sizede kızmıyorum artık canıma okuduğunuz için.ekmek attım yine çatıya, hadi gelin yiyin ama çiçeklerime dokunmayın emi..bi de kargalarla paylaşın ekmekleri onlarda aç çünkü, üstelik eksik akıllı insanoğlu sırf renginiz beyaz diye size iltimas geçiyor siz bakmayın bize ..sevgilerimizde çoğu yanılırız biz..
yok kıyamadım .. yine ekmek attım..ama bakın bunu bana karşı kullanmayın sakın..uslu uslu yiyin gidin ben de size kızınca kırmızı biber atmıycam bi daha çatıya .söz..
okadar kıymetliki.. richard bach la tanışmam lisede okurken olmuştu ve onun kitaplarının hayatıma olan etkilerini çok geç keşfettim. İlk heyecanla martı'yı ve sonsuza uzanan köprü yü okumuştum ve hayatımda okuduğum en güzel kitaplar olduğunu düşünmüştüm. ardından mavi tüy geldi, içimi kıpır kıpır yaptı ve varlığımın en derinlerinde bir ışık yaktı. o ışık ki yıllar boyunca büyüdü büyüdü ve diğer insanlara da o ışığı yakmalarına yardım etmek için inanılmaz bir istek ve heyecan verdi bana. richard bach'ın hayatımda oynadığı gerçek rolü belki hiç bir zaman anlayamayacağım ama sezgilerim bana onun büyük bir bilge olduğunu ve insanları aydınlatmaya devam ettiğini gösterdi...
sizede kızmıyorum artık canıma okuduğunuz için.ekmek attım yine çatıya, hadi gelin yiyin ama çiçeklerime dokunmayın emi..bi de kargalarla paylaşın ekmekleri onlarda aç çünkü, üstelik eksik akıllı insanoğlu sırf renginiz beyaz diye size iltimas geçiyor siz bakmayın bize ..sevgilerimizde çoğu yanılırız biz..
beyaz fırının kurabiyesini ben de havada kaparım :) ekmek nelerine yetmiyo..çok bile beni sabahın 5 inde uyandıran hayvanlara...
yok kıyamadım .. yine ekmek attım..ama bakın bunu bana karşı kullanmayın sakın..uslu uslu yiyin gidin ben de size kızınca kırmızı biber atmıycam bi daha çatıya .söz..
terastaki çiçeklerimin canına okuyan,sabahın beşinde camıma vurarak (hiç ööle ayy ne şirinnn falan demeyin nekadar gürültülü bi ses olduğunu bilmiyosunuz) beni uykumdan zıplatan HAYVAN..ya tamam bikaçkere ekmek verdim de sabahın köründede olmazki kardeşim. sende git arkadaşların gibi vapurların peşine takıl,ekmeğini taştan çıkar..allah allaahh..vermiycem işte ekmek mekmek...
kadıköyden eminönüne geçerken martılara ekmek atmak
Kendini Martılarla bir Tutma derdim..
Senin kanatların yok! Düşersin Yorulursun..
Beni Böyle Bırakıp Gitme.. Ne olursun..
1- Martı Jonathan Livingston.....
2-Özgürlükten ziyade nankörlük....korsanların tek gözünü kaybetmeleri savaştan ziyade sürekli besledikleri martıların birşey atılmadıklarında saldırmalarından ileri gelirmiş.......
bence martı özgürlüğü aynı zamanda da safliği çağrıştırıyor renginin beyez olmasından dolayı
okadar kıymetliki..
richard bach la tanışmam lisede okurken olmuştu ve onun kitaplarının hayatıma olan etkilerini çok geç keşfettim. İlk heyecanla martı'yı ve sonsuza uzanan köprü yü okumuştum ve hayatımda okuduğum en güzel kitaplar olduğunu düşünmüştüm. ardından mavi tüy geldi, içimi kıpır kıpır yaptı ve varlığımın en derinlerinde bir ışık yaktı. o ışık ki yıllar boyunca büyüdü büyüdü ve diğer insanlara da o ışığı yakmalarına yardım etmek için inanılmaz bir istek ve heyecan verdi bana. richard bach'ın hayatımda oynadığı gerçek rolü belki hiç bir zaman anlayamayacağım ama sezgilerim bana onun büyük bir bilge olduğunu ve insanları aydınlatmaya devam ettiğini gösterdi...
güneşi ışık denizi su martıyı kuş sanıyorlar
alamamışlar var insanlıktan nasiplerini
Yavaş yavaş akarken en serin denizlere
Martıların çığlıklarına karışır hıçkırıklarım
Ölürüm...
bizim martılarımız vardı...
MARTILAR Kİ, SOKAK ÇOCUKLARIDIR DENİZLERİN...
CAN YÜCEL
Koridorun son sapağında onu dü$ünürken izlediklerim: (
Martıların kanadına adımı yazsam beni sana getirir mi dersin...?
martı hüzün, martı sevinç, martı çığlık, martı gözyaşı, martı yalnızlık, martı aşk...martılar martılar martılar...beni tek anlayan onlar...
özgürlük :)