çocukluğumda genç bir motorsiklet sürücüsünün motorunun altında kalmak suretiyle :)) geçirdiim bi trafik kazası var...neyse benim kırıklar ezikler iyilince o genç çocuk sürekli gelmeye ve beni motoruna bindirmeye başlamıştı....üstelik ben hasta yatarken de eve sürekli pastlar çikolatalar taşıdı durdu..benim geçirdiğim kaza tüm mahallenin veletlerinin işine yaradı..zira paylaşımcı bi çocuktum ben...çocukluk iste hasta yatağımda kırıklar içindeyken nimet bilmiştim kazayı...artık hergün çikolata yiyordum ve iyileşince de hergün motorda gezer olduk....
Birçok babanın korkusu oğlunun motosiklete binmesidir. Ölümden ve başka her türlü tehlikeli durumun çocuklarının başına gelmesinden korkarlar.
Benim senin başına gelmesinden en çok korktuğum şey ise hayatın zevklerini almadan yaşayan bir eğreltiotu olmandır. Eğer yapmak istediğin şey orada duruyorsa ve aranızda bir tehlike dikilmişse, senin yapman gereken o tehlikeyi bertaraf edip, istediğin şeye ulaşmaktır.
İşte bunu yapamazsan hayatın ancak bir eğreltiotununki kadar heyecanlı olabilir.
Motosiklete bin oğlum, ama dikkat et, motosiklet tehlikelidir.
O tehlikenin üzerine aptal gibi gitme. Unutma Sun Tzu der ki; “kötü komutanlar önce savaşa girer, sonra nasıl kazanacağını düşünürler; iyi komutanlar önce nasıl kazanacağını bulmadan savaşa girmezler”.
Önce viraja girip de sonra nasıl çıkacağını düşünen aptallardan olma.
Tehlikeleri en küçüğüne kadar bertaraf et. Hep tam koruma kullan, bakımsız motorla yola çıkma, alkollü ya da yorgun binme, kafan bozukken taksi tut, bilmediğin yolda risk alma, diğer araç sürücülerinden köşe bucak kaç.
Tehlikeleri nasıl dibine kadar bertaraf edeceğini bilemiyorsan sakın motosiklete binme, çünkü o zaman bu işi beceremezsin demektir.
Motosiklete bin oğlum, çünkü motosiklet aşktır.
Sadece kızlardan bahsetmiyorum, motosiklet macerası yaşam aşkıyla doludur. Güneşi batıracağın yeri bilmek, üzerinde yaşadığın toprakları karışı karışına gezmek, her yaş ve meslekten insanla yolunu paylaşmak ve bindiğin makinenin üzerinde sanki çığlık atarmış gibi kopup gitmek, hayatı dibine kadar yaşamak, ancak bu araçla mümkündür.
Motosiklet macerasının içinde yaşam aşkı olmayan insanların tek yaptığı ise teknik detayları birbirlerine anlatarak kocaman, yararlı ama sıkıcı bir ansiklopediyi yaşayıp gitmektir.
Aşkın ucunu bırakma, heyecanlı ve renkli ol, sıkıcı olma. Sıkıcı olacaksan arabaya binip, hafta sonları futbol, akşamları ana haber seyrederek yaşayabilirsin, motosiklete ihtiyacın yok.
Günü yakalamayı bil oğlum, motosiklet senin yaşama enstrümanındır.
Kızlardan bahsetmiyorum dediysem, o kadar da demedim tabi. Hani bazen pembe bir vespa üzerinde pembe kaskla kuğu gibi giden pembe pantolonlu bir kız görürsün ya? Git yanaş, merhaba de ona. Orta parmağı gösterirse, kıza efendi gibi bir selam çakıp gazla bana gel, ensene bir tane patlatayım, sonra bira içmeye gideriz. Hayatı böyle yaşayacaksın işte, öküz gibi, ödlek gibi değil. Hem efendiliğini bozmayacaksın, hem de çılgınlığını koruyacaksın.
Ha hoşlandığın bir kız mı buldun? At motorunun arkasına, Datça’ya götür onu, Knidos’un sularıyla yıka. Can Yücel’in en sevdiğin şiirlerini okurken batan güneşi izlet ona, Domuzbükü’nde yıldızları ört üstüne uyusun. Sonra bu macera için bana teşekkür edeceksin.
Motosiklete bin oğlum, çünkü motosiklet isyandır.
İnsanlık tarihi popüler kültürler ve onlara tepkiyle gelişen kültlerle doludur. Rock tarihi, 68 kuşağı, Avrupa bohemleri, Beatnick’ler hep aynı heyecanla tutuştular. Bugün bu ateş bir miktar sönmüş görünse de sen buna aldanma. İnsanoğlunun doğasında isyan vardır ve motosiklet bunun dışa vuruluş şekillerinin en güzellerinden biridir. Motosiklet bir ulaşım aracı değildir, bir isyan aracıdır, bunu kafandan çıkarma.
Hayatın rutinlerine dikkat et oğlum. Efendi ol ama içindeki serseriyi korumayı bil, akşam eve gelince takım elbiseni çıkarıp deri montunu giy.
Her zaman kravatın olabilir ama hiç yuların olmasın, her zaman bir patronun olabilir ama hiç efendin olmasın. Eğer seni zincirliyorlarsa o patronu, arkadaşı ya da sevgiliyi dehleyip, kravatı çöz, kol saatini fırlatıp at, gemileri yakmayı bil.
Hayatımda tanımaktan keyif aldığım insanların neredeyse hepsi, günü geldiğinde hayatında radikal değişiklikler yaparken gözünü kırpmamış insanlardır.
Ve bu insanların neredeyse hepsi motorcudur.
Motosiklete bin oğlum, çünkü motosiklet dostluktur.
Bir motosiklet grubuna mutlaka gir. O motosiklet grubunun içerisindeki bir kavgaya ise asla girme. Unutma ki insanın olduğu yerde sevgi de vardır, kavga da vardır. Toplumdan soyut yaşama, yolu paylaş. Ama kimliğini de kaybetme, yolunu şaşırma. Toplumun içinde dur, ama tek başına ayakta dur, sonuçta yol yalnız senin yolundur unutma.
Herkesle konuştuğun gibi, her tip motora da bin, tutucu olma. “Chopper gitmiyor, dönmüyor” diyenleri takma, altındaki V motorun ritmiyle dans etmeden isyanın ruhunu anlayamazsın. Sıkı bir enduroyla off-road yapmadan doğaya fazla kavuşamazsın. İbrende bir kez olsun 200’leri görmeden de adrenalin seni ilk defa içki içmiş 15 yaşındaki kız gibi sarhoş eder durur. Herkesi dinle ama hiç kimseye kulak asma. Motosiklet türlerinin her biri farklı amaçlarla üretilmiştir, birini seçeceksen seç, ama hepsiyle barışık ol, hiçbirinin fanatiği olma.
Motosiklete bin oğlum, çünkü ben hep motosiklete bindim.
Ve şu hayatımda yaptığım en iyi şeylerden biri bu. Tek bir dakikasından bile pişman değilim ve iyi kötü her maceramın kıymetini bildim.
Hayatta öğrendiğim birçok şeyi bu iki tekerlekli cansız makineden öğrendim.
Motosikletle yaşa oğlum ve aradan yıllar geçerse ve ben motosiklete binemeyecek durumda olursam, gel bana maceralarını anlat, nereleri keşfettiğini, kimlerle hırlaştığını, kimlerle dost olduğunu, hangi şarabı kiminle içip, hangi güneşi nerede batırdığını.
Eğer ben ölmüşsem de çok önemseme. Motor üzerinde ölmüşsem neden pişman olmadığımı anlayacak tek kişi sen olacaksın. Eğer ölmemişsem şu pembeli kıza sor bakalım ablası var mı?
Sana bırakacağım en büyük miras, işte bu hayat rehberi, motosikletli hayatın ta kendisidir.
Motosiklete bin oğlum, çünkü motosiklet hayatın ta kendisidir.
Motor kendisini kullanan bilinçli, aklı selim bir insana çok değerli bir yaşam tarzı armağan eder, bilgelik verir, öğrenmenin sonsuzluğunun bilincindedir,en önemlisi motor özgürlüğün ve yalnızlığın adıdır, sonra çok iyi bilir ki ölüm her an yanıbaşındadır, bu motor kullanana apayrı bir derinlik, yaşama daha sıkı sıkıya yapışma gücü verir, sıcak masa başında, tv karşısında oturmak yerine iki tekerin üstüne tırmanıp bir bilinmeyene kucak açan motorcu, cesaretli ve korkusuzdur, o modern zamanların bir şövalyesidir, hangi kadın bir şövalyeye aşık olmaz ki.
MOTOSİKLETLİLERİN HİKAYELERİ:(:(:( Babası gazete dağıtırdı eski model mobiletle. Babada babaydı ha 18 yıllık ömründe babası daha haram lokma yedirmemişti Yusufa ne zorluklarla bitirdi liseyi. Garsonluk yapardı yaz tatilinde. çalıştığı yere bazen okuldan arkadaşları gelir onlara hizmet ederdi. bazıları ne kadar tepedende baksa.
Birgün patron bağırdı 'yusuf oğlum telefon' -Allah Allah dedi beni pek aramazlar evden ahizeyi aldı eline Annesiydi telefonun öteki tarafındaki. Kanayaklı kurban olduğu anası yusufun, buyur anne dedi acil gel oğlum baban kaza yaptı. Tavan çöktü duvarlar üstüne geliyor zaman durmuştu ki o an patronunu yeniden duydu hayırdır yusuf ' kaza olmuş' diyebildi. hemen patronun arabasıyla eve geldi.
Babası yatakta ayağı alçıda yusufu görünce güldü. Kısmet be oğlum sarhoşmuş itoğlu it dedi kırdı bacağımızı. O sırada Yusuf içinden şükür ediyordu babası iyiydi iyi olmasınaya. Gazete ne olcaktı üstelik motorda hurda olmuştu. Diye içinden geçirirken babası sanki onun içini okumuştu.
Yahu dedi fabrikatörün oğluymuş. bize yeni bir motor alacak deyyus. hastane masraflarınıda karşılıyorlar zaten. Eh dedi yusuf içinden hergün 2 saat erken kalkar gazeteyi dağıtır sonrada lokantaya gideriz dedi. bi kaç ay en azından üniversite sınavına kadar idare ederiz o zamana zaten babamda kalkar ayağa 'koca mahmut' ne badireler atlatmıştı bunuda atlatırdı.
Akşam ezanı okunurken korna çaldı evin önünde sonra zil Kapıyı yusuf açtı mahmut beyin evimi diye sordu evet dedi yusuf babam olur.
Evin önünde bir kamyonet duruyordu.- bir yardım etsene dedi kapıdaki adam bizim patron size motor gönderdi.
Yusuf adamın peşinden kamyonetin arkasına gitti adam kasaya çıktı tenteyi kaldırdi. o an yusufun gözleri fal taşı gibi açıldı bu bir scooter üstelikte vespaydı... adam konuşmaya başladı sabahtan beri yoldayım taa tekirdağ,a gittim geldim bunun için yazlıktan aldım geldim. size verilecekmiş bu arada motoru indirdiler ciilop gibi maşallah dedi yusuf.
O sabah 5 te kalktı ilk önce dağıtımdan gazeteleri aldı sonra başladı dağıtmaya ezbere bildiği yerlerdi ara sıra babasına yardım olsun diye dağıtırdı zaten. Son gazeteyide bırakmak için bahçe kapısını açtı evin tam gazeteyi kutuya bırakacakken kapı açıldı. O anda gözgöze geldiler. Günaydın dedi ben elif mahmut amca yokmu.yok dedi yusuf bende yusuf diyebildi. bakakaldı yusuf Elifin arkasından bilmem ne dershanesi yazan minübüse binerken. eve ordanda işe gitti yusuf. ama artık Elif aklından çıkmaz olmuştu her sabah elifle birkaç saniyelik muhabbetler Yusuf için günün en güzel anları olmuştu. ikiside üniversiteye hazırlanıyordu.
Aradan bir kaç ay geçmiş yusufun babası iyileşmiş sınav yapılmıştı. iyi geçmişti sınav. Sınavdan sonra Elife söyleyecekti onu sevdiğini ama öyle böyle değil delikanlı gibi. kendine yar etmek niyetinde olduğunu diyecekti.
Telefon etti Elife bu hafta sonu Çay içelimmi dedi Elifin olur yusuf nerde demesi Yusufa kucağına yıldızları vermek kadar güzeldi. Ben alırım seni diyebildi kendine iyi bak.
Pazar sabahı Eliflerin evin altında bekledi elifi hep orda beklerdi öncedende kendi kaskını elife verdi bu sefer böyle olsun dedi keşke arkadaşımdan isteseydim diye içinden geçirdi Heyecandan aklına gelmemiştiki. çevreden üsküdar sahile gidecekti tam kız kulesinin karşısında ona sevdiğini söyleyecekti ve evlenme teklif edecekti. belki heycandan süratin farkında değildi. yoldaki yağında farkında olamadı. havadan bariyerlere doğru giderken.
Gözünü açtığında bir sürü insan vardı başında acıyan suratlardı hepsi. ve Elif yusufum dedi iyileşeksin dedi Yusuf Elif dedi seni dedi gerisini getiremedi.
Ertesi gün ikindi vakti yusufun tabutunun başında bir kolu alçıda elif mahmut amcanın elini öperken Yusuf dedi Yusuf bana evlenme teklif edecekti artık sende benim babamsın.
Bu hikayeyi bana Avustralya'dan Mary Nol gönderdi. Kendisine bu hikaye için tesekkür ediyorum. Bir kiz ve bir delikanli, bir motosikletin üzerinde 180 Km hizla gidiyorlar ve aralarinda söyle bir konusma geçiyor; Kiz: Lütfen yavasla, ben korkuyorum Delikanli: Hayir, bak ne kadar eglenceli Kiz: Lütfen, lütfen, çok korkuyorum Delikanli: Peki, beni sevdigini söyle Kiz: Seni çok seviyorum, lütfen yavasla Delikanli: Simdi de bana sikica saril * Kiz delikanliya sikica sarilir Delikanli: Sapkami alip, kendine takar misin? Basimi çok sikti.. Ertesi gün gazetelerde söyle bir haber çikti: Motorsiklet Kazasi; Motorsiklet, fren arizasi nedeniyle, bir binaya çarpti. Üzerindeki 2 kisiden sadece biri kurtuldu. Gerçek ise söyleydi; Yolun yarisinda, delikanli frenlerin bozuldugunu anlamis ama bunu kiza belli etmek istememisti. Bunun yerine, kizdan kendisini sevdigini söylemesini istemis ve kendisine son defa sarilmasini istemisti. Sonra da kendi ölümü pahasina, kizin basligi takmasini ve hayatta kalmasini saglamisti.
2,5 yaşındaki bi zilliyle konuşma.. motorsikleti görür ve tekerleme haline getirdiği soruyu sorar -ne buuuu -motorsiklet -motorbisiklet yaniiii öölemi? ! ! ! hangi arada konuşmayı öğrendi de bi de bağlantı kuruyo bu yaa? ? ? ?
Fr. "motocyclette" den "motosiklet".
İtalyanca : motocicletta
çocukluğumda genç bir motorsiklet sürücüsünün motorunun altında kalmak suretiyle :)) geçirdiim bi trafik kazası var...neyse benim kırıklar ezikler iyilince o genç çocuk sürekli gelmeye ve beni motoruna bindirmeye başlamıştı....üstelik ben hasta yatarken de eve sürekli pastlar çikolatalar taşıdı durdu..benim geçirdiğim kaza tüm mahallenin veletlerinin işine yaradı..zira paylaşımcı bi çocuktum ben...çocukluk iste hasta yatağımda kırıklar içindeyken nimet bilmiştim kazayı...artık hergün çikolata yiyordum ve iyileşince de hergün motorda gezer olduk....
A.Cihangir BALTACI
Motosiklete bin oğlum, çünkü motosiklet hayattır.
Birçok babanın korkusu oğlunun motosiklete binmesidir. Ölümden ve başka her türlü tehlikeli durumun çocuklarının başına gelmesinden korkarlar.
Benim senin başına gelmesinden en çok korktuğum şey ise hayatın zevklerini almadan yaşayan bir eğreltiotu olmandır.
Eğer yapmak istediğin şey orada duruyorsa ve aranızda bir tehlike dikilmişse, senin yapman gereken o tehlikeyi bertaraf edip, istediğin şeye ulaşmaktır.
İşte bunu yapamazsan hayatın ancak bir eğreltiotununki kadar heyecanlı olabilir.
Motosiklete bin oğlum, ama dikkat et, motosiklet tehlikelidir.
O tehlikenin üzerine aptal gibi gitme. Unutma Sun Tzu der ki; “kötü komutanlar önce savaşa girer, sonra nasıl kazanacağını düşünürler; iyi komutanlar önce nasıl kazanacağını bulmadan savaşa girmezler”.
Önce viraja girip de sonra nasıl çıkacağını düşünen aptallardan olma.
Tehlikeleri en küçüğüne kadar bertaraf et. Hep tam koruma kullan, bakımsız motorla yola çıkma, alkollü ya da yorgun binme, kafan bozukken taksi tut, bilmediğin yolda risk alma, diğer araç sürücülerinden köşe bucak kaç.
Tehlikeleri nasıl dibine kadar bertaraf edeceğini bilemiyorsan sakın motosiklete binme, çünkü o zaman bu işi beceremezsin demektir.
Motosiklete bin oğlum, çünkü motosiklet aşktır.
Sadece kızlardan bahsetmiyorum, motosiklet macerası yaşam aşkıyla doludur.
Güneşi batıracağın yeri bilmek, üzerinde yaşadığın toprakları karışı karışına gezmek, her yaş ve meslekten insanla yolunu paylaşmak ve bindiğin makinenin üzerinde sanki çığlık atarmış gibi kopup gitmek, hayatı dibine kadar yaşamak, ancak bu araçla mümkündür.
Motosiklet macerasının içinde yaşam aşkı olmayan insanların tek yaptığı ise teknik detayları birbirlerine anlatarak kocaman, yararlı ama sıkıcı bir ansiklopediyi yaşayıp gitmektir.
Aşkın ucunu bırakma, heyecanlı ve renkli ol, sıkıcı olma.
Sıkıcı olacaksan arabaya binip, hafta sonları futbol, akşamları ana haber seyrederek yaşayabilirsin, motosiklete ihtiyacın yok.
Günü yakalamayı bil oğlum, motosiklet senin yaşama enstrümanındır.
Kızlardan bahsetmiyorum dediysem, o kadar da demedim tabi. Hani bazen pembe bir vespa üzerinde pembe kaskla kuğu gibi giden pembe pantolonlu bir kız görürsün ya? Git yanaş, merhaba de ona. Orta parmağı gösterirse, kıza efendi gibi bir selam çakıp gazla bana gel, ensene bir tane patlatayım, sonra bira içmeye gideriz. Hayatı böyle yaşayacaksın işte, öküz gibi, ödlek gibi değil. Hem efendiliğini bozmayacaksın, hem de çılgınlığını koruyacaksın.
Ha hoşlandığın bir kız mı buldun? At motorunun arkasına, Datça’ya götür onu, Knidos’un sularıyla yıka.
Can Yücel’in en sevdiğin şiirlerini okurken batan güneşi izlet ona, Domuzbükü’nde yıldızları ört üstüne uyusun.
Sonra bu macera için bana teşekkür edeceksin.
Motosiklete bin oğlum, çünkü motosiklet isyandır.
İnsanlık tarihi popüler kültürler ve onlara tepkiyle gelişen kültlerle doludur. Rock tarihi, 68 kuşağı, Avrupa bohemleri, Beatnick’ler hep aynı heyecanla tutuştular. Bugün bu ateş bir miktar sönmüş görünse de sen buna aldanma. İnsanoğlunun doğasında isyan vardır ve motosiklet bunun dışa vuruluş şekillerinin en güzellerinden biridir. Motosiklet bir ulaşım aracı değildir, bir isyan aracıdır, bunu kafandan çıkarma.
Hayatın rutinlerine dikkat et oğlum. Efendi ol ama içindeki serseriyi korumayı bil, akşam eve gelince takım elbiseni çıkarıp deri montunu giy.
Her zaman kravatın olabilir ama hiç yuların olmasın, her zaman bir patronun olabilir ama hiç efendin olmasın.
Eğer seni zincirliyorlarsa o patronu, arkadaşı ya da sevgiliyi dehleyip, kravatı çöz, kol saatini fırlatıp at, gemileri yakmayı bil.
Hayatımda tanımaktan keyif aldığım insanların neredeyse hepsi, günü geldiğinde hayatında radikal değişiklikler yaparken gözünü kırpmamış insanlardır.
Ve bu insanların neredeyse hepsi motorcudur.
Motosiklete bin oğlum, çünkü motosiklet dostluktur.
Bir motosiklet grubuna mutlaka gir. O motosiklet grubunun içerisindeki bir kavgaya ise asla girme. Unutma ki insanın olduğu yerde sevgi de vardır, kavga da vardır. Toplumdan soyut yaşama, yolu paylaş. Ama kimliğini de kaybetme, yolunu şaşırma. Toplumun içinde dur, ama tek başına ayakta dur, sonuçta yol yalnız senin yolundur unutma.
Herkesle konuştuğun gibi, her tip motora da bin, tutucu olma. “Chopper gitmiyor, dönmüyor” diyenleri takma, altındaki V motorun ritmiyle dans etmeden isyanın ruhunu anlayamazsın. Sıkı bir enduroyla off-road yapmadan doğaya fazla kavuşamazsın. İbrende bir kez olsun 200’leri görmeden de adrenalin seni ilk defa içki içmiş 15 yaşındaki kız gibi sarhoş eder durur. Herkesi dinle ama hiç kimseye kulak asma. Motosiklet türlerinin her biri farklı amaçlarla üretilmiştir, birini seçeceksen seç, ama hepsiyle barışık ol, hiçbirinin fanatiği olma.
Motosiklete bin oğlum, çünkü ben hep motosiklete bindim.
Ve şu hayatımda yaptığım en iyi şeylerden biri bu. Tek bir dakikasından bile pişman değilim ve iyi kötü her maceramın kıymetini bildim.
Hayatta öğrendiğim birçok şeyi bu iki tekerlekli cansız makineden öğrendim.
Motosikletle yaşa oğlum ve aradan yıllar geçerse ve ben motosiklete binemeyecek durumda olursam, gel bana maceralarını anlat, nereleri keşfettiğini, kimlerle hırlaştığını, kimlerle dost olduğunu, hangi şarabı kiminle içip, hangi güneşi nerede batırdığını.
Eğer ben ölmüşsem de çok önemseme. Motor üzerinde ölmüşsem neden pişman olmadığımı anlayacak tek kişi sen olacaksın.
Eğer ölmemişsem şu pembeli kıza sor bakalım ablası var mı?
Sana bırakacağım en büyük miras, işte bu hayat rehberi, motosikletli hayatın ta kendisidir.
Motosiklete bin oğlum, çünkü motosiklet hayatın ta kendisidir.
modlardan rica ediyorum şu başılığı düzeltsinler. motoRsiklet degil. MOTOSİKLET. yani R yok..............
Motor kendisini kullanan bilinçli, aklı selim bir insana çok değerli bir yaşam tarzı armağan eder, bilgelik verir, öğrenmenin sonsuzluğunun bilincindedir,en önemlisi motor özgürlüğün ve yalnızlığın adıdır, sonra çok iyi bilir ki ölüm her an yanıbaşındadır, bu motor kullanana apayrı bir derinlik, yaşama daha sıkı sıkıya yapışma gücü verir, sıcak masa başında, tv karşısında oturmak yerine iki tekerin üstüne tırmanıp bir bilinmeyene kucak açan motorcu, cesaretli ve korkusuzdur, o modern zamanların bir şövalyesidir, hangi kadın bir şövalyeye aşık olmaz ki.
MOTOSİKLETLİLERİ ANLAYABİLMEK? ? ?
'...Gazete örtün üstüme...'
Gazete örtün üstüme kimse görmesin öldüğümü.
Bilmesinler yarin gözlerinde incelerek söndüğümü.
Bir ova aramıştım uçsuz bucaksız olsun istemiştim.
Duymasınlar cehenemi çöllerde divaneye döndüğümü.
Kapkara gecelerin soğuğunda terlerken boncuk, boncuk.
Son nefesle vedalaşırken bir tek yare gocunduk.
Gazete örtün üstüme kimse görmesin öldüğümü.
Ne mermiler gördük nasıl ölümlerden döndük.
En sonunda bir çift ela gözün nazarından vurulduk.
Gem vurduk, dört nala sevdalarımızı durdurduk.
Dem vurduk özgürlükten, Kelepçeden yorulduk.
Gazete örtün üstüme kimse görmesin öldüğümü.
Şarampole uzandığımda çekin motorumu yanıma.
Ciğerimdeki havayı boşaltırken son kez stop edin.
Kaskımı çıkarmayın, Ellemeyin kalsın başımda.
Ondan baskası görmesin gözyasım karışırken kanıma.
Gazete örtün üstüme kimse görmesin öldüğümü.
Toplanmayın başıma kesmeyin yanan rüzgarlarımı.
Ve umursamayın o kadarda, bu hayat artıklarını.
Bir tek o gelsin ve indirsin artık göz kapaklarımı.
Aramayın başka mecralarada suç bende anladınızmı?
Ne olur beni bana bırakın bir ona birde yaradana.
'...Gazete örtün üstüme kimse görmesin öldüğümü...'
Bu yazı www.motosiklet.net sitesindeki AKALTEKE adlı üyeden alıntıdır
Hızı hücrelerine kadar hissetmek. Dört teker aynı tadı vermiyo bi türlü.
rüzgarla yoldaşlık...
MOTOSİKLETLİLERİN HİKAYELERİ:(:(:(
Babası gazete dağıtırdı eski model mobiletle. Babada babaydı ha 18 yıllık ömründe babası daha haram lokma yedirmemişti Yusufa ne zorluklarla bitirdi liseyi. Garsonluk yapardı yaz tatilinde. çalıştığı yere bazen okuldan arkadaşları gelir onlara hizmet ederdi. bazıları ne kadar tepedende baksa.
Birgün patron bağırdı 'yusuf oğlum telefon' -Allah Allah dedi beni pek aramazlar evden ahizeyi aldı eline Annesiydi telefonun öteki tarafındaki. Kanayaklı kurban olduğu anası yusufun, buyur anne dedi acil gel oğlum baban kaza yaptı. Tavan çöktü duvarlar üstüne geliyor zaman durmuştu ki o an patronunu yeniden duydu hayırdır yusuf ' kaza olmuş' diyebildi. hemen patronun arabasıyla eve geldi.
Babası yatakta ayağı alçıda yusufu görünce güldü. Kısmet be oğlum sarhoşmuş itoğlu it dedi kırdı bacağımızı. O sırada Yusuf içinden şükür ediyordu babası iyiydi iyi olmasınaya. Gazete ne olcaktı üstelik motorda hurda olmuştu. Diye içinden geçirirken babası sanki onun içini okumuştu.
Yahu dedi fabrikatörün oğluymuş. bize yeni bir motor alacak deyyus. hastane masraflarınıda karşılıyorlar zaten. Eh dedi yusuf içinden hergün 2 saat erken kalkar gazeteyi dağıtır sonrada lokantaya gideriz dedi. bi kaç ay en azından üniversite sınavına kadar idare ederiz o zamana zaten babamda kalkar ayağa 'koca mahmut' ne badireler atlatmıştı bunuda atlatırdı.
Akşam ezanı okunurken korna çaldı evin önünde sonra zil Kapıyı yusuf açtı mahmut beyin evimi diye sordu evet dedi yusuf babam olur.
Evin önünde bir kamyonet duruyordu.- bir yardım etsene dedi kapıdaki adam bizim patron size motor gönderdi.
Yusuf adamın peşinden kamyonetin arkasına gitti adam kasaya çıktı tenteyi kaldırdi. o an yusufun gözleri fal taşı gibi açıldı bu bir scooter üstelikte vespaydı... adam konuşmaya başladı sabahtan beri yoldayım taa tekirdağ,a gittim geldim bunun için yazlıktan aldım geldim. size verilecekmiş bu arada motoru indirdiler ciilop gibi maşallah dedi yusuf.
O sabah 5 te kalktı ilk önce dağıtımdan gazeteleri aldı sonra başladı dağıtmaya ezbere bildiği yerlerdi ara sıra babasına yardım olsun diye dağıtırdı zaten. Son gazeteyide bırakmak için bahçe kapısını açtı evin tam gazeteyi kutuya bırakacakken kapı açıldı. O anda gözgöze geldiler. Günaydın dedi ben elif mahmut amca yokmu.yok dedi yusuf bende yusuf diyebildi. bakakaldı yusuf Elifin arkasından bilmem ne dershanesi yazan minübüse binerken. eve ordanda işe gitti yusuf. ama artık Elif aklından çıkmaz olmuştu her sabah elifle birkaç saniyelik muhabbetler Yusuf için günün en güzel anları olmuştu. ikiside üniversiteye hazırlanıyordu.
Aradan bir kaç ay geçmiş yusufun babası iyileşmiş sınav yapılmıştı. iyi geçmişti sınav. Sınavdan sonra Elife söyleyecekti onu sevdiğini ama öyle böyle değil delikanlı gibi. kendine yar etmek niyetinde olduğunu diyecekti.
Telefon etti Elife bu hafta sonu Çay içelimmi dedi Elifin olur yusuf nerde demesi Yusufa kucağına yıldızları vermek kadar güzeldi. Ben alırım seni diyebildi kendine iyi bak.
Pazar sabahı Eliflerin evin altında bekledi elifi hep orda beklerdi öncedende kendi kaskını elife verdi bu sefer böyle olsun dedi keşke arkadaşımdan isteseydim diye içinden geçirdi Heyecandan aklına gelmemiştiki. çevreden üsküdar sahile gidecekti tam kız kulesinin karşısında ona sevdiğini söyleyecekti ve evlenme teklif edecekti. belki heycandan süratin farkında değildi. yoldaki yağında farkında olamadı. havadan bariyerlere doğru giderken.
Gözünü açtığında bir sürü insan vardı başında acıyan suratlardı hepsi. ve Elif yusufum dedi iyileşeksin dedi Yusuf Elif dedi seni dedi gerisini getiremedi.
Ertesi gün ikindi vakti yusufun tabutunun başında bir kolu alçıda elif mahmut amcanın elini öperken Yusuf dedi Yusuf bana evlenme teklif edecekti artık sende benim babamsın.
Bu hikayeyi bana Avustralya'dan Mary Nol gönderdi.
Kendisine bu hikaye
için tesekkür ediyorum.
Bir kiz ve bir delikanli, bir motosikletin üzerinde
180 Km hizla
gidiyorlar ve aralarinda söyle bir konusma geçiyor;
Kiz: Lütfen yavasla, ben korkuyorum
Delikanli: Hayir, bak ne kadar eglenceli
Kiz: Lütfen, lütfen, çok korkuyorum
Delikanli: Peki, beni sevdigini söyle
Kiz: Seni çok seviyorum, lütfen yavasla
Delikanli: Simdi de bana sikica saril
* Kiz delikanliya sikica sarilir
Delikanli: Sapkami alip, kendine takar misin? Basimi çok sikti..
Ertesi gün gazetelerde söyle bir haber çikti:
Motorsiklet Kazasi;
Motorsiklet, fren arizasi nedeniyle, bir binaya çarpti. Üzerindeki 2
kisiden sadece biri kurtuldu.
Gerçek ise söyleydi; Yolun yarisinda, delikanli frenlerin bozuldugunu
anlamis ama bunu kiza belli etmek istememisti. Bunun yerine, kizdan kendisini sevdigini söylemesini istemis ve
kendisine son defa sarilmasini istemisti. Sonra da kendi ölümü pahasina, kizin basligi takmasini ve hayatta kalmasini saglamisti.
Bionik alcem
Kardeşimin en son numara olarak İtalya'da 3500 km yol yapıp, annemin yüreğini sürekli ağzında tutabilmeyi başardığı çok marifetli bi alet...
http://xvs650a.sitemynet.com/pages/motorbike/motorbike_index.htm
para alsam mı reklamcılıktan?
hımm, bi düşüneyim ;)
virago-dragstar.. yamaha..
harley. nokta!
2,5 yaşındaki bi zilliyle konuşma..
motorsikleti görür ve tekerleme haline getirdiği soruyu sorar
-ne buuuu
-motorsiklet
-motorbisiklet yaniiii öölemi?
! ! ! hangi arada konuşmayı öğrendi de bi de bağlantı kuruyo bu yaa? ? ? ?
neyse,demekki neymişşşşş? motorbisikletmişşşş :)))
bin ve git!
ismini bingit diye degistirelim. Turkce'ye bir katkimiz olsun :)