Kültür Sanat Edebiyat Şiir

paul auster sizce ne demek, paul auster size neyi çağrıştırıyor?

paul auster terimi Pendulum tarafından tarihinde eklendi

  • Düşler Şatosu
    Düşler Şatosu

    Çağdaş Amerikan edebiyatının önemli romancılarından biridir...Postmodern akımının etkisiyle yazdığı romanları oldukça sürükleyici ve sıradışıdır.Klasik roman anlayışından hoşlanmayan insanlar için onun yazdıkları bir alternatif olabilir...'Görünmeyen' i tavsiye ederim.Brooklyn Çılgınlıkları' nı da es geçmemek lazım.

  • ´m e R n n`
    ´m e R n n`

    yalnızlığın keşfini aldım
    okuyorum
    ama tavsie edemiycem
    dier kitaplaı iiydi ama
    mutlaka okuyun
    'newyork üçlemesi' falan....

  • Eda Gulay
    Eda Gulay

    bu adamın zekasına hayranım, aşığım..

  • Filiz Kaya
    Filiz Kaya

    Son şeyler Ülkesi kitabını İstanbul'un 30A otobüsünde bitirdim ve onca gürültü ve olaya rağmen kitabın içindeki ülkeye girebildim.Açıkcası kitabın kapıları herkese açık,şiddetle tavsiye edilir efendim :)

  • Elif B
    Elif B

    Amerikan yahudisidir..gözlerine bakın yeter...Kubrick!

  • Ayhan Karadag
    Ayhan Karadag

    Üstün bir kurgu yeteneği ve hayal gücü var. okuruyla nasıl oyun oynayacağını çok iyi biliyor. her kitabında, başka bir auster var. buda onu farklı kılıyor ve ilk kitaptan sonra bağımlısı oluyorsunuz.

    new york üçlemesi çok başarılı. ama, son şeyler ülkesinde kitabı bingo. çok etkileyici ve yazarla ilk buluşma için en iyi başlangıç kitabı.

    bir değişiklik yapmak adına yazdığını düşündüğüm polisiye tarzı kitabı, Köşeye Kıstırmak, bence konu olarak başarısız. auster ın üslubu ve hızı durumu biraz kurtarmış.

  • Arthas
    Arthas

    YÜKSEKLİK KORKUSU
    Her kitabıyla bizi yeniden şaşırtan, her seferinde bambaşka serüvenlerle, bambaşka dünyalarla buluşturan Paul Auster, bu kez de Saint Louis'in arka sokaklarında yetişen öksüz, bıçkın bir gençle, Walt'la tanıştırıyor bizi; ama sıradan bir genç değil bu, kendisine sahip çıkan bir Macar'la tanıştıktan sonra hayatı değişen, boşlukta durabilmeyi, hatta uçabilmeyi öğrenen bir genç. Her sayfasında okuduklarınıza inanmakla inanmamak arasında gidip geleceğiniz bu roman, birbirine bir baba-oğuldan da yakın olan iki kişinin serüveni olduğu kadar bir mucizenin de masalı.
    Çeviren: İlknur Özdemir
    Can Yayınları
    On-line Satın Alabilirsiniz:
    kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com



    KIRMIZI DEFTER
    Paul Auster'ın çok özel, çok özgün kısacık bir yapıtı: On üç öykücükten oluşuyor, ama aynı anlayış içinde yazıldıkları için bu on üç öykücüğe New York Times gazetesinin Noel sabahı yayınlamak üzere ısmarladığı ve yayınladığı Auggie Wren'in Noel Öyküsü'nü de eklemeyi yararlı gördük. Ay Sarayı, Yalnızlığın Keşfi, Son Şeyler Ülkesinde, Şans Müziği, Leviathan ve Yükseklik Korkusu adlı romanlarıyla tanıdığınız Paul Auster (1947) , yalnızca yazdığı dilin değil, aynı zamanda dünyanın edebiyat ustalarından biri. Karşılaştığı tuhaf olayları, garip rastlantıları, gündelik yaşamın mucizeye dönüşen ayrıntılarını, gerçek olayları ve gerçekdışı olguları bir Kırmızı Defter'e kaydetmiş; her öykücük ileride bir romana dönüşebilecek çekirdek ve dokuya sahip. Paul Auster hiç `hocalık' taslamadan `gerçek'ten sanat yapıtına giden yolu gösteriyor, öykülerken kuramsız bir poetika geliştiriyor ve minyatür bir dünya kuruyor. Bu nedenle bir kılavuz saydığımız Kırmızı Defter'in, Paul Auster'in roman dünyası için bir giriş kapısı olduğunu düşünüyoruz.
    Çeviren: Münir H. Göle
    Can Yayınları
    On-line Satın Alabilirsiniz:
    kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com



    DUMAN / SURAT MOSMOR
    Auster yaratıcı çalışmasını bu kez iki senaryoda kullanıyor: Ülkemizde de bir süre önce gösterilen Smoke ve Blue in the Face adlı filmlerin senaryolarında. Duman adıyla sunduğumuz Smoke'da bir romancı, bir sigara mağazası yöneticisi ve zenci bir yeniyetmenin öyküsü anlatılır. Beklenmedik bir anda yolları kesişen bu üç kişi, birbirlerinin hayatlarını izleri silinmez biçimde değiştirirler. Duman, güldüren, duygulandıran ve beklenmedik olaylarla, birbirinden çok farklı bu üç kişinin ortak bir insanlık paydasını nasıl bulduklarını araştırıyor.
    Çeviren: Fatih Özgüven
    Can Yayınları
    On-line Satın Alabilirsiniz:
    kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com



    CEBİ DELİK
    Paul Auster'in yapıtlarında, çağdaş insanı en çıplak durumuyla görüyor, onunla aramızda özdeşlikler, benzerlikler kurabiliyoruz. Paul Auster’in yazdıklarının bu kadar beğenilmesinin, benimsenmesinin nedeni, belki de okuruyla arasındaki bu paylaşım. Bir Amerikalı yazar olmasına karşın, Amerikalı insanı değil, ‘insan’ı anlattığı için evrensel boyutta oluyor yazdıkları. Yazarın bunca benimsenmesinin bir başka nedeni de, kısa, yalın cümlelerden oluşan kıvrak ve duru anlatımının, psikolojik çözümlemelerde kapsamlı ve derin bir boyuta ulaşabilmesi. Kurmaca yazarının genel yaklaşımının dışına çıkan ve alabildiğine gerçekmiş duygusu vererek yazan Paul Auster, ‘olabilir’leri, ‘olması gerekli'leri değil, olanları, yaşadıklarını, tanık olduklarını aktarıy süslü edebiyattan uzak duruyor, yaşama hızını aktarabilmek için anlatımını yalınlaştırıp durulaştırıyor. Cebi Delik,< yazarı tanımak isteyenler için benzersiz bir fırsat: Yaşamöyküsünü içtenlikle, dobra dobra ve her zamanki akıcı, ustalıklı diliyle ortaya koymuş Paul Auster.
    Çeviren: Seçkin Selvi
    Can Yayınları
    On-line Satın Alabilirsiniz:
    kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com



    TİMBUKTU
    Romanının iki kahramanı var; biri evsiz-barksız, sarhoş, yarı-deli Willy, öbürü de kendi insanlığımız konusunda ondan pek çok şey öğreneceğimiz bir köpek: Kemik Bey. Bir köpeğin gözünden, onun düşüncelerine girerek dünyayı, yaşamı, insan ilişkilerini işleyen Paul Auster, kimi yerde eğlendirici, kimi yerde de trajik ve hüzünlü bir anlatımla ve her zamanki dil ustalığıyla, sözcüklere yüklediği enerjiyle, yalın ama yoğun yorumuyla bizi alışılmadık yollardan insanlığımızla yüzyüze getiriyor; yaşamlarımızın, ilkelerimizin kimi zaman nasıl da çürük ve dayanıksız temellere oturduğunu kanıtlarken, belleğimizin derinlerine gömdüğümüz eski ve kalıcı değerleri, günümüzün hızlı ve acımasız akışı içinde nasıl da unuttuğumuzu nostaljik yolculuklarla anımsatıyor. Willy ile Kemik Bey'in yaşamın son durağı olan Timbuktu'ya doğru çıktıkları yolculuğu, yaşam felsefesini yansıtan bir izlenim gibi kullanan Paul Auster, bütün romanlarında yaptığı gibi bu kitabına da katmış kendisini; dahası Willy'de olduğu kadar, Kemik Bey'de de ondan izler bulmak olası.
    Çeviren: İlknur Özdemir
    Can Yayınları
    On-line Satın Alabilirsiniz:
    kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com



    KÖŞEYE KISTIRMAK
    Alışılmışın dışında, şaşırtıcı, sürükleyici, bildik kalıpları tersine çevirerek yazılmış bir polisiye. Yazarın yirmi yıl kadar önce, yazarlık yaşamının başlarında yazdığı ve o günlerde güçlükle yayınlattığı Köşeye Kıstırmak, bir önce Cebi Delik'le birlikte yeniden yayınlandı ve pek çok dile çevrildi. Paul Auster'den beklenecek şaşırtmacalarla dolu, psikolojik öğeler içeren bir dedektiflik romanı. Ünlü bir beysbol oyuncusu olan George Chapman, bir kaza sonucu sakat kalınca sporculuk yaşamı sona erer. Ancak, dünyaya küsmez. Politikaya atılır, senatörlüğe adaylığını koyar. Kusursuz bir kahramandır; zarif bir eşi, mutlu bir yaşamı vardır. Bir gün eski bir arkadaşının, dedektif Max Klein'ın kapısını çalar ve ölümle tehdit edildiğini söyler; kanıt olarak da, aldığı tehdit mektubunu gösterir. Max Klein'ın işi kabul etmesinin üzerinden iki gün geçmeden Chapman'ın öldüğü haberi gelir. Sanık ise ne Max Klein'a, ne de Chapman'a yabancıdır. Max Klein, araştırmalarını derinleştirdikçe, bu öldürme olayının sandığı kadar basit olmadığını anlayacaktır. Usta bir yazarın, bir söz büyücüsünün kaleminden çıkmış, sürükleyici bir polisiye, Köşeye Kıstırmak.
    Çeviren: Seçkin Selvi
    Can Yayınları

  • Arthas
    Arthas

    KİLİTLİ ODA - New York Üçlemesi 3
    Bir çocukluk arkadaşı. Tek bir mektupla, geçmişten çıkıp gelmiş bir çocukluk arkadaşı, bir kabus gibi, bir lanet gibi üstüne çökerse insanın peşine düşüp izini kovalamaktan başka seçenek bırakmazsa insana böylece bütün hayatına hükmetmeye başlarsa ne yapar insan? Ondan kurtulmanın tek yolu onu bulmak olduğunda, ama attığı her adımda kendini daha da içinden çıkılmaz bir karmaşanın içinde bulduğunda, aklını kaybetme, çözülme noktasına geldiğinde ne yapar insan? Ötekine ulaşmak için, onun geçmişini deşmeye başlayıp, giderek daha derinlere indikçe orada bulacağı öteki midir, kendisi midir? Yoksa ne kendisi ne öteki midir?
    Çeviren: Yusuf Eradam
    Metis Yayınları
    On-line Satın Alabilirsiniz:
    kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com



    AY SARAYI
    Ay Sarayı, Paul Auster'ın çok beğenilen bir romanı. Romanın başkişisi olan Marco Stanley Fogg, artık kıpırdamamaya, çalışmamaya, yemek yememeye ve bütün bunların doğuracağı tehlikeleri göze almaya karar verir. Böylece, nereye kadar gidebileceğini bu süreç içinde neler olup biteceğini merak eder. 60'lı yılların çocuğu olan Fogg, yorulma nedir bilmeden geçmişinin anahtarlarını arar, yazgısının temel bilmecesinin yanıtlarını bulmaya çalışır. Manhattan'ın kanyonlarından Utah'ın çöllerine yolculuk yapan Fogg, şaşırtıcı ve zengin olaylarla ve kişiliklerle karşılaşır. Roman, insanların Ay'da ilk kez yürüdükleri yaz mevsiminde başlayıp zaman içinde ileri geri hareket ederek üç kuşağı kapsar. Rastlantı ve belleğin yönlendirdiği Ay Sarayı'nda trajedi ve kefaret ödeme, lirizm ve mizah iç içedir.
    Çeviren: Seçkin Selvi
    Can Yayınları
    On-line Satın Alabilirsiniz:
    kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com



    SON ŞEYLER ÜLKESİNDE
    Paul Austerin yarattığı Son Şeyler Ülkesi, geniş yığınların evsiz barksız yaşadıkları, hırsızlığın suç sayılmayacak kadar yaygınlaştığı, kendi canına kıymak ya da başkalarınca öldürmek yoluyla ölümün tek kurtuluş yolu durumuna geldiği kent. Anna Blume, bu adsız kente ağabeyini aramak için gelmiştir...
    Çeviren: Armağan İlkin
    Can Yayınları
    On-line Satın Alabilirsiniz:
    kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com



    ŞANS MÜZİĞİ
    Şans Müziği, tüm Amerika kıtasına yayılan geniş bir alandan başlayıp Pennsylvania'daki bir çayırlıkta iki kişinin ördüğü duvarda noktalanıyor. O iki kişinin bu işe nasıl bulaştıkları, işin koşulları, tümüyle şansa bağlı bir gelişme. Ancak Paul Auster'ın dünyasında şans, kimi zaman kazaya, kimi zaman yazgıya, kimi zaman da iradeye benzeyen değişken ve güçlü bir öğe. Gerilimle coşkuyu aynı anda aktaran Şans Müziği, her türlü kötülüğe ve haksızlığa uğrarken, bunların karşısında bizim de yapabileceğimiz küçük, ama değerli şeylerin öyküsü.
    Çeviren: Seçkin Selvi
    Can Yayınları
    On-line Satın Alabilirsiniz:
    kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com



    LEVIATHAN
    Bu roman simgesel bir ad taşıyor: Leviathan (Tevrat'taki efsane ejderi) . Leviathan, bir kadının bulduğu bir adres defterinden kendisine bir kimlik seçmesiyle başlıyor. Ya da birden, hiç beklenmedik, sarsıcı bir ölümle. Ya da Aaron oturup en sevdiği arkadaşı Benjamin Sachs'ın öyküsünü anlatmaya başlayınca. Aaron, evliliğini kıskandığı, zekâsına hayran olduğu Sachs'ın öyküsünü anlatmak istiyor, çünkü Sachs'la ilgili soruşturmayı yürütenler onun için bir öykü uydurmadan önce kendisi doğruyu yakalamak istiyor. Belki bir kaza sonucu balkondan düşen ya da bilerek kendisi atlayan Sachs ortadan kaybolmuştur. Arada bir ortaya çıkarak deli saçması şeyler söyleyip sır olur. İlk kitaplarından bu yana bize rastlantı ile yazgının toslaştığı dünyalar yaratan, insanlardan uzak kahramanların ardısıra bizi gizemli, yürek burkucu yolculuklara çıkartan Paul Auster, bu yedinci romanında dostluk ve ihaneti, cinsel tutku ve yabancılaşmayı konu alıyor. Amerika'nın en özgün yazarlarından biri olan Paul Auster'dan bir polisiye gerilimine sahip ürpertici, ürpertici olduğu kadar eğlendirici, iç gıdıklayıcı ve içten içe yankılanan bir roman.
    Çeviren: Seçkin Selvi
    Can Yayınları
    On-line Satın Alabilirsiniz:

  • Arthas
    Arthas

    kitapları

    YALNIZLIĞIN KEŞFİ
    Yalnızlığın Keşfi adlı bu anı-romanın Görünmeyen Bir Adamın Portresi başlıklı bölümünde, yazar, babasının ölümünden sonraki duygularını ve anılarını anlatıyor; ikinci bölüm olan Anı Kitabı'nda ise mercek kendi babalık konumuna çevriliyor. Kendisinden ve gerçeklerden kaçan, varolmama' yı seçen babasının düz ve yavan kişiliği ile dünyayı sorgulayan ve onu kavramaya çalışan kendisi, romanın yaşamsal eksenini oluşturuyor. Yazar, baba-oğul söylencelerine yaptığı göndermelerle bu ilişkiyi yeniden irdelerken, yaşam, ölüm, bellek, dil üzerine de düşünmekte, öykülemenin ve yazmanın doğasındaki müthiş yalnızlığı bulgulamaktadır.
    Çeviren: İlknur Özdemir
    Can Yayınları
    On-line Satın Alabilirsiniz:
    kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com



    CAM KENT - New York Üçlemesi 1
    'Her şey yanlış bir telefon numarasıyla başladı. Aranan kişi o değildi. Fakat aynı yanlışlık ertesi gece de yapıldı. Ve böylece oyun başladı. Kişi, aranan kendisi olmadığı halde, öyleymiş gibi davranırsa ne olur? Bu rastlantı onu nereye götürür? Rastlantıların onu götürdüğü yere sürüklenmeye neden razı olur? Bu soruların cevabı yok. Suda yayılan halkalar gibi birbirini izleyen olayların peşi sıra, kişinin ardına düştüğü şey, sonunda kendi hayatı, kendi geçmişi, içindeki ben, içindeki öteki olabilir.'
    Çeviren:Yusuf Eradam
    Metis Yayınları
    On-line Satın Alabilirsiniz:
    kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com



    HAYALETLER - New York Üçlemesi 2
    İzleyen kim? İzlenen kim? İzleyen öykü anlatıcısı mı? Anlattığı öykü kimin öyküsü? Kendi öyküsü mü, izlediği kişinin mi? Peşinde olduğu kişinin geçmişini araştırırken kendine, kendi geçmişine yönelmesi neden? Giderek izlediği kişinin hayatına gömülürken kendi hayatını keşfe çıkması; izleyen iken izlenen olması; bütün bunlar bir tuzak mı yoksa? Bilinçli olarak yapılan kötü bir şaka mı? Hayaletlerin aklını karıştırmak için ona oynadıkları bir oyun mu?
    Çeviren: Fatih Özgüven
    Metis Yayınları

  • Arthas
    Arthas

    3 Şubat 1947’ de New York’ ta doğdu. Büyükbabası Amerika’ ya gelen ilk nesil Yahudi göçmenlerindendi. Yazı yazmaya 12 yaşında başladı. Columbia Üniversitesi’nde Fransız, İngiliz ve İtalyan edebiyatı okudu. 1970’ te, bir petrol tankerinde altı ay gemici olarak çalıştı. 1971’ de biriktirdiği parayla Fransa’ ya gitti; dört yıl boyunca şiir yazıp Fransızca’ dan çeviriler yaptı.1975’ te New York’ a dönüp, dört ince cilt halinde şiirlerini yayımladı. Kendi deyişi ile ' şairlerden başka kimse okumadı '. 1977' de oğlu doğdu. 1979, Auster için bir dönüm noktası oldu. Bu tarihte yürümeyen bir evliliği, küçük bir oğlu, kıt bir geliri olan, maddi ve manevi açıdan tıkanmış yazarın babası öldü. Evliliği bitti, yalnız kaldı ve babasından kalan miras sayesinde kendini yazmaya adadı. 1981 yılında, kendisi gibi yazar olan, Norveç asıllı Siri Hustvedt'le evlendi.Denemelerini ve şiirlerini çeşitli yayın organlarında yayınladı. Yirminci yüzyıl Fransız şiiri üzerine önemli bir antoloji yayınladı. 1982’ de Babası Samuel Auster’ i konu aldığı yaşamöyküsel romanı Yalnızlığın Keşfi'ni adlı ilk kitabını yazdı. Bugünkü ününe, City of Glass 1985, (Cam Kent) Ghosts 1986

    (Hayaletler) ve The Locked Room 1986 (Kilitli Oda) dan oluşan New York Üçlemesi ile kavuşan Auster’ ın eserleri 20 dile çevrilmiştir. New York üçlemesi, Ülkesi ABD’ den çok Avrupa’ da ses getirmişlerdir.

    Çağdaş Amerikan edebiyatının en parlak temsilcilerinden Paul Auster, 1986-1990 yılları arasında Princeton Üniversitesi’nde çeviri dersleri de vermiştir. Romancılık, şairlik, çevirmenlik, deneme ve senaryo yazarlığı gibi çeşitli yönlere sahip bir yazar olan Auster, eşi ve iki çocuğuyla New York'ta, Brooklyn'de oturmaktadır.

  • Elif B
    Elif B

    yönetmenlik de yapmış olan yazar...köprüdeki lulu.

  • Elif B
    Elif B

    new york üçlemesinin yazarı..cam kent..kilitli oda ve hayaletler..

  • Seu Kuyt
    Seu Kuyt

    Yanılsamalar Kitabı