sabahları erken kalkmak (4 yıldır bunu çok az yaptım) otobüs yolculuklarında dırdır konuşan biriyle aynı koltuğu paylaşmak..... ağlamamdan nefret ediyorum çünkü bu beni zavallı kılıyo.......... ders çalışmak zorunda olduğum bi eğitim sistemi içinde olmaktan nefret ediyorum....... bazen çok istediğim halde konumu gereğiyle bazı insanlara kapa çeneni yeter artık diyememekten nefret ediyorum...... evime gelen misafirin 2 günden fazla kalmasından nefret ediyorum.çünkü evde tek başıma yaşamıyorum. bu yüzden başkalarının hakkına saygı duymaktan nefret ediyorum........ çok konuşan boş konuşan insanlardan nefret ediyorum.......... hastanelerden nefret ediyorum.......... bazı insanlarla aynı havayı solumaktan nefret ediyorum....... yalan söyleyen insanlardan nefret ediyorum. ediyorum da ediyorum..... daha çok şey var............
aşkın erkek kardeşi.ruhunda Kabil'in genleri mevcut.aşkın Tamamlayanı ve böleni biraz da...Herşeyin zıddı ile kaim olduğu dünyamızda aşkı anlatan tabir. Siyah ve beyaz gibi.Biri olmasaydı diğerinin güzelleği anlaşılmazdı.
ayrıca insan sadece başkalarından nefret etmez... kendinden de eder... br başka çeşit Cihad-ı Ekber...zaten ikilemimiz de budur, kendimize narsistçe aşık olup hayran bırakmayı istemek başkalarını, öte yandan (tabir-i caizse) 'ne mal olduğumuzu' en iyi bilen kişi olarak, ne takdire, ne de sevgiye layık olmadığımız gerçeğinden alıkoyamayı kendimizi...
eve gidince (işyerimdeyi m şu an) Pascal'dan küçük bir pasaj aktarmayı isterim, paylaşmak bağlamında....
Luther'in bir sözünü okumuştum uzun yıllar önce...'Kalbim dilediğim gibi candan dua etme kıvamında değilse eğer, aklıma düşmanlarımı getiririm derhal... O zaman içim kinle, nefretle dolar ve katılaşan kalbimden en içli yakarışlar çıkar.' Dua ederken makuldur ve hatta makbuldur bu, düşmanını Tanriya havale etmek herkesin gösterebileceği ilahi karakter değildir çünkü... Öte yandan eylem söz konusu olduğunda düşmandan nefret etmek yargıyı zayıflatan bir hüküm olur, kızgınlıktan gözü kararmış biri adil olamaz öncelikle... Adaletsiz her muamele ise yeni nefretleri doğurur...
her insan frene basarak yaşar... çevresine ve hatta kendisine duyduğu bitmek bilmeyen nefretini görmezden gelerek, bu durumu inkar edemediğinde de yeri geldiğinde 'delikanlılık icabi', kimi zaman 'cool' olma gereği, 'tevekkül' kandırmacası, bazen de soğukkanlılığını muhafaza etmek suretiyle sukuneteni korumakla yapar bunu...
Camus Sisyphos Soylencesinde (böyle mi yazılıyordu?) 'dekorların yıkıldığı olur......... bir gün 'neden! ? ' çığlığı yükselir ve...... belki intihar, belki tekrar zincirlere dönüş ile sonlanır bu isyan' gibi bir şeyler karalamıştı...
neden frene basmamız gerektiğini sorgularsak eğer, nefretimiz açığa öyle şiddetli çıkar ki bundan zarar görecektir en masum kişiler bile belki.. (La Haine'i hatırlatırım)
direksiyonun başındakinin frene basmaktan vazgeçmesi, öte yandan onun da sonu olur....
Nefret türkçe rap bir rap grubudur...
sabahları erken kalkmak (4 yıldır bunu çok az yaptım) otobüs yolculuklarında dırdır konuşan biriyle aynı koltuğu paylaşmak..... ağlamamdan nefret ediyorum çünkü bu beni zavallı kılıyo.......... ders çalışmak zorunda olduğum bi eğitim sistemi içinde olmaktan nefret ediyorum....... bazen çok istediğim halde konumu gereğiyle bazı insanlara kapa çeneni yeter artık diyememekten nefret ediyorum...... evime gelen misafirin 2 günden fazla kalmasından nefret ediyorum.çünkü evde tek başıma yaşamıyorum. bu yüzden başkalarının hakkına saygı duymaktan nefret ediyorum........ çok konuşan boş konuşan insanlardan nefret ediyorum.......... hastanelerden nefret ediyorum.......... bazı insanlarla aynı havayı solumaktan nefret ediyorum....... yalan söyleyen insanlardan nefret ediyorum. ediyorum da ediyorum..... daha çok şey var............
İnsanlara karşı sevgi olmak zorunda değildir.
ama nefreti hiçbir zaman tasdikliyemem
Nefret=Kin
kimsenin karına değil
Volkan senden nefret ediyorum...... ama ettikçede seviyorum... garip birşey bu.
aşkın erkek kardeşi.ruhunda Kabil'in genleri mevcut.aşkın Tamamlayanı ve böleni biraz da...Herşeyin zıddı ile kaim olduğu dünyamızda aşkı anlatan tabir. Siyah ve beyaz gibi.Biri olmasaydı diğerinin güzelleği anlaşılmazdı.
kolay kolay nefret etmem ama edersem de vazgecmem...
Nefret insanın ikinci bir kişiliĝ idir…
(Nefret ceza ve Dr. Fuchs birisi ateş birisi barut! !)
nefret güzeldir işte o kadar güzeldirki hayatın tadını çıkarmamızı sağlar
ayrıca insan sadece başkalarından nefret etmez... kendinden de eder... br başka çeşit Cihad-ı Ekber...zaten ikilemimiz de budur, kendimize narsistçe aşık olup hayran bırakmayı istemek başkalarını, öte yandan (tabir-i caizse) 'ne mal olduğumuzu' en iyi bilen kişi olarak, ne takdire, ne de sevgiye layık olmadığımız gerçeğinden alıkoyamayı kendimizi...
eve gidince (işyerimdeyi m şu an) Pascal'dan küçük bir pasaj aktarmayı isterim, paylaşmak bağlamında....
nefretle değil, sevgiyle kalın....
Luther'in bir sözünü okumuştum uzun yıllar önce...'Kalbim dilediğim gibi candan dua etme kıvamında değilse eğer, aklıma düşmanlarımı getiririm derhal... O zaman içim kinle, nefretle dolar ve katılaşan kalbimden en içli yakarışlar çıkar.' Dua ederken makuldur ve hatta makbuldur bu, düşmanını Tanriya havale etmek herkesin gösterebileceği ilahi karakter değildir çünkü... Öte yandan eylem söz konusu olduğunda düşmandan nefret etmek yargıyı zayıflatan bir hüküm olur, kızgınlıktan gözü kararmış biri adil olamaz öncelikle...
Adaletsiz her muamele ise yeni nefretleri doğurur...
her insan frene basarak yaşar... çevresine ve hatta kendisine duyduğu bitmek bilmeyen nefretini görmezden gelerek, bu durumu inkar edemediğinde de yeri geldiğinde 'delikanlılık icabi', kimi zaman 'cool' olma gereği, 'tevekkül' kandırmacası, bazen de soğukkanlılığını muhafaza etmek suretiyle sukuneteni korumakla yapar bunu...
Camus Sisyphos Soylencesinde (böyle mi yazılıyordu?) 'dekorların yıkıldığı olur......... bir gün 'neden! ? ' çığlığı yükselir ve...... belki intihar, belki tekrar zincirlere dönüş ile sonlanır bu isyan' gibi bir şeyler karalamıştı...
neden frene basmamız gerektiğini sorgularsak eğer, nefretimiz açığa öyle şiddetli çıkar ki bundan zarar görecektir en masum kişiler bile belki.. (La Haine'i hatırlatırım)
direksiyonun başındakinin frene basmaktan vazgeçmesi, öte yandan onun da sonu olur....
nefret mevzusuna gelirsek:
nefret=nefreti doguran sey.
nefret=sebgerd
...nefret, yüreksizlerin korkutuldukları zaman duydukları bir öç alma isteğidir..."sosyalizm üstüne Fabian Denemeleri...Bernard Shaw"...
Baskalarindan en özenli bir sekilde saklayacagimiz
bir duygu varsa o da
nefrettir.