Geçen yıllarda 'Yansımalar' adlı albümlerinden tanıdığımız Aziz Şenol Filiz'in katılımı ve koordinasyonu ile hazırlanan 'Noktanın Sonsuzluğu' adlı ilâhi albümü, Pan Yayıncılık tarafından geçtiğimiz günlerde yayımlandı.
Albüm, Lütfi Filiz'in sözleri ve besteleri kendisine ait olan 20 ilâhiden oluşuyor. Birol Yayla (Tambur) , Samim Karaca (Ud) , Taner Sayacıoğlu (Kanun) , Lütfiye Özer (Kemençe) , Aziz Şenol Filiz (Ney, kudüm ve bendir) , gibi saz sanatçılarının yer aldığı albümde eserler; İsmail Hakkı Demircioğlu, Ufuk Caba, Selma Sağbaş, Güzin Değişmez, Ceyda ve Münip Utandı, Mehmet Kemiksiz, Erol Ünal, Hakan Hataylı, Hulusi Yücebıyık, Nurullah Şahinöz, Yıldırım Öğüt ve Hasan Gülsever gibi Türk müziğinin tanınmış icracılarından oluşan bir koro tarafından seslendiriliyor.
Albümde yer alan ilâhiler; yazdığı ve bestelediği eserlerle Türk tassavvuf musikisine büyük katkıları olan Lütfi Filiz'in, daha önce Pan Yayıncılık tarafından 'Noktanın Sonsuzluğu' adlı dizinin içinde notaları ile birlikte basılan 'İlahiler' kitabından alınmış. Lütfi Filiz'in sözlerini kaleme aldığı ve bestelediği bu eserler; tasavvuf müziğini sevenlerin ve bu müziğe aşina olanların şimdiye kadar sözlerini ve tınılarını hiç duymadıkları ancak dinledikleri anda 'tanıdık' bulacakları bir özelliğe sahip. Çünkü Filiz'in eserleri, gerek sözlerin içindeki anlam ve heyecan; gerekse müziğin formları ve tınıları bakımından, yüzlerce yıllık bir geçmişe dayanan klasik Türk tasavvuf musikisinin içinde yer alıyor. Albümde bulunan ve 'suzinak' makamında bestelenmiş ilâhide 'Cümle âlem ona âşık / O cümle âleme âşık / Aşık mâşuk bir olunca / Aşktan başka bir şey var mı? ' şeklinde yer alan dörtlük de albümdeki pekçok eser gibi bunun kanıtı.
Enstrümanların ve korodaki seslerin sayısının belirlenmesinden eserlerin icrasına kadar kendini gösteren geleneksel 'fasıl heyeti' anlayışı, Lütfi Filiz'in klasik tattaki bu sözleri ve besteleri ile bütünleşip başarılı bir eser ortaya çıkarmış.
Lütfi Filiz, tasavvuf felsefesini çok yalın bir dille anlattığı eserlerini, bir doğuşunda şöyle ifade etmektedir;
* Faniyâ bu sözleri sen değilsin söyleyen
Nutk eden Hakk'ın dili, dilde tercüman benem *
***
Her zerre sen, ateş de sen, nur da sen
Her zerre sen, ateş de sen, nur da sen İsa da sen, Musa da sen, Tur da sen
Kalem sensin, kâğıt sensin, yazan sen Kitap sensin, Fürkan sensin, Kur'an sen
Gören sensin, görünen sen, göz de sen Konuşan sen, dinleyen sen, söz de sen
Duran sensin, yürüyen sen, yol da sen Ön, art, alt, üst, sağ da sensin, sol da sen
Can da sensin, cânân da sen, ten de sen Hayat, memat, şah ile hem bende sen
Varlığınla kapsamışsın her yeri Her ne ki var gizli, ayan sensin, sen
Küntü kenzin mazharısın Kenziyâ FÂNÎ sende bâkî kalan � Ben� de sen
2. 8. 1974 LÜTFİ FİLİZ
Misafirhanedir dünya gelen kalmaz, gider bir gün
Misafirhanedir dünya gelen kalmaz, gider bir gün Ömür kandilinin yağı biter, kalmaz, söner bir gün Beden kâşânesi virâneye elbet döner bir gün Yaman bir pehlivan olsan, ecel şeksiz yener bir gün
Binip cansız ata canlar bu âlemden göçer bir gün Bu âlemde ne ektiyse o âlemde biçer ol gün
Ölüm âkıllere bir levha-yı ibret olur ey can Muammâdır çözülmez, gâfile hayret olur ey can Ölüm hali heman bir sahne-i dehşet olur ey can Bütün âriflere şeksiz ölüm vuslat olur ey can
Binip cansız ata canlar bu âlemden göçer bir gün Bu âlemde ne ektiyse o âlemde biçer ol gün
Bu âlemde nesin, kimsin, niçin geldin bu dünyaya Bu gelmekten, bu gitmekten, bu varlıktan nedir gâye Kuru bir söz ile gitmek revâ mıdır hiç ukbâya Muammâyı çözenler yüz çevirir semt-i manâya
Binip cansız ata canlar bu âlemden göçer bir gün Bu âlemde ne ektiyse o âlemde biçer ol gün
Şükür FÂNÎ Aziz Kenzî isimli bir cihan buldu Ona teslim olup gönlü dikensiz gül ile doldu Ölüp, anda dirilip hem hayatı câvidan oldu Açıldı gonce-i mâna fenânın gülleri soldu
Binip cansız ata canlar bu âlemden göçer bir gün Bu âlemde ne ektiyse o âlemde biçer ol gün
Yaşamın katmanlarından oluşan bir öğretiyi bizlere sunduğu için bu büyük insana sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz...
Onun sayesinde ayaklarımızın hangi merkeze basacağını,esas durakların ne olduğunu, İ N S A N ın aslının sırrını öğrendik.
Tabii ki; birkaç kelimeyle bazı olgular ifadelenemez,anlatılamaz....Ancak yaşayan bilir,tatbik eden öğrenir...
Bunları yapabilenlere ne mutlu.
Ne mutlu ki böyle bir kişinin tecrübeleri sonucunda ortaya serdiği ilimden nasip alabilenlere..Yaşamında kullanabilenlere...
Saygı ve sevgilerimizi yolluyor, ellerinden öpüyoruz.
SafSevgi
ZAMAN GAZETESİ
03.03.2002 Burhan Eren, İstanbul
Klasik tatta ilâhiler: 'Noktanın Sonsuzluğu'
Geçen yıllarda 'Yansımalar' adlı albümlerinden tanıdığımız Aziz Şenol Filiz'in katılımı ve koordinasyonu ile hazırlanan 'Noktanın Sonsuzluğu' adlı ilâhi albümü, Pan Yayıncılık tarafından geçtiğimiz günlerde yayımlandı.
Albüm, Lütfi Filiz'in sözleri ve besteleri kendisine ait olan 20 ilâhiden oluşuyor. Birol Yayla (Tambur) , Samim Karaca (Ud) , Taner Sayacıoğlu (Kanun) , Lütfiye Özer (Kemençe) , Aziz Şenol Filiz (Ney, kudüm ve bendir) , gibi saz sanatçılarının yer aldığı albümde eserler; İsmail Hakkı Demircioğlu, Ufuk Caba, Selma Sağbaş, Güzin Değişmez, Ceyda ve Münip Utandı, Mehmet Kemiksiz, Erol Ünal, Hakan Hataylı, Hulusi Yücebıyık, Nurullah Şahinöz, Yıldırım Öğüt ve Hasan Gülsever gibi Türk müziğinin tanınmış icracılarından oluşan bir koro tarafından seslendiriliyor.
Albümde yer alan ilâhiler; yazdığı ve bestelediği eserlerle Türk tassavvuf musikisine büyük katkıları olan Lütfi Filiz'in, daha önce Pan Yayıncılık tarafından 'Noktanın Sonsuzluğu' adlı dizinin içinde notaları ile birlikte basılan 'İlahiler' kitabından alınmış. Lütfi Filiz'in sözlerini kaleme aldığı ve bestelediği bu eserler; tasavvuf müziğini sevenlerin ve bu müziğe aşina olanların şimdiye kadar sözlerini ve tınılarını hiç duymadıkları ancak dinledikleri anda 'tanıdık' bulacakları bir özelliğe sahip. Çünkü Filiz'in eserleri, gerek sözlerin içindeki anlam ve heyecan; gerekse müziğin formları ve tınıları bakımından, yüzlerce yıllık bir geçmişe dayanan klasik Türk tasavvuf musikisinin içinde yer alıyor. Albümde bulunan ve 'suzinak' makamında bestelenmiş ilâhide 'Cümle âlem ona âşık / O cümle âleme âşık / Aşık mâşuk bir olunca / Aşktan başka bir şey var mı? ' şeklinde yer alan dörtlük de albümdeki pekçok eser gibi bunun kanıtı.
Enstrümanların ve korodaki seslerin sayısının belirlenmesinden eserlerin icrasına kadar kendini gösteren geleneksel 'fasıl heyeti' anlayışı, Lütfi Filiz'in klasik tattaki bu sözleri ve besteleri ile bütünleşip başarılı bir eser ortaya çıkarmış.
SafSevgi
YORUMSUZ
Lütfi Filiz, tasavvuf felsefesini çok yalın bir dille anlattığı eserlerini, bir doğuşunda şöyle ifade etmektedir;
* Faniyâ bu sözleri sen değilsin söyleyen
Nutk eden Hakk'ın dili, dilde tercüman benem *
***
Her zerre sen, ateş de sen, nur da sen
Her zerre sen, ateş de sen, nur da sen
İsa da sen, Musa da sen, Tur da sen
Kalem sensin, kâğıt sensin, yazan sen
Kitap sensin, Fürkan sensin, Kur'an sen
Gören sensin, görünen sen, göz de sen
Konuşan sen, dinleyen sen, söz de sen
Duran sensin, yürüyen sen, yol da sen
Ön, art, alt, üst, sağ da sensin, sol da sen
Can da sensin, cânân da sen, ten de sen
Hayat, memat, şah ile hem bende sen
Varlığınla kapsamışsın her yeri
Her ne ki var gizli, ayan sensin, sen
Küntü kenzin mazharısın Kenziyâ
FÂNÎ sende bâkî kalan � Ben� de sen
2. 8. 1974
LÜTFİ FİLİZ
Misafirhanedir dünya gelen kalmaz, gider bir gün
Misafirhanedir dünya gelen kalmaz, gider bir gün
Ömür kandilinin yağı biter, kalmaz, söner bir gün
Beden kâşânesi virâneye elbet döner bir gün
Yaman bir pehlivan olsan, ecel şeksiz yener bir gün
Binip cansız ata canlar bu âlemden göçer bir gün
Bu âlemde ne ektiyse o âlemde biçer ol gün
Ölüm âkıllere bir levha-yı ibret olur ey can
Muammâdır çözülmez, gâfile hayret olur ey can
Ölüm hali heman bir sahne-i dehşet olur ey can
Bütün âriflere şeksiz ölüm vuslat olur ey can
Binip cansız ata canlar bu âlemden göçer bir gün
Bu âlemde ne ektiyse o âlemde biçer ol gün
Bu âlemde nesin, kimsin, niçin geldin bu dünyaya
Bu gelmekten, bu gitmekten, bu varlıktan nedir gâye
Kuru bir söz ile gitmek revâ mıdır hiç ukbâya
Muammâyı çözenler yüz çevirir semt-i manâya
Binip cansız ata canlar bu âlemden göçer bir gün
Bu âlemde ne ektiyse o âlemde biçer ol gün
Şükür FÂNÎ Aziz Kenzî isimli bir cihan buldu
Ona teslim olup gönlü dikensiz gül ile doldu
Ölüp, anda dirilip hem hayatı câvidan oldu
Açıldı gonce-i mâna fenânın gülleri soldu
Binip cansız ata canlar bu âlemden göçer bir gün
Bu âlemde ne ektiyse o âlemde biçer ol gün
28. 6. 1968
LÜTFİ FİLİZ
SafSevgi