sözlüklerdeki kelimeler öldü diye mektuplardaki sözcükler öldü diye öykülerdeki kelimeler öldü diye seni sevmenin yeni bir yolunu bulmak isterdim hiçbir kelimeye görünmeden
çağdaş arap edebiyatının önemli isimlerinden..1923-1998 yılları arasında yaşamıştır...aklıma ilkin aşkın kitabı geliyor 15 dakikamı aldı okumak :) bir de ben beyrut..deneme...
parmaklarımla saydım şöyle bir sonuca vardım bir aşkım sensin iki aşkım sensin üç aşkım sensin dört beş altı yedi sekiz dokuz on aşkım sensin
Eğer sen hayatımda olmasaydın Senin gibi bir kadın icad ederdim Boyu uzun kılıç gibi Gözleri berrak... Tıpkı yaz göğü gibi Yüzünü yapraklara resmederdim Sesini yapraklara kazırdım Göğüsünü Şam güvercinlerine benzetirdim Ve denize uzanmış bir balkona Suya dokunan ve batmaktan korkmayan Saçlarını gül bahçesi yapardım Beline bi kaside Ağızını bir şarap kadehi Gece boyunca meşgul olurdum Gerdanlığının titreyişlerini Kulak memelerinin musikisini Tasvir etmekle Olmasaydın kaderin sayfalarında Var ederdim ey sevgilim Şekillerden bir şekilde Bir parça Ay'dan ödünç alırdım Bir avuç deniz sedefinden Günün ilk ışıklarından Denizi, yolcuları, yolculuğu ödünç alırdım. Senin gözlerin için Yağdırırdım yağmuru... Sen hayatımda olmasaydın Yeryüzünde hava, su, ağaç olmazdı Yeyüzünde sen olmazdın... Sen olmasaydın... sevgilim Gerçekte...Aylarca uğraşırdım Bu geniş alın üzerinde Ve aylarca...ve aylarca Bu ince ağız ve parmaklar üzerine... Yine de senin gibi bir kadın düşünürdüm Elleri şeffaf Kirpiklerinin üzerine İki yıldız fırlatırdım Yatağının üzerinde İki mum yakardım Fakat varmı senin bir benzerin sevgilim Nerede bulunur...? Nerede...?
Şarkıcı nasıl söyler şarkısını, Dudakları dikilmişken efendim? Bir Arap şairi ölünce bugün Kim dua eder O'na? El öpmez benim şiirim Doğrusu sultanlara düşer Şiirimin ellerini öpmek!
I Dostlarım Başkaldırmıyorsa,nedir ki şiir? Azgınları ve azışları devirmiyorsa,nedir ki şiir? Zamanda ve mekanda Sarsıntı yapmıyorsa, nedir ki şiir? Kisra Nuşirevan'ın başındaki tacı Yere çalmıyorsa, nedir ki şiir?
II Bunun için çekiyorum isyan bayrağını Şu ana kadar gündüz nedir bilmeyen milyonlar adına. Nedir,dalla serçeyi ayıran Gülle sarı şebboyu ayıran nedir? Nedir memeyle narı ayıran Denizle zindanı ayıran nedir? Nedir mavi ayla karanfili ayıran Yiğitlik kelimesinin sırrını, Giyotinin sırrını ayıran?
III Bunun için çekiyorum isyan bayrağını! Kediler gibi boğazlanmaya götürülen milyonlar adına Göz kapakları çıkarılanlar adına Dişleri sökülenler adına Sülfirik asitte eriyenler adına,kurtçuklar gibi Mahrum olanlar adına, Sesten,fikirden,dilden. Çekeceğim isyan bayrağını.
IV Bunun için çekiyorum isyan bayrağını Küçük perdenin altında Öküz gibi oturan halklar adına Dostluğu büyük kaşıklarla içen halklar adına Develer gibi yük çeken halklar adına Gün doğusundan gün batısına Yük çeken deve gibi. Sudan ve arpadan başka hakkı yok Hasreti yok emirin karısının Emirin dişi köpeğinin Berberine ait olmaktan başka.. Yaşasın bir demet yonca Yaşasın tek ilah diye Allah'a yalvaran Halklar adına
V Ey şiirin dostları! Ben ateş ağacıyım,hasretlerin kahiniyim ben Elli milyon aşığın resmi sözcüsüyüm Sevgi ve inleyiş ehlinin ellerinde uyur Kah yasemin ağaçlarına. Ey dostlarım! Bıçağın saltanatını hep reddeden Bir yarayım ben..
VI Ey mümtaz dostlarım! Dudaksızların dudağıyım ben Gözsüzlerin gözüyüm ben Okumazlara denizin kitabıyım ben Hapishane kaşalotlarına gözyaşıyla kazınan Yazılarım ben Bu çağ gibiyim ben,sevgilim! Çılgınlıklarla karşılarım çılgınlıkları Kırarım nesneleri çocukluk içre Kanımda devrim ve limon kokusu Hep bildiğiniz gibiyim ben Hoşlanırım kanun çiğnemekten Hep bildiğiniz gibiyim ben Şiirleyim... Yoksa var olmak istemem...
VII Dostlarım! Hakiki şiir sizsiniz. Gülmenin de ehemmiyeti yok surat asmanın da Sultana öfkelenmenin de Siz benim sultanlarımsınız Sizden şeref,kuvvet,kudret istiyorum Tuz ve taş üstünde uyuyan şehirlerde Şiirlerim yasak. Şiirlerim yasak, Çünkü insana Sevginin ve medeniyetin kokusunu taşıyor Şiirlerim reddedildi, Çünkü her beyti muştu taşıyor Dostlarım! Sizi bekletmekteyim hala Kıvılcımı tutuşturmak için...
Suriye'de varsıl bir Şamlı ailenin çocuğu olarak doğdu. Şam Üniversitesi'nde hukuk okudu. Dışişlerinde çalışmaya başladı. İlk kitabı Esmerim Anlattı bana(1942) henüz on dokuz yaşındayken yayımlandı. Bu kitapla kazandığı şöhreti her geçen yıl arttı. Ülkesini birçok Avrupa ve Asya başkentinde diplomat olarak temsil eden Kabbani, yönetimle olan uyuşmazlığı nedeniyle görevinden istifa etti. Kendisi bazı kaynaklara göre Adonis'le birlikte yaşayan en büyük Arap şairi olarak görülür. Bir aşk şairi olarak tanınan Kabbani, 1967 Arap-İsrail savaşından sonra Arap şiirinde çağ açıcı bir rol oynamıştır. 'Gerileme Kitabına Dipnotlar' şiiri Beyrut'ta Al-Adab dergisinin Ağustos 1967 sayısında yayımlanır yayımlanmaz bütün Arap dünyasında yasaklanmış ve Arap edebiyatının ilk samizdat örneği olarak gizlice elden ele dolaşmaya başlamıştır. Bu şiirin yayımlanışı aynı zamanda Al-Adab Al-Huzarani (Haziran Edebiyatı) akımını da doğurmuştur. Haziran Hareketi'nin kurucusu ve önde gelen şairi Kabbani, gerek 19550'lerdeki şiirde sadeleşme hareketinde, gerekse 1967'deki 'Altı Gün Savaşı'nın ardından patlayarak çığ gibi artan politik şiirde Arap şiirinin yol göstericisi olmuştur. Şiir kitaplarından bazıları şunlardır: Nizar Kabbani'den Şiirler (1957) , Yeşil Bir Lambadır Şiir (1964) , Geçkin Bir Kadının Güncesi (1968) , Aşk Kitabı (1970) , Yüz Aşk Mektubu (1972) Yasak Şiirler (1972) .
beyrut'u nizar kabbani'den daha iyi anlatabilecek birine rastlamadım henüz
sözlüklerdeki kelimeler öldü diye
mektuplardaki sözcükler öldü diye
öykülerdeki kelimeler öldü diye
seni sevmenin yeni bir yolunu bulmak isterdim
hiçbir kelimeye görünmeden
n.k
çağdaş arap edebiyatının önemli isimlerinden..1923-1998 yılları arasında yaşamıştır...aklıma ilkin aşkın kitabı geliyor 15 dakikamı aldı okumak :) bir de ben beyrut..deneme...
parmaklarımla saydım
şöyle bir sonuca vardım
bir aşkım sensin
iki aşkım sensin
üç aşkım sensin
dört beş
altı yedi
sekiz dokuz
on aşkım sensin
işte nizar kabbani
Bir Kadın Yaratmakta Sufice Vehimler
Eğer sen hayatımda olmasaydın
Senin gibi bir kadın icad ederdim
Boyu uzun kılıç gibi
Gözleri berrak...
Tıpkı yaz göğü gibi
Yüzünü yapraklara resmederdim
Sesini yapraklara kazırdım
Göğüsünü Şam güvercinlerine benzetirdim
Ve denize uzanmış bir balkona
Suya dokunan ve batmaktan korkmayan
Saçlarını gül bahçesi yapardım
Beline bi kaside
Ağızını bir şarap kadehi
Gece boyunca meşgul olurdum
Gerdanlığının titreyişlerini
Kulak memelerinin musikisini
Tasvir etmekle
Olmasaydın kaderin sayfalarında
Var ederdim ey sevgilim
Şekillerden bir şekilde
Bir parça Ay'dan ödünç alırdım
Bir avuç deniz sedefinden
Günün ilk ışıklarından
Denizi, yolcuları, yolculuğu ödünç alırdım.
Senin gözlerin için
Yağdırırdım yağmuru...
Sen hayatımda olmasaydın
Yeryüzünde hava, su, ağaç olmazdı
Yeyüzünde sen olmazdın...
Sen olmasaydın... sevgilim
Gerçekte...Aylarca uğraşırdım
Bu geniş alın üzerinde
Ve aylarca...ve aylarca
Bu ince ağız ve parmaklar üzerine...
Yine de senin gibi bir kadın düşünürdüm
Elleri şeffaf
Kirpiklerinin üzerine
İki yıldız fırlatırdım
Yatağının üzerinde
İki mum yakardım
Fakat varmı senin bir benzerin sevgilim
Nerede bulunur...?
Nerede...?
NİZAR KABBANİ
GAZABA UĞRAMIŞ ŞİİRLER
Şarkıcı nasıl söyler şarkısını,
Dudakları dikilmişken efendim?
Bir Arap şairi ölünce bugün
Kim dua eder O'na?
El öpmez benim şiirim
Doğrusu sultanlara düşer
Şiirimin ellerini öpmek!
I
Dostlarım
Başkaldırmıyorsa,nedir ki şiir?
Azgınları ve azışları devirmiyorsa,nedir ki şiir?
Zamanda ve mekanda
Sarsıntı yapmıyorsa, nedir ki şiir?
Kisra Nuşirevan'ın başındaki tacı
Yere çalmıyorsa, nedir ki şiir?
II
Bunun için çekiyorum isyan bayrağını
Şu ana kadar gündüz nedir bilmeyen milyonlar adına.
Nedir,dalla serçeyi ayıran
Gülle sarı şebboyu ayıran nedir?
Nedir memeyle narı ayıran
Denizle zindanı ayıran nedir?
Nedir mavi ayla karanfili ayıran
Yiğitlik kelimesinin sırrını,
Giyotinin sırrını ayıran?
III
Bunun için çekiyorum isyan bayrağını!
Kediler gibi boğazlanmaya götürülen milyonlar adına
Göz kapakları çıkarılanlar adına
Dişleri sökülenler adına
Sülfirik asitte eriyenler adına,kurtçuklar gibi
Mahrum olanlar adına,
Sesten,fikirden,dilden.
Çekeceğim isyan bayrağını.
IV
Bunun için çekiyorum isyan bayrağını
Küçük perdenin altında
Öküz gibi oturan halklar adına
Dostluğu büyük kaşıklarla içen halklar adına
Develer gibi yük çeken halklar adına
Gün doğusundan gün batısına
Yük çeken deve gibi.
Sudan ve arpadan başka hakkı yok
Hasreti yok emirin karısının
Emirin dişi köpeğinin
Berberine ait olmaktan başka..
Yaşasın bir demet yonca
Yaşasın tek ilah diye Allah'a yalvaran
Halklar adına
V
Ey şiirin dostları!
Ben ateş ağacıyım,hasretlerin kahiniyim ben
Elli milyon aşığın resmi
sözcüsüyüm
Sevgi ve inleyiş ehlinin ellerinde
uyur
Kah yasemin ağaçlarına.
Ey dostlarım!
Bıçağın saltanatını hep reddeden
Bir yarayım ben..
VI
Ey mümtaz dostlarım!
Dudaksızların dudağıyım ben
Gözsüzlerin gözüyüm ben
Okumazlara denizin kitabıyım
ben
Hapishane kaşalotlarına
gözyaşıyla kazınan
Yazılarım ben
Bu çağ gibiyim ben,sevgilim!
Çılgınlıklarla karşılarım çılgınlıkları
Kırarım nesneleri çocukluk içre
Kanımda devrim ve limon kokusu
Hep bildiğiniz gibiyim ben
Hoşlanırım kanun çiğnemekten
Hep bildiğiniz gibiyim ben
Şiirleyim...
Yoksa var olmak istemem...
VII
Dostlarım!
Hakiki şiir sizsiniz.
Gülmenin de ehemmiyeti yok
surat asmanın da
Sultana öfkelenmenin de
Siz benim sultanlarımsınız
Sizden şeref,kuvvet,kudret
istiyorum
Tuz ve taş üstünde uyuyan
şehirlerde
Şiirlerim yasak.
Şiirlerim yasak,
Çünkü insana
Sevginin ve medeniyetin
kokusunu taşıyor
Şiirlerim reddedildi,
Çünkü her beyti muştu taşıyor
Dostlarım!
Sizi bekletmekteyim hala
Kıvılcımı tutuşturmak için...
NİZAR KABBANİ
Suriye'de varsıl bir Şamlı ailenin çocuğu olarak doğdu. Şam Üniversitesi'nde hukuk okudu. Dışişlerinde çalışmaya başladı. İlk kitabı Esmerim Anlattı bana(1942) henüz on dokuz yaşındayken yayımlandı. Bu kitapla kazandığı şöhreti her geçen yıl arttı. Ülkesini birçok Avrupa ve Asya başkentinde diplomat olarak temsil eden Kabbani, yönetimle olan uyuşmazlığı nedeniyle görevinden istifa etti. Kendisi bazı kaynaklara göre Adonis'le birlikte yaşayan en büyük Arap şairi olarak görülür. Bir aşk şairi olarak tanınan Kabbani, 1967 Arap-İsrail savaşından sonra Arap şiirinde çağ açıcı bir rol oynamıştır. 'Gerileme Kitabına Dipnotlar' şiiri Beyrut'ta Al-Adab dergisinin Ağustos 1967 sayısında yayımlanır yayımlanmaz bütün Arap dünyasında yasaklanmış ve Arap edebiyatının ilk samizdat örneği olarak gizlice elden ele dolaşmaya başlamıştır. Bu şiirin yayımlanışı aynı zamanda Al-Adab Al-Huzarani (Haziran Edebiyatı) akımını da doğurmuştur. Haziran Hareketi'nin kurucusu ve önde gelen şairi Kabbani, gerek 19550'lerdeki şiirde sadeleşme hareketinde, gerekse 1967'deki 'Altı Gün Savaşı'nın ardından patlayarak çığ gibi artan politik şiirde Arap şiirinin yol göstericisi olmuştur. Şiir kitaplarından bazıları şunlardır: Nizar Kabbani'den Şiirler (1957) , Yeşil Bir Lambadır Şiir (1964) , Geçkin Bir Kadının Güncesi (1968) , Aşk Kitabı (1970) , Yüz Aşk Mektubu (1972) Yasak Şiirler (1972) .
Kaynak: www.yitikulke.com