Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU sizce ne demek, Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU size neyi çağrıştırıyor?

Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU terimi Nihat Malkoç tarafından tarihinde eklendi

  • İlknur Gülsen Dağlıoğlu
    İlknur Gülsen Dağlıoğlu

    En çok sevdiğim isim ona sevgim çok büyük çok....


    Saz ve söz ehlinden bir garip ozan, milletinin içine ayrılık tohumları ekenleri gördü;

    Türk'ün geçmişini, geleceğini, töresini, iymanım... inkâr edip soysuzluğa baş çekenleri gördü;


    Alevîlik, Sünnîlik, Kızılbaşlık... diye, Oğuz boylarının ocağına incir ağacı dikenleri gördü.


    Düşmanlarca kandırılıp kardaş kanı dökenleri gördü;


    Bağırsa duyulmazdı, duyanlar ayılmazdı.


    Gönlü ve gözleri doldu; dede yadigârı sazını duvardan aldı


    Kendisi bin yıl önceki bir Alp-Eren, sazı da Kopuz oldu;


    Gözlerinin ve gönlünün dolusu ile milletine seslenip çaldı çaldı çaldı...


    Kanayan yarayı tuzladı, ağladı, sızladı... Oğuz boylarını Oğuzladı, birlik ve dirlik üstüne kopuzladı,

  • Güneş Seninle Doğacak
    Güneş Seninle Doğacak

    Kahramanlık Türküsü


    cc
    Şanlı kitap önderimiz kılındı
    İman sancak gönderimiz kılındı
    İklim-i Rum,minderiniz kılındı
    Ol mindere kavi diz verilmeli.

    Barak Baba,Sarı Saltuk orada,
    Hacı Bektaş Veli,Taptuk orada,
    Bir mübarek vatan yaptık orada,
    Ki,bir can dilerse bin verilmeli.

    Töre,nizam,yol ve yordam her kula
    Ulus,erkan,edep,erdem her kula,
    Yirmidört saatte her dem her kula,
    Allah ın buyruğu uz verilmeli.

    İnatla girmeyin soy sop faslına
    Kurtsa kurt itse it döner aslına
    Rum ülkelerinde Oğuz nesline
    Peygamber kavlince öz verilmeli.

    İçinde olanlar bir nebze iman
    Gönlünü mazluma eder süt liman
    Halkı ayırmadan kafir müslüman
    Açsa aş,açıksa bez verilmeli.

    Bu kılıçlar iller fethi içindir.
    Bu kitaplar diller fethi içindir.
    Türküler gönüller fethi içindir.
    Cümle ozanlara saz verilmeli.

    Kartal yuvasıdır Söğüt te burçlar,
    Devletin zırhıdır sınırda uçlar,
    Gazi Osmanlara zağlı kılıçlar
    Yunus Emrelere söz verilmeli...

  • Güneş Seninle Doğacak
    Güneş Seninle Doğacak

    Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu


    Türkiye'nin yetiştirdiği bayrak şahsiyetler arasında Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun özge yeri vardır. Zaferlerden ve destanlardan bahsedilince akla gelen ilk isim odur. Dün vefatının 13.yılını yâd ettiğimiz bu 'destan adam', Bozkurtların Ruhu, Gençosman Destanı, Kürşad İhtilali Destanı, Malazgirt Destanı, Bozkurtların Destanı, Kopuzdan Ezgiler, Salur Kazan Destanı, Boğaç Han Destanı, Destanlarda Uyanmak, Destanlar Burcu gibi her biri bir yürek ezgisi olan eserleriyle Türk milletinin kalbinde yer etmiş bir ulu ozandır. O, sanat anlayışını şöyle özetler: 'Edebiyat ve güzel sanatların her dalı, millî ve mânevî kökler üzerinde filizlenir, yeşerir ve büyür. Sol, millîliği ve mâneviyâtı inkâr ettiği için, köksüz ve tükenmeye mahkûmdur. Nitekim öyle olmuştur. Sağın milliyetçi kesimi Türk şiirinin berâtını elinde tutmaktadır. Türk şiiri ancak Mehmet Âkif, Yahya Kemal, Necip Fâzıl, Arif Nihat çizgisi üzerinde geleceğe yönelebilir. Benim ilham kaynağım, her birisi başlı başına bir destan olan şahsiyetler, zaferler, fetihler ve eserlerdir. Üç bin yıl geriye doğru uzanan şanlı bir mâzi ve bu mâziden feyizlenerek büyüyecek bir gelecek!

  • Güneş Seninle Doğacak
    Güneş Seninle Doğacak

    Ey Uyan Türk Oğlu

    Er meydanlarından çekilir oldun
    Çorak iklimlere ekilir o! dun
    Eğilmek bilmezdin bükülür oldun...
    Sürer mi bu gaflet; daha kaç sene?
    Uyan ey Türk uyan! Uyumak nene?

    Boşaldın boşaldın.. dolabilmedin,
    Gidişin o gidiş.. gelebilmedin...
    Döktüğün kanları alabilmedin...
    Şah damarlarına yapışan kene
    Sömürür mü seni: daha kaç sene?

    Bakın şu Oğuz'un torunlarına;
    Kara taş bağlamış karınlarına!
    Umutsuz gözlerle yarınlarına
    Bakarlar mı dersin; daha kaç sene
    Uyan ey! ... Kendine dönmeyi dene!

    Eski sandıklarda harsın, tören ey!
    Hain, çaşıt dolu; yanın, yören ey!
    Bağlı tutsak sanır seni gören ey!
    Bu böyle sürer mi; daha kaç sene?
    Uyan ey! ... Kendine dönmeyi dene.

    Bak ne der Oğuz Han, Alparslan, Tuğrul:
    Ey Bozkurtlar soyu! Yerinden doğrul!
    Silkin! ... Öz mâyanla yeniden yoğrul!
    İnsanlığı nûra kavuştur yine
    Uyan ey! ... Kendine dönmeyi dene.

    Acunda ne varsa kurudan, yaştan
    Al Dede Korkut'tan, Hacı Bektaş'tan
    Malazgirt ufkuna doğ yeni baştan...
    Dilerim Tanrı'dan bu devran döne,
    Uyan ey Türk! ... Uyan! Uyumak nene?

    Seni aldatmasın 'Batı' denilen,
    Onun mayasıdır 'katı' denilen,
    Onun iç yüzüdür 'kötü' denilen...
    Odur özsuyunu sömüren kene!
    Sen uyan; onu da uyandır gene

    Düşün! Kaç parçaya bölmüşler seni?
    Sonsuz bir sahraya salmışlar seni...
    Kanadını kırıp yolmuşlar seni..
    Kalk, doğrul yerinden! Yürü, geç öne!
    Uyan ey! ... Kendine dönmeyi dene.

    Yıkıldın, yakıldın: 'devrim' dediler,
    Soysuzlaştırıldın 'evrim' dediler,
    Bozkurta it, ite 'yavrum' dediler..
    Kalk, doğrul yerinden! Yürü, geç öne!
    Uyan ey! ... Kendine dönmeyi dene.

    Türk Bilge Kağan der 'İşitin beni!
    Benim çağlar aşan, benim en yeni.
    Ey Türk! Birgün gaflet basarsa seni
    Gönül ver, kulak tut bendeki üne,
    Uyan Ey! Kendine dönmeyi dene! '

    'Üstten gök basmayıp yer çökmeyince
    Hainler türeyip bel bükmeyince
    Seni gafil bulup kan dökmeyince
    Türk'ün bir düşmanı çıksa da bine
    İlini, töreni bozamaz yine! '

    Köklerinden koptu okumuşların,
    Batıyı put yaptı okumuşların,
    Yaptığına taptı okumuşların...
    Ey Türk! Kendine dön! Yad, yaban nene
    Kalk, doğrul yerinden, yürü geç öne!

    Dinle! Dövülmekte... Çağrı kösleri,
    Dinle! Yakındadır... ayak sesleri,
    Bozkurtların sıcak, hür nefesleri
    Ufkunu doğudan sarsın da yine
    Kalk! Doğrul yerinden! Yürü, geç öne!

    Sen, Oğuz Ata'nın has milleti, sen!
    Sen, son Peygamberin has ümmeti. sen!
    O seni boğmadan, boğ zilleti sen! ...
    Uyan! Ey Türk oğlu! Uyumak nene?
    Kalk, doğrul yerinden! Yürü, geç öne!

    Medet ummaya gör kızıl surattan,
    Seni mahrum koyar aşktan, muraddan,
    Çağla Sakarya'dan, kükre Fırat'tan..
    Kara, kızıl, sarı.. sür, topla yine;
    Bunlardır özünü sömüren kene!

    Destanlar yazılır, şanına lâyık,
    Yine de erişmez ününe lâyık,
    Olursan soyuna, dinine lâyık...
    Geçer bu gafletin; sürmez çok sene,
    Uyan ey Türk oğlu! Uyumak nene?