Masal, sadece çocukların değil, büyüklerin de hayal ve hareket ihtiyacını karşılar. Bugünkü piyeslerin birçoğundada 'hakikat ötesi' unsurlara fazlasıyla yer verildiği görülmektedir. Büyükle küçüğü birbirine bağlıyan ve kaynaştıran masalın, çocuk tarafından ne büyük bir dikkatle dinlendiğini, o pırl pırıl çocuk gözlerinin hadiseleri nasıl takip ettiğini muhakak görmüşsünüzdür. Bu bakışlar, masalı anlatana, sadece muhabbeti değil sihirli bir aleme dalışın izlerini de gösterir.
-baba masal anlatsana bana -hangisini anlatayım oğlum -hani kırmızı başlıklı kız anneannesine gidiyormuşya hani kurt görmüş bunu sonra anneannesini yemiş sonra onun kılığına girmiş sonra yatağına yatmış sonra kırmızı başlıklı kız neden dişlerin büyük demiş sonra.................. sonra gelip kırmızı başlıklı kızı kurtarmışya -eee -işte o masalı anlat -e anlattın zaten sen hepsini -o zaman yedi cüceleri anlat hani kötü üvey anne varmış ya hani..
Burkar içimi bir sızı, bir sızı içim boğulur Sanki peri padişahının kızı Bu kadar naz sabır kalmaz Etme ne olur Sarkar içime bir hasreti içimde durur Sanki anka kuşu musun mübarek Kavurup kasıp sırra kadem basıp Gitme ne olur Masal bu ya oldu ya Cezbime tutuldu ya kaçma Böyle biri karşına kaç kere çıkar Geldi deli efkârın içimi sardı Gir sinemin sinemin içine yâr Bak yaş oldun didemin ucunda varsın Ak sinemin sinemin içine sar Bu hayal meyal masal hep okuduğum mu? Seni ejdarhanın elinden alıp koruduğum mu? Hani kahramanlar gibi sevecekken seni Masal bitti yaş akacak bak farketmedin mi? Yalnız varsız demektir Elsiz kolsuz demektir Kalan yalnız kalırsa Giden insafsız demektir Geldi deli efkârın içimi sardı Gir sinemin sinemin içine yâr Sen bitmişsin kuşlar gider Dostlar gitmiş Bir varmışsın bir yokmuşsun
hayatın bir varmış,bir yokmuşları....bir göz açıp bir kapayışları,,çocukların hayal ürünleri ama büyüklerin yaşamak istedikleri.. becerebilirlerse tabii...
geceye açar akşam sefaları ölüme benzergüne vedaları deli dolu bir macera bir şölen bir düğün kadere kısmet narin hayatları ışığa uçar bütün pervaneler ateşe giderken ne şahaneler dönerek acıyla aşkla şu alemi yana yana rakseder divaneler bir varmış biryokmuş dünya masalmış her yolcudan bu handa hoş sada kalmış gökten üç elma düşmüş yuvarlanmış herkes payına düşen elmayı almış sora sora az gidip uz gidip kaf dağına gizini arar saadetin dünyalılar günaha yakın dururken bir yanları ne kadar hazin hüzünlü sevdalılar
hayatın bir varmış,bir yokmuşları....bir göz açıp bir kapayışları,,çocukların hayal ürünleri ama büyüklerin yaşamak istedikleri.. becerebilirlerse tabii....!
Masal bence insanların hayal dünyalarını yansıttıkları yazılardır....Bilindiği üzere hayaller olağan üstü şeyler üzerine kuruludur.Bu nedenle masallarda bu tür yazılardır.........
inanmayarak büyüsek de kimimiz sevdik onları kendi masallarımızı kurduk unuttuk zaman zaman acımızdan daha acı olanları kimse çekmedi değil mi bizim acılarımızı kimse inanmadı bizim gibi ya da ağlamadı sevmedi kimse bir şeyi yahut kimse anlatamamazlık yapmadı kimse yaşamadı hüzne boydanboya bulanmadı işte tüm bu anlattıklarımın adı yalandı masaldı kimseye maledemediklerimizi tüm kimseler yaşadı
masal belki bir küçük tablo resmi belki yaşamın kendisi...belkide inasanın kendisi....şekil vermek anlam biçmek yanılsama getirir... bir yerde herşeyi ifade eder.... bir noktadan sonraaa....hiç bir şeyiiii....herkes kendi masalını yaşar ve yaşatır...
Masallar insan ruhunda yapılan serüven gezilerine benzer. Bir masaldır dünyamız, sevgilerimiz, hayallerimiz, umutlarımız ve düşlerimiz. Birden bire peri padişahının sofrasında başlayıp, Kaf Dağındaki yatağımızın baş ucunda bitiveren ninelerimizin sesinin kulağımızdaki çınlamasıdır. Genç kızların beyaz atlı prenslerini, delikanlıların güzel prenseslerini keşfettikleri gönül kapılarının da anahtarıdır masallar. KONULAR 1. Masal ve Tanımı (Masal nedir) 2. Eğitimde Masalların Psikolojik Etkileri 3. Masalların Kaynakları 4. Masalların İnceleme Metotları 5. Masalları Sınıflandırma Çalışmaları A. Masal Tiplei B. Masal Motifleri 6. Yabancı Kültürlerin Önemli Masalları 7. Türk Masalları 8. Masalların Kalıp Sözleri 9. Türk Edebiyatında Masal Etkileri Masal Tanımı: Hayal ürünü özelliğiyle diğer halk anlatı türlerinden ayrılan masal, tarih boyunca yaygınlığı ve toplusal işlevi bakımından büyük önem taşımaktadır. Değişik olan ve zamanların kültürel değerlerini taşımları bakımından da masallarımız, ayrıcalıklı bir yeri vardır. Doğaüstü güçleri, olağanüstü tipleri anlatan, yer yer gerçekçi konuları, destansı, alaycı ya da hüzünlü bir biçimde sunan masal, sözlü halk edebiyatının en eski biçimlerinden biridir. Bilge Seyitoğlu, masalın tanımını şöyle yapmıştır; “Halk arasında yüzyıldan beri anlatılmakta olan ve içinde olağanüstü kişilerin, olağanüstü olayların bulunduğu; bir varış bir yokmuş – gibi klişe bir anlatımla başlayan, belli bir uzunluğu olan, sonunda yedi, içti, muratlarına erdiler, yahut olanlar erdi muradına biz çıkalım kerevitine, gökten üç elma düştü, biri anlatana, biri dinleyene, biri de bana gibi belirli sözlerle sona eren, zaman ve mekan kavramıyla kayıtlı olamayan bir sözlü anlatı türüdür. Türk Dil kurumu sözlüğünde M. Ali Ağrıkay da “Çocuklara anlatılan ve çoğu olağanüstü olaylarla süslenmiş bulunan ilgi çekici hikaye olarak tanımlamaktadır. Bir başka tanıma göre de masal “Olağanüstü karakterlerin ve yaratıkların gerçek üstü dünyasında şöhret ve talih kazanan sıradan kahramanları ve olağan üstünlükleri içine alan nesirlerdir” gibi tanımlar bulunmaktadır. Denilebilir ki; insanoğlunun kendini ifade etme biçimini bulduğu, yani dili yarattığı dönemlerden beri masal anlatıla gelmiştir. Ancak biz, yazı ortaya çıktıktan sonrasını izleyebiliyoruz. İlk yazıya geçen masal “Adapa”dır. Yazıya geçmeden önce daha kaç bin yıl bu masal anlatılmış Hamburabi yasalarıyla birlikte yaklaşık bundan dört bin yıl önce Babil’de yazıya geçmiş. Bununla birlikte Heseidas ve Hemeros’un eserlerini de tarihin en büyük masal örneklerindendir. Masal geleneği bin yıldan beri sayısız katkıyla zenginleşmiştir. Ne yazık ki bunlardan çok az bir kısmı yazıya geçmiş ve yayınlanmıştır. Buna en çarpıcı örnek de Prof. Pertev Naili Boratav’ın çalışmasıdır. Bortav’ın on binin üzerinde masal, destan, halk hikayesi derlemesine karşın – Nasrettin Hocayı saymazsak – 200 tanesi bile yayınlanmıştır. Bu durum karşısında Pertev Naili Boratav “
boşver beni mühim değilim bu onun hikayesi çok beyazdı kir tutardı ömrü kelebek kadardı mektupları şişedeyken birde bakmış deniz yokmuş tek başına dans ederken mutsuzluk sarhoş olmuş ...
arda
gökten üç elma düşmüş..biri kurbağa prensin başına,biri pamuk prensesin başına,dieride(kötü kalpli cadı) hani bana hani bana demiş :)))
onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine :))) ii ler daima kazanır.kötüler ise ayağı takılıp sendeler..amannnn neyseee :)))
Masal, sadece çocukların değil, büyüklerin de hayal ve hareket ihtiyacını karşılar. Bugünkü piyeslerin birçoğundada 'hakikat ötesi' unsurlara fazlasıyla yer verildiği görülmektedir.
Büyükle küçüğü birbirine bağlıyan ve kaynaştıran masalın, çocuk tarafından ne büyük bir dikkatle dinlendiğini, o pırl pırıl çocuk gözlerinin hadiseleri nasıl takip ettiğini muhakak görmüşsünüzdür.
Bu bakışlar, masalı anlatana, sadece muhabbeti değil sihirli bir aleme dalışın izlerini de gösterir.
-baba masal anlatsana bana
-hangisini anlatayım oğlum
-hani kırmızı başlıklı kız anneannesine gidiyormuşya
hani kurt görmüş bunu
sonra anneannesini yemiş
sonra onun kılığına girmiş
sonra yatağına yatmış
sonra kırmızı başlıklı kız neden dişlerin büyük demiş
sonra..................
sonra gelip kırmızı başlıklı kızı kurtarmışya
-eee
-işte o masalı anlat
-e anlattın zaten sen hepsini
-o zaman yedi cüceleri anlat
hani kötü üvey anne varmış ya
hani..
Burkar içimi bir sızı, bir sızı içim boğulur
Sanki peri padişahının kızı
Bu kadar naz sabır kalmaz
Etme ne olur
Sarkar içime bir hasreti içimde durur
Sanki anka kuşu musun mübarek
Kavurup kasıp sırra kadem basıp
Gitme ne olur
Masal bu ya oldu ya
Cezbime tutuldu ya kaçma
Böyle biri karşına kaç kere çıkar
Geldi deli efkârın içimi sardı
Gir sinemin sinemin içine yâr
Bak yaş oldun didemin ucunda varsın
Ak sinemin sinemin içine sar
Bu hayal meyal masal hep okuduğum mu?
Seni ejdarhanın elinden alıp koruduğum mu?
Hani kahramanlar gibi sevecekken seni
Masal bitti yaş akacak bak farketmedin mi?
Yalnız varsız demektir
Elsiz kolsuz demektir
Kalan yalnız kalırsa
Giden insafsız demektir
Geldi deli efkârın içimi sardı
Gir sinemin sinemin içine yâr
Sen bitmişsin kuşlar gider
Dostlar gitmiş
Bir varmışsın bir yokmuşsun
YaŞaR masal
insanın meramını anlatan şarkı işte budur
hayatın bir varmış,bir yokmuşları....bir göz açıp bir kapayışları,,çocukların hayal ürünleri ama büyüklerin yaşamak istedikleri..
becerebilirlerse tabii...
Bilgili Biliç... :))))
En sevdiğim masal kahramanı.... :)))))
geceye açar akşam sefaları
ölüme benzergüne vedaları
deli dolu bir macera bir şölen bir düğün
kadere kısmet narin hayatları
ışığa uçar bütün pervaneler
ateşe giderken ne şahaneler
dönerek acıyla aşkla şu alemi
yana yana rakseder divaneler
bir varmış biryokmuş dünya masalmış
her yolcudan bu handa hoş sada kalmış
gökten üç elma düşmüş yuvarlanmış
herkes payına düşen elmayı almış
sora sora az gidip uz gidip kaf dağına
gizini arar saadetin dünyalılar
günaha yakın dururken bir yanları
ne kadar hazin hüzünlü sevdalılar
biz olabilseydk onunla..yaşayacağımız şey masal gbi olurdu muhtemelen...o kadar mükemmel...
ee..alışkın milletiz masallara..dilinden anlarız vesselam.. ;)
geçmişi hatırlamak kendi kendine masal anlatmak gibi...
hayatın bir varmış,bir yokmuşları....bir göz açıp bir kapayışları,,çocukların hayal ürünleri ama büyüklerin yaşamak istedikleri..
becerebilirlerse tabii....!
Masal bence insanların hayal dünyalarını yansıttıkları yazılardır....Bilindiği üzere hayaller olağan üstü şeyler üzerine kuruludur.Bu nedenle masallarda bu tür yazılardır.........
inanmayarak büyüsek de
kimimiz sevdik onları
kendi masallarımızı kurduk
unuttuk zaman zaman acımızdan daha acı olanları
kimse çekmedi değil mi bizim acılarımızı
kimse inanmadı bizim gibi
ya da ağlamadı
sevmedi kimse bir şeyi
yahut kimse anlatamamazlık yapmadı
kimse yaşamadı
hüzne boydanboya bulanmadı
işte tüm bu anlattıklarımın adı yalandı
masaldı
kimseye maledemediklerimizi
tüm kimseler yaşadı
masal ve hikayeler nasıl yazılır
bana bir masal anlat baba
anlat ki
rüyalardan korkmadan uyanayım sabahlara
her korktuğumda
anlat ki
anne demiyeyim
Yaşar'ın 2000 Kasım'ında çıkardığı albümünün adı.
İçinde yaşadığımız, ancak farkedemediğimiz gerçek.......
masal belki bir küçük tablo resmi belki yaşamın kendisi...belkide inasanın kendisi....şekil vermek anlam biçmek yanılsama getirir... bir yerde herşeyi ifade eder.... bir noktadan sonraaa....hiç bir şeyiiii....herkes kendi masalını yaşar ve yaşatır...
Esas amacı itibariyle:
Bazı gerçekleri-sırları sembollerle bambaşka hayali bir olaymış gibi örtülü bir biçimde anlatma sanatı...
sora sora az gidip uz gidip kafdagina..
gizini arar saadetin dünyalilar..
günaha yakin dururken bir yanlari..
ne kadar hazin hüzünlü sevdalilar..
Masallar insan ruhunda yapılan serüven gezilerine benzer. Bir masaldır dünyamız, sevgilerimiz, hayallerimiz, umutlarımız ve düşlerimiz. Birden bire peri padişahının sofrasında başlayıp, Kaf Dağındaki yatağımızın baş ucunda bitiveren ninelerimizin sesinin kulağımızdaki çınlamasıdır. Genç kızların beyaz atlı prenslerini, delikanlıların güzel prenseslerini keşfettikleri gönül kapılarının da anahtarıdır masallar. KONULAR 1. Masal ve Tanımı (Masal nedir) 2. Eğitimde Masalların Psikolojik Etkileri 3. Masalların Kaynakları 4. Masalların İnceleme Metotları 5. Masalları Sınıflandırma Çalışmaları A. Masal Tiplei B. Masal Motifleri 6. Yabancı Kültürlerin Önemli Masalları 7. Türk Masalları 8. Masalların Kalıp Sözleri 9. Türk Edebiyatında Masal Etkileri Masal Tanımı: Hayal ürünü özelliğiyle diğer halk anlatı türlerinden ayrılan masal, tarih boyunca yaygınlığı ve toplusal işlevi bakımından büyük önem taşımaktadır. Değişik olan ve zamanların kültürel değerlerini taşımları bakımından da masallarımız, ayrıcalıklı bir yeri vardır. Doğaüstü güçleri, olağanüstü tipleri anlatan, yer yer gerçekçi konuları, destansı, alaycı ya da hüzünlü bir biçimde sunan masal, sözlü halk edebiyatının en eski biçimlerinden biridir. Bilge Seyitoğlu, masalın tanımını şöyle yapmıştır; “Halk arasında yüzyıldan beri anlatılmakta olan ve içinde olağanüstü kişilerin, olağanüstü olayların bulunduğu; bir varış bir yokmuş – gibi klişe bir anlatımla başlayan, belli bir uzunluğu olan, sonunda yedi, içti, muratlarına erdiler, yahut olanlar erdi muradına biz çıkalım kerevitine, gökten üç elma düştü, biri anlatana, biri dinleyene, biri de bana gibi belirli sözlerle sona eren, zaman ve mekan kavramıyla kayıtlı olamayan bir sözlü anlatı türüdür. Türk Dil kurumu sözlüğünde M. Ali Ağrıkay da “Çocuklara anlatılan ve çoğu olağanüstü olaylarla süslenmiş bulunan ilgi çekici hikaye olarak tanımlamaktadır. Bir başka tanıma göre de masal “Olağanüstü karakterlerin ve yaratıkların gerçek üstü dünyasında şöhret ve talih kazanan sıradan kahramanları ve olağan üstünlükleri içine alan nesirlerdir” gibi tanımlar bulunmaktadır. Denilebilir ki; insanoğlunun kendini ifade etme biçimini bulduğu, yani dili yarattığı dönemlerden beri masal anlatıla gelmiştir. Ancak biz, yazı ortaya çıktıktan sonrasını izleyebiliyoruz. İlk yazıya geçen masal “Adapa”dır. Yazıya geçmeden önce daha kaç bin yıl bu masal anlatılmış Hamburabi yasalarıyla birlikte yaklaşık bundan dört bin yıl önce Babil’de yazıya geçmiş. Bununla birlikte Heseidas ve Hemeros’un eserlerini de tarihin en büyük masal örneklerindendir. Masal geleneği bin yıldan beri sayısız katkıyla zenginleşmiştir. Ne yazık ki bunlardan çok az bir kısmı yazıya geçmiş ve yayınlanmıştır. Buna en çarpıcı örnek de Prof. Pertev Naili Boratav’ın çalışmasıdır. Bortav’ın on binin üzerinde masal, destan, halk hikayesi derlemesine karşın – Nasrettin Hocayı saymazsak – 200 tanesi bile yayınlanmıştır. Bu durum karşısında Pertev Naili Boratav “
'zor olanı seviyor insan her defa..
gerçeği bende sahtesi dilde gizli..'
....
deniz seki söylüyordu..güzeldi..
Bastırılmış arzularımızın çocukça ifade şekli, yansıması...
lar biçim değiştirmeye başladı..
masal her insanın hayallerinin temiz belki canice ama rahatlatıcı hep mutlu sonla bitmesini istediğimiz zamanların kağıda dökülmesidir...
olsa da yesek...
masal bizce bir hayal ürünüdür.
boşver beni mühim değilim
bu onun hikayesi
çok beyazdı kir tutardı
ömrü kelebek kadardı
mektupları şişedeyken
birde bakmış deniz yokmuş
tek başına dans ederken
mutsuzluk sarhoş olmuş
...
Masal beyinsel gelişimi ters besliyor diyen psikiyatristlerin bile çocuk uyusun diye okuduğu şey :)