maddenin ardındaki sır sizce ne demek, maddenin ardındaki sır size neyi çağrıştırıyor?
maddenin ardındaki sır terimi Muhiddin Mehmet Gürkan tarafından tarihinde eklendi
maddenin ardındaki sır terimi Muhiddin Mehmet Gürkan tarafından tarihinde eklendi
Cern de yaratanı arayanlar,Proton ve elektronu birleştirip sonra tekrar ayırın da Allahı bulduğunuzu bilelim.
rahim ve rahman:büyüksün.Hikmetinden sual olunmadıkça işler sığılaşıyor.Korkunu yok et,çek elini dünyevi işlerimizden...
Kabullenemeyenler sır kapısından içeriye girmekte çekinirler..
Kısaca ' Abra Kadabra ' gibi basitlikle olayı bitirmeye çalışlar ama nafile
Eğer maddeyi görmek için göze ve ışığa ihtiyacımız varsa;
o gözü yaratan kim, normalde bir et parçası olan o göze görme özelliğini veren kim?
Gözün görmesi için gerekli olan ışığı yaratan kim?
Maddenin ardında ki sır budur kısaca.
Madde dediğimiz şeyin özelliği;
gözle görüleb,ilir, elle tutulabilir olmasında, evrende belli bir yer tutmasındadır.
O zaman, bu madde dediğimiz şey'i görmeye yarayan gözü kim yarattı.
Göz yaratılmış olsaydı, ama ışık (Güneş) yaratılmamış olsaydı, evren zifiri karanlık olsaydı, göz var, madde var ama bi[z göremiyor olacaktık.
Niye, her şey bir birine muhtaç. (Allah dışındaki herşey)
Maddenin ardındaki sır, 'Eşyanın hakikatidir'.
Eşya ne için yaratıldı ise o göreve ait özelliklerle bezenmiştir.
maddenin varlıgı yaratılış anından başlamaktadır.atom modeli olan kainat ilk patlama ile gelişmiştir. şimdi isviçrenin cernn kentinde bu olayın deney çalışmaları yapılmaktadır.hidrojen atomunun atom altı parçacıklarından higs maddesi üzerinde duruluyor.yaratış anında bu hidrojen atomu nerden geldigi nasıl yoktan var edildigi ilmi olarak araştırılıyor.bende yakından takip ediyorum.higs maddesi yeni bulundu.yaratılıştataki sır hala ilmi olarak araştırılıyor.cernn deki çalışmaları çok olumlu buluyorum.
Bilim, enerji diyor. Din, tasavvur.
Maddenin ardındaki sır; bu isimde Harun yahya'nın bir kitabı vardır.
Maddenin ardındaki sır; varlığın zihinde varoluş olduğunu ve madde ötesi evrenin dalga boyları arasına takılmasıdır.
Farkındalıkla;
Her insan hayatı boyunca beyninin içinde yaşar ve hiçbir şekilde beyninin dışına çıkamaz. Gördüğümüz her görüntüye, duyduğumuz her sese, dokunduğumuz her cisme, tattığımız her lezzete dair algılar, elektrik sinyallerinin beynimizde oluşturduğu hislerdir. Biz ne tattığımız bir meyvenin, ne duyduğumuz bir sesin ne de gördüğümüz bir görüntünün beynimizin dışındaki aslına asla ulaşamayız. Hayatımız boyunca, bu asılların beynimizde oluşan algılarını seyrederiz.
Örneğin, uçakla bir ülkeden bir diğerine giden, okyanuslar geçen bir insan aslında beyninde oluşan görüntüler arasında seyahat eder. Havalanının görüntüsü, gürültüsü, uçak saatlerinin anonsu, uçağın motorunun sesi, uçağın havalanırken insanda oluşturduğu his, bulutlar, aşağıda kalan şehir görüntüsü, okyanus, uzaklık hissi, uçak koltuğunun döşemesinin verdiği his... Bunların tamamı beyindeki küçücük algı merkezlerinde algılanır.
Beynin içindeki bir santimetreküplük görme merkezinde oluşan uzaklık hissi ise Allah'ın yaratışının büyük bir mucizesidir. Allah, bu kadar küçük bir noktada yarattığı görüntüler arasında kilometrelerce uzak gibi algılanan mesafe algısını da yaratmaktadır. Uçaktan altındaki okyanusa bakan bir insan aslında beynindeki uçaktan beynindeki okyanusa bakmaktadır. Aradaki yükseklik ise Allah'ın beyninin içinde yaşayan insana yarattığı bir algıdır.
Bu noktada karşımıza büyük bir gerçek daha çıkmaktadır: Kilometrelerce aşağıdaki okyanusu gören, uçağın motorunun gürültüsünü duyan, uçak koltuğunun sertliğini hisseden beynin içindeki hücreler, sinirler olamaz.
Peki bu hisleri algılayan kimdir? Materyalistlerin asla cevap veremeyecekleri bu sorunun cevabı, Allah'ın yarattığı ruhtur. Tüm bu hisleri yaşayan ruhumuzdur.
Allah'ın yaratışındaki bu muhteşem sanatı, bu olağanüstü ilmi, sonsuz aklı, benzersiz yaratışı siz de mutlaka daha detaylı öğrenmeli ve bu yaratılış mucizesinden sonuç çıkarmalısınız.
Onu algilayan, ona varlik veren.
Kimdir o?
Atom...! ! !
madde somut bilinç ise soyut bi kavramdır yaw.............bunu bile idrak edememek nasıl bi zekadır anlamam....................istedigin kadar demagoji yap,madde maddedir ve somuttur...............
Biz maddeyi somut,belli bir hacmi ve agilrligi olan elle tutulur bir sey zannederiz! Gercekte madde dedigimiz sey bilincten olusmustur ve bilinctedir.Madde dedigimiz sey bilincin ta kendisidir!
bence bunun hakında tüm yapılan yorumlar cok sacma ve cok günahtır onun icin allah sözcüğü kulanılmasın lütfen cünkü cok günahtır. teşekürler
madde cam ise gümüştür.
sadece sonsuz hız
ulu bilge, büyük düşünür, yüce filozof polat alemdar ne demişti......... iki kişinin bildiği artık sır değildir....... ee burda iki kişi bildiğini göstermiş daha ne uğraşıyosunuz:P
Bu teoriye göre madde olarak düşündüğümüz şey aslında elektriksel sinyaller tarafından beynimizde oluşan algılardan ibarettir. yani aslın dokuduğumu sandığım klavye bir madde deği sadece beynime gönderilen elektirksel sinyallerden dolayı beynimin görme merkezinde böyle bir şekil oluşuyor. yani aslında ben hiçbrişey görmüyorumda gördüğümü sanıyorum...
aynı teori matrix tede öne sürülmüştü. teorinin doğruluğu-yanlışlığı bir kenara kime hizmet ettği(yada ne kazandırdığı) henüz açıklık kazanmış değil