NİMET .. Bugün Cumartesi. Herkes evinde bugün. Sabahın karanlığında başlayan işe, okula gitme telaşesi yok. Mevsimlerin yorgun ayı Kasım bitmek üzere. Aralık sert ayazların ayı. Islık çalan rüzgarların melodisiyle uyanacağız gali... Hava güzel...Yeni aldığım spor ayakkabımı giydim. Şehir merkezinde kurulan Cumartesi pazarına yürüyerek gitmeyi hedefledim. Yaşlandıkça yavaşlayan vücudumu canlandırmak amacım. Solunum, sindirim, sinir, dolaşım sistemlerimin yürüyüş yapmama ihtiyaçları var. Önce bahçede güneşlenen kedileri selamladım. Cevap vermeseler de onlarla birkaç kelam ettim, hal hatır sordum. Ağaçlarda saklambaç oynayan güvercinlere el salladım. Tembellik uykusuna yatmış köpeklere merhaba diyerek, kah gökyüzüne bakarak, kah insanlarla selamlaşarak yüzüme gülümseme takılı, mutlu bir şekilde yoluma devam ettim. Dört beş kilometre yürüdükten sonra nihayet pazara ulaştım. İçimi bir sevinç kapladı. Aman Allahım bu ne muhteşem güzellik...! Tezgahları altın sarısı portakallar, mandalin ve greyfurtlar süslemiş. Kırmızı kırmızı Amasya elmaları, kocaman taneli üzümler. Hünnap, avokado, muz ne ararsanız var. Koca Rabbimin içine insana yönelik vitaminler, besinler doldurduğu her türlü sebze ve meyve emrinize amade. Benim seçimim biraz portakal, mandalina ve elma oldu. Niyetim biraz ileride görünen cevizciden ceviz alıp pazarın keyfini çıkarmak. Cevizci ile biraz şakalaşıp 2 kilo ceviz aldıktan sonra seyrü safaya devam eyledim. Bir şangırtı oldu ki sormayın gitsin. Nasıl oldu ise elimdeki ceviz poşeti patladı. 2 kilo ceviz tespih taneleri gibi yola dağılıverdi. Beni bir gülme tuttu. Kenara çekilip yere saçılan cevizleri izlemeye başladım. İnsanlar cevizlere basmamak için hopluyordu. Sağolsun, pazarcının biri yeni bir poşet tutuşturdu elime. Bir elimle poşeti açıp dökülen cevizleri toplamaya başladım. Ben yaşlarda bir bey bana, "Sen toplamayı bırak sadece poşeti aç"dedi. İki eliyle cevizleri toplayıp " Nimet bunlar nimet" diyerek poşete koymaya başladı. Baktım 2 genç kız, iki delikanlı da nimet toplama toplama işine katıldı. Kısa sürede ben ve iyi yürekli beş insan ceviz nimetini yerlerde sürünmekten kurtardık. Beş güzel insana teşekkür ettim. Poşeti açtım " Buyurmaz mısınız " diyerek ceviz ikram etmek istedim. Hiçbiri almadı ve yoluna devam etti. Uzun bir yürüyüşten sonra yorulmuştum Artık evime dönmeliydim... Kısık bir gülümseme ile şöyle düşündüm: " Tüm medyada sürekli haber yapılarak gözümüzün içine sokulan kötülükler ve kötüler bizi korkutuyor. Toplumu moral olarak çökertiyor. İnsanlarımızı umutsuzluğa sevk ediyor. Oysa sakin ve sessizce , reklamsız bir şekilde hayatını sürdüren iyiler de var bu toplumda. Elbette çürüklerimiz, çürüyenlerimiz son yıllarda oldukça arttı. Ama umutsuzluğa gerek yok. Yere düşen ekmeği alıp, öpüp başına koyan, yaratılmış her şeyi Allah'ın nimeti gören, sevgi merhamet insaf dolu insanlarımız var. Onlar insanların hası, onlar varlığımızın sigortası... Onlar bizim zenginliğimiz, başımızın tacı, bu toprağın bereketi. Onlar bu ülkenin nimeti. Ahmet Yavaş
1. İyilik, lütuf, ihsan 2. Yaşamak için gerekli her şey 3. Yiyecek içecek, ekmek insanların ihtiyac duyduğu Allah'ın da büyük bir comertlikle hizmetimize sunduğu herşey. güzel bir kadın ismi
Dunyadaki her şey bir nimettir yediğimiz ve içtiğimiz gıdalar,evimizdeki elektrik,doğal gaz,kullandığımız ew aletleri,iş makinaları,giyinmiş olduğumuz elbiseler,şu anda oturduğumuz sandalye,şu anda baktığımız bilgisayar,içindeki yazıları okuyabilmemizi sağlayan gözlerimiz ve en önemlisi aklımız,canlı maddeler yiyecek ve içecekler Allah tarafından bize verilen nimetlerdir... yine cansız maddelerde allah tarafından bize verilen nimetlerdir fakat bu cansız nımetleri eşya haline getirmemiz için bize vermiş olduğu en buyuk nimetlerden biride aklımızdır.....
NİMET ..
Bugün Cumartesi. Herkes evinde bugün. Sabahın karanlığında başlayan işe, okula gitme telaşesi yok. Mevsimlerin yorgun ayı Kasım bitmek üzere. Aralık sert ayazların ayı. Islık çalan rüzgarların melodisiyle uyanacağız gali...
Hava güzel...Yeni aldığım spor ayakkabımı giydim. Şehir merkezinde kurulan Cumartesi pazarına yürüyerek gitmeyi hedefledim. Yaşlandıkça yavaşlayan vücudumu canlandırmak amacım. Solunum, sindirim, sinir, dolaşım sistemlerimin yürüyüş yapmama ihtiyaçları var.
Önce bahçede güneşlenen kedileri selamladım. Cevap vermeseler de onlarla birkaç kelam ettim, hal hatır sordum. Ağaçlarda saklambaç oynayan güvercinlere el salladım.
Tembellik uykusuna yatmış köpeklere merhaba diyerek, kah gökyüzüne bakarak, kah insanlarla selamlaşarak yüzüme gülümseme takılı, mutlu bir şekilde yoluma devam ettim.
Dört beş kilometre yürüdükten sonra nihayet pazara ulaştım. İçimi bir sevinç kapladı. Aman Allahım bu ne muhteşem güzellik...! Tezgahları altın sarısı portakallar, mandalin ve greyfurtlar süslemiş. Kırmızı kırmızı Amasya elmaları, kocaman taneli üzümler. Hünnap, avokado, muz ne ararsanız var. Koca Rabbimin içine insana yönelik vitaminler, besinler doldurduğu her türlü sebze ve meyve emrinize amade.
Benim seçimim biraz portakal, mandalina ve elma oldu. Niyetim biraz ileride görünen cevizciden ceviz alıp pazarın keyfini çıkarmak. Cevizci ile biraz şakalaşıp 2 kilo ceviz aldıktan sonra seyrü safaya devam eyledim.
Bir şangırtı oldu ki sormayın gitsin. Nasıl oldu ise elimdeki ceviz poşeti patladı. 2 kilo ceviz tespih taneleri gibi yola dağılıverdi. Beni bir gülme tuttu. Kenara çekilip yere saçılan cevizleri izlemeye başladım.
İnsanlar cevizlere basmamak için hopluyordu. Sağolsun, pazarcının biri yeni bir poşet tutuşturdu elime. Bir elimle poşeti açıp dökülen cevizleri toplamaya başladım. Ben yaşlarda bir bey bana, "Sen toplamayı bırak sadece poşeti aç"dedi. İki eliyle cevizleri toplayıp " Nimet bunlar nimet" diyerek poşete koymaya başladı. Baktım 2 genç kız, iki delikanlı da nimet toplama toplama işine katıldı. Kısa sürede ben ve iyi yürekli beş insan ceviz nimetini yerlerde sürünmekten kurtardık.
Beş güzel insana teşekkür ettim. Poşeti açtım " Buyurmaz mısınız " diyerek ceviz ikram etmek istedim. Hiçbiri almadı ve yoluna devam etti.
Uzun bir yürüyüşten sonra yorulmuştum Artık evime dönmeliydim...
Kısık bir gülümseme ile şöyle düşündüm: " Tüm medyada sürekli haber yapılarak gözümüzün içine sokulan kötülükler ve kötüler bizi korkutuyor. Toplumu moral olarak çökertiyor. İnsanlarımızı umutsuzluğa sevk ediyor. Oysa sakin ve sessizce , reklamsız bir şekilde hayatını sürdüren iyiler de var bu toplumda. Elbette çürüklerimiz, çürüyenlerimiz son yıllarda oldukça arttı. Ama umutsuzluğa gerek yok. Yere düşen ekmeği alıp, öpüp başına koyan, yaratılmış her şeyi Allah'ın nimeti gören, sevgi merhamet insaf dolu insanlarımız var. Onlar insanların hası, onlar varlığımızın sigortası...
Onlar bizim zenginliğimiz, başımızın tacı, bu toprağın bereketi.
Onlar bu ülkenin nimeti.
Ahmet Yavaş
Yaşantımızı ikame etmek için rabbimizin bize sunduğu her şey
Peygamberler nimet verilenlerdir. Şu halde asıl nimet 'islamdır'diyebiliriz.
ALLAH A şükür sebebimiz..
Kör o kişidirki,
nimeti görür,
nimeti vereni göremez.
gökten zembille inmeyip yer altından sondajla çıkarılan bişi :)
bkz: Arapların nimeti çoktur
başka bişileri de yoktur
ismi nimet olan kız hakkında dönen espri
__nimete basmak günahtır...
(öğğahkk)
1. İyilik, lütuf, ihsan
2. Yaşamak için gerekli her şey
3. Yiyecek içecek, ekmek
insanların ihtiyac duyduğu Allah'ın da büyük bir comertlikle hizmetimize sunduğu herşey.
güzel bir kadın ismi
nimet nedir bunu bulmam gerekiyo
ihsan...
Dunyadaki her şey bir nimettir yediğimiz ve içtiğimiz gıdalar,evimizdeki elektrik,doğal gaz,kullandığımız ew aletleri,iş makinaları,giyinmiş olduğumuz elbiseler,şu anda oturduğumuz sandalye,şu anda baktığımız bilgisayar,içindeki yazıları okuyabilmemizi sağlayan gözlerimiz ve en önemlisi aklımız,canlı maddeler yiyecek ve içecekler Allah tarafından bize verilen nimetlerdir... yine cansız maddelerde allah tarafından bize verilen nimetlerdir fakat bu cansız nımetleri eşya haline getirmemiz için bize vermiş olduğu en buyuk nimetlerden biride aklımızdır.....
Allah'a şükürler olsun...
Insanin kendisi ne büyük bir nimet..