2. Makber (Her Yer Karanlık) ... Güfte: Abdulhak Hamit... Seslendiren Hafız Burhan... Kayıt Tarihi 1928-29
Hafız Burhan (Sesyılmaz) : (1897-1943) Cumhuriyet sonrası dönemin en popüler ve sevilen hafız-gazelhan ve hanendesi H. Burhan İstanbul'da doğdu. Muallim İsmail Hakkı Bey ve Lem'i Atlı'dan kısa süreli dersler aldı. Bir ara Mızıkay-ı Hümayun'da bulundu. Özellikle 1926 yılında Columbia firması firması için art arda doldurduğu 100 kadar plağıyla yaygın bir üne kavuştu: Gazel ve Hafız Burhan halk arasında birlikte anılır oldu. Sağlamış olduğu bu yaygın şöhreti sayesinde belki tüm dönemler'in en çok para kazanan sanatçılarından biridir. Ankara'da bir mevlüt sırasında fenalaşıp vefat etti.
Her yer karanlık pür-nûr o mevki Mağrip mi yoksa makber mi yâ Râb Ya habgâh-ı dilber mi yâ Rab Rüya değil bu, ayniyle vâki
Kabri çiçekten bir türbe olmuş Dönmüş o türbe bir haclegâhe Bir haclegâhe dönmüşse türben Aç koynunu aç mâ-şukanım ben
Bu yüzyılın simgelerinden biri olan Makber, aynı zamanda Türk taş plakları arasında en çok basılıp satılan ve uzun yıllar gündemde kalabilmiş eserlerden biridir. Özellikle Hafız Burhan adıyla özdeşleşmiş ve bu beraberlik Burhan'ın ölümüden sonra Makber'i yeniden yorumlayan Hamiyet Yüceses'le sürmüştür. Halk arasında 'gazel' diye bilinen bu eser gerçekte bir mersiyedir. Abdülhak Hamid'in 'Tarık' adlı sahne oyunundan alınan bu bölüm başta Hafız Yaşar olmak üzere Cumhuriyet öncesinin pek çok sanatçısı tarafından okunmuş ve plak yapılmıştır. Ama esere asıl ününü H. Burhan kazandırmıştır. Genellikle Hamid'in eserinin birinci ve üçüncü beyitleri seçilerek okunan Makber'in halk arasındaki yaygın adı 'Her yer karanlık gazeli'dir.
kaynak: kalan müzik'in internetteki yayin organi...
Eyvah ne yer ne yar kaldı Gönlüm dolu ah u zar kaldı Şimdi buradaydı gitti elden Gitti ebede gelip ezelden Ben gittim o haksar kaldı Bir köşede tarumar kaldı Baki o enisi dilden eyvah Beyrutta bir mezar kaldı
Bildir bana nerde nerde YARAB Kim attı beni bu derde YARAB Nerde arayayım o dil rübayı Kimden sorayım bi-nevayı Derlerki unut o aşnayı Gitti tutarak reh-i bekayı
Sığsın mı hayale bu hakikat Görsün mü gözüm bu macerayı? Sür'atle nasılda değişti halim Almaz bunu havsalam hayalim.
Çık Fatıma! lahteden kıyam et Yanımdaki haline devam et Ketn etme bu razı öyle bir söz Ben isterim ah öyle birsöz Güller gibi meyl-i ibtisam et Dağı dile çare bul meram et Bir tatlı bakışla bir gülüşle Eyyamı hayatımı temam et
Makber mi nedir şu gördüğüm yer Ya böyle reva mı ey cay-ı dilber
kabir, kabirdekiler.karanlık, nefsi sigaya çekmek.yalnızlık çaresizlik,
2. Makber (Her Yer Karanlık) ...
Güfte: Abdulhak Hamit... Seslendiren Hafız Burhan... Kayıt Tarihi 1928-29
Hafız Burhan (Sesyılmaz) : (1897-1943) Cumhuriyet sonrası dönemin en popüler ve sevilen hafız-gazelhan ve hanendesi H. Burhan İstanbul'da doğdu. Muallim İsmail Hakkı Bey ve Lem'i Atlı'dan kısa süreli dersler aldı. Bir ara Mızıkay-ı Hümayun'da bulundu. Özellikle 1926 yılında Columbia firması firması için art arda doldurduğu 100 kadar plağıyla yaygın bir üne kavuştu: Gazel ve Hafız Burhan halk arasında birlikte anılır oldu. Sağlamış olduğu bu yaygın şöhreti sayesinde belki tüm dönemler'in en çok para kazanan sanatçılarından biridir. Ankara'da bir mevlüt sırasında fenalaşıp vefat etti.
Her yer karanlık pür-nûr o mevki
Mağrip mi yoksa makber mi yâ Râb
Ya habgâh-ı dilber mi yâ Rab
Rüya değil bu, ayniyle vâki
Kabri çiçekten bir türbe olmuş
Dönmüş o türbe bir haclegâhe
Bir haclegâhe dönmüşse türben
Aç koynunu aç mâ-şukanım ben
Bu yüzyılın simgelerinden biri olan Makber, aynı zamanda Türk taş plakları arasında en çok basılıp satılan ve uzun yıllar gündemde kalabilmiş eserlerden biridir. Özellikle Hafız Burhan adıyla özdeşleşmiş ve bu beraberlik Burhan'ın ölümüden sonra Makber'i yeniden yorumlayan Hamiyet Yüceses'le sürmüştür. Halk arasında 'gazel' diye bilinen bu eser gerçekte bir mersiyedir. Abdülhak Hamid'in 'Tarık' adlı sahne oyunundan alınan bu bölüm başta Hafız Yaşar olmak üzere Cumhuriyet öncesinin pek çok sanatçısı tarafından okunmuş ve plak yapılmıştır. Ama esere asıl ününü H. Burhan kazandırmıştır. Genellikle Hamid'in eserinin birinci ve üçüncü beyitleri seçilerek okunan Makber'in halk arasındaki yaygın adı 'Her yer karanlık gazeli'dir.
kaynak:
kalan müzik'in internetteki yayin organi...
.......Ingiliz Nelly Hanim
Eyvah ne yer ne yar kaldı
Gönlüm dolu ah u zar kaldı
Şimdi buradaydı gitti elden
Gitti ebede gelip ezelden
Ben gittim o haksar kaldı
Bir köşede tarumar kaldı
Baki o enisi dilden eyvah
Beyrutta bir mezar kaldı
Bildir bana nerde nerde YARAB
Kim attı beni bu derde YARAB
Nerde arayayım o dil rübayı
Kimden sorayım bi-nevayı
Derlerki unut o aşnayı
Gitti tutarak reh-i bekayı
Sığsın mı hayale bu hakikat
Görsün mü gözüm bu macerayı?
Sür'atle nasılda değişti halim
Almaz bunu havsalam hayalim.
Çık Fatıma! lahteden kıyam et
Yanımdaki haline devam et
Ketn etme bu razı öyle bir söz
Ben isterim ah öyle birsöz
Güller gibi meyl-i ibtisam et
Dağı dile çare bul meram et
Bir tatlı bakışla bir gülüşle
Eyyamı hayatımı temam et
Makber mi nedir şu gördüğüm yer
Ya böyle reva mı ey cay-ı dilber
Bombay büyükelciligi esnasinda 1883'te hastalanan Fatma Hanim icin geirye dönmek istese de yetistiremeden kayb eder...
Abdülhak Hamit Tarhan'in büyükelci olarak gittigi memlekette salgin hastaliktan kayb ettigi zevcesi Fatma Hanim icin yazdigi efsane siir.. Özellikle Saba makaminda yapilmis bestesi dinleyenleri Abdülhak Hamit Tarhan'in yillar önceki hicranina aglatir...
her yer karanlık.....
pür nur o mevki...
mağrib mi yoksa.....
makber mi yarab...............sevgiliye ağıt.....