Kültür Sanat Edebiyat Şiir

mevlid kandili sizce ne demek, mevlid kandili size neyi çağrıştırıyor?

mevlid kandili terimi Cem Nizamoglu tarafından tarihinde eklendi

  • Melek Melek
    Melek Melek

    Teknolojinin simgesi olan ışıltı sadece 'YILDIZ' PARILTISIYLA ÇOOK ÖNCEDEN YARATILMIŞTI! [[PEYGAMBER Hz. Muhammed(S.A.V) ]] DOĞUŞUYLA [[KURAN'I KERİM'İN]] hiç bir güç tarafından benzerini teşkil edenin yapılamayacağını bizlere bir GÜL güzelliğiyle ifade etmektedir! .....

  • Zilan
    Zilan

    Küffarın belinin kırıldığı, zalim sultanların tahtlarının sallandığı, şeytanın feryadı figân edip ağlamasına sebep, bu mübarek kandil gecesinin, tüm İSLAM alemine hayırlar ve esenlikler getirmesini dilerim....

  • Abuzer Yakut
    Abuzer Yakut

    Müjde demek en güzel doğum demek ne mutlu biz ümmetineki O nun yolunda gidiyoruz demek, huzur O nun yanında demek. mutluluk O nda demek. Kırk yaşına geldi peygamberlik verildi ALLAH birdir dedi putlar yere serildi demek.Uyan eyyy müslüman kıyamet yakın seni kim karşılayacak demek.bu geceler size kurtuluş geceleri değerlendirin demek.

  • Mehmet Ali Veziroğlu
    Mehmet Ali Veziroğlu

    bu mübarek geceyi ayasofya da ibadet ederek geçirmek isterdim. yunanlardan almışız,o kadar şehit vermişiz nie namaz kılamıyoruz orda annnayabilmiş deilim. yunanlara ayıp olur diyemi acaba. bak eğer onun içinse soleyin tüm geçirdiğim namazlarımı ayasofya da kaza edecem :) :)

  • Nurettin Önalan
    Nurettin Önalan

    Bu geceyi bütün insani güzelliklerin muhasebesini yaparak,bireysel,
    toplumsal,insanlık olarak bu güzelliklerin neresinde olduğumuzun hesabı
    nı yaparak,insanilikler hesabına eksiklerimizi tesbit edip telefi etme yolunda dönüşler yaparak değerlendirirsek işin ruhuna uygun hareket etmiş oluruz.Geceninde hakkını vermiş oluruz.Adalet,özgürlük,ahlak,ilim,
    sevgi,saygı,doğruluk,Allah'a kulluk...vb noktalarda eksik,yanlışlarımıza tövbe ederek geceye gerçek saygıyı göstermiş oluruz.

  • Nurettin Önalan
    Nurettin Önalan

    Hz.Muhammet(s.a.v) 'in doğumunu.O bütün insanlığa rehber olarak
    gönderilmiş,bütün güzelliklerin sembolü,iki dünyada başımızın dik,yüzü-
    müzün ak olmasına sebeb olan büyük nebi.Kainatı Yaratanın sen olma-
    saydın bu varlığı yaratmazdım iltifatının mazharı,Habibullah(Allah'ın sevgili
    kulu) ünvanının sahibi Muhammet Mustafa'nın dünyaya gelişini...

  • Duffy Duck
    Duffy Duck

    İnanmıyorum aslında ama aşağıdaki hikaye Yahudi üstünlüğünün araplar üzerinde ne kadar ezici olduğunun bir göstergesi gibi...
    O yüzden yazdım gitti.

    Yoksa feyz alan, nurlanan, kendinden geçen falan olursa benimle hiçbir alakası yoktur. Ben sadece merak ettim.



    Doğudan batıya bütün âlemin nurlara büründüğü, İlâhi değişimin tecelli ettiği o gece neler oldu neler?

    Yahudi ileri gelenleri ve âlimleri kitaplarında daha önce rastladıkları işaret ve müjdelerin açığa çıktığını gördüler. Kimsenin haberi olmadan en önce onlar bu müjdeyi verdiler.

    O gece Yahudi âlimleri semâya bakıp 'Bu yıldızın doğduğu gece Ahmed doğmuştur' dediler.(1)

    Bîr Yahudi İleri geleni Mekke'de Peygamberimizin doğduğu gece, içlerinde Hişam ve Velid bin Muğire, Utbe bin Rabia gibi Kureyş ileri gelenlerinin bulunduğu bir toplantıda,
    - 'Bu gece sizlerden birinin çocuğu oldu mu? ' diye sordu.
    - 'Bilmiyoruz' diye cevap verdiler.
    Yahudi, 'Vallahi sizin bu ihmalinizden iğreniyorum!
    'Bakın, ey Kureyş topluluğu, size ne söylüyorum, iyi dinleyin. Bu gece, bu ümmetin en son peygamberi Ahmed doğdu. Eğer yanlışım varsa, Filistin'in kudsiyetini inkâr etmiş olayım. Evet, onun iki küreği arasında kırmızımtırak, üzerinde tüyler bulunan bir ben var' dedi.

    Toplantıda bulunanlar Yahudinin sözünden hayrete düştüler ve dağıldılar. Her birisi evlerine döndüğünde bu durumu ev halkına anlattılar. 'Bu gece Abdülmuttalib'in oğlu Abdullah'ın bir oğlu doğdu. Adını Muhammed koydular.' haberini aldılar.

    Ertesi gün Yahudiye vardılar:
    'Bahsettiğin çocuğun bizim aramızda dünyaya geldiğini duydun mu? ' dediler.
    Yahudi 'Onun doğumu benim size haber verdiğimden önce midir, sonra mıdır? ' dedi.
    Onlar, 'Öncedir ve ismi Ahmed'dir' dediler. Yahudi, 'Beni ona götürün' dedi.
    Yahudi ile beraber kalkıp Hz. Âmine'nin evine gittiler, içeri girdiler.
    Pegamberimizi Yahudinin yanına çıkardılar. Yahudi Peygamberimizin sırtındaki beni görünce, üzerine baygınlık geldi, fenalaştı. Kendine gelip ayıldığı sırada,

    'Ne oldu sana, yazıklar olsun' dediler.

    Yahudi, 'Artık İsrailoğullarndan peygamberlik gitti. Ellerinden kitap da gitti. Artık Yahudi âlimlerinin kıymet ve itibarları da kalmadı. Araplar peygamberleriyle kurtuluşa ereceklerdir.

    'Ey Kureyş topluluğu, ferahladınız mı? Vallahi size, doğudan batıya kadar ulaşacak bir güç, kuvvet ve bir üstünlük verilecektir' dedi.(2)

    Kâinatın Efendisini dünyaya getiren bahtiyar annenin henüz dünyaya gelmeden görüp gördükleri çok manalıydı..

    Peygamber Efendimize hamileyken rüyasında, 'Sen, insanların en hayırlısına ve bu ümmetin efendisine hamile oldun. Onu dünyaya getirdiğin zaman 'Her hasetçinin şerrinden koruması için bir ve tek olana sığınırım' de, sonra ona Ahmed yahut Muhammed ismini ver.

  • Çiğdem Yağmur
    Çiğdem Yağmur

    buluşmayı.En sevgiliyle buluşmayı.Bu gece dünyamıza teşrif etmiş ve bizleri koyu bir karanlıktn nuruyla söküp almıştır ve gün gelecek mahşer anında da biz ümmetinin selameti için göz yaşlarına gark olacaktır:Böyle Rehbere,Kurtarıcıya canlar kurban.Bizleri gerçek manada düşünen,koruyan ve kollayan Efendimize bizlerde kendimizi tanıttırırsak,mahşer zamanı buluşmamız ve kurtuluşumuz daha kolay olacaktır.Bu FIRSATI kaçırmamanızz dileğiyle.

  • Hilal Ay
    Hilal Ay

    hz.Muhammed gerek davranışıyla gerek terbiyesi ve dürüstlüğü alçak gönüllülüğü ile alemlere rahmet peygamber biz onu göremedik,sesini duyamadık bari böyle gecelerden istifade adip ona daha yakın olmaya çalışalım ümmetçe,milletçe
    onun ve ALLAH ın yolından gidelim
    hepinizin mevlid kandili mübarek olsun...

  • Zehra Puhur
    Zehra Puhur

    BU GECEYİ NASIL İHYA EDELİM:
    Bütün insanlık alemine bir hidayet tarihi açan ve alemlere halis ilahi rahmet olan böyle yüksek şanlı bir Peygamberin ümmeti olmakla şereflenmiş bulunan biz müminlere ne mutlu! Bu geceyi vesile bilerek,O'na ümmet olmanın şuuruna erebilmek,Bu gecenin manevi zenğinliğinden istifade edebilmek için en azından bir Tesbih Namazı kılalım,bir de Hatm-i Enbiya yapalım.O'na ümmet olan müminlere gevşeklik yakışmaz.Unutmayalım....Alemlere rahmet olarak gönderilen muazzez Peygamberimizin,doğumunu anarken,yalnız Mevlid okumak,ilahiler söylemek ve kandil simidi dağıtmak yeterli değildir,sadece bu geceyi yaşamak yeterli değildir.Yüce ALLAH'ın sevgisine,hoşnutluğuna ve bağışlamasına ermenin yeğane yolu,Peygamberimizin yolundan gitmektir..

  • Zehra Puhur
    Zehra Puhur

    Bu gece peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa S.A.V.'in dünyayı şereflendirdiği gecedir.O peygamber ki insanların sapıklıkta sınır tanımadığı,cehalette en üst seviyelere ulaştığı,küfür ve şirkin kölesi olduğu bir zamanda dünyaya şeref vermiş ve dünyaya ilahi bir nur,rahmani bir şifa olmuştur..Dualarımız bu gece eksik olmasın,kalplerimiz imanla dolsun,kandiliniz mübarek olsun.

  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç

    MEVLİD KANDİLİ

    M.NİHAT MALKOÇ

    'Mevlid' kelimesi 'doğum' anlamına gelir. Son peygamber Hz. Muhammed(SAV) 'in dünyayı şereflendirdiği Rebiülevvel ayının on birinci gününü on ikinci güne bağlayan geceye 'Mevlid Kandili' diyoruz. Bu mübarek gece bütün Müslümanlar için bayram hükmündedir. Çünkü Allah'ın sevgilisi(Habibullah) olan Resul-i Ekrem, bu şerefli zaman içerisinde dünyamızı teşrif etmiştir. O, hicretten 53 sene evvel şenlendirmişti arzı… Tarihler milâdi 571'i gösteriyordu o zaman. Nisan ayının yirmisini gösteriyordu takvimler…
    Peygamberlerin kamâlat bakımından en büyüğü olan Hz. Muhammed(SAV) , Rebiülevvel ayında dünyaya gelmekle o ayı sıradanlıktan kurtarıp güzelleştirmiştir. Onun gelişiyle bu ay bambaşka bir mana yüklenmiştir. O kutlu doğumdan beri Pazartesi daha bir sevimli gelir bize. Resülullah'ın değdiği her şey diğerlerine nazaran ne kadar da bahtlıdır. Onu dünya gözüyle görmek en büyük saadet olsa gerek…
    Kadir gecesinden sonra en mühim ve faziletli gece olarak adlandırılan Mevlid gecesi, Müslüman âlemince lâyıkıyla ihya edilir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Resul-i Ekrem Efendimiz bu güzel gecede hakkıyla anılır ve doğumundan dolayı duyulan sevinç, kalben ve lisanen dile getirilir. Zira bu hususta İmam Celâlüddîn Abdürrahmân bin Abdi'l-Melik Kettânî şöyle diyor: 'Mevlid günü ve gecesi, mübecceldir, mukaddestir, mükerremdir. Şerefi, kıymeti çoktur. Resûlullah'ın (Sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) varlığı, vefatından sonra, ona tâbi olanlar için, kurtuluş vesilesidir.
    Onun mevlidi için sevinmek, Cehennem azabının azalmasına sebep olur. Bu geceye hürmet etmek, sevinmek, bütün senenin bereketli olmasına sebep olur. Mevlid gününün fazileti, Cuma günü gibidir.
    Cuma günü, Cehennem azabının durdurulduğu, hadis-i şerifte bildirilmiştir. Bunun gibi, mevlid gününde de azap yapılmaz. Mevlid geceleri sevindiğini göstermeli, çok sadaka, hediye vermeli, davet olunan (uygun) ziyafetlere gitmelidir.'
    Bilindiği gibi Süleyman Çelebi isimli büyük şairimiz 'Vesîletü'n-Necât'(Kurtuluş Sebebi) isimli kitabında doğumundan ölümüne kadar peygamberimizi şiir diliyle anlatmıştır. Bu güzel kaside Türk halkı arasında çok rağbet görmüş ve mübarek gecelerde okunmuştur. Bugün bile ölen kişiler için düzenlenen mevlitlerde bir ibadet aşkıyla okunmaktadır. Bu şiirin 'Vilâdet' bahrinde Süleyman Çelebi Peygamberimizin doğumunu şöyle anlatıyor:
    'Amine hatun Muhammed annesi
    Ol sadeften doğdu ol dür danesi
    Çünki Abdullah'dan oldu hâmile
    Vakt erişdi hefte vü eyyam ile
    Hem Muhammed gelmesi oldu yakîn
    Çok alametler belirdi gelmedin
    Ol Rebiul evvel ayı nicesi
    On ikinci gice isneyn gecesi
    Ol gice kim doğdu ol hayrûl beşer
    Anesi anda neler gördü neler
    Dedi gördüm ol Habibin ânesi
    Bir acep nur kim güneş pervanesi'
    Karanlık gecelerimizi aydınlatan, hayatımızı anlamlandıran kâinatın serveri Resulullah Efendimiz her yönüyle mükemmel bir insandı. Bununla ilgili olarak bir hadis-i şerifinde 'Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.' buyurmuştur. Gerçekten de o güzel ahlakı hakkıyla sundu ümmetine. Bu konuda en güzel model kendisi oldu. Bu hususta Yüce Kur'an'da Peygamberimize hitaben şöyle buyrulmuştur: 'Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin'(Kalem S. 4. Ayet)
    Resulullah'ı sevmek kişinin iman kemalâtına işarettir. Çünkü Allah, bu kâinatı onun yüzü suyu hürmetine yaratmıştır. 'Sen olmasaydın habibim, kâinatı yaratmazdım' kutsi hadisi bunu ifade ediyor. Rabbimizin bu kadar yücelttiği bu mübarek simayı her şeyimizden çok sevmeliyiz. Bu sevgi kuru bir ifadeden öteye gitmelidir. Ona çokça selâtü selâm getirmeliyiz. Onun şefaatine sığınmalıyız.
    Günümüz gençliği, uğruna kâinatın yaratıldığı peygamberini ne kadar tanıyor? Bu soruya müspet cevap vermeyi ne çok isterdim. Fakat mevcut durum bundan ibaret değildir. Kitapçı vitrinlerinde yüzlerce siyer kitabı olmasına rağmen bunları alıp okuyan ve fikreden insanların sayısı ne kadar da azdır. Yarınlarımızın teminatı olan çocuklarımız günlerini hayal mahsulü Harry Potter maceraları okumakla geçiriyor. Mafya dizilerindeki çetecileri kendilerine model olarak alan ve haksız kazancı meşrulaştıran bugünkü nesil, Resulullah Efendimizin mesajlarına ne kadar da muhtaçtır. Bu mesajlar onların yitik hazineleridir. Fakat zihinlerimiz öyle bir uyuşturulmuş ve bulandırılmış ki bunları kaybettiğimizden de haberdar değiliz. Kaybettiğinden haberdar olmayanın yitik hazineleri bulmaya koyulmasını ve onlardan istifade etmesini bekleyemezsiniz.
    Peygamber Efendimiz hakkında yazı ve şiir yazmak büyük bir şereftir. Aynı zamanda büyük bir sorumluluktur da… Onu hakkıyla anlatmak her kalem erbabının kârı değildir. Vaktiyle ben de Resulullah'a dair bir naat denemesi yapmıştım. Sözlerimi 'Efendim 'adlı bu şiirin son bölümüyle tamamlamak istiyorum. Allah bizi o mübarek insanın şefaatine nail eylesin:
    'Ne ağır zemheriler geçiriyor ümmetin
    Günah galerisinde öksüz kaldı sünnetin
    Müminin kokusuna şimdi hasret cennetin
    Bu ne garip asırdır ahir zaman Efendim
    Bizi bize bırakma, kayır aman Efendim'
    Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav) 'in doğum günü bizim için müstesna bir gündür. Her Mevlid Kandili'nde biraz daha tazeleniyoruz, biraz daha büyüyor ona dair hasretimiz… Güneş bir mızrak boyu yaklaşıp da insanların beyinleri fokur fokur kaynamaya başladığı o anda(mahşer meydanında) Onun mübarek 'Livaül Hamd' sancağı altında toplanan bahtiyar insanlardan olmak ne büyük bir mükâfattır. Bu vesileyle Müslümanların mübarek Mevlid Kandili'ni tebrik eder, insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını Yüce Allah'tan dilerim.

  • Mm
    Mm

    on dört asır evvel yine böyle bir gece idi
    kumdan ayın ondördü bir öksüz çıkıverdi
    lakin o ne hüsarndı ki hissetmedi gözler
    kaç bin senedir halbu ki bekleşmedelerdi
    nerden görecekler göremezlerdi tabi
    bir kerre zuhur ettiği çöl en sapa yerdi
    bir kerrede mamure -i dünya o zamanlar
    buhranlar içindeydi bugündende beterdi
    sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta
    dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi
    fevza bütün afakını sarmıştı zeminin
    salgındı bugün şarkı yıkan tefrika derdi

    derken büyümüş kırkına gelmişti ki öksüz
    başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi
    bir nefhada insanlığı kurtardı o masum
    bir hamlede kayserleri kısraları serdi
    aczin ki ezilmekti bütün hakkı dirildi
    zulmün ki zeval aklına gelmezdi, geberdi
    alemlere rahmettievet şer'i mübini
    şehbalini adl isteyen yurdun agerdi
    dünya neye sahipse onun vergisidir hep
    medyun ona cemiyyeti medyun o na ferdi
    medyundur o masuma bütün bir beşeriyet
    ya rab! bizi mahşerde bu ikrar ile haşret....(amin)

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    MEVLİD KANDİLİ MESAJI

    Müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilen Hz.Muhammed’in dünyaya teşriflerinin,1432’nci yıl dönümünü idrak etmenin sevincini, huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz. İnsanlığın dirilişinde, karanlıktan aydınlığa çıkışında ve katılaşmış kalplerin yumuşamasında çok önemli bir yere sahip olan, böyle şerefli ve mübarek bir gün vesilesiyle bütün müslümanları tebrik ediyor, Peygamber sevgisinin bütün gönüllere sirayet etmesini ve kök salmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.

    İnsanı insana kul eden zincirleri kırmak, insanlar arasında adaletin gerçekleşmesi için konulan ilahi değerleri insanlığa ulaştırmak ve dünyayı barış, huzur ve esenlik yurdu haline getirmek için, Yüce Allah’ın gönderdiği peygamberler halkasının sonuncusu Hz.Muhammed (s.a.v) ’in doğumu, sıradan bir olay değildir. Bu kutlu doğum dünyada, birçok değişim ve gelişmelerin yaşanmasına vesile olmuştur. İnsani değerler açısından çok büyük trajedilerin yaşandığı ve gönüllerin ilahi rahmete susadığı bir zaman diliminde, bütün insanlığa hakikatleri sunmuş, hayatını insanların İslamla buluşmasına adamıştır.

    Kur’an-ı Kerim’de gönderiliş amacı, “Nitekim ayetlerimizi okuyan, sizi her kötülükten arındıran, size kitap ve hikmeti öğreten, ayrıca bilmediklerinizi de öğreten bir Peygamber gönderdik.” (Bakara-151) diye bildirilen Hz.Muhammed, emrolunduğu gibi yaşayarak mükemmel bir insan modelini gerçekleştirmiştir. Bu nedenle, Kur’an, peygamberimize itaat edilmesini isterken Peygamberlik misyonuna, örnek gösterirken de onun ahlaki meziyetlerine dikkat çekmiştir. Örnek şahsiyeti, merhametli ve yumuşak kalbiyle tüm insanları kucaklayan Hz.Peygamber, Allah’tan aldığı iman ve selam ışığını her seviyedeki insanla paylaşmış, hayatı boyunca hak sahibine hakkını vermek için çırpınmış ve İslam’ın aydınlığından uzak düşmüş kimseleri bu ışıkla buluşturmak için çok büyük gayret göstermiştir.

    Duygularında sevgi, şefkat, merhamet ve hoşgörüyü; ilişkilerinde hakkı, doğruyu güzeli ve vefayı; ibadetlerinde ihlas ve samimiyeti öne çıkararak gönülleri fetheden, güzellik ve ümit dolu bu seçkin insan; sözlerinde ve bu sözlerin ifade ettiği anlamlarda, bütün varlıklara karşı sergilediği tutum ve davranışlarda bize örnek olmakta, yaşamakta olduğumuz hayata ve geleceğimize ışık tutmaktadır. Onun aracılığı ile insanlığa gönderilen İslam dini de tebliğin başlangıcından zamanımıza kadar uzanan süreçte; rahmet, adalet, paylaşım, barış ve güvenlik gibi önemli ilkeleri her zaman önde tutarak umutsuz ve çaresiz insanların ümit ve ışık kaynağı olmaktadır.

    Ülkemizde ve dünyada her geçen gün dünyevileşme yoğunlaşmakta, ilişkilerde çıkar ve menfaatler yaygınlaşmakta, niyetlerde negatif düşünceler çoğalmakta; söz, davranış ve vaatlerde aldatıcılık egemen olmakta ve harcamalarda tüketim çılgınlığı yaşanmaktadır. Gerek makro ve gerekse sınırlı düzeyde gözlemlenen haksız paylaşımlar, kanaatsizlik, tatminsizlik ve ben merkezli zevk düşkünlüğü, fakir, yoksul ve kimsesizlerin ihmal ve göz ardı edilmesi, sapkın ve yozlaşmış inanışların ortaya çıkmasına vesile olmaktadır. Bu gelişmeler Hz.Peygamberin insanlara tebliğ ettiği üstün değerlerin hayatımızdaki etkisinin istenilen düzeyde olmadığının bir göstergesidir.

    İnsanların manevi duygularında oluşan boşluk, kaos, amaçsızlık ve acımasızlık gibi olumsuz haller, insanın manevi dokusunun bozulmasına neden olmaktadır. Bu durum, insanların kendileri ve hem cinsleri ile olduğu kadar doğa ile ilişkilerini de temelden sarsmaktadır. Yoksulluk içinde kıvranan toplum ve ülkeler bir yana, maddi kalkınmasını tamamlamış toplum ve ülkelerin içerisinde dahi manevi buhran içinde olanların ve bunalımlar geçirenlerin sayısının arttığı bir gerçektir. İnsanlığın böyle bir zamanda tebessümü sadaka olarak gören anlayışın sahibini daha iyi tanıması önem arz etmektedir. “Yerdekilere merhamet edin ki, göktekilerde size merhamet etsin” diyerek varlıklarla ilişkilerin merkezine; rahmet ve merhameti yerleştiren, hayatı edep, nezaket, iyilik, samimiyet, vefa ve doğruluk ile dopdolu olan, çok güçlü olduğu halde güce ehemmiyet vermeden insanın hak ve halk katındaki değerini ahlaki durumuna bağlayan ve bütün çağların en güzel örneği Hz.Peygamberi insanlık örnek almalıdır.

    Günümüz müslümanlarına düşen kendisine indirilen vahiy çerçevesinde, her sözü ve davranışı insanlığın ufkunu açan Peygamberimizi, içimizde ve çevremizde yeniden anlamak ve O’nun bize kazandırdığı, kardeşlik, sevgi, dostluk, güven, samimiyet, tevazu, hoşgörü, sadakat, vefa, haklının yanında yer alma, hak ve doğru olanı temsil etme gibi değerlere hayatımızda işlerlik kazandırmaktır.

    Sevgili Peygamberimizin kutlu doğumunun 1432 nci yıldönümünün, cennet vatanımızın huzur ve mutluluğuna, aziz milletimizin birlik ve beraberliğine, bütün insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum.

    Rıdvan ÇAKIR
    Diyanet İşleri Başkan Vekili

    Not: Mevlid Kandili 13 Mayıs Salı gününü 14 Mayıs Çarşamba gününe bağlayan gecedir.

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    Doğum anlamına gelir. Peygamberimizin doğduğu geceye mevlid gecesi denir.

    Peygamberimizin doğumunu ve hayatını anlatan eserlere de mevlid denir.

    12 Rabiulevvel Pazartesi gecesidir.

    Bu sene 13 Mayıs 2003 Salı gecesi mevlid kandilidir.

    Anadolu Türk beylikleri zamanında başlamış ve günümüze kadar kutlana gelmiştir.