10 yaşımdayken sokakta bulup eve getirdiğim, anneme saatlerce dil döktükten sonra zorla kabul ettirdiğim, ilk kedimizin ismi. Dün gibi hatırlıyorum küçücük bir yavruydu. Miyavvv miyavvvv diye peşimden eve kadar gelmişti. Dayanamadım alıp içeriye götürdüm götürmesinede kıyametleri koparmıştı annem. Çabuk git o pire torbasını bulduğun yere geri götür demişti. Ama anne o daha küçücük, çok üşümüş baksana nasıl da titiriyor. Hem acıkmıştırda. Biraz karnını doyuralım biraz da sobanın yanında ısınsın sabah olunca bırakırız. Annem, kesinlikle olmaz. Git onu bırak bulduğun yere diyor da başka birşey demiyordu. Her çocuk gibi bende ağlamaya başladım istediğimi yaptırmak için. Başardımda. Sabaha kadar kalmasına izin almıştım annemden sonunda. Ama gece uyuyamamıştım hiç, sabah olunca gidecekti benim Minnoşum. Soğuktan donacaktı belki de açlıktan ölecekti diye düşünürken uyuya kalmışım. Sabah kalktım birde ne göreyim bizim Perihan Hanım (Annem) kediyi beslemiyormu. Kedim bizden hiç ayrılmadı taki ölene kadar ama o günden beride evimizde hiç kedi eksik olmadı tam yirmi senedir. Anneme gelince o tam 20 senedir bırakın evindeki 15-20 kediyi bütün sokak kedilerini bile doyurur. Aferin bana belkide hayatımda yaptığım en güzel şey o kediyi alıp evime götürmek oldu. Eğer götürmeseydim, annem belkide hayvanları hiç sevmeyen biri olarak kalacaktı ve belkide günde 40-45 kedinin karnı doymayacaktı.
şu anda msn de beni deli eden tam bi baş belası aynı zamanda en iyi dostlarımdan biri olan cep telefonumda minnoş die kayıtlı olan mehmetçim geliyo aklıma :))))
10 yaşımdayken sokakta bulup eve getirdiğim, anneme saatlerce dil döktükten sonra zorla kabul ettirdiğim, ilk kedimizin ismi. Dün gibi hatırlıyorum küçücük bir yavruydu. Miyavvv miyavvvv diye peşimden eve kadar gelmişti. Dayanamadım alıp içeriye götürdüm götürmesinede kıyametleri koparmıştı annem. Çabuk git o pire torbasını bulduğun yere geri götür demişti. Ama anne o daha küçücük, çok üşümüş baksana nasıl da titiriyor. Hem acıkmıştırda. Biraz karnını doyuralım biraz da sobanın yanında ısınsın sabah olunca bırakırız. Annem, kesinlikle olmaz. Git onu bırak bulduğun yere diyor da başka birşey demiyordu. Her çocuk gibi bende ağlamaya başladım istediğimi yaptırmak için. Başardımda. Sabaha kadar kalmasına izin almıştım annemden sonunda. Ama gece uyuyamamıştım hiç, sabah olunca gidecekti benim Minnoşum. Soğuktan donacaktı belki de açlıktan ölecekti diye düşünürken uyuya kalmışım. Sabah kalktım birde ne göreyim bizim Perihan Hanım (Annem) kediyi beslemiyormu. Kedim bizden hiç ayrılmadı taki ölene kadar ama o günden beride evimizde hiç kedi eksik olmadı tam yirmi senedir. Anneme gelince o tam 20 senedir bırakın evindeki 15-20 kediyi bütün sokak kedilerini bile doyurur. Aferin bana belkide hayatımda yaptığım en güzel şey o kediyi alıp evime götürmek oldu. Eğer götürmeseydim, annem belkide hayvanları hiç sevmeyen biri olarak kalacaktı ve belkide günde 40-45 kedinin karnı doymayacaktı.
senelerdir tek lakabım nedendir bilinmez :)
13 kasım 2005, esenler, otobüs önünde bekleyen nedirciler...
isa-kudus hadi bikere minnoş de de bad'e henry bi rahatlasın :)
kudus-:S
bad- :))
kudus-minnoşum...
henry-puhahhaha! !
kudus-:S
yeni bi sakız adımı? ? ? :))
kedimin adı
şu anda msn de beni deli eden tam bi baş belası aynı zamanda en iyi dostlarımdan biri olan cep telefonumda minnoş die kayıtlı olan mehmetçim geliyo aklıma :))))
yerim seni..
minnoş gel pisi pisi pisi...