İnce pırıltıların o ne saf hüneridir, bir seçilmez köpükte nice elmas eritir, nasıl bir sükun sanki peyda olur o demde, ve güneş uçurumun üstüne gelir durur, ebedi bir davanın saf marifeti budur, zaman kıvılcım, hülya bilmek olur alemde. Bir tek ahın içinde belli zaman mabedi, etrafımad denize bakışlarımın bendi, çıkarım o saf yere artık bütün bütüne, ve bütün tanrılara son adağım olarak, asude bir meneviş dağıtır kucak kucak, şahane bir istihkar irtifalar üstüne. Nasıl ağızda yemiş zevk olup da erirse, o yokluğunu nasıl lezzete çevirirse, varsın şekli mahvolsun, orda içime siner, benliğimin ilerde duman olacak özü, eriyen ruha söyler bir şarkıyla gökyüzü, nasıl değişmededir ulu sahiller. Bilir misin, yaprak ve dalların düzme tutsağı, o cılız parmaklıkları yiyen girinti, yumulu gözlerimi kamaştıran gizler, hangi ten çekmekte tembel sınırına beni, hangi tutkudur o kemikli toprağa sürükler, bir kıvılcam tende anar yitişlerimi.
Renk dalgalanmalarina denir. Hani bir yere bakariz da, bazen renginin degistigini falan goruruz ya, hah iste ona denir efendim...
Ilhan Irem bunu bir sarkisinda kullanmistir.
Yemyesil bir deniz senin gozlerin Ne bir sandal, ne bir ada, ne bir sahil var Boguluyorum... Gozlerinde menevisler Denizde martilar gibi Bakislarin kopuk kopuk Sonsuzlugu Sonsuzlugu anlatir gibi... Bu bakislar bir gunu beni oldurecek sevgilim Bu bakislar ne zaman beni guldurecek sevgilim. Guldurecekmisin sevgilim...
Sarkiyi dinleyin seveceksiniz... Ooof of dedirtir valla...
İnce pırıltıların o ne saf hüneridir, bir seçilmez köpükte nice elmas eritir,
nasıl bir sükun sanki peyda olur o demde, ve güneş uçurumun üstüne gelir
durur, ebedi bir davanın saf marifeti budur, zaman kıvılcım, hülya bilmek olur
alemde. Bir tek ahın içinde belli zaman mabedi, etrafımad denize bakışlarımın
bendi, çıkarım o saf yere artık bütün bütüne, ve bütün tanrılara son adağım olarak,
asude bir meneviş dağıtır kucak kucak, şahane bir istihkar irtifalar üstüne. Nasıl
ağızda yemiş zevk olup da erirse, o yokluğunu nasıl lezzete çevirirse, varsın şekli
mahvolsun, orda içime siner, benliğimin ilerde duman olacak özü, eriyen ruha söyler
bir şarkıyla gökyüzü, nasıl değişmededir ulu sahiller. Bilir misin, yaprak ve dalların
düzme tutsağı, o cılız parmaklıkları yiyen girinti, yumulu gözlerimi kamaştıran gizler,
hangi ten çekmekte tembel sınırına beni, hangi tutkudur o kemikli toprağa sürükler,
bir kıvılcam tende anar yitişlerimi.
Paul VALERY, Fransız DAHİ ŞAİR,
Çev. Sabri Esat SİYAVUŞGİL
'Ela gözlerinde menevişler var.
Kor gibi dudaklar ve kızıl saçlar.
Okşasam doyamam ta fecre kadar.
O güzel başını göğsüme yasla...'
şarkısını anımsattı.
süsleme yapma genelde tahta üzerine. oldukça eski bir sanat dalı.
Renk dalgalanmalarina denir. Hani bir yere bakariz da, bazen renginin degistigini falan goruruz ya, hah iste ona denir efendim...
Ilhan Irem bunu bir sarkisinda kullanmistir.
Yemyesil bir deniz senin gozlerin
Ne bir sandal, ne bir ada, ne bir sahil var
Boguluyorum...
Gozlerinde menevisler
Denizde martilar gibi
Bakislarin kopuk kopuk
Sonsuzlugu
Sonsuzlugu anlatir gibi...
Bu bakislar bir gunu beni oldurecek sevgilim
Bu bakislar ne zaman beni guldurecek sevgilim.
Guldurecekmisin sevgilim...
Sarkiyi dinleyin seveceksiniz... Ooof of dedirtir valla...