önyargılarımı seviyorum işte onlar olmasa herşeye bodoslama dalmaz mı insan önce bir bakacaksın düşüneceksin sonra elbet değişir önyargılar adı üztünde önyargı yani kesin yargı değil... seviyorum önyargılarımı :))
işte ön yargılı bir insanın yapabilceği en uygun bir savunma yazısı özgür eylemden..çünkü o bir önyargı uzmanı herşeye ön yargısıyla bakan biridir..çünkü yapabilceği başka bir şey yoktur..kendine güvensizliğini başklarına mal etme metedu..
Atomu parçalayan insanın önyargı açmazına girmesi tamamen sosyolojik bir fenomendir.Birey olarak insan yaşadığı toplumun aynasıdır. Aynada gördüğü ise,içinde yaşadığı toplumun ta kendisidir.
Önyargıları değiştirmek gerçekten o kadarda jkolay değildir. Olumsuz önyargılarımız belki de çok iyi anlaşabileceğimiz dostlarımızın oluşmasını engelleyebilir. Özellikle başkalarından duyduklarımızla oluşan olumsuz önyargılarımız, bir çok hatalarımızın kaynağını da oluşturur. Önyargılardan kurtulmak mümkün mü? Güç, ama imkansız değil. Yeterki davranışlarımızı akıl süzgecinden geçirelim.
ön yargının diğer bir adıda kalıpyargıdır... bence önyargılar bizim insanları tek bir hareketine yada bir olaya göre değerlendirmemiz, onları kötü bir kalıp içine almamızdır...
Albert Eisntein'e gore, atomu parcalamaktan daha zor olan bir seymis bu insanlarin kafasindaki onyariyi parcalamak.
Ama ben bir Eisntein degilim haliyle. Olmak gibi bir iddiam da yok. O zaman kisaca, dusunmeden, kiyaslamadan kendi kendine soru cevapla karsilastirmadan yapilan hukumsuz yargidir der gecerim...
sonunda genelde pişman olunur... __ kelile ve dimne' de anlatılır..
bir kadın varmış... gelincik beslermiş... bir de bebeği varmış bu kadının... bir gün komşusuna gitmiş, bebeği beşiğinde bırakıp.. döndüğünde bir de ne görsün.... kapıda gelincik kanlı ağzıyla ona bakmakta... gelinciğin bebeği beşiğinde boğup öldürdüğünü düşünüp gelinciği hemen oracıkta öldürmüş kadın... beşiğin yanına vardığında ise bebeğin gülümseyerek yattığını görmüş hemen yanı başında ise kocaman bir yılan kanlar içinde yatıyormuş...
'...ilk temaslarımızın bu menfi neticelerine rağmen,o,Combray'e birçok defa daha gelecekti...Gerçi,o büyüklerimin bana layık buldukları bir arkadaş değildi; fakat,zamanla hepsinde şu kanaat hasıl oldu ki,büyük annem rahatsızlığından bahsettiği anda onun döktüğü gözyaşlarına yapmacık denilemez...Bununla beraber,böyle ani teessürlerin,samimi de olsa,büyüklerimin indinde hiçbir kıymeti yoktur...Onların instenkt veya tecrübelerine göre,bu çeşit his taşkınlıklarının ne fiillerimizin neticesi,ne de umumi bakımdan,hayat telakkimiz üzerinde hiçbir tesiri olmaz ve ahlaki vecibelere riayet,dostluğa vefa,ciddi bir işi başarma,bir rejimi sebatla takip gibi hasletler,bir dakika gelip geçen bu ateşli ve kısır çoşkunluklardan ziyade,körükörüne alışılmış türelerdedir ki,kendilerine en emin temeli bulurlar...Şu halde,büyüklerimin benim hesabıma tasavvur ettikleri ideal arkadaşı,bana, ancak burjuva ahlak ve adetlerinin müsaade ettiği nispette muhabbet ve alaka göstermesini bilenler arasında aramak lazım gelirdi...Yoksa,beni birdenbire sevgi ile düşündüklerinden dolayı durup dururken bana bir sepet çiçek göndermek ve -sırf kendi his ve muhayyilelerinin ani bir hareketine kapıldıkları için- dostluk terazisini benden yana, -vazife ve göreneklerin tayin ettiği ölçüden çok daha fazla- indirmek isteyenler beni ancak gülünç bir vaziyete düşürebilirdi...Büyüklerimin koydukları his ve ahlak normları birer nas gibi o kadar sabittir ki,bunları yapacağımız haksız hareketler bile güçlükle yerinden oynatabilir; böyle bir ahlakın emsalsiz bir örneği olan büyük halam uzun yıllar dargın durduğu ve yüzünü görmediği yengesini -işte,bu değişmez kanunlara göre- en yakın akrabamdandır diye bir türlü mirasından çıkarmak istememiş ve bütün servetini ona bırakmak 'mecburiyeti'ne son nefesini verinceye kadar boyun eğmişti...'
çoğu zaman gerçekleri hissetmemizi sağlayan çoğu zamanda bize yol gösteren iç güdüsel bir şeydir önyargı...ama olumlu getirisi daha fazla olsa gerek.çünkü insanın hatalarının ve doğrularının farkına varması çok güzel.
bnce önyargılarımızdan çk fazla korkmamak lazım.hele de içimizde yaşayabilcek kdr barışıksak onlarla.eer bzi kontrol etmelerine izin vermior, sadece bir düşünce olarak taşıorsak çk fazla şey kaybettirmez bze peşin hükümlerimiz.bi insanın futürsuzca kötü olduğunu düşünmek ufak bi hoşnutsuzluktan fazla zarar vermeyebilir kimi zmn bze.yanlışsak eer bu fikrimizde yanıldığımızı anladığımız zmn küçük bi pişmanlık ve ne hikmettir yanılgının büyük mutluluğu kalır bze.aslında ne kdr ii bi insanmış die düşünür, kaybolan günlere iç geçirir ve ii bi insan kazanmanın mutluluğunu beraberinde yaşarız.tamamen gözden çıkardığınız bi şeyin aslından ne kdr szden ve sze ait olduğunu anlamak gbi..lakin etrafındakilerin bütününü her daim ii görme çabası büyük hayal kırıklıklarını beraberinde getirir.eer ki ortasını tutturmayı, nötr olmayı başaramıorsanız önyargılarınızı kontrol etmeyi öğrenin.onlardan kurtulmayın,hayatınızı felç etmeden onlarla beraber sürdürün.önyargılarınızdan kurtulmayın, onlara hükmetmeyi öğrenin.
insan insan oldukça bunu hep yapacaktır.karşıdaki insanı sadece dış görünüşü ile yorumlamasıdır.bir de tanımaya başadınında ne kadar yanlış düşündüğünü anlayacaktır
insanın ön yargılardan kurtulması için sadece işene geleni değil,işine gelmeyen aykırılıkları da bilmek ve anlamak zorundadır.
insanın önyargılardan kurtulması içinsadeceişene geleni değil,işine gelmeyen aykırılıkları da bilmek ve anlamak zorundadır.
önyargılarımı seviyorum işte onlar olmasa herşeye bodoslama dalmaz mı insan önce bir bakacaksın düşüneceksin sonra elbet değişir önyargılar adı üztünde önyargı yani kesin yargı değil... seviyorum önyargılarımı :))
Önyargıyı yoketmek atomu parçalamaktan daha zordur....
işte ön yargılı bir insanın yapabilceği en uygun bir savunma yazısı özgür eylemden..çünkü o bir önyargı uzmanı herşeye ön yargısıyla bakan biridir..çünkü yapabilceği başka bir şey yoktur..kendine güvensizliğini başklarına mal etme metedu..
güvenliğiniz için varolmalıdır, ama gerektiğinde kolayca yıkılabilmelidir
önyargıdan neffrrreet ederim.. ve önyargılı insanlardanda nefffrreeet ederim..
Sahip olduğunuz tek araç bir çekiçse herşeyi çivi olarak görmeye başlarsınız.................................................(Maslow)
Önyargıyı anlatan en iyi sözlerden biri.
Ne denebilirki?
katı veya yumuşak olmaması imkansızdır.
Önyargı,karşıt düşüncedeki insanlara,dolayısıyla yönledirilen bir tehtit unsurudur.E.Ü
Atomu parçalayan insanın önyargı açmazına girmesi tamamen sosyolojik bir fenomendir.Birey olarak insan yaşadığı toplumun aynasıdır. Aynada gördüğü ise,içinde yaşadığı toplumun ta kendisidir.
Önyargıları değiştirmek gerçekten o kadarda jkolay değildir.
Olumsuz önyargılarımız belki de çok iyi anlaşabileceğimiz dostlarımızın oluşmasını engelleyebilir.
Özellikle başkalarından duyduklarımızla oluşan olumsuz önyargılarımız,
bir çok hatalarımızın kaynağını da oluşturur.
Önyargılardan kurtulmak mümkün mü?
Güç, ama imkansız değil.
Yeterki davranışlarımızı akıl süzgecinden geçirelim.
“ ÖN YARGILARI KIRMAK, ATOM ÇEKİRDEĞİNİ PARÇALAMAKTAN DAHA ZORDUR.'
..................................................EİNSTEİN
Önyargı,insanlığın en kötü hastalığıdır. İyileşme,toplumsal,bireysel çabalarla mümkün olabilir.
ön yargının diğer bir adıda kalıpyargıdır... bence önyargılar bizim insanları tek bir hareketine yada bir olaya göre değerlendirmemiz, onları kötü bir kalıp içine almamızdır...
önyargı aptallara mahsus bişeydir.
ve maalesef hepimiz biraz aptalız.
Önyargıyı parçalamak atomu parçalamaktan zormuş...
'Sahip olduğunuz tek araç bir çekiçse, herşeyi bir çivi olarak görmeye başlarsınız.' der Maslow.
Önyargıdan kurtulmadıkça gerçek insan o-la-ma-yız.
Albert Eisntein'e gore, atomu parcalamaktan daha zor olan bir seymis bu insanlarin kafasindaki onyariyi parcalamak.
Ama ben bir Eisntein degilim haliyle. Olmak gibi bir iddiam da yok. O zaman kisaca, dusunmeden, kiyaslamadan kendi kendine soru cevapla karsilastirmadan yapilan hukumsuz yargidir der gecerim...
benim yapmakta ısrar ettiğim hala neden yaptığımı neden kendimi engelleyemediğimi anlayamadım psikopatik iç savaş :)
nerden biliyorsun belki o arınacak? KK(80/3)
sonunda genelde pişman olunur...
__
kelile ve dimne' de anlatılır..
bir kadın varmış... gelincik beslermiş... bir de bebeği varmış bu kadının... bir gün komşusuna gitmiş, bebeği beşiğinde bırakıp.. döndüğünde bir de ne görsün.... kapıda gelincik kanlı ağzıyla ona bakmakta... gelinciğin bebeği beşiğinde boğup öldürdüğünü düşünüp gelinciği hemen oracıkta öldürmüş kadın...
beşiğin yanına vardığında ise bebeğin gülümseyerek yattığını görmüş hemen yanı başında ise kocaman bir yılan kanlar içinde yatıyormuş...
LÜTFEN SEVGiNiZE ÖNYARGI KOYMAYIN.
HERŞEY SEVİNCEYE KADAR FARKLIDIR
SEVDİKTEN SONRA İSE SEVGİNİN DİLİ HEP AYNIDIR.
'...ilk temaslarımızın bu menfi neticelerine rağmen,o,Combray'e birçok defa daha gelecekti...Gerçi,o büyüklerimin bana layık buldukları bir arkadaş değildi; fakat,zamanla hepsinde şu kanaat hasıl oldu ki,büyük annem rahatsızlığından bahsettiği anda onun döktüğü gözyaşlarına yapmacık denilemez...Bununla beraber,böyle ani teessürlerin,samimi de olsa,büyüklerimin indinde hiçbir kıymeti yoktur...Onların instenkt veya tecrübelerine göre,bu çeşit his taşkınlıklarının ne fiillerimizin neticesi,ne de umumi bakımdan,hayat telakkimiz üzerinde hiçbir tesiri olmaz ve ahlaki vecibelere riayet,dostluğa vefa,ciddi bir işi başarma,bir rejimi sebatla takip gibi hasletler,bir dakika gelip geçen bu ateşli ve kısır çoşkunluklardan ziyade,körükörüne alışılmış türelerdedir ki,kendilerine en emin temeli bulurlar...Şu halde,büyüklerimin benim hesabıma tasavvur ettikleri ideal arkadaşı,bana, ancak burjuva ahlak ve adetlerinin müsaade ettiği nispette muhabbet ve alaka göstermesini bilenler arasında aramak lazım gelirdi...Yoksa,beni birdenbire sevgi ile düşündüklerinden dolayı durup dururken bana bir sepet çiçek göndermek ve -sırf kendi his ve muhayyilelerinin ani bir hareketine kapıldıkları için- dostluk terazisini benden yana, -vazife ve göreneklerin tayin ettiği ölçüden çok daha fazla- indirmek isteyenler beni ancak gülünç bir vaziyete düşürebilirdi...Büyüklerimin koydukları his ve ahlak normları birer nas gibi o kadar sabittir ki,bunları yapacağımız haksız hareketler bile güçlükle yerinden oynatabilir; böyle bir ahlakın emsalsiz bir örneği olan büyük halam uzun yıllar dargın durduğu ve yüzünü görmediği yengesini -işte,bu değişmez kanunlara göre- en yakın akrabamdandır diye bir türlü mirasından çıkarmak istememiş ve bütün servetini ona bırakmak 'mecburiyeti'ne son nefesini verinceye kadar boyun eğmişti...'
çoğu zaman gerçekleri hissetmemizi sağlayan çoğu zamanda bize yol gösteren iç güdüsel bir şeydir önyargı...ama olumlu getirisi daha fazla olsa gerek.çünkü insanın hatalarının ve doğrularının farkına varması çok güzel.
bnce önyargılarımızdan çk fazla korkmamak lazım.hele de içimizde yaşayabilcek kdr barışıksak onlarla.eer bzi kontrol etmelerine izin vermior, sadece bir düşünce olarak taşıorsak çk fazla şey kaybettirmez bze peşin hükümlerimiz.bi insanın futürsuzca kötü olduğunu düşünmek ufak bi hoşnutsuzluktan fazla zarar vermeyebilir kimi zmn bze.yanlışsak eer bu fikrimizde yanıldığımızı anladığımız zmn küçük bi pişmanlık ve ne hikmettir yanılgının büyük mutluluğu kalır bze.aslında ne kdr ii bi insanmış die düşünür, kaybolan günlere iç geçirir ve ii bi insan kazanmanın mutluluğunu beraberinde yaşarız.tamamen gözden çıkardığınız bi şeyin aslından ne kdr szden ve sze ait olduğunu anlamak gbi..lakin etrafındakilerin bütününü her daim ii görme çabası büyük hayal kırıklıklarını beraberinde getirir.eer ki ortasını tutturmayı, nötr olmayı başaramıorsanız önyargılarınızı kontrol etmeyi öğrenin.onlardan kurtulmayın,hayatınızı felç etmeden onlarla beraber sürdürün.önyargılarınızdan kurtulmayın, onlara hükmetmeyi öğrenin.
toplumsal boyutta demokratikleşmenin önüne geçer...
kişisel olarak önyargılarımla mutluyum...bi nevi öngörü
insan insan oldukça bunu hep yapacaktır.karşıdaki insanı sadece dış görünüşü ile yorumlamasıdır.bir de tanımaya başadınında ne kadar yanlış düşündüğünü anlayacaktır
kişi hakında hiç bir şey bilmeden veya konunu hakında bilincli olmadan yaklaşım bi nevi iletişim kazası
Sildim gitti :))