Xenakis, yapının incelenmesi anlamına gelebilen Terretektorh'u, her biri dörder ek çalgı çalmakla yükümlü 88 müzikçi için 1965-66 yıllarında bestelemiş ve eser yine Hermann Scherchen yönetimindeki Fransız Radyosu Filarmoni Orkestrası (ORTF) tarafından 3 Nisan 1966'da, Royan'da düzenlenen Uluslararası Çağdaş Sanat Festivali'nde (Festival International d'Art Contemporain) ilk kez seslendirilmiştir...
Xenakis eserin ilk yorumu için şu açıklamayı yazmış: 'Bir Beethoven orkestrası büyüklüğündeki bir topluluk için yazılan eserde yeni olan, müzikçilerin dinleyiciler arasında oturmasıdır... Şef de salonun ortasındaki yuvarlak podyumda durur... Orkestrayı halkın arasına dağıtma fikri beni uzun zamandır meşgul ediyordu... Çoktan beri de, uzaktan dinlenen müziğin tatmin etmediğini düşünmekteydim... Uzaktan duyulan ve volümünün en az %50'sini yitiren bir çalgı yakından dinlenince çok harika olabilirdi... Bu fikir de etkileyici bir olay sonucu oluştu: Bir fırtına esnasında tek başıma bir kayanın üstünde oturuyordum... Yağmur, dalgalar ve kuduran bir rüzgâr çevremi sarmıştı... Terretektorh'da ise yeni olan diğer bir şey de her müzikçinin dört başka çalgıyı daha çalma zorunluluğudur... Bir tahta blok, dolu tanelerinin düşüşünü taklit eder; Montmartre'da bir caz müzikçisinden bulduğum siren düdüğünün tınıları parlayan alevleri yansıtır... Ayrıca marakas ile bir kırbaç da kullanılır... Kırbacın şaklamaları ile de her tür ses elde edilebilir... Sayısı doksanı bulan bu çalgılar her halde galaksideki dağınık sesleri duyurabilir... Aşağı yukarı on yıldan beri de bu gösteri konusunda çalışıyorum ve bu özel çalgıları sert ve şoke edici yönleri nedeniyle seçtim... Böylece orkestranın ulaştığı tını dolgunluğu; vibrafon, marimbafon ya da günümüzde her partisyonda rastlanan diğer 'phon' eki takılı benzer çalgıların aldatıcı egzotizminden uzak kalır... Müzikçilerin halkın arasına serpiştirilmesinin son bir nedeni de psikolojiktir... Orkestranın tam ortasında dinleyici olarak bulunan insan, yorumcularla konuşabilir, nota sayfalarını çevirebilir, onların çalışmalarını çok yakından izleyebilir... Müzikçiler de kendilerine tanınan bu sonsuz özgürlükte, inisiyatifi yüklenir, yeni çalgılarla ilişki kurar ve çalarlar...'
Daniel Defoe - The Political History of the Devil... (1726)
...
Xenakis, yapının incelenmesi anlamına gelebilen Terretektorh'u, her biri dörder ek çalgı çalmakla yükümlü 88 müzikçi için 1965-66 yıllarında bestelemiş ve eser yine Hermann Scherchen yönetimindeki Fransız Radyosu Filarmoni Orkestrası (ORTF) tarafından 3 Nisan 1966'da, Royan'da düzenlenen Uluslararası Çağdaş Sanat Festivali'nde (Festival International d'Art Contemporain) ilk kez seslendirilmiştir...
Xenakis eserin ilk yorumu için şu açıklamayı yazmış: 'Bir Beethoven orkestrası büyüklüğündeki bir topluluk için yazılan eserde yeni olan, müzikçilerin dinleyiciler arasında oturmasıdır... Şef de salonun ortasındaki yuvarlak podyumda durur... Orkestrayı halkın arasına dağıtma fikri beni uzun zamandır meşgul ediyordu... Çoktan beri de, uzaktan dinlenen müziğin tatmin etmediğini düşünmekteydim... Uzaktan duyulan ve volümünün en az %50'sini yitiren bir çalgı yakından dinlenince çok harika olabilirdi... Bu fikir de etkileyici bir olay sonucu oluştu: Bir fırtına esnasında tek başıma bir kayanın üstünde oturuyordum... Yağmur, dalgalar ve kuduran bir rüzgâr çevremi sarmıştı... Terretektorh'da ise yeni olan diğer bir şey de her müzikçinin dört başka çalgıyı daha çalma zorunluluğudur... Bir tahta blok, dolu tanelerinin düşüşünü taklit eder; Montmartre'da bir caz müzikçisinden bulduğum siren düdüğünün tınıları parlayan alevleri yansıtır... Ayrıca marakas ile bir kırbaç da kullanılır... Kırbacın şaklamaları ile de her tür ses elde edilebilir... Sayısı doksanı bulan bu çalgılar her halde galaksideki dağınık sesleri duyurabilir... Aşağı yukarı on yıldan beri de bu gösteri konusunda çalışıyorum ve bu özel çalgıları sert ve şoke edici yönleri nedeniyle seçtim... Böylece orkestranın ulaştığı tını dolgunluğu; vibrafon, marimbafon ya da günümüzde her partisyonda rastlanan diğer 'phon' eki takılı benzer çalgıların aldatıcı egzotizminden uzak kalır... Müzikçilerin halkın arasına serpiştirilmesinin son bir nedeni de psikolojiktir... Orkestranın tam ortasında dinleyici olarak bulunan insan, yorumcularla konuşabilir, nota sayfalarını çevirebilir, onların çalışmalarını çok yakından izleyebilir... Müzikçiler de kendilerine tanınan bu sonsuz özgürlükte, inisiyatifi yüklenir, yeni çalgılarla ilişki kurar ve çalarlar...'
...
Böyle ayrık otu misaliyim dahil olamam nedense..Az kalıp sonra çekip gitmeliyim.Göçebe gibi.Mekansız ve zamansız sanki.