efenim içli erkek adam olup karısını anlamak yerine sanal aleme değil de topa tüfeğe sarılmış insancağızdır.karısı güzeldir fekat zeki olduğu için tüm zeki kadınlar gibi hor görülüp heba edilmiş idir.eh napalımdır erkek milleti her yerde aynı olup kendinden zeki kadınları içsiz olarak aşağılayıp her türlü muameleyi reva görürler.zeki kadın ise zeki olmadığı için içli görünen kocayı bir iki kez adam yerine koyar konuşur bakar ki laftan anladığı yok idir-ki genellikle anlamazlar-sessizce vurur kapıyı gider zeki olmadığı için içli görünen adam dımdızlak ortada kalır! efenim bir de zeki olmadığı halde içli görünen kadın vardır.özellikle bu türün akıbetinin zeki kadınlardan besbeter olduğu cümlealemin malumudur.kendisini aklına gelebilecek her şekilde aldatmış olan hovarda kocanın muhtemelen kocaya duyuracak şekilde kenarlarda köşelerde kadehlerde şişelerde kalbinden başka her yerde ağlayıp sızladığı,mektuplarını,saçma şiirlerini bağrına bastığı,yine bilimum anlamsız mekanlarda,bilhassa sanal alemde ona ait bir iz aradığı herkesçe malum olan malumatlara dahil idir. bendenizin zeki olmayan fekat içli kadınlara tavsiyem ayağınıza gelen fırsatları tepmeyiniz ;) aklınızı başınıza devşiriniz...hovardaların üstüne basıp geçiniz ;) itina ilen...
tum siradisi insanlar gibi yazarin siradisi kisiliginden cok yazdiklarindan bahsetmeliyiz diye dusunuyorum.William Shakespeare gibi o da Mevlanadan etkilenmistir. Sevginin siradisi taraflarini cesurca ve erotizmden uzak kalarak islemistir. Porno caginda soylenilenin aksine kacilacak degil anlasilmasi gereken bir yazardir..
'Kırmızı bir gül istiyorsan,' dedi Ağaç, 'onu ay ışığı müziğinden yaratacak ve kalbinin kanıyla boyayacaksın. Göğsünü bir dikene dayayıp bütün gece bana şarkı söyleyeceksin. Bu sırada diken kalbini delecek. Kanın benim damarlarıma akacak.' 'Tek bir kırmızı gülün bedeli ölüm mü! ' diye feryat etti Bülbül, 'Herkesin hayatı değerlidir. Yeşil ormanda oturup altın arabasındaki Güneş'i ve inci arabasındaki Ay'ı izlemek güzeldir. Alıç ağacını kokusu da, vadide saklanan çançiçekleri de güzeldir. Ama Aşk, Hayat'tan daha güzel. Ayrıca bir insanın kalbinin yanında bir kuşun yüreğinin ne önemi vardır ki? '
İyi ve ünlü bir şairdir..Wilde sosyalist olduğunu açıkca sölemekle kalmayıp,eşcincel olduğunuda ima eden bir şahsiyet...Sevgisiz büyüyüp iğreç bir hayat geçirmiştir..Hayatının son zamanlarında herşeyini yitirmiştir..Yalnızca içki içmeyi ve genç erkek çocukların peşinden koşmayı sürdürmüştür...Yanılmıyorsam 1900 yılında da pariste öldü :))) Dorıan gray'ın portresi yapıtı tavsiye edilebilir...
16 Ekim 1854 yılında doğdu, Ünlü cerrah William Wilde’ın oğludur. Dublin’de Trinity College’ta okudu, 1874’te Oxford’a girdi. 1881 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti orada estetik üzerine bir dizi konferans verdi. İlk tiyatro oyunu Vera New York’ta sergilendi. Bir süre Paris’te yaşadı, orada Verlaine ve öbür sembolist şairlerle tanıştı. İngiltere’ye dönünce Mutlu Prens’i (1888) yazdı. Oscar Wilde, 1884 yılında Constance Lloyd’la evlendi. Wilde, İngiltere\'de estetizmin ve ‘sanat sanat içindir’ hareketinin başlıca temsilcisi olmuştur. Wilde, eşcinsellikle suçlanarak iki yıl cezaevinde yatmıştır. Daha sonra Fransa\'ya sürgün olarak gitmiş, 30 Kasım 1900 yılında yoksulluk içinde ölmüştür. Yapıtları; Mutlu Prens (1888) , Sosyalizmde İnsan Ruhu (1890) , Yönelimler (1891) , Dorian Gray\'in Portresi (1891) , Narlı Ev (1892) , Lady Windermere’in Yelpazesi (1892) , Ehemniyetsiz Bir Kadın (1893) , Salomé (1893) , İdeal Bir Koca (1895) , Ciddi Olmanın Önemi Üzerine (1895) .
reading kentinin hapisanesinde yüz karası bir utanç çukuru var zavallı bir adam yatıyor orada alevin dişleri kemirmiş onu kavurucu bir örtüye sarmışlar adı bile yazmıyor mezarında
daha da ilginci şudur ki; wilde, ona sırtını çeviren ve ona zindanda o uzun mektubu yazdıran gençten zindan çıkışı yine vazgeç(e) mez.. ömrünün sonu onunladır.. deha ve traji..
de profundis'ini ilk baskılarından birinden okumuştum. kitap baştan sona bir mektuptu. evli, soylu o. wilde mektuplaşarak tanıştığı bir hemcinsiyle girdiği ilişkinin sonrasında her şeyini yitirir, ilişki yaşamış olduğu gencin babası tarafından zindana bile attırılır. o 'genç' de ona sırtını döner ve de profundis, zindandan o gence yazılımış uzun bir mektup, baladdır. çok iyi bir yazar, oyun yazarı ve önemli bir düşünürdür. bence andre gide'in corydon'u okunduktan sonra çok daha iyi anlaşılabilecek bir kişliktir.
'düsmanlarinizi her daim sevin ki hic bir sey canlarini bunun kadar sikamaz...'
Türk hayal gücünün üretebildigi ve hazir ürettik bir sey deyu her firsatta da tükettigi bir hikaye, devamli delikanli, zorba aganin veya düsmaninin kizina asik olur... Her halde adamin canini iyice sikmak icin...
"Bir insanın sizi ne kadar sevdiği gösterdiği ilgiden, girdiği riskten ve verdiği mücadeleden belli olur."
Oscar Wilde
Daha mantıklı düşünürsek o zaman olur belki
Olmuyor bunlar değil
efenim içli erkek adam olup karısını anlamak yerine sanal aleme değil de topa tüfeğe sarılmış insancağızdır.karısı güzeldir fekat zeki olduğu için tüm zeki kadınlar gibi hor görülüp heba edilmiş idir.eh napalımdır erkek milleti her yerde aynı olup kendinden zeki kadınları içsiz olarak aşağılayıp her türlü muameleyi reva görürler.zeki kadın ise zeki olmadığı için içli görünen kocayı bir iki kez adam yerine koyar konuşur bakar ki laftan anladığı yok idir-ki genellikle anlamazlar-sessizce vurur kapıyı gider zeki olmadığı için içli görünen adam dımdızlak ortada kalır!
efenim bir de zeki olmadığı halde içli görünen kadın vardır.özellikle bu türün akıbetinin zeki kadınlardan besbeter olduğu cümlealemin malumudur.kendisini aklına gelebilecek her şekilde aldatmış olan hovarda kocanın muhtemelen kocaya duyuracak şekilde kenarlarda köşelerde kadehlerde şişelerde kalbinden başka her yerde ağlayıp sızladığı,mektuplarını,saçma şiirlerini bağrına bastığı,yine bilimum anlamsız mekanlarda,bilhassa sanal alemde ona ait bir iz aradığı herkesçe malum olan malumatlara dahil idir.
bendenizin zeki olmayan fekat içli kadınlara tavsiyem ayağınıza gelen fırsatları tepmeyiniz ;) aklınızı başınıza devşiriniz...hovardaların üstüne basıp geçiniz ;)
itina ilen...
sebastian melmout takma adını da kullanan irlanda asıllı ingiliz yazar...sadece 46 yıl yaşamış olması ne üzücü:(
tum siradisi insanlar gibi yazarin siradisi kisiliginden cok yazdiklarindan bahsetmeliyiz diye dusunuyorum.William Shakespeare gibi o da Mevlanadan etkilenmistir.
Sevginin siradisi taraflarini cesurca ve erotizmden uzak kalarak islemistir.
Porno caginda soylenilenin aksine kacilacak degil anlasilmasi gereken bir yazardir..
-kadınları yeterince iyi anlamıyorum...
-kadınlar sevilmek içindir, anlaşılmak için değil.
'Kırmızı bir gül istiyorsan,' dedi Ağaç, 'onu ay ışığı müziğinden yaratacak ve kalbinin kanıyla boyayacaksın. Göğsünü bir dikene dayayıp bütün gece bana şarkı söyleyeceksin. Bu sırada diken kalbini delecek. Kanın benim damarlarıma akacak.'
'Tek bir kırmızı gülün bedeli ölüm mü! ' diye feryat etti Bülbül, 'Herkesin hayatı değerlidir. Yeşil ormanda oturup altın arabasındaki Güneş'i ve inci arabasındaki Ay'ı izlemek güzeldir. Alıç ağacını kokusu da, vadide saklanan çançiçekleri de güzeldir. Ama Aşk, Hayat'tan daha güzel. Ayrıca bir insanın kalbinin yanında bir kuşun yüreğinin ne önemi vardır ki? '
mutsuz masalların sivri dilli yazarı...filmlerde hep kötü adamlar erken ölür...hayattaysa tam tersi...
İyi ve ünlü bir şairdir..Wilde sosyalist olduğunu açıkca sölemekle kalmayıp,eşcincel olduğunuda ima eden bir şahsiyet...Sevgisiz büyüyüp iğreç bir hayat geçirmiştir..Hayatının son zamanlarında herşeyini yitirmiştir..Yalnızca içki içmeyi ve genç erkek çocukların peşinden koşmayı sürdürmüştür...Yanılmıyorsam 1900 yılında da pariste öldü :)))
Dorıan gray'ın portresi yapıtı tavsiye edilebilir...
Sebastian Melmoth
insan kaç hayat yaşarsa, o kadar ölümle ölür - diyen yazar çizer kişi...
evet
cinsel tercihi yüzünden gün görmediki adam yaaa
Oscar Wilde
16 Ekim 1854 yılında doğdu, Ünlü cerrah William Wilde’ın oğludur. Dublin’de Trinity College’ta okudu, 1874’te Oxford’a girdi. 1881 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti orada estetik üzerine bir dizi konferans verdi. İlk tiyatro oyunu Vera New York’ta sergilendi. Bir süre Paris’te yaşadı, orada Verlaine ve öbür sembolist şairlerle tanıştı. İngiltere’ye dönünce Mutlu Prens’i (1888) yazdı. Oscar Wilde, 1884 yılında Constance Lloyd’la evlendi. Wilde, İngiltere\'de estetizmin ve ‘sanat sanat içindir’ hareketinin başlıca temsilcisi olmuştur. Wilde, eşcinsellikle suçlanarak iki yıl cezaevinde yatmıştır. Daha sonra Fransa\'ya sürgün olarak gitmiş, 30 Kasım 1900 yılında yoksulluk içinde ölmüştür. Yapıtları; Mutlu Prens (1888) , Sosyalizmde İnsan Ruhu (1890) , Yönelimler (1891) , Dorian Gray\'in Portresi (1891) , Narlı Ev (1892) , Lady Windermere’in Yelpazesi (1892) , Ehemniyetsiz Bir Kadın (1893) , Salomé (1893) , İdeal Bir Koca (1895) , Ciddi Olmanın Önemi Üzerine (1895) .
• DE PROFUNDİS
• MUTLU PRENS
• DORIAN GRAY’İN PORTRESİ
dorian gray'in portresi...ışıl ışıl.
masallarında bambaşka bi oscar wilde vardır.. bence onu da tanıyınn.
reading kentinin hapisanesinde yüz karası bir utanç çukuru var
zavallı bir adam yatıyor orada alevin dişleri kemirmiş onu
kavurucu bir örtüye sarmışlar adı bile yazmıyor mezarında
daha da ilginci şudur ki; wilde, ona sırtını çeviren ve ona zindanda o uzun mektubu yazdıran gençten zindan çıkışı yine vazgeç(e) mez.. ömrünün sonu onunladır.. deha ve traji..
de profundis'ini ilk baskılarından birinden okumuştum. kitap baştan sona bir mektuptu. evli, soylu o. wilde mektuplaşarak tanıştığı bir hemcinsiyle girdiği ilişkinin sonrasında her şeyini yitirir, ilişki yaşamış olduğu gencin babası tarafından zindana bile attırılır. o 'genç' de ona sırtını döner ve de profundis, zindandan o gence yazılımış uzun bir mektup, baladdır. çok iyi bir yazar, oyun yazarı ve önemli bir düşünürdür. bence andre gide'in corydon'u okunduktan sonra çok daha iyi anlaşılabilecek bir kişliktir.
Dorian Gray'in Portresi
'düsmanlarinizi her daim sevin ki hic bir sey canlarini bunun kadar sikamaz...'
Türk hayal gücünün üretebildigi ve hazir ürettik bir sey deyu her firsatta da tükettigi bir hikaye,
devamli delikanli, zorba aganin veya düsmaninin kizina asik olur...
Her halde adamin canini iyice sikmak icin...