Bazen içi boşalır gibi olur insanın,çıkış yolu bulamazsın herşey üst üste gelir sen ne kadar ayakta durmaya çalışsanda zaman senden çok şeyler alıp götürmüştür. melankoli yaşamak ve bu devreyi atlatmak çok çapa sarfetmek ister.sonunda kazanırsın ama her şey zamana bağlı sabretmek lazım...
büyük bir acı içinde kıvranırken bi çıkış yolu, belki paramparça kalbini saklamaya çalışmak belki de kendi içnde acılarını gömme isteği...ama şu bi gerçek bu mutsuzluğun bi simgesi
büyük bir acı içinde kıvranırken bi çıkış yolu, belki paramparça kalbini saklamaya çalışmak belki de kendi içnde acılarını gömme isteği...ama şu bi gerçek bu mutsuzluğun bi simgesi
depresyonun sonraki durağı...aranmakla bulunmaz,birden köşeyi dönünce büfenin yanına yerleşmiş olarak görülür...bu moda girenlerin içinden uzun hava dinleyen veya metal dinleyen çıkması olasidir,aradakileri saymıyorum bile...
barış manço hoş gider...ecnebilerden johnny cash fena durmaz...I walk the line ile cash'i anıyor gelecek melankolide bizi yalnız bırakmamasını diliyoruz...
beni en güze günümde sebepsiz bir keder alır bütün ömrümü beynimde acı bir tortusu kalır anlayamam kederimi bir ateş yakar derimi içim dar bulur yerini gönlüm daglarda bulanık ne bir dost ne bir sevgili dünyadan uzak bir deli beni sarar MELANKOLİ
..................................................................................................................................... Melankoli hayata karşı bir tutum içinde bulunmaktır. Bir karakterdir çoğu insanda, düşünceyi doğuran, hayatı sorgulayan, insanı duygulandıran ve hep durmadan didinen düşüncelerdir. Ne acizliğidir insanın ne muzdaripliği... kabullenemeyişidir hayatı olduğu gibi.
Psikolojide bir hastalık adı olarakta geçer. (İçine kapan, hayattan umudunu kesmiş, kendi kabuğuna çekilmiş ve kendini suçlayan) semptomlarının görüldüğü. Ama bu hastalık aslolan melankoli ile karıştırılmamalıdır.
Bütün büyük Felsefeciler, Yazarlar, Şairler, Ressamlar kısacası akli ve kalbi mevzularda diğer insanlardan sıyrılıp tarihe mal olmuş insanlarin hemen hemen hepsi biraz melankolidir.
Bir örnek istiyorsanız buyrun bu şiirime bir göz atın o zaman! ! ! ................................................................................................................................... Melankolik Düşünceler
Kasvet bahçelerinden fırladım hadi beni teskin et Aklım bile şekillendiremiyor artık hislerimi Hadi birkaç söz söyle telkin et
Bir deli meczup, yürüyorum berzahta Düşüncelerim kırık bir dal, duygularım solgun yapraklar Her şeyim derme çatma anlasana Söyle çaresi var mı ferzanda
Kendimi, kendime yabancılaştırmaya başladı kasvetler Tüm renkleri, ışıkları emen bir karanlığa dönüşüyor kalbim Her gün kat ettiğim bu yol kadar artıyor vahamet Bu son(uncu) baharım dökülüyorum, Yinede yakamı bırakmıyor nedamet…
Her yeni doğan güne kara duygularla uyanıyorum artık Umut koçanımdan takvim yaprakları koparıyorum Zaman adi bir hırsız gibi çalarken gençlikten Gri düşüncelerle selamlıyorum, çakılıp kaldığım bu soluk iklimi
İçimde neşreden bu halet-i vakur sarmakta arta kalan neşemi Melanet bir huşuyla doldum keşmekeş ve serkeşim Vazgeçtim her şeyden yitirdim inancımı, Tereddütte akıbet, varsa eğer izahat ne olur beni ikna et
Marazi düşüncelerle aşka temayül ederken kalbim Melankolik günler geçiyor üzerimizden Kayıtsız kaldığım hayat alıp götürüyor neyim kaldıysa Ötesini düşünemiyor bile bu nasırlı bilincim
Ağaçlar gibi kabuk atıp, yılanlar gibi deri değiştiriyorum Acıları soyunup tenimden çırılçıplak üşüyorum Yufkalığımın bataklığında çırpınırken her gece Soluksuz kaldıkça öfkeme sarınıyorum.
Beyaban, rüzgârınla gubarınla çatladı kalbim Avare bir kasvayım hörgücümde zayi tahayyülâtım Ümitvarem birazcık su elzem, merhamet et Serabında savruldum, şayet varsa hakikat ispat et
İçimin boşluğunda koşuyorum yolumu kaybettim Çareler afakî, yolun sonuna da geldik, yok artık telafi Hayatın neresinde unuttum gülümseyişimi? İçimdeki çocuğun elini ne zaman bıraktım bilmiyorum.
Şiirin menzilini aştı mı yaşamak, cümleler de yetmiyor artık Dar bir vadiye dökülüyor ne varsa Hayatın cenderesinde bilenen kalemim Yeni mefhumlar türetiyor kederleri anlatan
Heyhat! Ne eşk kaldı ne iman Müzmin kederlerim uykusuz gecelerde mihman Bir yaprak gölgesi gibi yanı başıma düşer de siman Tam bitti sanırsın, yeniden başlar zeman
Zamanın usulca akışını hissediyorum tenimde Ruhumdaki sancıya kayıtsız kalışını bedenimin Çarpışıp duruyor içimde duygular Düşünceler kabuk bağlıyor yeni kanamalara
Bir kuyuya çekiliyor ne kaldıysa Dilsizliğim bundan, sesim içimde kayboluyor. Sabır taşım çatladı avuçlarımdan gam damlar Hükümsüz şimdi bütün sözcükler, anlamlar…
Ötesi yok burası Diyar-ı Mâl-i hulya Dil-i mecrûhla tutuşsun son meşale Ey! Dönmekten yorgun düşen bunak dünya Yetmez mi sükût-u hayallerin, zilsiyah rüya…
Ah! Kalbim nerene gömsem de olmuyor Buluyor aklım her defasında, eprimiş hatıraları Bir türlü uslanmayan kanlı tırnaklı usum Kalpte mecrûh, gecelerdir uykusuzum
Bir adım daha atıyorum sıyrılıp korkulardan Yüreğimin magmasına bağdaş kurdum oturuyorum Hiç kaçar yolum yok, zaten ötesi de yok Ya isyanla ya imanla uslanırım artık…
Bu derd-ü temaşayla kırıldı mihenk taşım Her gece med-cezirler döndü bak başım Kahr ile dövündüm içime aktı yaşım Şu ömr-i tehide hem köleyim hem şahım
Söz de bitiyor şimdi biten bir günle Cümlelerle yamaladım kalbimi bak bu günde Kırık bir kalp ve melankolik düşüncelerle Hiçbir farkım kalmadı dünle
Artık gitmek geliyor içimden,Bir sabah masmavi bir bulutun peşinden Dönüşü olmayan yerlere...Dedi Şair Attila İlhan. Sonra gitti,Bu melankolik şiiri bırakarak... Rahat uyusun.
“Umut dogurmak için hayatla korunmasızca,kanrevan sevişmiş bir bakireyken ben.. Daha ilk terli sevişmede yırtılmışken düşlerimin zarı… Sancılı düşüncelerin yatagında kıvranırken..sonsuz bir şimdide düş’ük yapan ben… Ölü dogan sevinçleri içime gömen ben… O son kadın..bendim…! ”
Yaşamı çok değerli bulduğu için heba edenlere üzülür.
İstanbul’un kız kardeşi
uzun havadan sonra çiftetelli dinlemektir :) Ağlarken gülmektir..
İstidât gerektiren mevzulardan. Kimisi için bir beslenme şeklidir. Sonra da Virginia Woolf gibi, ceplerinde çakıltaşları,
okyanusa doğru yürürsün.
Hiçbir yaşanmışlıgı olamasına ragmen uzaklara dalıp giden bir yandan sosyallesmek diger yandan asosyal olmak istemektir
them...
Bazen içi boşalır gibi olur insanın,çıkış yolu bulamazsın herşey üst üste gelir sen ne kadar ayakta durmaya çalışsanda zaman senden çok şeyler alıp götürmüştür.
melankoli yaşamak ve bu devreyi atlatmak çok çapa sarfetmek ister.sonunda kazanırsın ama her şey zamana bağlı sabretmek lazım...
bana hiç uğramayan
yok ya arada kapımı çalan ama şhsım tarafından sürekli kovulan...
büyük bir acı içinde kıvranırken bi çıkış yolu, belki paramparça kalbini saklamaya çalışmak belki de kendi içnde acılarını gömme isteği...ama şu bi gerçek bu mutsuzluğun bi simgesi
büyük bir acı içinde kıvranırken bi çıkış yolu, belki paramparça kalbini saklamaya çalışmak belki de kendi içnde acılarını gömme isteği...ama şu bi gerçek bu mutsuzluğun bi simgesi
ingilizcesi blues
konuyla alkalı olarak
still got to blues for you
gary moore
depresyonun sonraki durağı...aranmakla bulunmaz,birden köşeyi dönünce büfenin yanına yerleşmiş olarak görülür...bu moda girenlerin içinden uzun hava dinleyen veya metal dinleyen çıkması olasidir,aradakileri saymıyorum bile...
barış manço hoş gider...ecnebilerden johnny cash fena durmaz...I walk the line ile cash'i anıyor gelecek melankolide bizi yalnız bırakmamasını diliyoruz...
aman uzak olsun...güzel bir şarkıydı
bu aralar biraz ben..
beni en güze günümde
sebepsiz bir keder alır bütün ömrümü
beynimde acı bir tortusu kalır
anlayamam kederimi
bir ateş yakar derimi
içim dar bulur yerini
gönlüm daglarda bulanık
ne bir dost ne bir sevgili
dünyadan uzak bir deli
beni sarar MELANKOLİ
.....................................................................................................................................
Melankoli hayata karşı bir tutum içinde bulunmaktır. Bir karakterdir çoğu insanda, düşünceyi doğuran, hayatı sorgulayan, insanı duygulandıran ve hep durmadan didinen düşüncelerdir. Ne acizliğidir insanın ne muzdaripliği... kabullenemeyişidir hayatı olduğu gibi.
Psikolojide bir hastalık adı olarakta geçer. (İçine kapan, hayattan umudunu kesmiş, kendi kabuğuna çekilmiş ve kendini suçlayan) semptomlarının görüldüğü. Ama bu hastalık aslolan melankoli ile karıştırılmamalıdır.
Bütün büyük Felsefeciler, Yazarlar, Şairler, Ressamlar kısacası akli ve kalbi mevzularda diğer insanlardan sıyrılıp tarihe mal olmuş insanlarin hemen hemen hepsi biraz melankolidir.
Bir örnek istiyorsanız buyrun bu şiirime bir göz atın o zaman! ! !
...................................................................................................................................
Melankolik Düşünceler
Kasvet bahçelerinden fırladım hadi beni teskin et
Aklım bile şekillendiremiyor artık hislerimi
Hadi birkaç söz söyle telkin et
Bir deli meczup, yürüyorum berzahta
Düşüncelerim kırık bir dal, duygularım solgun yapraklar
Her şeyim derme çatma anlasana
Söyle çaresi var mı ferzanda
Kendimi, kendime yabancılaştırmaya başladı kasvetler
Tüm renkleri, ışıkları emen bir karanlığa dönüşüyor kalbim
Her gün kat ettiğim bu yol kadar artıyor vahamet
Bu son(uncu) baharım dökülüyorum,
Yinede yakamı bırakmıyor nedamet…
Her yeni doğan güne kara duygularla uyanıyorum artık
Umut koçanımdan takvim yaprakları koparıyorum
Zaman adi bir hırsız gibi çalarken gençlikten
Gri düşüncelerle selamlıyorum, çakılıp kaldığım bu soluk iklimi
İçimde neşreden bu halet-i vakur sarmakta arta kalan neşemi
Melanet bir huşuyla doldum keşmekeş ve serkeşim
Vazgeçtim her şeyden yitirdim inancımı,
Tereddütte akıbet, varsa eğer izahat ne olur beni ikna et
Marazi düşüncelerle aşka temayül ederken kalbim
Melankolik günler geçiyor üzerimizden
Kayıtsız kaldığım hayat alıp götürüyor neyim kaldıysa
Ötesini düşünemiyor bile bu nasırlı bilincim
Ağaçlar gibi kabuk atıp, yılanlar gibi deri değiştiriyorum
Acıları soyunup tenimden çırılçıplak üşüyorum
Yufkalığımın bataklığında çırpınırken her gece
Soluksuz kaldıkça öfkeme sarınıyorum.
Beyaban, rüzgârınla gubarınla çatladı kalbim
Avare bir kasvayım hörgücümde zayi tahayyülâtım
Ümitvarem birazcık su elzem, merhamet et
Serabında savruldum, şayet varsa hakikat ispat et
İçimin boşluğunda koşuyorum yolumu kaybettim
Çareler afakî, yolun sonuna da geldik, yok artık telafi
Hayatın neresinde unuttum gülümseyişimi?
İçimdeki çocuğun elini ne zaman bıraktım bilmiyorum.
Şiirin menzilini aştı mı yaşamak, cümleler de yetmiyor artık
Dar bir vadiye dökülüyor ne varsa
Hayatın cenderesinde bilenen kalemim
Yeni mefhumlar türetiyor kederleri anlatan
Heyhat! Ne eşk kaldı ne iman
Müzmin kederlerim uykusuz gecelerde mihman
Bir yaprak gölgesi gibi yanı başıma düşer de siman
Tam bitti sanırsın, yeniden başlar zeman
Zamanın usulca akışını hissediyorum tenimde
Ruhumdaki sancıya kayıtsız kalışını bedenimin
Çarpışıp duruyor içimde duygular
Düşünceler kabuk bağlıyor yeni kanamalara
Bir kuyuya çekiliyor ne kaldıysa
Dilsizliğim bundan, sesim içimde kayboluyor.
Sabır taşım çatladı avuçlarımdan gam damlar
Hükümsüz şimdi bütün sözcükler, anlamlar…
Ötesi yok burası Diyar-ı Mâl-i hulya
Dil-i mecrûhla tutuşsun son meşale
Ey! Dönmekten yorgun düşen bunak dünya
Yetmez mi sükût-u hayallerin, zilsiyah rüya…
Ah! Kalbim nerene gömsem de olmuyor
Buluyor aklım her defasında, eprimiş hatıraları
Bir türlü uslanmayan kanlı tırnaklı usum
Kalpte mecrûh, gecelerdir uykusuzum
Bir adım daha atıyorum sıyrılıp korkulardan
Yüreğimin magmasına bağdaş kurdum oturuyorum
Hiç kaçar yolum yok, zaten ötesi de yok
Ya isyanla ya imanla uslanırım artık…
Bu derd-ü temaşayla kırıldı mihenk taşım
Her gece med-cezirler döndü bak başım
Kahr ile dövündüm içime aktı yaşım
Şu ömr-i tehide hem köleyim hem şahım
Söz de bitiyor şimdi biten bir günle
Cümlelerle yamaladım kalbimi bak bu günde
Kırık bir kalp ve melankolik düşüncelerle
Hiçbir farkım kalmadı dünle
İdris TAN.
..........................................................................................................................................
mutsuzluk, yalnız kalma istediğir.
Beni en güzel günümde
Sebepsiz bir keder alır.
Bütün ömrümün beynimde
Acı bir tortusu kalır.
Anlayamam kederimi
Bir ateş yakar derimi
İçim dar bulur yerimi
Gönlüm dağlarda bunalır.
Ne kış, ne yazı isterim
Ne bir dost yüzü isterim
Hafif bir sızı isterim
Ağrılar, sancılar gelir.
Yanıma düşer kollarım
Görünmez olur yollarım
En sevgili emellerim
Önüme ölü serilir.
Ne bir dost, ne bir sevgili
Dünyadan uzak bir deli...
Beni sarar melankoli:
Kafamın içersi ölür.
Sabahattin Ali
melankoli bir hastalık değildir insanın yaşadığı kendine göre hayal kırıklıkların yansımasıdır..
Tedavi dilmesi gereken bir psikolojik rahasızlık...
Kötü bir hastalıktır...
elalem rumuzunu kaybetmiş, ne ki! !
ben kendimden bihaber
Elde edilemeyen istekler neticesinde insanın düştüğü ruh hali.hüzünlü olup nedenini bilememek,ağlamaklı olup ağlayamamak
bi anlık ölme isteği...
böyle bi anda asla dinlenmemesi gereken şarkı için bknz.:
hayal ile gerçek arası
bi tarafı kara bir tarafı beyaz
acı ile romantizmin sentezi
melankoli olmayanların anlamıyacagı bısey
melankoli
Artık gitmek geliyor içimden,Bir sabah masmavi bir bulutun peşinden
Dönüşü olmayan yerlere...Dedi Şair Attila İlhan.
Sonra gitti,Bu melankolik şiiri bırakarak...
Rahat uyusun.
mutluyken bile hüzünlü, hiç derdin yokken bile dertli olmak, tüm yaşama sevincini kaybetmiş olmana rağmen hayata sımsıkı tutunmaktır.
“Umut dogurmak için hayatla korunmasızca,kanrevan sevişmiş bir bakireyken ben.. Daha ilk terli sevişmede yırtılmışken düşlerimin zarı… Sancılı düşüncelerin yatagında kıvranırken..sonsuz bir şimdide düş’ük yapan ben… Ölü dogan sevinçleri içime gömen ben… O son kadın..bendim…! ”