Halkımızın yetiştirdiği ve değerini bilmediği nice aydınlardan biri. Özelliği şair yönünü zevk için değilde halkının uyanması ve vatanının emperyalist güçler tarafından kuşatılmasına karşı kullanması idi. Onu tanımayanların şiirlerine göz atması aslında en iyi tanımı çıkaracaktır.
Nazım bende,kıymeti bilinmemiş ve harcanmış bir değeri çağrıştırıyor.O,harcana bir çok değerin içinde sembol olmuş biri.Belki de en değerlilerinden olduğu için sembol olabilmiş.
Gerçek bir vatansever. Vatanını Amerikan Emperyalizmi'ne karşı savunmuş fakat milliyetçilik, ırkçılık gibi kavramlardan da hep uzak durmuştur. Keni halkına duyduğu sevgi ve hayranlığı başka halklardan da esirgememiştir. Elbette ki Amerikan Emperyalizmi'nin her zaman emrinde olmuş sözde milliyetçiler böylesine büyük bir şairin aynı zamanda anti-emperyalist oluşuna dayanamazlar. Bu da işin doğasına uygundur.
Nazim, usta, komünist, sair, kolay gelecek biri degil... Nazım Hikmet, Tanya’nın resmine bakıyor ve son noktayı koyuyordu. “sene 1941 değil artık, sene 1945 moskova kapılarında değil artık berlin kapılarında dövüşüyor artık seninkiler bizimkiler, bütün namuslu dünyanınkiler...”
ŞİLİ HALK ŞAİRİ NERUDA ---- NAZIMA YAZMIŞ OLDUGU ŞİİR
````NÂZIM`A BİR GÜZ ÇELENGİ````
Neden öldün Nâzım? Senin türkülerinden yoksun ne yapacağız şimdi Senin bizi karşılarkenki gülümseyişin gibi bir pınar bulabilecek miyiz bir daha? Senin gururundan, sert sevecenliğinden yoksun ne yapacağız? Bakışın gibi bir bakışı nereden bulmalı, ateşle suyun birleştiği Gerçeğe çağıran, acıyla ve gözüpek bir sevinçle dolu? Kardeşim benim, nice yeni duygular, düşünceler kazandırdın bana Denizden esen acı rüzgâr katsaydı önüne onları Bulutlar gibi yaprak gibi uçarlar Düşerlerdi orada, uzakta, Yaşarken kendine seçtiğin Ve ölüm sonrasında seni kucaklayan toprağa
Sana Şili`nin kış krizantemlerinden bir demet sunuyorum Ve soğuk ay ışığını güney denizleri üstünde parıldayan Halkların kavgasını ve kavgamı benim Ve boğuk uğultusunu acılı davulların, kendi yurdundan...
Kardeşim benim, adanmış asker, dünyada nasıl da yalnızım sensiz Senin çiçek açmış bir kiraz ağacına benzeyen yüzünden yoksun Dostluğumuzdan, bana ekmek olan, Rahmet gibi susuzluğumu gideren ve kanıma güç katan.
Zindanlardan kopup geldiğinde karşılaşmıştık seninle Kuyu gibi kapkara zindanlardan Canavarlıkların, zorbalıkların, acıların kuyuları Ellerinde izi vardı eziyetlerin Hınç oklarını aradım gözlerinde Oysa sen parıldayan bir yürekle geldin Yaralar ve ışıklar içinde
Şimdi ben ne yapayım? Nasıl tanımlar Senin her yerden derlediğin çiçekler olmaksızın bu dünya. Nasıl dövüşülür senden örnek almaksızın, Senin halksal bilgeliğinden ve yüce şair onurundan yoksun? Teşekkürler, böyle olduğun için! Teşekkürler o ateş için Türkülerinle tutuşturduğun, sonsuzca.
dünya edebiyatında yer almış ama türkiye'de kendine gömülecek toprak bile bulunamamış üstat dil cambazı, şiir duayeni, düşünce yasaklısı, aşık, beyin,sürgün, daha ne olsun
daha ötesi var mı? anlatmaya kelimelerin yetmediği, gücüyle ve etkileyiciğiyle taşı bile çatlatıp ortadan ikiye ayıracak kadar güzel şiirlerin sahibi... ülkesini en çok sevenlerden olmuş, ama sevdiği ülkesinde gömülmesi bile layık görülmemiş eşsiz şair... nazım yoldaş der ki: 'en güzel deniz, henüz gidilmemiş olandır en güzel çocuk henüz büyümedi en güzel günler henüz yaşamadıklarımız ve sana söylemek istediğim en güzel söz, henüz söylememiş olduğum sözdür...'
“”Kurtuluş arıyorlardı. Doğruyu arıyorlardı ama aradıkları yer doğru değildi. Adres yanlıştı.”” Cemil Meriç
Evet, Nazim Hikmet de bindigi, yanlis yone giden, trende dogru yone dogru yuremeye calisanlardandi... Yine de onu degerlendirebilecegimiz cok yonu var. O gunahlari ve savaplari ile bir savaci idi. Saygiyla aniyorum ve (on yargilar en buyuk dusmanimiz oldugunu hatirlatip) degerinin bilinmesini umit ediyorum.
Deger vermekte suphe eden arkadaslara hikmet aramalari icin hayr ve serrin kimden geldigini hatirlatirim. Daha iyi anlasilmasi icin, (iznini alamadan) , sevdigim ve deger verdigim bir kardesimin (bu konuda yardimci olacagini dusundugum) bir yazisini aktarma ihtiyaci duydum:
''... Bugün Nazim Hikmet hakkindaki düsünceler, ak ve kara hakkindakilerle ayni mesabededir. Yani ya sev, ya nefret et. Her ne olursa olsun, Türkçeyi gerçekten güzel ve yerinde kullanan insanlardan birisiydi Nazim Hikmet. Bu manada onu sevmeyenlerin dahi siirlerini okumalari gerektigini düsünüyorum. Ayni Necip Fazil'i, Peyami Safa'yi hiç olmazsa Türkçeleri sebebiyle okumanin önemli oldugunu düsündügüm gibi...''
Ahlâka değer veren milletler, kendi öz sanatkarlarını bile bazen reddetmekten çekinmemişler. On Dokuzuncu Yüzyılın ahlâkçı İngilizleri büyük edebiyatçı Oscar Wilde’nin İngiltere’ye gömülmesini kabul etmemişlerdir. Çünkü Oscar Wilde ahlâksızdı. Buna karşılık Nâzım Hikmet’i nerdeyse milli bir kahraman haline getirmek isteyen düzenbazlar; yarın bir Türk panteonu yapılırsa onu ilk aday olarak göstermekten çekinmeyeceklerdir.*
Ne gariptir ki Nazım dünya çapında kabul görmüş bir şairdir...Orhan Pamuk ta öyle...Ama maalesef Türkiye ye bir parça faydası olan yazarların dünya literatüründe esamesi okunmaz...Yani dünyada kabul görmeniz için Sn.Orhan Pamuk un dediği gibi Türkler Ermenileri kesti (hem de 1.5 milyon) filan demeniz lazım..Yada Yaşar Kemaller gibi Türkiye aleyhinde İsveçte onlarca icraata imza atmanız gerekir... Ben artık Avrupa tarafından tutulan ve bol bol okunan yazarlarımıza (istisnalar hariç) vatan haini gözüyle bakıyorum...
Nazım Hikmet demek bu ülke için bir tek kurşun atmamış bir tek çivi çakmamış bir şahıs demektir...Yazık ki toplumumuz bu ülkeye faydasız insanları tuhaf bir şekilde göklere çıkarıyor da asıl kahramanları görmüyor
27 benim yaşım onun yaşı 17. kör şeytan topal şeytan kör topal şeytan gel bu kızı sev, dedi diyecektim; diyemedim derim yine! ama yağmurmuş yağıyormuş yazdığım satırları sel almışmış cebimde 25 kuruşum kalmışmış ne çıkar...
milletinin yanında, kalbi geniş,herşeye rağmen yaşama ümidini kaybetmemiş,güzel günler göreceğine inanan,coşku dolu şair.açılır kara kaplı bir kitap gömülür nazım içine.herşeye rağmen yaşamıştı.meleği terkedince o da öldü.
Buhrani sözlügümüze kazandiran yegane kisilikdir,satirlarinda askin kocamis hali vardir cünkü :)
bknz: Yorgun Mayıs Kısrakları: Yılmaz karakoyunlu
Halkımızın yetiştirdiği ve değerini bilmediği nice aydınlardan biri. Özelliği şair yönünü zevk için değilde halkının uyanması ve vatanının emperyalist güçler tarafından kuşatılmasına karşı kullanması idi. Onu tanımayanların şiirlerine göz atması aslında en iyi tanımı çıkaracaktır.
gerçek bir vatan sever..
Nazım bende,kıymeti bilinmemiş ve harcanmış bir değeri çağrıştırıyor.O,harcana bir çok değerin içinde sembol olmuş biri.Belki de en değerlilerinden olduğu için sembol olabilmiş.
'o mavi gözlü bir devdi minnacık bir kadın sevdi' benim ilk ezberlediğim şiir....Nazım Hikmetin en çok sevdiğim şiirlerinden biridir bu...
serbest şiir yazan bir adam,abartılan bir simge...güyya vatansever
*Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim...
*Haziran'da ölmek zor...
Gerçek bir vatansever. Vatanını Amerikan Emperyalizmi'ne karşı savunmuş fakat milliyetçilik, ırkçılık gibi kavramlardan da hep uzak durmuştur. Keni halkına duyduğu sevgi ve hayranlığı başka halklardan da esirgememiştir. Elbette ki Amerikan Emperyalizmi'nin her zaman emrinde olmuş sözde milliyetçiler böylesine büyük bir şairin aynı zamanda anti-emperyalist oluşuna dayanamazlar. Bu da işin doğasına uygundur.
Sırf ideolojisi yüzünden Rusya tarafından büyütülen ve Avrupa'ya pazarlanan bir şair.Güzel şiirleri olduğu kadar kötü şiirleride çokca olan bir şair
Nazim, usta, komünist, sair, kolay gelecek biri degil...
Nazım Hikmet, Tanya’nın resmine bakıyor ve son noktayı koyuyordu.
“sene 1941 değil artık, sene 1945
moskova kapılarında değil artık
berlin kapılarında dövüşüyor artık seninkiler
bizimkiler,
bütün namuslu dünyanınkiler...”
şairmiş
hadi bu bir noktaya kadar kabul edilebilir
bi de büyük müş...
müş...
En güzeli kavgaların...
ŞİLİ HALK ŞAİRİ NERUDA
----
NAZIMA YAZMIŞ OLDUGU ŞİİR
````NÂZIM`A BİR GÜZ ÇELENGİ````
Neden öldün Nâzım? Senin türkülerinden yoksun ne yapacağız
şimdi
Senin bizi karşılarkenki gülümseyişin gibi bir pınar bulabilecek
miyiz bir daha?
Senin gururundan, sert sevecenliğinden yoksun ne yapacağız?
Bakışın gibi bir bakışı nereden bulmalı, ateşle suyun birleştiği
Gerçeğe çağıran, acıyla ve gözüpek bir sevinçle dolu?
Kardeşim benim, nice yeni duygular, düşünceler kazandırdın
bana
Denizden esen acı rüzgâr katsaydı önüne onları
Bulutlar gibi yaprak gibi uçarlar
Düşerlerdi orada, uzakta,
Yaşarken kendine seçtiğin
Ve ölüm sonrasında seni kucaklayan toprağa
Sana Şili`nin kış krizantemlerinden bir demet sunuyorum
Ve soğuk ay ışığını güney denizleri üstünde parıldayan
Halkların kavgasını ve kavgamı benim
Ve boğuk uğultusunu acılı davulların, kendi yurdundan...
Kardeşim benim, adanmış asker, dünyada nasıl da yalnızım
sensiz
Senin çiçek açmış bir kiraz ağacına benzeyen yüzünden
yoksun
Dostluğumuzdan, bana ekmek olan,
Rahmet gibi susuzluğumu gideren ve kanıma güç katan.
Zindanlardan kopup geldiğinde karşılaşmıştık seninle
Kuyu gibi kapkara zindanlardan
Canavarlıkların, zorbalıkların, acıların kuyuları
Ellerinde izi vardı eziyetlerin
Hınç oklarını aradım gözlerinde
Oysa sen parıldayan bir yürekle geldin
Yaralar ve ışıklar içinde
Şimdi ben ne yapayım? Nasıl tanımlar
Senin her yerden derlediğin çiçekler olmaksızın bu dünya.
Nasıl dövüşülür senden örnek almaksızın,
Senin halksal bilgeliğinden ve yüce şair onurundan yoksun?
Teşekkürler, böyle olduğun için! Teşekkürler o ateş için
Türkülerinle tutuşturduğun, sonsuzca.
Pablo NERUDA
Çeviren: Ataol BEHRAMOĞLU
NAZIMCA NE GÜZEL BİR DÜNYA DÜŞÜNÜLÜR!
Hehey Taranta-Babu he hey
yaşamak ne güzel şey anasını sattığımın yaşamak ne güzel şey..
sair kimligi cok kuvvetli,politik kimligi ise belki tartisilabilir biri..
dünya edebiyatında yer almış ama türkiye'de kendine gömülecek toprak bile bulunamamış üstat dil cambazı, şiir duayeni, düşünce yasaklısı,
aşık, beyin,sürgün, daha ne olsun
daha ötesi var mı? anlatmaya kelimelerin yetmediği, gücüyle ve etkileyiciğiyle taşı bile çatlatıp ortadan ikiye ayıracak kadar güzel şiirlerin sahibi...
ülkesini en çok sevenlerden olmuş, ama sevdiği ülkesinde gömülmesi bile layık görülmemiş eşsiz şair...
nazım yoldaş der ki:
'en güzel deniz, henüz gidilmemiş olandır
en güzel çocuk henüz büyümedi
en güzel günler henüz yaşamadıklarımız
ve sana söylemek istediğim en güzel söz,
henüz söylememiş olduğum sözdür...'
ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında
ne sen bunun farkındasın ne polis farkında
Nazim Hikmet kadar Turk dilini guzel ve yerinde KULLANAN bir sair dogmamis ve yasamamistir!
Nazim Hikmet, soyadi kanunuyla aldigi Ran soyadini birakip dedelerinin soyadi olan Borzenski´yi almadi mi ya? ?
“”Kurtuluş arıyorlardı. Doğruyu arıyorlardı ama aradıkları yer doğru değildi. Adres yanlıştı.”” Cemil Meriç
Evet, Nazim Hikmet de bindigi, yanlis yone giden, trende dogru yone dogru yuremeye calisanlardandi... Yine de onu degerlendirebilecegimiz cok yonu var. O gunahlari ve savaplari ile bir savaci idi. Saygiyla aniyorum ve (on yargilar en buyuk dusmanimiz oldugunu hatirlatip) degerinin bilinmesini umit ediyorum.
Deger vermekte suphe eden arkadaslara hikmet aramalari icin hayr ve serrin kimden geldigini hatirlatirim. Daha iyi anlasilmasi icin, (iznini alamadan) , sevdigim ve deger verdigim bir kardesimin (bu konuda yardimci olacagini dusundugum) bir yazisini aktarma ihtiyaci duydum:
''... Bugün Nazim Hikmet hakkindaki düsünceler, ak ve kara hakkindakilerle ayni mesabededir. Yani ya sev, ya nefret et.
Her ne olursa olsun, Türkçeyi gerçekten güzel ve yerinde kullanan insanlardan birisiydi Nazim Hikmet. Bu manada onu sevmeyenlerin dahi siirlerini okumalari gerektigini düsünüyorum. Ayni Necip Fazil'i, Peyami Safa'yi hiç olmazsa Türkçeleri sebebiyle okumanin önemli oldugunu düsündügüm gibi...''
Ahlâka değer veren milletler, kendi öz sanatkarlarını bile bazen reddetmekten çekinmemişler. On Dokuzuncu Yüzyılın ahlâkçı İngilizleri büyük edebiyatçı Oscar Wilde’nin İngiltere’ye gömülmesini kabul etmemişlerdir. Çünkü Oscar Wilde ahlâksızdı. Buna karşılık Nâzım Hikmet’i nerdeyse milli bir kahraman haline getirmek isteyen düzenbazlar; yarın bir Türk panteonu yapılırsa onu ilk aday olarak göstermekten çekinmeyeceklerdir.*
*HÜSEYİN NİHAL ATSIZ 'ın makalesinden alıntıdır...
Dört nala gelip uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim!
Bilekler kan içinde, dişler kenetli,ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim!
Kapansın el kapıları bir daha açılmasın
Yok edin insanın insana kulluğunu
Bu devlet bizim!
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim!
Nazım Hikmet
Ne gariptir ki Nazım dünya çapında kabul görmüş bir şairdir...Orhan Pamuk ta öyle...Ama maalesef Türkiye ye bir parça faydası olan yazarların dünya literatüründe esamesi okunmaz...Yani dünyada kabul görmeniz için Sn.Orhan Pamuk un dediği gibi Türkler Ermenileri kesti (hem de 1.5 milyon) filan demeniz lazım..Yada Yaşar Kemaller gibi Türkiye aleyhinde İsveçte onlarca icraata imza atmanız gerekir...
Ben artık Avrupa tarafından tutulan ve bol bol okunan yazarlarımıza (istisnalar hariç) vatan haini gözüyle bakıyorum...
Nazım Hikmet demek bu ülke için bir tek kurşun atmamış bir tek çivi çakmamış bir şahıs demektir...Yazık ki toplumumuz bu ülkeye faydasız insanları tuhaf bir şekilde göklere çıkarıyor da asıl kahramanları görmüyor
27 benim yaşım
onun yaşı 17.
kör şeytan
topal şeytan
kör topal şeytan
gel bu kızı sev, dedi
diyecektim;
diyemedim
derim yine!
ama yağmurmuş
yağıyormuş
yazdığım satırları sel almışmış
cebimde 25 kuruşum kalmışmış
ne çıkar...
milletinin yanında, kalbi geniş,herşeye rağmen yaşama ümidini kaybetmemiş,güzel günler göreceğine inanan,coşku dolu şair.açılır kara kaplı bir kitap gömülür nazım içine.herşeye rağmen yaşamıştı.meleği terkedince o da öldü.
aşkın, işçinin ve şiirin adamı ve de yakışıklı :)
tanısaydı beni muhakkak bana bir şiir yazardı....)