Kültür Sanat Edebiyat Şiir

MALATYA DOĞANŞEHİR DEDEYAZI KÖYÜ sizce ne demek, MALATYA DOĞANŞEHİR DEDEYAZI KÖYÜ size neyi çağrıştırıyor?

MALATYA DOĞANŞEHİR DEDEYAZI KÖYÜ terimi tarafından tarihinde eklendi

  • Ibrahim Dalli
    Ibrahim Dalli

    Ben 1989 yılında Avrupaya çiktim,Elimde olmayan nedenlerden dolayıda bir daha Ülkeme ve doğduğum Köyümü gidemedım,Yurt hasreti çekiyorum,Bugün bir yakinimi kaybetsen bile Ozlediğim Ülkeme gedemiyorum.Benim konumumdan binlerce böyle insanlar var.Umarim tüm insanlarin özlemi ve hasreti sonbulur.

  • Ibrahim Dalli
    Ibrahim Dalli

    DEDEFENGI YENİ İSMİ DEDEYAZI KÖYÜ TARİHÇESİ:

    Dedefengı köyü, Malatya,nen güney batısına kurulmuş, yeşilliklerle göz kamaştıran, insanları misafir periver, suyu, havasıyla cennet köşelerinden bir yer. Dedefengı,nın tarihi,1680 yıllarına dayanmaktadır.
    Tabiki bu bir söylenti. Bu günkü yerleşim yerinde daha önce bilinen FENŞEHRİ bulunmaktaymış. Köyümüzde bu şehrin kalıntılarına halen rastlamaktadır.Hat da 1965 yıllarında bir köylü,köye yakin olan çatal armut semtinde 600.700 Metre mesafe de tarlasını öküzlerle sürerken sabanın taşa takılmasından dolayı kazdığını ve sonuçta 16.17 tane altın bulduğu söylenmekte köylüler arasında.Bir örnekte köyün altında Şeker Tosun tarlasının taşlarını temizlerken Keveke taşları bulundu bu taşların üzerinde yazı ve resimler verdi.Hat´da bu taşları yaptığı evin duvarlarına kulandı.
    Köyümüz Cumhuriyet,de önce ağalıkla yönetiliyormuş.Osmanlı döneminde Harput vilayetinin vergisini toplayan Akçadağ Örendeki konak ağaları geniş bir bölgede Maraşda,Sivasa ve Harput sınırlarına kadar olan yerdeki vergileri örendeki konak ağaları görevlerini yerine getiriyorlar. Hatda bu ağalara verilen yetki o kadar genes,ki istediğinde suç isleyenleri bu ağalar kurşunlayarak ve ya meydanda idam ederek görevlerini yerine getirirlermiş.Ören ağalar bunu yaparken çevredeki yerleşim yerlerin dede kendilerine sadık insanlar bularak Padişahlarına karşı görevlerini kusursuz yerine getiriyorlar. Dedefengı köyünde TOZUKLULARDA olan (HUSUK AĞAYI) yanlarına alıyor,Örendeki konak ağaları.Bizim gibi köylerde bu ağalar vergi,su,Tarla sınırı vs gibi sorunları yerel ağalara veriliyor bir nevi yerel yönetim görevi üsleniyor ağalar.Dedefengı köyüne ait olan mera var.Bu mera yaklaşık 180 Hektar.Şimdiki mera çok önceleri ormanlık Meşe ile kaplıymış.Bugünkü mera o dönemler MUHTARLAR kabilesine aitmiş.
    MUHTARLAR denen kabile burayı tarla yapmak için ormanı kesip öküzlerle sürmeye başlıyorlar.MUHTARLARDA (MINDIK) ve (TARPOS) burada çift sürerken (HUSUK) ağa yanına adam alarak Çift süren MINDIK ve TARPOSUN sabanlarını kırıyor ve öküzlerini yaralayıp,MINDIK ve TARPOSUN kafalarını kırıyorlar.Bu olaydan sonra MUHTARLAR ile HUSUK ağa arasında bir husumet başlıyor. Örendeki Konak ağaları konaktan bir toplantı yapıyorlar.Bu toplantıya HUSUK ağa ve MUHTARLARDA MINDIK,TARPOS ve TARPOSUN Kardeşi CİSKO Katılıyor MUHTARLARDA üç kişide birisi konaktaki toplantıda HUSUK ağa içeri girdiğinde üç kardeşten biri yerinde kalıp HUSUK ağaya yer veriyor.Yer verme olayından sonra akraba ve kardeşler birbirine güven olayı ortaya çıkıyor ve kendilerine ait yeri´de o günde sonra burası köylülerin mera ve otlağı oluyor. MINDIGINMI TARPOSUNMU yanında hizmetçi olan KELIGINOGLU,na HUSUK ağa bu fakir olan köylüye karşı,köyün berberine tıraş ettirilmiyor, İneği köy sığırını otlatana otlandırılmıyor,Koyunu köy çobanına otlandırılmıyor.Buna tepki olarak öldürmek zorunda kalıyor. KELIGINOGLU.HUSUK ağayı öldürüldükten sonra sin´da KELIGINOGLU, HUSUK ağayı vurduktan sonra bir daha köye gelmiyor.
    FENŞEHRİ yerleşimi yeri hangi tarih´de kurulduğu bilinmemekle birlikte,yerleşim yerinin ortadan kalkması´da bilinmemekte.Deprem, Savaş ve doğal felaket demi vs nedenden dolayı yerleşim yeri ortadan kalkmış ola bilir. Hat da daşlikda bulunan (CICONUN) Cıbo Atasoy Dede nın diktiği söğütlernın karşısında kızılyarın altında bir iki yerleşim yeri bile var.
    Buradan yaklaşık 1970 yılına kadar kara nohut bitmekteydi tabi´ki buranın taşlık olusunda dolayı yıldan yıla oluşan tohumlar ertesi yıl tekrar devam etmekte demek ki o zamanlar buradan yerleşenler hayvancılık,ın yanında tarımla,da uğraşıyorlarmış.Bu yerleşim yeri Fenşehri dönemin demi yoksa Dedefengı,nen kurulduğu döneme,mı ait olduğu bilinmemekte nedeki bizde yazılı bir tarihimiz olmadığı için.Dedefengı 1680, yaklaşık 16 yüz yıl sonlarına dayanmakta, Dedefengı,ye ilk gelen söylentilere göre Muhtarlar Kabilesi olduğu söylenmekte, tabi´ki bu bir söylenti, Bizim köyden aşiret yok bunun yerine kabile söylenir.
    Köyde 160 hane bulunmakta ancak ekonomik ve sosyal yaşamla ilgili nedenlerden dolayı çoğu hane boş durumdadır.Bu hanelerde oturan kişilerin birçoğu köyün dışında yerleşmiş ve halen oralarda yaşamlarını devam ettirmektedirler.Dışarıda bulunan aileler; Almanya,Adana,İstanbul,Bursa,Ankara ve diğer Avrupa ülkelerinde yaşamaktadırlar. Köyümüzde 1928 yılında açılmış olan bir ilköğretim okulu binası,da bulunmakta (tel: 0 422 528 10 57) Ancak orta kısımdaki öğrenci azlığı nedeniyle 6,7 ve 8.sınıflar 8 yıllık zorunlu eğitim kapsamında taşımalı olarak komşu köy Karaterzi ‘ye taşınmak tadırlar.
    Dedefengı ye gurur veren birçok hukukçu,öğretmen,doktor,hemşire,mühendis halen görevleri başında şevk ve azimle çalışmaktadırlar.Köyümüz kurulduğunda beri, yane Osmanlının yıkılışına kadar Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte köyün ismi olan DEDEFENGI ismi yerine DEDEYAZİ ismi konuyor.Bu gün bile bizim köylülerin haricinde cevre köyler bile Dedeyazi ismini bile bilmezler bunun yerine Dedefengı dedin´mi hemen bilinmektedir.
    Köyümüz 1952 yılına kadar Akçadağ kazasına bağlıydı. Adıyaman Malatya,da ayrılıp ayrı il olmasında dolayı. Akçadağ bağlı iki köy olan biri Karaterzi ve Dedefengı köyleri Akçadağ´dan alınıp Doğanşehir,e bağlanmış. Cumhuriyetin kuruluşunda sonra nasıl´ki köyden yasayanlara köy adının değişmesi sorulmadığı gibi ilçe değişikliğinde,de görüşleri alınmamış.
    Köyümüz halkı işi olmadığı şartlarda ilçeye gitmezler.Ancak Tabuda,Nufusda, Maliyede ve Jandarmadan vs işleri olacak,ki Doğanşehire gideler. Köyümüz en fazla ilişkisi eski ilçesi olan Akçadağ´la daha fazla oluyor. Ekonomik olarak,da köyümüzün gerçek ilçesi Doğanşehir değil Akçadağ´dır. Nedeki Doğanşehir köyümüze 34 Km iken Akçadağ 18 Km dır.Dedefengı köyü MALATYA / DOĞANŞEHİR kazasının en eski yerleşim yerlerinden biridir. 2000 nüfus sayımına göre Nüfusu 604 tür.
    Köyümüz Malatya Merkeze 55 Km dır. Doğanşehir Merkeze 34 Km dır.Köyümüzün doğusunda Ören kasabası 7.5 Km, bulunmakta. Guney doğusunda Karaterzi köyü,Guney batısında Polat kasabası ve Çavuşlu köyü bulunmakta. Batısında Elbistan köyleri bulunmakta. Kuzey doğusunda Beksen bere ve Hüseyin oba bulunmakta. Kuzey batısında Kürecik köyleri bulunmaktadır.
    Köyümüzde birlik ve beraberlik çok güçlü´dur. Eskide bir köylü ev yaptığında bir köylünün ekini tarlada kaldığında ve ya hastalık, ölüm vs olduğunda hemen diğer köylüler yardım elini uzatırlar. Tabi,ki bu gün bunları söylemek hiç,de kolay değil, Bu dediklerim 1965. 1970 yıllarına dayanmaktaydı. Kapitalist tarım aletleri köye ve genel olarak Türkiye topraklarına girdiğinde sonra dayanışma, yardımlaşma ortada tamamen kalmış bulunmakta. Köyümüzde bulunan kabileler.
    (1) Muhtarlar,Bu kabile günümüzde iki soyadını kullanıyor, (1) DALLI. (2) GÖKÇEK soyadlarını kullanmaktadır.
    (2) APTIRAMANLILAR, Bunlarda 1 - ARSLAN,2 - ASLAN, 3 - AKTAN, 4 - GÜNEŞ, 5 - TOKTAŞ, 6 - TOSUN, 7 - YANİK, ve 8 - ERKAN, APTIRAMANLILARDA, Günümüzde bu soyadlarını kullanmaktadır.
    (3) DEVÜRÇÜKLÜLER. Günümüzde şu soyadlarını kullanıyorlar. 1 - ATASOY, 2 - MİKE, 3 - ÖCAL, 4 - ŞEVKİ, 5 - DEĞER,6 - ŞENOL, 7 - IĞDIR, 8 - GUNDUR ve 9 – ÇELEBİ. Bu adları kullanıyorlar.
    (4) TOZZUKLULAR, bunlarda şu isimleri var. 1 - KARAKAŞ, 2 - ÇAKİR, 3 - AVAZ, soyadlarını kullanıyorlar.
    (5) KASIMLILAR, bunlarda şu isimleri var. 1 - ÇELİKKAYA, 2 - AYTOP, 3 – DİLAR 4- DOĞANAY ve 5 TARKAN bularda bu soyadlarını kullanıyorlar.
    (6) BİLLOLAR, bunlarda şu isimleri var. YALÇİN ve ERDOĞAN soyadlarını kullanmaktalar.
    (7) KELLEGİL v y KAMOGİL, bunlarda şu isimleri var. Bunlarda ÖZCAN soyadlarını kullanıyorlar.
    (8) POLATGİL, bunlarda Polat soyadlarını kullanıyorlar.
    (9) DEDEGIL v y TOPOGIL, bunlarda şu isimleri var. Bunlarda iki soyadı kullanmakta. 1 - ERDEM ve 2 - KAYGUSUZ, soyadlarını kullanıyorlar.
    (10) ATEŞGIL, Bunlarda köyden kalanları Koç soyadlarını kullanmaktalar.
    (11) Bir Ailede Topal soyadını kullanmakta.
    Köyümüze ait birde Mezrası var bu Mezranın adı Gedik.Burada yaklaşık 6.7 hane bulunmakta.Buradaki köylülerimiz Öcal ve Şevki soyadlarını kullanmaktalar.Dedefengi,ye gelenler nereden gelmişler.KASIMLILAR Fındık köyünde gelmişler.APTIRAMANLILAR Atmadan geldiklerini biliyorum ama İbrahim Erkan,in önerimside mantıklı.Aptiramanlı Kabilesi Elaziğ-Keban ilçesinin Nimri (Pınarlar) Köyünde geldiğini belirtmek isterim. Oğuzların Bayat boyu Şehthasan aşireti oymağına bağlı bir,Türkmen köyü olan Nimri (Pınarlar) bayat Sarıçiçek yaylasına konar göçerlermiş.Sonraları yerleşik düzene geçerek Nimri,de kalmışlardır. Bu göç sırasında bir kaç aile ayrılarak başka yerlere gitmişlerdir.Bunlarda bir tanesi Dedefengı (Dedeyazi,ya) gelerek yerleşmiştir.Daha sonraları, iki kardeş daha köyde ayrılmıştır. Köye ilk yerleşen kardeş tahminen,1650 yıllarında gelmiştir.Ayrılan iki kardeşten biri tanesi Maraş-Pazarçık-Alibeyuşağı köyüne, Cuma isimli olan,da Mersin-Tarsus İlçesi´nin Yenice köyüne yerleşmiştir. MUHTARLAR Karucukta gelmeler.TOZUKLULARI bilmiyorum nerde geldiklerini.Köye en son gelenler DEVÜRÇÜKLÜLER Elbistanın Hasan Ali,da gelmeler.
    BİLLOLARDA Ören Kasabasında gelmeler. Köyümüz halkı Alevi,dır.Dedefengi Köyünde halkı iki dil konuşur biri Türkçe diğeri ise Kürtçe,dır. Kürtçeyi sadece DEVRÜÇÜKLÜLER konuşur. Köyümüzde 1928 yılında. Köyümüzde okuma yazma oranı %90.%95 civarında.Köyümüz 1970 yılında önce Hububat,Hayvancılıkla ve Çukur ovaya ırgatlığa giderlerdi. Ektikleri hububat Buğday,Arpa,Mercimek,Pancar Nohut,Mısır ve Fasulye ekip kaldırmaktaydılar.
    Hayvancılıkla bir o kadar çoktu yapan ailelerin 50.200 arasın,da koyun ve keçi olmakla birlikte değişmekteydi, Bu Ailelerin çoğunluğu yazları köy yaylalarına, kış aylarında sıcak yerlere Adıyaman, Antep ve Urfa ilerine giderlerdi. Köyümüz 1970 yılında sonra tarım ve hububat da bir değişiklik oldu, bu değişiklik tabi ki,Sürgüde yapılan Baraj değiştirdi.
    Köyün sulu arazisi Golon pınarı,Daşlik suyu, Köy pınarı ve Köme kavak pınarıda bulunan su kaynaklarıyla yapılırdı. Barajın gelmesi bizim diğer susuz arazilerde sulu tarıma geçilmişti. Sunuda söylemede geçmeyelim Sürgü suyu geldiğinde bizim köylülerde diğer cevre köylerde biliçlenderimediği için her yıl üst üste Fasulye ektikleri için toprak ister istemez tuzlandı.
    1980 yılından önce köyden kaysı olmasına rağmen kaysıda sadece evlerinin ve ailelerin geçimini zor karşılıyorlardı. 80 yılından sonra ilaçlama başladığında kaysı dikimi çoğaldı ve kaysı ağacının kesımıde olmadı.Bilindiği gibi Ülkemiz ekonomik ve siyasi olarak bağımsız denilmesine rağmen aslında göbekten bağımlı bir ülke.
    Bastan ABD ve AB,ne. İktidara gelen hükümetler IMF ve DB,ın bir dediğini iki etmiyor. Bunda böyle ülkedeki Tarım, Tayvancılık ve Bahçecilik yok oldu.Köyümüze ait 9 tane yaylamız var. Yaylaların adları Göl, Dılav,Ballık, Seki, Kuyu, Haymalar, Koru, Aksu ve Ankıt yaylaları. 3 yaylamız çok güzel ve de görmeye değer konumda Aksu, Göl ve Koru yaylalarımız.Sularında bir beş dakika elinizi durduramazsınız. Köyde bulunan kaynak pınar ve sular. Golon suyu, Daşlık suyu, Kömekavak pınarı, Köy pınarı ve Kaynarca pınarı bulunmakta. Bu dört pınarımızda yaz mevsiminde Serinlemek, gezmek ve piknik yapmak için harika yerler arasında.Köyümüz yaylalarında yaklaşık 3 tane mağara ve Sarınc bulunmakta. İki mağara ve bir sarınc Balık yaylasında.Bir mağara ve bir sarınc Kuyu yaylasında.Bir sarıncda Ankit yaylasında.Bir mağarada bizim sınırla Küreçiklilerin arasındaki Mağara Cıbo mağarası bulunmakta.
    Köyümüzdeki semt ve yer adları,Alan,Bal armut,Kuron,Köme kavak,Köy pınarı,Pohluça, Erikli,Kabır oku,Orta çayır,Çiçeklı,Kaynarca,İlice,Topuk çayır,Oyum ucu,Düz oyum,Komon, Bal kuduk,Cıngıl,Karşı Gedık,Çanakçi,Köyönü,Billiz, Değirmen sırtı, özün içi ve Melemez. vs çöğaltila bilinir.
    Köyümüzde bol miktarda demir madeni yatakları bulunmaktadır.1960 yıllarında incelenip daha sonra işletiminden vazgeçilen maden,bugün yeniden işletime açılmıştır.MTA (Maden Tetkik Arama) nın taşeron bir şirkete verdiği bu madende şu an 15-20 dolaylarında sigortalı işçi çalışmaktadır.Çalıştırdığı işçilere çok az bir para karşılığında çalıştırıyor. Hat,da Kölelik ortamında bir aylık veriliyor.Çalışan işçiler 600.700 TL sı bir aylık almaktalar.
    Hat da işletme Cevre sorunlarına hiç aldırış etmeden kuralsız bir biçimde çalışıyor, Buda Tabi ki Köyümüze oluyor zararı. Bu gün köy halkı sesini çıkarmıyor ama elindeki içme suyu bozulduğunda veya suyun yatağı değişirse köy halkı anlayacak zararı.Köyün içme suyunun gözüyle işletme arası en fazla 500 metre. İşletmenin açtığı çukurlarda çok miktarda su toplanmış. Bu toplanan suların içinde ağır metal karışımı var mi buda bilinmemekte Bu sular köyün içme suyuna yada yer altı sularına karısıyormu bilinmemekte.

    Not: Bir eksiğim varsa ve ya bilmediğim konu varsa şimdide af,ola. Bilgilendirirseniz memnun olurum.

  • Ibrahim Dalli
    Ibrahim Dalli

    DEDEFENGI YENİ İSMİ DEDEYAZI KÖYÜ TARİHÇESİ:

    Dedefengı köyü, Malatya,nen güney batısına kurulmuş, yeşilliklerle göz kamaştıran, insanları misafir periver, suyu, havasıyla cennet köşelerinden bir yer. Dedefengı,nın tarihi,1680 yıllarına dayanmaktadır.
    Tabiki bu bir söylenti. Bu günkü yerleşim yerinde daha önce bilinen FENŞEHRİ bulunmaktaymış. Köyümüzde bu şehrin kalıntılarına halen rastlamaktadır.Hat da 1965 yıllarında bir köylü,köye yakin olan çatal armut semtinde 600.700 Metre mesafe de tarlasını öküzlerle sürerken sabanın taşa takılmasından dolayı kazdığını ve sonuçta 16.17 tane altın bulduğu söylenmekte köylüler arasında.Bir örnekte köyün altında Şeker Tosun tarlasının taşlarını temizlerken Keveke taşları bulundu bu taşların üzerinde yazı ve resimler verdi.Hat da bu taşları yaptığı evin duvarlarına kulandı.
    Köyümüz Cumhuriyet,den önce ağalıkla yönetiliyormuş.Osmanlı döneminde Harput vilayetinin vergisini toplayan Akçadağ Örendeki konak ağaları geniş bir bölgede Maraşda,Sivasa ve Harput sınırlarına kadar olan yerdeki vergileri örendeki konak ağaları görevlerini yerine getiriyorlar. Hatda bu ağalara verilen yetki o kadar genes ki istediğinde suç isleyenleri bu ağalar kurşunlayarak ve ya meydanda idam ederek görevlerini yerine getirirlermiş.Ören ağalar bunu yaparken çevredeki yerleşim yerlerin dede kendilerine sadık insanlar bularak Padişahlarına karşı görevlerini kusursuz yerine getiriyorlar. Dedefengı köyünde TOZUKLULARDA olan (HUSUK AĞAYI) yanlarına alıyor,Örendeki konak ağaları.Bizim gibi köylerde bu ağalar vergi,su,Tarla sınırı vs gibi sorunları yerel ağalara veriliyor bir nevi yerel yönetim görevi üsleniyor ağalar.Dedefengı köyüne ait olan mera var.Bu mera yaklaşık 180 Hektar.Şimdiki mera çok önceleri ormanlık Meşe ile kaplıymış.Bugünkü mera o dönemler MUHTARLAR kabilesine aitmiş.
    MUHTARLAR denen kabile burayı tarla yapmak için ormanı kesip öküzlerle sürmeye başlıyorlar.MUHTARLARDA (MINDIK) ve (TARPOS) burada çift sürerken (HUSUK) ağa yanına adam alarak Çift süren MINDIK ve TARPOSUN sabanlarını kırıyor ve öküzlerini yaralayıp,MINDIK ve TARPOSUN kafalarını kırıyorlar.Bu olaydan sonra MUHTARLAR ile HUSUK ağa arasında bir husumet başlıyor. Örendeki Konak ağaları konaktan bir toplantı yapıyorlar.Bu toplantıya HUSUK ağa ve MUHTARLARDA MINDIK,TARPOS ve TARPOSUN Kardeşi CİSKO Katılıyor MUHTARLARDA üç kişide birisi konaktaki toplantıda HUSUK ağa içeri girdiğinde üç kardeşten biri yerinde kalıp HUSUK ağaya yer veriyor.Yer verme olayından sonra kardeşler birbirine güven olayı ortaya çıkıyor ve sürdükleri yeri,de o günde sonra burası köylülerin mera ve otlağı oluyor. MINDIGINMI TARPOSUNMU yanında hizmetçi olan KELIGINOGLU,na HUSUK ağa köyün berberine tıraş ettirilmiyor, İneği köy sığırını otlatana otlandırılmıyor,Koyunu köy çobanına otlandırılmıyor.Buna tepki olarak öldürme görevi veriliyor verilen görev harfiyle yerine getiriliyor KELIGINOGLU.HUSUK ağa öldürüldükten sonra.KELIGINOGLU, HUSUKU ağayı vurduktan sonra bir daha köye gelmiyor.
    FENŞEHRİ yerleşimi yeri hangi tarih,de kurulduğu bilinmemekle birlikte,yerleşim yerinin ortadan kalkması,da bilinmemekte.Deprem, Savaş ve doğal felaket demi vs nedenden dolayı yerleşim yeri ortadan kalkmış ola bilir. Hat da daşlikda bulunan (CICONUN) Cıbo Atasoy Dede nın diktiği söğütler,nın karşısında kızılyarın altında bir,iki yerleşim yeri bile var.
    Buradan yaklaşık 1970 yılına kadar kara nohut bitmekteydi tabi,ki buranın taşlık olusunda dolayı yıldan yıla oluşan tohumlar ertesi yıl tekrar devam etmekte demek ki o zamanlar buradan yerleşenler hayvancılık,ın yanında tarımla,da uğraşıyorlarmış.Bu yerleşim yeri Fenşehri dönemin demi yoksa Dedefengı,nen kurulduğu döneme,mı ait olduğu bilinmemekte nedeki bizde yazılı bir tarihimiz olmadığı için.Dedefengı 1680, yaklaşık 16 yüz yıl sonlarına dayanmakta, Dedefengı,ye ilk gelen söylentilere göre Muhtarlar Kabilesi olduğu söylenmekte, tabi,ki bu bir söylenti, Bizim köyden aşiret yok bunun yerine kabile söylenir.
    Köyde 160 hane bulunmakta ancak ekonomik ve sosyal yaşamla ilgili nedenlerden dolayı çoğu hane boş durumdadır.Bu hanelerde oturan kişilerin birçoğu köyün dışında yerleşmiş ve halen oralarda yaşamlarını devam ettirmektedirler.Dışarıda bulunan aileler; Almanya,Adana,İstanbul,Bursa,Ankara ve diğer Avrupa ülkelerinde yaşamaktadırlar. Köyümüzde 1928 yılında açılmış olan bir ilköğretim okulu binası,da bulunmakta (tel: 0 422 528 10 57) Ancak orta kısımdaki öğrenci azlığı nedeniyle 6,7 ve 8.sınıflar 8 yıllık zorunlu eğitim kapsamında taşımalı olarak komşu köy Karaterzi ‘ye taşınmak tadırlar.
    Dedefengı ye gurur veren birçok hukukçu,öğretmen,doktor,hemşire,mühendis halen görevleri başında şevk ve azimle çalışmaktadırlar.Köyümüz kurulduğunda beri, yane Osmanlının yıkılışına kadar Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte köyün ismi olan DEDEFENGI ismi yerine DEDEYAZİ ismi konuyor.Bu gün bile bizim köylülerin haricinde cevre köyler bile Dedeyazi ismini bile bilmezler bunun yerine Dedefengı dedin,mi hemen bilinmektedir.
    Köyümüz 1952 yılına kadar Akçadağ kazasına bağlıydı. Adıyaman Malatya,da ayrılıp ayrı il olmasında dolayı. Akçadağ bağlı iki köy olan biri Karaterzi ve Dedefengı köyleri Akçadağ´dan alınıp Doğanşehir,e bağlanmış. Cumhuriyetin kuruluşunda sonra nasıl,ki köyden yasayanlara köy adının değişmesi sorulmadığı gibi ilçe değişikliğinde,de görüşleri alınmamış.
    Köyümüz halkı işi olmadığı şartlarda ilçeye gitmezler.Ancak Tabuda,Nufusda, Maliyede ve Jandarmadan vs işleri olacak,ki Doğanşehire gideler. Köyümüz en fazla ilişkisi eski ilçesi olan Akçadağ´la daha fazla oluyor. Ekonomik olarak,da köyümüzün gerçek ilçesi Doğanşehir değil Akçadağ´dır. Nedeki Doğanşehir köyümüze 34 Km iken Akçadağ 18 Km dır.Dedefengı köyü MALATYA / DOĞANŞEHİR kazasının en eski yerleşim yerlerinden biridir. 2000 nüfus sayımına göre Nüfusu 604 tür.
    Köyümüz Malatya Merkeze 55 Km dır. Doğanşehir Merkeze 34 Km dır.Köyümüzün doğusunda Ören kasabası 7.5 Km, bulunmakta. Guney doğusunda Karaterzi köyü,Guney batısında Polat kasabası ve Çavuşlu köyü bulunmakta. Batısında Elbistan köyleri bulunmakta. Kuzey doğusunda Beksen bere ve Hüseyin oba bulunmakta. Kuzey batısında Kürecik köyleri bulunmaktadır.
    Köyümüzde birlik ve beraberlik çok güçlü,dur. Eskide bir köylü ev yaptığında bir köylünün ekini tarlada kaldığında ve ya hastalık, ölüm vs olduğunda hemen diğer köylüler yardım elini uzatırlar. Tabi,ki bu gün bunları söylemek hiç,de kolay değil, Bu dediklerim 1965. 1970 yıllarına dayanmaktaydı. Kapitalist tarım aletleri köye ve genel olarak Türkiye topraklarına girdiğinde sonra dayanışma, yardımlaşma ortada tamamen kalmış bulunmakta. Köyümüzde bulunan kabileler.
    (1) Muhtarlar,Bu kabile günümüzde iki soyadını kullanıyor, (1) DALLI. (2) GÖKÇEK soyadlarını kullanmaktadır.
    (2) APTIRAMANLILAR, Bunlarda 1 - ARSLAN,2 - ASLAN, 3 - AKTAN, 4 - GÜNEŞ, 5 - TOKTAŞ, 6 - TOSUN, 7 - YANİK, ve 8 - ERKAN, APTIRAMANLILARDA, Günümüzde bu soyadlarını kullanmaktadır.
    (3) DEVÜRÇÜKLÜLER. Günümüzde şu soyadlarını kullanıyorlar. 1 - ATASOY, 2 - MİKE, 3 - ÖCAL, 4 - ŞEVKİ, 5 - DEĞER,6 - ŞENOL, 7 - IĞDIR, 8 - GUNDUR ve 9 – ÇELEBİ. Bu adları kullanıyorlar.
    (4) TOZZUKLULAR, bunlarda şu isimleri var. 1 - KARAKAŞ, 2 - ÇAKİR, 3 - AVAZ, soyadlarını kullanıyorlar.
    (5) KASIMLILAR, bunlarda şu isimleri var. 1 - ÇELİKKAYA, 2 - AYTOP, 3 – DİLAR 4- DOĞANAY ve 5 TARKAN bularda bu soyadlarını kullanıyorlar.
    (6) BİLLOLAR, bunlarda şu isimleri var. YALÇİN ve ERDOĞAN soyadlarını kullanmaktalar.
    (7) KELLEGİL v y KAMOGİL, bunlarda şu isimleri var. Bunlarda ÖZCAN soyadlarını kullanıyorlar.
    (8) POLATGİL, bunlarda Polat soyadlarını kullanıyorlar.
    (9) DEDEGIL v y TOPOGIL, bunlarda şu isimleri var. Bunlarda iki soyadı kullanmakta. 1 - ERDEM ve 2 - KARGİN, soyadlarını kullanıyorlar.
    (10) ATEŞGIL, Bunlarda köyden kalanları Koç soyadlarını kullanmaktalar.
    (11) Bir Ailede Topal soyadını kullanmakta.
    Köyümüze ait birde Mezrası var bu Mezranın adı Gedik.Burada yaklaşik 6.7 hane bulunmakta.Buradaki köylülerimiz Öcal ve Şevki soyadlarını kullanmaktalar.Dedefengi,ye gelenler nereden gelmişler.
    KASIMLILAR Fındık köyünde gelmişler.APTIRAMANLILAR Atmadan gelmişler.MUHTARLAR Karucukta gelmeler.TOZUKLULARI bilmiyorum nerde geldiklerini.Köye en son gelenler DEVÜRÇÜKLÜLER Elbistanın Hasan Ali,da gelmeler.
    BİLLOLARDA Ören Kasabasında gelmeler. Köyümüz halkı Alevi,dır.Dedefengi Köyünde halkı iki dil konuşur biri Türkçe diğeri ise Kürtçe,dır. Kürtçeyi sadece DEVRÜÇÜKLÜLER konuşur. Köyümüzde 1928 yılında. Köyümüzde okuma yazma oranı %90.%95 civarında.Köyümüz 1970 yılında önce Hububat,Hayvancılıkla ve Çukur ovaya ırgatlığa giderlerdi. Ektikleri hububat Buğday,Arpa,Mercimek,Pancar Nohut,Mısır ve Fasulye ekip kaldırmaktaydılar.
    Hayvancılıkla bir o kadar çoktu yapan ailelerin 50.200 arasinda koyun ve keçi olmakla birlikte değişmekteydi, Bu Ailelerin çoğunluğu yazları köy yaylalarına, kış aylarında sıcak yerlere Adıyaman, Antep ve Urfa ilerine giderlerdi. Köyümüz 1970 yılında sonra tarım ve hububat da bir değişiklik oldu, bu değişiklik tabi ki,Sürgüde yapılan Baraj değiştirdi.
    Köyün sulu arazisi Golon pınarı,Daşlik suyu, Köy pınarı ve Köme kavak pınarıda bulunan su kaynaklarıyla yapılırdı. Barajın gelmesi bizim diğer susuz arazilerde sulu tarıma geçilmişti. Sunuda söylemede geçmeyelim Sürgü suyu geldiğinde bizim köylülerde diğer cevre köylerde biliçlenderimediği için her yıl üst üste Fasulye ektikleri için toprak ister istemez tuzlandı.
    1980 yılından önce köyden kaysı olmasına rağmen kaysıda sadece evlerinin ve ailelerin geçimini zor karşılıyorlardı. 80 yılından sonra ilaçlama başladığında kaysı dikimi çoğaldı ve kaysı ağacının kesımıde olmadı.Bilindiği gibi Ülkemiz ekonomik ve siyasi olarak bağımsız denilmesine rağmen aslında göbekten bağımlı bir ülke.
    Bastan ABD ve AB,ne. İktidara gelen hükümetler IMF ve DB,ın bir dediğini iki etmiyor. Bunda böyle ülkedeki Tarım, Tayvancılık ve Bahçecilik yok oldu.Köyümüze ait 9 tane yaylamız var. Yaylaların adları Göl, Dılav,Ballık, Seki, Kuyu, Haymalar, Koru, Aksu ve Ankıt yaylaları. 3 yaylamız çok güzel ve de görmeye değer konumda Aksu, Göl ve Koru yaylalarımız.Sularında bir beş dakika elinizi durduramazsınız. Köyde bulunan kaynak pınar ve sular. Golon suyu, Daşlık suyu, Kömekavak pınarı, Köy pınarı ve Kaynarca pınarı bulunmakta. Bu dört pınarımızda yaz mevsiminde Serinlemek, gezmek ve piknik yapmak için harika yerler arasında.Köyümüz yaylalarında yaklaşık 3 tane mağara ve Sarınc bulunmakta. İki mağara ve bir sarınc Balık yaylasında.Bir mağara ve bir sarınc Kuyu yaylasında.Bir sarıncda Ankit yaylasında.Bir mağarada bizim sınırla Küreçiklilerin arasındaki Mağara Cıbo mağarası bulunmakta.
    Köyümüzdeki semt ve yer adları,Alan,Bal armut,Kuron,Köme kavak,Köy pınarı,Pohluça, Erikli,Kabır oku,Orta çayır,Çiçeklı,Kaynarca,İlice,Topuk çayır,Oyum ucu,Düz oyum,Komon, Bal kuduk,Cıngıl,Karşı Gedık,Çanakçi,Köyönü,Billiz, Değirmen sırtı, özün içi ve Melemez. vs çöğaltila bilinir.
    Köyümüzde bol miktarda demir madeni yatakları bulunmaktadır.1960 yıllarında incelenip daha sonra işletiminden vazgeçilen maden,bugün yeniden işletime açılmıştır.MTA (Maden Tetkik Arama) nın taşeron bir şirkete verdiği bu madende şu an 15-20 dolaylarında sigortalı işçi çalışmaktadır.Çalıştırdığı işçilere çok az bir para karşılığında çalıştırıyor. Hat,da Kölelik ortamında bir aylık veriliyor.Çalışan işçiler 600.700 TL sı bir aylık almaktalar.
    Hat da işletme Cevre sorunlarına hiç aldırış etmeden kuralsız bir biçimde çalışıyor, Buda Tabi ki Köyümüze oluyor zararı. Bu gün köy halkı sesini çıkarmıyor ama elindeki içme suyu bozulduğunda veya suyun yatağı değişirse köy halkı anlayacak zararı.Köyün içme suyunun gözüyle işletme arası en fazla 500 metre. İşletmenin açtığı çukurlarda çok miktarda su toplanmış. Bu toplanan suların içinde ağır metal karışımı var mi buda bilinmemekte Bu sular köyün içme suyuna yada yer altı sularına karısıyormu bilinmemekte.

    Not: Bir eksiğim varsa ve ya bilmediğim konu varsa şimdide af,ola. Bilgilendirirseniz memnun olurum.