olan hayatın kalem aracılığıyla kağıda düşmüş halidir hocam demiştim.
Edebiyatı bu şekilde görmeye devam etmekteyim.
Edepli geçen ömür ,kağıtlarımıza güzel geçsin inşallah
Saygılarımla
Günaydınlar Pax Amarna sakinleri, sabah şerifleriniz hayrolsun efendim.
İlk yorumum Amarna hanım size,
Aşık Veysel'i konu alan paylaşmış olduğunuz yazıda. Gözden kaçan önemli bir mevzu var.
O da şudur., Aşık Veysel, geldiği ekolu tarif ederken sadece ozan veya şair yönünü değil naçizane alçak gönüllülüğü ile ben bir tasavvufçuyum demektedir
Çünkü, Hoca Ahmet Yesevi ile başlayan, Hallac-ı Mansur'da , Yunus Emre'de tasavvuf ehlindendir. Onları sadece şair olarak nitelendirmek çok yanlış bir düşünce olur.
Güneşli Melek hanım,
Yanınıza istinaden latife yapmış idim sadece.
Her şakanın altında bir gerçek ve ciddiyette mevcut mudur ? Belki de , daha o kadar okumadım:-) Cahilim
Bir damla deyip geçme. Yeri gelir ayırır dostu düşmandan. Yeri gelir taşırır suyu bardaktan.
Bu sözünüz çok doğru, bardaktan suyumuzu taşırmadıkları gün ve yarınlarımız olsun inşallah.
Herkese güzel, sağlıklı ve huzur dolu bir gün dilerim
Artaç Bey,
Bazen bir damlasıyla yetinir ırmaktan su alan, bazen kaynağını kurutacak kadar acımasızdır...
Bir damla deyip geçme. Yeri gelir ayırır dostu düşmandan. Yeri gelir taşırır suyu bardaktan.
Az veya çok, illa ki vardır talip olan...
Güneşli Melek hanım,
Hayat okyanusundan içmeye hak kazanmış bir insan, sizin küçük ırmağınızdan da bir bardak su alabilir. demiş ya Halil Cibran, canımızı alıyorlar, su ne ki diyorum bende:-)))
hatta sormalı o elindeki bardak temiz mi? o bir bardak su ile ne yapacaksın? sonrasında 2.bardak suyu almayacağın ne malum? amacın ne senin kardeşim ? :))) demek te lazım
Hayat okyanusundan içmeye hak kazanmış bir insan, sizin küçük ırmağınızdan da bir bardak su alabilir. (Halil Cibran)
Merhabalar sayfa sakinleri :))
Ne güzel paylaşımlarınız var, sözlerinizle, ezgilerinizle, düşüncelerinizle ayrı birer renksiniz.
Su gibi kıymetlisiniz.
Her gün kana kana musluktan içtiğimiz, durgun bir gölde, bereketli bir yağmurda, içini dökmek için akan nehirde, gemileri alabora eden denizlerde, okyanuslarda ve insan vücudunun % 70'inde var olan bu kıymetli SUdur.
Hayat, hepimizi zaman zaman sınar. Ve biz hayat denen okulda suyun hangi şeklini alacağımızı iyi düşünmeliyiz. Fırtınalarla gelen bir su, kendini kayalara vura vura eninde sonunda durulur. Ama hem kendine, hem etrafına büyük zarar verir..
Güzel, bereketli, huzurlu bir gün olsun...
Gün ışığından faydalanan kaç kişi var?
Sabah sabah çok güzel bir paylaşım Amarna hanım,
Su gibi okudum.
Teşekkür ederim.
Su gibi aziz olasınız Pax Amarna insanları
Günaydınlar pax amarna ,
Güzel , huzurlu ve mutlu bir gün dilerim herkese.
Tuba hanım,
Siiriniz gerçekten güzeldi.
Tebrik ederim
Teşekkür ederim Amarna..
Sağlıcakla kalın..
Yırtar atar karanlığı, bir damla gözyaşınla,
Asar'sın göğe duygu yüklü bulutları cenah'la
Reyhan kokusu serper avuçların gökyüzüne,
Aşk ile yakarır, gönül dostu görmek istercesine.
Damlalar serinletir; ellerinde ki ateşin rahiyasını
Adanmış bir ömrün huzuru yüreğinde hep bulur
Ne zaman ki düşse dâr'a, düşse nâr'a o an ki sulh'unu...
Tekliğine şahit olursun yüceler yücesi Şah'ın
Eser rüzgar, yağar yağmur varmı senin bir ah'ın
Kanatların da meleklerin iner usul, usul semadan;
Toprağa ram olur beklediğin penah'ın
İlişir sinene hasretin kokusu,yüzüne tebessüm
Rabbinden sana en büyük nimet kokusu toprağının ...
T.Y.
Selâm ve saygılarımla
Hayırlı geceler sohbetiniz bol olsun..
Yüreğine sağlık Artaç bey kaleminiz daim yazsın..
Amarna sana da teşekürlerimi sunuyorum vesile olduğun için:)
Amarna Hanım,
şiirimi epos olarak görmüş olmanız memnun etti..
bir şiirim daha var buna benzer.
siz yağmur dediniz.. yağdıramasak ta yağmuru, en azından sayfaya bir güzellik katmıştır umarım..
Eflatun ve Herdot'la aynı düşüncedeyim mythos konusunda.
Gel gör ki eski yunan mit lerine bakarsak olimpos'u baz alıp tanrı ve tanrıçalar için mythos'un daha baskın bir şekilde kullanıldığını görürüz. Bu benim fikrim tabi ki.
Gün Işığı hanım ,
Teşekkür ederim, beğenmenize sevindim.
Rica edildi "yazar mısın?" diye bende yazdım , yazarken de buradaki üye olan siz değerli hanımefendilerin rumuzlarını kullandım.
Sürç-i lisan ettiysem affola.
Bir yağmur şarkısı da benden gelsin o zaman.
Üsküp"ten Yalova'ya göç eden bir ailenin balkan kızından:-)
Pax Amarna ülkesinde,
Kraliçe Allat düşünceler içinde.
Haber saldı deli şaire
tez şiir yazsın bulutlara,
yıldırım ve şimşeklere.
Yağmur indirsinler semadan,
kuruyan gönüllere.
Haber verildi, Güneşli Meleğe
Yıldırım tanrıçası Tuba'ya
Gün Işığı perisine
dua düştü dillerine.
Ağlasın tüm bulutlar,
suya doysun topraklar.
bereket yeniden gelsin güzel ülkesine.
Selam Amarna Hanım,
bu yıl bir enteresanlık var, kış kışlıktan çıktı..
ocak ayında 20 derece sıcaklık oluğunu hatırlamıyorum.. sonuçta Avusturalya veya Yeni Zelanda'da yaşamıyoruz.
ve dediğiniz gibi yağmura hasret kaldık.
ki ürkütücü bir şey bu sıcaklar devam ederse..
bir de bunu yazı olacak.. barajlarda su kalmıyor.. ve bahara açması gereken ağaçların çiçek yerleri göz göz olmaya başladı.
Amarna Hanım,
Şiir paylaşımınızdaki farkındalığınız farkedildi bilginiz olsun :-)
Nazım Hikmet Ran'dan sonra Necip Fazıl Kısakürek'ten de bir şiir paylaşmışsınız.
Tebrik ve teşekkür ediyorum.
Müzikleri dinlemek için fırsatım olmadı.
Tuba Yıldırım hanımefendi,
Valla Amarna hanım başlattı şarkıları:-)
Çok ta güzel oldu bence.
Siz de sağ olun
Gününüz aydın olsun yüreğine sevgi çiçekleri eken Pax Amarna yolcuları..
Teşekkür ederim Sevgili Amarna ve Sayın Artaç bey birbirinden güzel şarkılar için.
İzmir güzel şehir yalnız çok sevdiğim değer verdiğim bir dostumun orada olması bu şehri ayrıca sevmeme sebep. Hiç gitmeden bile orayı gibi :)
Bu şarkı da İzmir'e ve hepinize gelsin..
Madem ki sabah İzmir'le başladı bir şarkı de benden gelsin. İzmir'e
Sabah madem İzmir ile başladı bir şarkı da benden gelsin . Izmir'e, Izmir'li olanlara, İzmir'de yaşayanlara ve İzmir'i sevenlere
Asansörü gece çektiğim bir resim var . Ama ne yazık ki pc de pc de evde :-)
Eve gidince paylaşırım artık.
Çok teşekkür ederim bir kez daha.
Güzel şehir İzmir