ah paytak penguenim; bir igloda bekliyorum seni..., aklıma daha dahiyane bir fikir gelmediği için…, üzgünüm, sevgili; istedim ki uzak olsun herkesten ve puslu, bizim gibi kurt huylu, ve yalnızca bize ait…,
aydınlıkta da karanlıkta da hayata dair birçok sır, lapa lapa yağıyorken üzerimize; kirpiklerimin buz saçakları çözülüyor ve saplanır mı dersin düşüp, böyle bir pazar gününde, alçakların, namertlerin, kahpelerin tam alnının çatına,
nasıl sevdiğimi bilirsin dünyanın, uzamış derviş beyazı sakallarının kaplamasını yeryüzünü…, ki esasen bunun izdüşümüdür nur yüzlü gök…,
bunca zaman sonra yüzleşmek, belki dedim; belki, ama hep nafile kancıklarla...,
saklanırız bizde saydam buzlar ardına paytak paytak yürüyen penguenim, üşüyen kalbine sular serperek gel artık, kopuyor bir parçası daha buz dağının bak yine, ve büyüyor ibne dünyanın deliği...,
bu kesik nefeslerin bu kesik kanayışların bu durağna dağılmışlığın bilinen bir ifadesi yok tarifsizdir ruhumuzun atom bombaları bir yanımızda şeytanımız bir yanımızda iyiliğe inanmak isteyen dualarımız kendimize kutuplaşmışız böylece yaşar yaşlanırız..
fizik tarafından yorumlanacak olursa kendi halinde duran bir cismin içinde dahi pozitif ve negatif yükler aynı alanda durmazlar...birbirlerini iteceklerinden dolayı karşılıklı olarak yerlerini alırlar...
dışardan bir etki bir manyetik alan müdahale ettiğinde ise bu kutuplaşma hadisesi daha belirgin bir biçimde tezahür eder...
eşyaya ait bu davranışın diğer tüm canlılarda da var olduğunu biliyoruz...
tabii bizi ilgilendiren daha ziyade insan olduğu için şu an onu da zikretmemiz gerekiyor... fikirsel ayrılıklar,iş hayatında, ekonomide ve siyasette türdeş düşüncedeki insanların bir bayrak altında toplanmalarını getirir beraberinde..işte bu hâl kutuplaşma şeklinde ifade edilir...
ah paytak penguenim;
bir igloda bekliyorum seni...,
aklıma daha dahiyane bir fikir
gelmediği için…,
üzgünüm, sevgili;
istedim ki uzak olsun herkesten
ve puslu,
bizim gibi kurt huylu,
ve yalnızca bize ait…,
aydınlıkta da karanlıkta da
hayata dair birçok sır,
lapa lapa yağıyorken üzerimize;
kirpiklerimin buz saçakları çözülüyor ve
saplanır mı dersin düşüp,
böyle bir pazar gününde,
alçakların, namertlerin, kahpelerin
tam alnının çatına,
nasıl sevdiğimi bilirsin dünyanın,
uzamış derviş beyazı sakallarının
kaplamasını yeryüzünü…,
ki esasen bunun izdüşümüdür
nur yüzlü gök…,
bunca zaman sonra yüzleşmek,
belki dedim; belki,
ama hep nafile kancıklarla...,
saklanırız bizde saydam buzlar ardına
paytak paytak yürüyen penguenim,
üşüyen kalbine sular serperek gel artık,
kopuyor bir parçası daha buz dağının bak yine,
ve büyüyor ibne dünyanın deliği...,
bu kesik nefeslerin
bu kesik kanayışların
bu durağna dağılmışlığın
bilinen bir ifadesi yok
tarifsizdir ruhumuzun atom bombaları
bir yanımızda şeytanımız
bir yanımızda iyiliğe inanmak isteyen dualarımız
kendimize kutuplaşmışız
böylece yaşar yaşlanırız..
gruplaşma....gruplara ayrılma.... + - kutuplar...fizik dersi...hardal gazı...
peltek bir ögretmen.....yapılan deneyler.....sınavda kopca cekememeler...okul uzatmalar....bu fizik lisedeyken müzikti...sonra anasını ağlattılar universitede....
fizik tarafından yorumlanacak olursa kendi halinde duran bir cismin içinde dahi pozitif ve negatif yükler aynı alanda durmazlar...birbirlerini iteceklerinden dolayı karşılıklı olarak yerlerini alırlar...
dışardan bir etki bir manyetik alan müdahale ettiğinde ise bu kutuplaşma hadisesi daha belirgin bir biçimde tezahür eder...
eşyaya ait bu davranışın diğer tüm canlılarda da var olduğunu biliyoruz...
tabii bizi ilgilendiren daha ziyade insan olduğu için şu an onu da zikretmemiz gerekiyor... fikirsel ayrılıklar,iş hayatında, ekonomide ve siyasette türdeş düşüncedeki insanların bir bayrak altında toplanmalarını getirir beraberinde..işte bu hâl kutuplaşma şeklinde ifade edilir...