Bu kentten gidersem en çok seni özleyeceğim... En çok seni... Bu kent ve sen... Farklı iki ruhun bir bedende birleşen diğer yarıları gibi... Eksik parçaların tamamlanması gibi... Sen ve bu kent, kalbimin tamamlanan pazıllarıydınız... Ben önce senden gittim, şimdi de bu kentten... Hoşçakal... Hep mutlu kal...
gormek gorusmek istediklerimizi gorememenin verdigi aci bi duygu. hasret cekmek. ona dokunmak istemek ama dokunamamak, sesini duymak istemek ama duyamamak. of cok zor cook.
Özlem… İlk özlem ana rahmine düştüğümüz anda başlar.. Dışarıdaki hayata çıkma çabasıyla… farkında olmadan neyi özlediğimizi bilmeden ilk kalp atışlarımızla bedenimizin ruhumuzun içine yerleşendir özlem.. Bir ana anne sıcaklığına duyulandır özlem ….masum, çaresiz, sadece beklenmez mi? Sıcak kollarında, sıcak bir nefesle uykuya dalmayı küçük beden.. İlk adım atışlar, ilk kelimeler, etrafı dünyayı tanıma telaşıdır özlem..Bizi nelerin beklediğini bilmeden büyüme telaşıdır… Evcilik oynamaya.. koşmaya arkadaşadır özlem.. Özlem.. İlk gençlik hayallerimizedir.. Bir masum mektuba.. bir bakışadır.. kaçamak el tutuşlara aşk oyunlarınadır.. Oyunu ne olduğunu… dokunmanın acısını zevkini bilmeden.. Bir cafe de oturmayadır özlem.. Kalp atışlarına mahcup bakışlara… okul kırmaya aşk uğruna…Sevgiyedir.. kalbimizi henüz keşfetmeden.. sevdayı henüz bilmeden.. Özlem… Çocukluk, gençlik özlemini özlemeye özlem.. O masum sonu mutlu biten özlemler.. Çocukken bir çikolataya özlem..bayramlarda bir kırmızı pabuca duyulan özlem… alınca mutlu olunan.. Hoyrat gençlikte aşka özlem… bir bakışta bir gülüşte kalbi durduran…. Sonsuzluk.. işte bu dedirten.. Özlem.. En mutlu özlem… sonu olan.. sonu özlediğinle biten.. varışı sevdan olan özlemler.. Özlem Ya gelmeyeceğini, gelemeyeceğini bildiğine özlem… ya orada olduğunu bildiğin ses vermeyene özlem…. Ya özlemekten korkana özlem… ya yaşamaktan korkana özlem.. ya düşlere özlem.. ya yarını olmayacak aşklara özlem.. gideceğini bilerek sevilene özlem.. Yaşanamayacaklara özlem… İşte sonu olmayan özlem.. İşte vazgeçilemeyen özlem.. işte çaresiz bekleyişe özlem.. İnsanın içini acıtan… boşlukta yaşanan özlemler… Peki var mı bu özlemin sonu…? biter mi….? bu özlem.. Söz verirsin kendine özlemeyeceğim diye… tutulur mu bu söz…..? Kalbindeki özleme söz geçer mi……?
Özlem sevgidir… Özlem güçtür.. Özlem var oluştur. Özlem sevdandır.. Özlem bekleyiştir… Özlem içindeki acıdır.. Özlem özlememeyi hasrettir.. Özlem özlemeyeni özlemektir.. Özlem özleyeni özlemektir… Özlem gelemem diyeni bekleme gücüdür.. Özlem gidene ağıttır.. Özlem sevdana söz vermektir.. Özlem kalbine söz geçirememektir. Özlem kaçış değil var oluştur… Özlem çaresizlik değil çaredir.. Özlem vazgeçmemektir. Özlem kelimelerin yetersiz kaldığı andır. Özlem sessizliğin çığlığıdır.. Özlem yaşamındır.. Özlem gelmeyeceğini bilerek bekleyebilmektir. Özlem siyah gecelerde siyahın izi kalabilmektir.. Ve artık.. Özlem.................................... Özlem böyledir...Özlediğin seninle ise her şey unutuluyor...Uzakları yakın etmendeki çabana teşekkürler...TÜRKCEL'le hayat güzellll...
yasadigim her an seni ozlemeye itiyor beni agir geliyor yoklugun. bekledigimsin, ozledigimsin, ozlemimsin, hic gelmiyor sesin, sevdigim soylesene sen nerdesin?
Özlemin bir tümör gibi büyüyor, ürüyor çaresizliğimde...Ettiğim bütün yeminler çözülüyor ilmek ilmek...Sana duyduğum özlem, dar geliyor ruhuma...Dostluğun bana yetmiyor,özlüyorum ellerini oyalama dostluğunla dediğinde, senden gitmelerimden geri dönüyorum...Yorgunum, ölesiye bezginim...Bıraktım aklımın savunmasını, esir düştü artık sana, senden vazgeçmelerim...
hersey sende gizli ariyorum ellerini bakislarinda olmak istiyorum sesini duymak yurumek sade seninle ellerin avuclarimdayken ozledigimsin uzakta ama bir o kadar yakinimda icimdesin gel...
İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı, Yaşantımız özlemlerle güzel. Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin. Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem. Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.
Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam; Seni özlediğim içindir. Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni; Seni özlediğim içindir. Yaşıyorsam; içimde umut varsa, Yine seni özlediğim içindir.
İlk mektup tadında yazılmalıydı,bir aşkın son satırları da. Sana ilk mektubum say bunu da.Belki seni çok özleyeceğim ama bil ki seni hep çok sevdim ve her zaman seveceğim..
Aslında bende seni özlemenin bambaşka bir raconu var. Hasretinin gönlümde açtığı yaraların kurşun yarasından farksız olduğunu ve acısına ancak benim gibi bir şehir eşkıyasının katlanabileceğini ama benim bundan değişik bir zevk aldığımı senden başka kaç kişi anlar. Gece yürüyüşlerimin yaralarıma iyi geldiğine hangi terapisti inandırabilirim. Sessizce çırpınışım, seni özleyişim, her dinlediğim şarkıda seni bir kez daha keşfedişlerim ve gece yürüyüşlerimin zevkini hasretinle takas edişim... Ah ben seni ne çok seviyorum… Hayat denilen süreç hep bir şeylerin özlemi ile hasreti ile geçiyor. İnsan yüreği özlemeden duramaz mı? Yoksa özlemeden durmamalı mı? Hep bir şeylerden uzak, hep birilerinin varlığından mahrum. İnsan gönlü o kadar geniş ki hep özleyecek ve özlemler son ana kadar devam edecek. Belki de hayata anlam katan bu sessiz özleyişlerdir, hayatta kalma çabamıza enerji veren bu buruk hasretliklerdir. İnsan yüreği ne kadar garip değil mi? Ben yine özledim. Kimi mi? Sevdiklerimi...V...
Üşütmüşüm, birkaç gündür evde, durmadan akan burnumla başbaşayım. Bunu bile özlemişim. Gri gökyüzüne saklanıp, sokak ortasında rüzgara saçlarımı emanet etmeyi, üşümeyi, panjuruma pıtır pıtır çarpan yağmur tanelerini, akşamüzerleri evin içine dolan sarımsı ışığı, morumsu bulutları, kırmızı şemsiyemi, kahverengi ceketimi, paket mendillerimi… Çok şeyi özlemişim, kendimi mesela… Her yıl bu vakitlerde hayatıma yön veren kararlar alışımı, kendimi sarsışımı, hırsımı, korkusuzluğumu, vahşi ve anlamsız yalnızlığımı, yalınlığımı… Bu mevsime en çok yalınlık yakışıyor belki de. Takvimimde yalınlık var yine
suskunum yar! .. sinsi depremler kadar suskun sarışın bir eylül geçerken yüreğimden en yaralı köşelerime düşen yalancı mısralara takma aklımı azad et kelimeleri ne olur! ...
korkuyorum yar! .. her adımda tüketiğim bir ömrün doruğundayım bir adım atsam çığ düşecek ömrüme..korkuyorum! ..
sensizim yar! .. kıyılarına vuruyor, denizlerce çoğalıyor umutsuzluk, yüzü gülmüyor kimsesizliğimin. her kaldırıma düşerken gölgen seni özlediğim kadar gel bana hanımeli kokun sarsın sokakları yüzünde söksün şafak çiçeklensin bu kentin ağlama duvarları kollarının parmaklığına hapset beni yar....
buğulanmış gözlerim isyanlarda sevdiceğim
ya aşkınla sar sarmala beni
yada
beni bana bırak firar edeyim şu dünyadan
seni özlemek eceldende acı
insan kimi özler yada neyi.
önemsediğini ve değerli gördüğünü.
Özlemeyi özlediğim günler de gelecek mi Efendim..
sen özlemediğimi de nerden çıkarıyon?
bencilliğin gözlerini kör etmeseydi,yüreğimi yakan özlemi görüp belki utanırdı bir yanın.
Bu kentten gidersem en çok seni özleyeceğim... En çok seni... Bu kent ve sen... Farklı iki ruhun bir bedende birleşen diğer yarıları gibi... Eksik parçaların tamamlanması gibi... Sen ve bu kent, kalbimin tamamlanan pazıllarıydınız... Ben önce senden gittim, şimdi de bu kentten... Hoşçakal... Hep mutlu kal...
...Ve Yine SevDam...Seni ßağıRa ßiLsem Seni...DipsiZ KuyuLaRa...Akan YıLdıza...ßiR KißRit ÇöpüNe VaRana...OkyanuSun En ıSSız DaLgaSına DüşMüş ßir KißRit ÇöPüNe...YitiRmiş TıLsıMını iLk SevmeLeRin...YitiRmiş ÖpücükLeRi...Payı Yok Apansız İnen AkşamDan...ßir Kadeh ßir CigaRa DaLıp GideNe...Seni AnLataßiLsem Seni...YokLuğun Cehenemin ÖßüR AdıdıR...ÜşüyoRum KapaMa GözLeRiNi.. HaSRet GüLtekin / DağLaR Atamadım SevDamı... ßuDa ßir ZamanLaR ÇıLdıRasıYa Sevdiğim O GüzeL iNsana GeLsin...
ben bu özlemekleri anlamıyorum
bu son sürat kullanım ücretlerini
yüzümü parça parça etsin diyorum o köpek
bir nergis boynunu büküyor.
bu özleme krizleri beni bi baska bitiriyor...eminim ben senin asiginim...
unuttuğunu sanar ya insan içten içe özlediğini işte o en büyük hasret en büyük özlemdir...
yanındayken bile.......
Özlemek güzel özlenen 'O' olunca...
gormek gorusmek istediklerimizi gorememenin verdigi aci bi duygu. hasret cekmek. ona dokunmak istemek ama dokunamamak, sesini duymak istemek ama duyamamak.
of
cok zor cook.
Özlem…
İlk özlem ana rahmine düştüğümüz anda başlar.. Dışarıdaki hayata çıkma çabasıyla… farkında olmadan neyi özlediğimizi bilmeden ilk kalp atışlarımızla bedenimizin ruhumuzun içine yerleşendir özlem.. Bir ana anne sıcaklığına duyulandır özlem ….masum, çaresiz, sadece beklenmez mi? Sıcak kollarında, sıcak bir nefesle uykuya dalmayı küçük beden.. İlk adım atışlar, ilk kelimeler, etrafı dünyayı tanıma telaşıdır özlem..Bizi nelerin beklediğini bilmeden büyüme telaşıdır… Evcilik oynamaya.. koşmaya arkadaşadır özlem..
Özlem..
İlk gençlik hayallerimizedir.. Bir masum mektuba.. bir bakışadır.. kaçamak el tutuşlara aşk oyunlarınadır.. Oyunu ne olduğunu… dokunmanın acısını zevkini bilmeden.. Bir cafe de oturmayadır özlem.. Kalp atışlarına mahcup bakışlara… okul kırmaya aşk uğruna…Sevgiyedir.. kalbimizi henüz keşfetmeden.. sevdayı henüz bilmeden..
Özlem…
Çocukluk, gençlik özlemini özlemeye özlem.. O masum sonu mutlu biten özlemler.. Çocukken bir çikolataya özlem..bayramlarda bir kırmızı pabuca duyulan özlem… alınca mutlu olunan.. Hoyrat gençlikte aşka özlem… bir bakışta bir gülüşte kalbi durduran…. Sonsuzluk.. işte bu dedirten..
Özlem..
En mutlu özlem… sonu olan.. sonu özlediğinle biten.. varışı sevdan olan özlemler..
Özlem
Ya gelmeyeceğini, gelemeyeceğini bildiğine özlem… ya orada olduğunu bildiğin ses vermeyene özlem…. Ya özlemekten korkana özlem… ya yaşamaktan korkana özlem.. ya düşlere özlem.. ya yarını olmayacak aşklara özlem.. gideceğini bilerek sevilene özlem.. Yaşanamayacaklara özlem… İşte sonu olmayan özlem.. İşte vazgeçilemeyen özlem.. işte çaresiz bekleyişe özlem.. İnsanın içini acıtan… boşlukta yaşanan özlemler… Peki var mı bu özlemin sonu…? biter mi….? bu özlem.. Söz verirsin kendine özlemeyeceğim diye… tutulur mu bu söz…..? Kalbindeki özleme söz geçer mi……?
Özlem sevgidir…
Özlem güçtür..
Özlem var oluştur.
Özlem sevdandır..
Özlem bekleyiştir…
Özlem içindeki acıdır..
Özlem özlememeyi hasrettir..
Özlem özlemeyeni özlemektir..
Özlem özleyeni özlemektir…
Özlem gelemem diyeni bekleme gücüdür..
Özlem gidene ağıttır..
Özlem sevdana söz vermektir..
Özlem kalbine söz geçirememektir.
Özlem kaçış değil var oluştur…
Özlem çaresizlik değil çaredir..
Özlem vazgeçmemektir.
Özlem kelimelerin yetersiz kaldığı andır.
Özlem sessizliğin çığlığıdır..
Özlem yaşamındır..
Özlem gelmeyeceğini bilerek bekleyebilmektir.
Özlem siyah gecelerde siyahın izi kalabilmektir..
Ve artık..
Özlem....................................
Özlem böyledir...Özlediğin seninle ise her şey unutuluyor...Uzakları yakın etmendeki çabana teşekkürler...TÜRKCEL'le hayat güzellll...
yasadigim her an
seni ozlemeye itiyor beni
agir geliyor yoklugun.
bekledigimsin,
ozledigimsin,
ozlemimsin,
hic gelmiyor sesin,
sevdigim soylesene
sen nerdesin?
Özlemin bir tümör gibi büyüyor, ürüyor çaresizliğimde...Ettiğim bütün yeminler çözülüyor ilmek ilmek...Sana duyduğum özlem, dar geliyor ruhuma...Dostluğun bana yetmiyor,özlüyorum ellerini oyalama dostluğunla dediğinde, senden gitmelerimden geri dönüyorum...Yorgunum, ölesiye bezginim...Bıraktım aklımın savunmasını, esir düştü artık sana, senden vazgeçmelerim...
Maviye
Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine
Rüzgarda asi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık...
Özlemek varsa hala yüreklerde, bilirim ki hükümdarlıkta vardır...
hersey sende gizli
ariyorum ellerini
bakislarinda olmak istiyorum
sesini duymak
yurumek sade seninle
ellerin avuclarimdayken
ozledigimsin
uzakta ama bir o kadar yakinimda
icimdesin
gel...
Yüzmeyi
Dinlenmeyi
Tatili
İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
Yaşantımız özlemlerle güzel.
Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.
Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
Seni özlediğim içindir.
Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
Seni özlediğim içindir.
Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
Yine seni özlediğim içindir.
Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!
Ümiy Yaşar Oğuzcan
İlk mektup tadında yazılmalıydı,bir aşkın son satırları da.
Sana ilk mektubum say bunu da.Belki seni çok özleyeceğim
ama bil ki seni hep çok sevdim ve her zaman seveceğim..
Aslında bende seni özlemenin bambaşka bir raconu var. Hasretinin gönlümde açtığı yaraların kurşun yarasından farksız olduğunu ve acısına ancak benim gibi bir şehir eşkıyasının katlanabileceğini ama benim bundan değişik bir zevk aldığımı senden başka kaç kişi anlar. Gece yürüyüşlerimin yaralarıma iyi geldiğine hangi terapisti inandırabilirim. Sessizce çırpınışım, seni özleyişim, her dinlediğim şarkıda seni bir kez daha keşfedişlerim ve gece yürüyüşlerimin zevkini hasretinle takas edişim... Ah ben seni ne çok seviyorum… Hayat denilen süreç hep bir şeylerin özlemi ile hasreti ile geçiyor. İnsan yüreği özlemeden duramaz mı? Yoksa özlemeden durmamalı mı? Hep bir şeylerden uzak, hep birilerinin varlığından mahrum. İnsan gönlü o kadar geniş ki hep özleyecek ve özlemler son ana kadar devam edecek. Belki de hayata anlam katan bu sessiz özleyişlerdir, hayatta kalma çabamıza enerji veren bu buruk hasretliklerdir. İnsan yüreği ne kadar garip değil mi? Ben yine özledim. Kimi mi?
Sevdiklerimi...V...
Çok özledimmmmmmmm...
Üşütmüşüm, birkaç gündür evde, durmadan akan burnumla başbaşayım.
Bunu bile özlemişim.
Gri gökyüzüne saklanıp, sokak ortasında rüzgara saçlarımı emanet etmeyi,
üşümeyi, panjuruma pıtır pıtır çarpan yağmur tanelerini, akşamüzerleri
evin içine dolan sarımsı ışığı, morumsu bulutları, kırmızı şemsiyemi,
kahverengi ceketimi, paket mendillerimi…
Çok şeyi özlemişim, kendimi mesela…
Her yıl bu vakitlerde hayatıma yön veren kararlar alışımı, kendimi
sarsışımı, hırsımı, korkusuzluğumu, vahşi ve anlamsız yalnızlığımı,
yalınlığımı…
Bu mevsime en çok yalınlık yakışıyor belki de.
Takvimimde yalınlık var yine
bir çok şeyi...
Bazen dayanılmaz olur...................................
Özlemek, hasret duymak sevgimizin içinde var olan duygu...
Unutmamak, sahip çıkmak yüreğimizin asaleti...
canım ismirimi ösledim ; (
Özlediğim Kadar Gel Bana
yorgunum yar! ...
içimi delik deşik eden
yüzünü sokak sokak eriten,
körebe saklanışlarında
sesim soluğum kesildi
sessizliğin şarkısını ezberledi yüreğim...
suskunum yar! ..
sinsi depremler kadar suskun
sarışın bir eylül geçerken yüreğimden
en yaralı köşelerime düşen
yalancı mısralara takma aklımı
azad et kelimeleri ne olur! ...
korkuyorum yar! ..
her adımda tüketiğim bir ömrün doruğundayım
bir adım atsam
çığ düşecek ömrüme..korkuyorum! ..
sensizim yar! ..
kıyılarına vuruyor,
denizlerce çoğalıyor umutsuzluk,
yüzü gülmüyor kimsesizliğimin.
her kaldırıma düşerken gölgen
seni özlediğim kadar gel bana
hanımeli kokun sarsın sokakları
yüzünde söksün şafak
çiçeklensin bu kentin ağlama duvarları
kollarının parmaklığına hapset beni yar....
Özlemek, günden güne eriyip gitmekmiş...:(((