Ohri sizce ne demek gibi yanlış bi soru olabilir mi? Ahmetin anlamı birden fazla mı ya da Ayşe'nin? Ohri,Makedonya'da bir şehir ve de güzel br göl...Bu kadarını diyeyim ben size! !
Ohri, Osmanlı’nın balkanları tarif ederken ‘sol kol’ olarak nitelediği coğrafya üzerine yoğunlaşan gezimizin ilk durağı değildi ama ‘işte burası bir Osmanlı kenti’ dediğimiz ilk şehir sayılırdı. Ohri, Osmanlı’nın balkanları tarif ederken ‘sol kol’ olarak nitelediği coğrafya üzerine yoğunlaşan gezimizin ilk durağı değildi ama ‘işte burası bir Osmanlı kenti’ dediğimiz ilk şehir sayılırdı.
Gümülcine, İskece, Kavala üzerinden geçerek bomboş sokaklarıyla paskalya yortusunu idrak eden Selanik’de konaklamıştık ilk gün. Selanik’in ‘yıkılarak yeniden kurulmuş’ ve modern yüzü, Manastır’ın geçtiğimiz yıllardan izler taşıyan hafif gergin havası zihnimde şaşırtıcı tortular olarak kaldı. Pisi pisine gitti ‘Resneli Niyazi’ sözünden hatırlayacağınız Resne şehri üzerinden geçerek vardığımız Ohri, güneşin grup ettiği, şehrin tek tük yanan ışıklarının gölde ışık danslarına dönüştüğü akşam vaktinde belli belirsiz silüetiyle karşılamıştı bizi. Sanki, asıl gezi şimdi başlıyordu.
Kosova ve Bulgaristan’ı da kapsayan gezide Ohri’ye özel önem atfetmememiz mümkün değil; yol arkadaşlarımız içinde yapılan ankette en çok etkilenen şehirlerin içinde Üsküple atbaşı koşuyordu Ohri. Yugoslavya’dan bakiye altı devletten bir olan Mekadonya’nın şirin bir şehri olan Ohri’nin eski bloktan izler taşımadığını söylersek bizi ilk yalanlayan yapı gölün kenarına kurulmuş şimdi otel olarak kullanılan devasa biçimsiz bina olur. Bunun dışında gölü çevreleyen ve görüntü kirliliği oluşturan yapılar yerine özellikle sahille çarşının çakıştığı yerden kaleya çıkan yolda nefis ahşap yapılar Osmanlı ev ve mahallesinin en güzel örneklerini sergiliyor. Nur Akın’ın Balkanlar’da Osmanlı Yapıları başlıklı çalışmasında bu evlerin özelliklerini ve mimari çizimlerini ayrıntısıyla bulabilirsiniz.
Emantur’un “Avrupa’da Osmanlı İzleri” başlığı altında Haluk Dursun rehberliğinde Balkanlara düzenlediği kültür turlarından birine katılarak Ohri’ye kadar gelmiştik ama burası için bir kaç günün yeterli olmadığını, Ohri’nin korunan tarihi doku, yaşayan manevi gelenekler ve eşsiz güzelliğiyle ‘yaşanılası’ bir sayfiye yeri olduğu aklımıza kazındı. İster Zeynel Paşa Camii, Ayasofya, Osmanlı evleri gibi tarihi yerler görebilir, ister şehre ve göle hakim olan kaleye çıkabilir, isterseniz çarşıya iner mutlaka Türkçe konuşan birileriyle karşılaşacağınız için dilediğiniz gibi dolaşabilir, kafelere takılabilir, bir akşam vakti Ohri’den çıkan balıkların tadına bakabilir, dilerseniz de havaların ısındığı bugünlerde mavi suyun tadını çıkartabilirsiniz. Belki de dünyanın en temiz en berrak yüzmeye en elverişli göllerinden biri Ohri. Kafilede pek çok kişi not etti; “tatil için yurt dışına çıkılacaksa Ohri’ye gidilecek” diye. Hatta potansiyeli görenler “niye bir otelde biz yapmıyoruz bile” dediler ciddi ciddi. Hem gezilecek hem görülecek bir yer burası.
Makedonya genelinde olduğu gibi burada da müslüman çoğunluğu Arnavutlar oluşturuyor. %8’lik bir Türk nüfusu var. Ayrıca torbeş denilen makedon asıllı müslümanlar da. Çarşıya çıktığımızda, bir ara Ohri Zaman’da çalıştığını öğrendiğimiz şimdi bilgisayar işiyle uğraşan bir gençle tanışıyor, onun bilgisayarından dünyada neler olup bittiğini öğreniyor, maillerimizi kontrol ediyoruz.
Şiir gibi...
Göle paralel Arnavutluk sınırına doğru 30 km gidildiğinde başlı başına tabiat harikası Ohri gölünü besleyen kaynağa ulaşıyorsunuz. Belki de günününüz yarısını eşsiz manzaraya ayırmalı Arnavutluk’la Makedonya’nın kesiştiği yerde maviyle yeşilin aşkına tanık olmalısınız. Bir diğer göl—kaynak meşki Türkiye’den pek çok sanatçının katıldığı şiir akşamlarıyla ünlü Ohri’ye 15 km uzaklıktaki Struga’da gerçekleşiyor. Ohri Gölü’nden taşarak oluşan, “Drina Köprüsü” romanından hatırlayacağınız Drina ırmağının görülesi ‘doğuş’ manzarası, şiir akşamları için niye buranın tercih edildiğini özetliyor. “Özal’ın ziyaret ettiği dergah” olarak ünlenen kısaca Halveti Dergahı olarak geçen Halveti Pir Muhammed Hayati Tekkesi’ne Ohri’ya mülaki olduğumuz ilk akşam uğramış hem dergahın hem insanların sıcaklığı ile adeta büyülenmiştik. Ertesi gün sabah namazında kendimizi buraya atıp, Halveti zikrine katıldık. Sabah serinliğini sıcacık bir yuvaya dönüştüren sobanın etrafında yüzyıllardır süre gelen geleneğe uygun olarak kahvelerimizi yudumluyoruz. Ohri sokakların sezsizliğini çöpçüler ve bi de dergahtan dağılan dervişler bozuyor, yeni bir güne hazırlanırken. Gün ola hayr ola...
güzel bir şehir, mükemmel bir göl en önemlisi memleketim
Ohri sizce ne demek gibi yanlış bi soru olabilir mi? Ahmetin anlamı birden fazla mı ya da Ayşe'nin? Ohri,Makedonya'da bir şehir ve de güzel br göl...Bu kadarını diyeyim ben size! !
Uyuyan güzel: Ohri
Muhsin Öztürk - [email protected]/sayi:441
Ohri, Osmanlı’nın balkanları tarif ederken ‘sol kol’ olarak nitelediği coğrafya üzerine yoğunlaşan gezimizin ilk durağı değildi ama ‘işte burası bir Osmanlı kenti’ dediğimiz ilk şehir sayılırdı. Ohri, Osmanlı’nın balkanları tarif ederken ‘sol kol’ olarak nitelediği coğrafya üzerine yoğunlaşan gezimizin ilk durağı değildi ama ‘işte burası bir Osmanlı kenti’ dediğimiz ilk şehir sayılırdı.
Gümülcine, İskece, Kavala üzerinden geçerek bomboş sokaklarıyla paskalya yortusunu idrak eden Selanik’de konaklamıştık ilk gün. Selanik’in ‘yıkılarak yeniden kurulmuş’ ve modern yüzü, Manastır’ın geçtiğimiz yıllardan izler taşıyan hafif gergin havası zihnimde şaşırtıcı tortular olarak kaldı. Pisi pisine gitti ‘Resneli Niyazi’ sözünden hatırlayacağınız Resne şehri üzerinden geçerek vardığımız Ohri, güneşin grup ettiği, şehrin tek tük yanan ışıklarının gölde ışık danslarına dönüştüğü akşam vaktinde belli belirsiz silüetiyle karşılamıştı bizi. Sanki, asıl gezi şimdi başlıyordu.
Kosova ve Bulgaristan’ı da kapsayan gezide Ohri’ye özel önem atfetmememiz mümkün değil; yol arkadaşlarımız içinde yapılan ankette en çok etkilenen şehirlerin içinde Üsküple atbaşı koşuyordu Ohri. Yugoslavya’dan bakiye altı devletten bir olan Mekadonya’nın şirin bir şehri olan Ohri’nin eski bloktan izler taşımadığını söylersek bizi ilk yalanlayan yapı gölün kenarına kurulmuş şimdi otel olarak kullanılan devasa biçimsiz bina olur. Bunun dışında gölü çevreleyen ve görüntü kirliliği oluşturan yapılar yerine özellikle sahille çarşının çakıştığı yerden kaleya çıkan yolda nefis ahşap yapılar Osmanlı ev ve mahallesinin en güzel örneklerini sergiliyor. Nur Akın’ın Balkanlar’da Osmanlı Yapıları başlıklı çalışmasında bu evlerin özelliklerini ve mimari çizimlerini ayrıntısıyla bulabilirsiniz.
Emantur’un “Avrupa’da Osmanlı İzleri” başlığı altında Haluk Dursun rehberliğinde Balkanlara düzenlediği kültür turlarından birine katılarak Ohri’ye kadar gelmiştik ama burası için bir kaç günün yeterli olmadığını, Ohri’nin korunan tarihi doku, yaşayan manevi gelenekler ve eşsiz güzelliğiyle ‘yaşanılası’ bir sayfiye yeri olduğu aklımıza kazındı. İster Zeynel Paşa Camii, Ayasofya, Osmanlı evleri gibi tarihi yerler görebilir, ister şehre ve göle hakim olan kaleye çıkabilir, isterseniz çarşıya iner mutlaka Türkçe konuşan birileriyle karşılaşacağınız için dilediğiniz gibi dolaşabilir, kafelere takılabilir, bir akşam vakti Ohri’den çıkan balıkların tadına bakabilir, dilerseniz de havaların ısındığı bugünlerde mavi suyun tadını çıkartabilirsiniz. Belki de dünyanın en temiz en berrak yüzmeye en elverişli göllerinden biri Ohri. Kafilede pek çok kişi not etti; “tatil için yurt dışına çıkılacaksa Ohri’ye gidilecek” diye. Hatta potansiyeli görenler “niye bir otelde biz yapmıyoruz bile” dediler ciddi ciddi. Hem gezilecek hem görülecek bir yer burası.
Makedonya genelinde olduğu gibi burada da müslüman çoğunluğu Arnavutlar oluşturuyor. %8’lik bir Türk nüfusu var. Ayrıca torbeş denilen makedon asıllı müslümanlar da. Çarşıya çıktığımızda, bir ara Ohri Zaman’da çalıştığını öğrendiğimiz şimdi bilgisayar işiyle uğraşan bir gençle tanışıyor, onun bilgisayarından dünyada neler olup bittiğini öğreniyor, maillerimizi kontrol ediyoruz.
Şiir gibi...
Göle paralel Arnavutluk sınırına doğru 30 km gidildiğinde başlı başına tabiat harikası Ohri gölünü besleyen kaynağa ulaşıyorsunuz. Belki de günününüz yarısını eşsiz manzaraya ayırmalı Arnavutluk’la Makedonya’nın kesiştiği yerde maviyle yeşilin aşkına tanık olmalısınız. Bir diğer göl—kaynak meşki Türkiye’den pek çok sanatçının katıldığı şiir akşamlarıyla ünlü Ohri’ye 15 km uzaklıktaki Struga’da gerçekleşiyor. Ohri Gölü’nden taşarak oluşan, “Drina Köprüsü” romanından hatırlayacağınız Drina ırmağının görülesi ‘doğuş’ manzarası, şiir akşamları için niye buranın tercih edildiğini özetliyor. “Özal’ın ziyaret ettiği dergah” olarak ünlenen kısaca Halveti Dergahı olarak geçen Halveti Pir Muhammed Hayati Tekkesi’ne Ohri’ya mülaki olduğumuz ilk akşam uğramış hem dergahın hem insanların sıcaklığı ile adeta büyülenmiştik. Ertesi gün sabah namazında kendimizi buraya atıp, Halveti zikrine katıldık. Sabah serinliğini sıcacık bir yuvaya dönüştüren sobanın etrafında yüzyıllardır süre gelen geleneğe uygun olarak kahvelerimizi yudumluyoruz. Ohri sokakların sezsizliğini çöpçüler ve bi de dergahtan dağılan dervişler bozuyor, yeni bir güne hazırlanırken. Gün ola hayr ola...