Ben, kendini bir belirlenim olarak varsayar, böylece de özgün bir kendi ilişkisi ben in üzerindeki dış etkiyle mümkün olur, mutlak ben, tüm gerçeğin toplamını varsayar.
Fichte, Alman Filozof, 1814
Yani bir tümlük aracılığıyla ben olurum, eme ben aynı zaman da bir izdüşüm olarak, bunu dışardan edinir, kendinde bütünler, ve varlık hakkı kazanırım, yani bir tümlük olmasa varlık iddiam da olamyıcaktı, o zaman eksik olanı tümleyerek bunu aşabilir hale gelebilirim, işte Kuranın önerdiği rehberlik, bir aracılık haliyle, bu bütünlüğün ben de gerçekleşebileceği yegane yolu işaret eder, başka türlü olmaz mı, olmaz, gezegeni patlatacak durumlara gelirsin, yani.
Hiçbir kuş kendi kanatlarıyla fazla yükseğe çıkamaz, - William BLAKE,
Nedir o, işte o bu kadar olur, kızı kendi haline bırakırsan ya davulcuya , ya zurnacıy derlermiş eskiden, yapısında yok yani, kendi başına bir tümlük kurabilmek, o zaman bir yaptırımın etkisini üzerinde hissederek yaparsa, ihtimal artar, dediği o.
Kayıtsız, şartsız. Teklik, çokluk veya herhangi bir vasıf ile kayıtlı olmayan, delâlet ettiği (gösterdiği) fertlerden (şeylerden) her hangi birini ifâde eden lafız (söz) ...
Ben, kendini bir belirlenim olarak varsayar, böylece de özgün bir kendi ilişkisi ben in üzerindeki dış etkiyle mümkün olur, mutlak ben, tüm gerçeğin toplamını varsayar.
Fichte, Alman Filozof, 1814
Yani bir tümlük aracılığıyla ben olurum, eme ben aynı zaman da bir izdüşüm olarak, bunu dışardan edinir,
kendinde bütünler, ve varlık hakkı kazanırım, yani bir tümlük olmasa varlık iddiam da olamyıcaktı, o zaman
eksik olanı tümleyerek bunu aşabilir hale gelebilirim, işte Kuranın önerdiği rehberlik, bir aracılık haliyle, bu
bütünlüğün ben de gerçekleşebileceği yegane yolu işaret eder, başka türlü olmaz mı, olmaz, gezegeni patlatacak durumlara gelirsin, yani.
Hiçbir kuş kendi kanatlarıyla fazla yükseğe çıkamaz, - William BLAKE,
Nedir o, işte o bu kadar olur, kızı kendi haline bırakırsan ya davulcuya , ya zurnacıy derlermiş eskiden,
yapısında yok yani, kendi başına bir tümlük kurabilmek, o zaman bir yaptırımın etkisini üzerinde hissederek
yaparsa, ihtimal artar, dediği o.
Mutlak bilgi bir insan düşünümü değil, Mutlakın insanda düşünümüdür.- DELEUZE, Fransız Filozof, 1995
Mutlak bilgiyi ancak, mutlak verebilir. - HUSSERL, Alman Filozof, 1939
mukayyedin zıttı
kulturel gelişim
gerçek
emreder gibi
O görülüp, tanınıp, bellekte depo edilecek bir nesne değildir.
Mutlaklar tartışılmak yerine yaşanmalıdırlar.
Kesinliği evren tarafından kabul edilmiş aksi ispatlanmadığı sürece kendini koruyan en tutarlı hipotez.
Kayıtsız, şartsız.
Teklik, çokluk veya herhangi bir vasıf ile kayıtlı olmayan, delâlet ettiği (gösterdiği) fertlerden (şeylerden) her hangi birini ifâde eden lafız (söz) ...