“Minik Serçe"den başka daha kimler yoktu ki; Altan Erbulak, Gani Müjde, Bülent Arabacıoğlu, Sadık Şendil, İhsan Ertürkmen'in yanında neredeyse tüm Gırgır ve Fırt ekibi vardı.. Sanırım bu nedenle 207 hafta yayında kalarak unutulmaz gazete ekleri arasındaki yerini aldı..
1981-84 yılları arasında, Günaydın gazetesinin pazar günleri ücretsiz verdiği kaliteli bir mizah dergisiydi. Mavi renk ağırlıklı olması onu marjinal kılıyordu. Tekin Aral'ın yönettiği 'Lak Lak'ın sloganı 'Fıkır fıkır kaynatan, güldürmekten oynatan dergi'ydi.. Sezen Aksu da 'Serçeden al haberi' başlıklı magazin köşesiyle dergiye ayrı bir hava katıyordu. LAK ile LAK'ın arasında tek ayak üstünde duran sevimli bir leylek dururdu.. Tekin Aral'ın istifasıyla yayını son bulmuştur.
25 - 30 sene falan once adina lak lak denilen bir furya vardi. Genclerin ellerinde cevirerek sokaklarda, kose baslarinda, oyun alanlarinda falan acayip sesler cikaran basit bir duzenekti aslinda. Masa tenisi topu gibi iki top (Ama masa tenisi topundan saglam seylerdi bunlar, bilardo topu gibi sertti yani) , bunlarin birbirinden esit uzaklikta olmasini saglayan saglam ipler ve ortada da kucuk bir sopa parcasi gibi bir sey vardi. Gencler o sopayi ellerine alir, daha onceden alistirma yaptiklari icin gayet guzel bir sekilde asagi yukari hareket ettirerek, ipin uclarindaki iki topu hem asagida hem yukarida biribirlerine carptirir ve basliga konu olmus lak lak seslerini cikarirlardi...
akşama kadar evde yayıp,aydının matinesini izleyen kadınların,program bitince,kojaları eve gelene kadar mahallenın dıger hatunkişileriyle yapmış oldukları eylem...
“Minik Serçe"den başka daha kimler yoktu ki; Altan Erbulak, Gani Müjde, Bülent Arabacıoğlu, Sadık Şendil, İhsan Ertürkmen'in yanında neredeyse tüm Gırgır ve Fırt ekibi vardı.. Sanırım bu nedenle 207 hafta yayında kalarak unutulmaz gazete ekleri arasındaki yerini aldı..
1981-84 yılları arasında, Günaydın gazetesinin pazar günleri ücretsiz verdiği kaliteli bir mizah dergisiydi. Mavi renk ağırlıklı olması onu marjinal kılıyordu. Tekin Aral'ın yönettiği 'Lak Lak'ın sloganı 'Fıkır fıkır kaynatan, güldürmekten oynatan dergi'ydi.. Sezen Aksu da 'Serçeden al haberi' başlıklı magazin köşesiyle dergiye ayrı bir hava katıyordu. LAK ile LAK'ın arasında tek ayak üstünde duran sevimli bir leylek dururdu.. Tekin Aral'ın istifasıyla yayını son bulmuştur.
25 - 30 sene falan once adina lak lak denilen bir furya vardi. Genclerin ellerinde cevirerek sokaklarda, kose baslarinda, oyun alanlarinda falan acayip sesler cikaran basit bir duzenekti aslinda. Masa tenisi topu gibi iki top (Ama masa tenisi topundan saglam seylerdi bunlar, bilardo topu gibi sertti yani) , bunlarin birbirinden esit uzaklikta olmasini saglayan saglam ipler ve ortada da kucuk bir sopa parcasi gibi bir sey vardi. Gencler o sopayi ellerine alir, daha onceden alistirma yaptiklari icin gayet guzel bir sekilde asagi yukari hareket ettirerek, ipin uclarindaki iki topu hem asagida hem yukarida biribirlerine carptirir ve basliga konu olmus lak lak seslerini cikarirlardi...
Boyle bi seydi iste :)
Tamam itiraz eden hanımları duyar gibiyim,
bazı erkekler hanımlardan beter diyecekler biliyorum.
belki haklılar.
Leyleğin ömrü LAK LAK la geçermiş derler,
bence leyleklere hakaret ederler.
Leyleğin yaptığı Lak Lak ise,
kadınlarımızın gün boyu yaptıkları ne?
kadınlar
lak lak mı:D benim en çok sefdiğim şey. gerçek.
Leyleğin ömrünün geçmesi için uyguladığı yegane işlev...! !
Askerde başçavuşum hep bana bu uyarıda bulunurdu,; 'leyleğin ömrü laklakla geçer ' diye...
akşama kadar evde yayıp,aydının matinesini izleyen kadınların,program bitince,kojaları eve gelene kadar mahallenın dıger hatunkişileriyle yapmış oldukları eylem...
Kapı önünde kimi zaman keyifli oluyor..
eskidendi şimdi GEYİK.
Leyleklerin uzun gagalarının bir birine vurması sonucu çıkardığı sesler.