Sözlü kültürün geçerli olduğu ülkelerde,pek de rağbet edilmeyen sinek uçsa vızıltısının duyulduğu sesiz,sakin,bilinçsizce kendi haline terkedilmiş kağıt kokulu bir şeyler öğrenmek isteyenlere hitap eden huzur dolu bir yer.
geçenlerde iki resim yayınlandı, iki kütüphane resmi. bir tanesi Avrupadaki bir ülkenin kütüphanesiydi, diğeri Türkiye'deki bir kütüphane. Türkiyedeki kütüphanede masaların %85'i boşken, ötekinde oturacak yer yoktu. Halkın %90'ı müslüman ya bu ülkede ve hepsi de dinini çok sever ya (mangalda kül bırakamyacak kadar) ve bu dinin ilk emri de 'oku' dur ya herhalde bu nedenle boştur kütüphanelerimiz
Kütüphane, belli bir sisteme göre tasnif edilen kitap ve benzeri materyallerin toplandığı, saklandığı, okuyucu ve araştırmacıların istifadesine sunulduğu yer.
Farsçada ev manasına gelen hane ile Arapçada kitaplar manasına gelen kütüb kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen hane-i kütüb (kitaplar evi) isim tamlamasındaki tamlama i'sinin düşmesi ve kelimelerin yer değiştirerek birleşmesinden meydana gelmiş, Kütüphane şeklinde söylenen birleşik bir isimdir. Günümüzde yeni ilmi materyallerin çeşitlenip çoğalması neticesinde ortaya çıkan, süreli yayın, grafik, sesli ve görüntülü yayınların meydana getirdiği koleksiyonlardan meydana gelen kütüphaneler de bulunmaktadır.
Bir fikir gayretinin sonucu olarak yazılmış eserleri korumak, toplamak, organize etmek, onları insanların faydalanmasına hazır hale getirmek için kurulmuş olan kütüphaneler, yapılmış ve yapılacak olan ilmi araştırmaları, zamanımızda ve gelecekteki araştırıcıların istifadesine en ucuz en çabuk ve kolay şekilde sunulmasını sağlar. Kütüphaneler eğitim ve öğretime de yardımcı olurlar.
İlkokuldan üniversite bitinceye kadar çeşitli okullarda okuyan öğrenciler, öğrencilerin yetişmesinde emek sarf eden öğretmenler ve ilmi ve teknik gelişmeleri takib eden kimseler de kütüphanelerden faydalanmaktadır.
Tarihçe Asur, Babil ve Hitit medeniyetlerinden günümüze ulaşan ve yazı yazmak için kullanılan kil tabletler çok eski devirlerdeki kitap ve kütüphanecilikle ilgili bilgi vermektedir. Kütüphaneyle ilgili olarak yapılan araştırmalar ve kazılarda elde edilen bilgiler M.Ö. 2400 yıllarına kadar uzanmaktadır. Asur Devleti Hükümdarı Asurbanipal tarafından M.Ö. 625 yılında kurulan Ninova Kütüphanesi bilinen en eski kütüphanedir. Yapılan kazılar neticesinde elde edilen ve bu kütüphanede bulunan çivi yazısıyla yazılmış kil tabletlerden 20.000 kadarı bugün İngiltere'deki British Museum koleksiyonları arasında yer almaktadır. Son zamanlarda Irak'ta yapılan kazılar, Nippur civarında Milattan 3000 sene öncesine ait olduğu tahmin edilen zengin bir kütüphanenin enkazını ortaya çıkarmıştır. Mısır Hükümdarı S.Ptolemeus tarafından M.Ö. 3. yüzyılın ilk yarısında kurulmuş olan İskenderiye Kütüphanesi devrinin en büyük kütüphanesidir. Bu kütüphanede 700.000'e yakın papirus tomarıyla porşömen bulunuyordu. Sezar'ın M.Ö. 47'de İskenderiye'yi işgali sırasında büyük ölçüde zarar gören kütüphane M.S. 391 senesinde Mısır piskoposunun emriyle tamamen ortadan kaldırılmıştır.
M.Ö. 165'te kurulmuş olan Pergamon (Bergama) Kütüphanesi, Roma'daki Bibliotheca Ulphia ve M.S. 355'te Büyük Konstantin (Constantinus I.) in İstanbul'da kurduğu imparatorluk kütüphaneleri ilk çağların önemli kütüphaneleri arasında yer almaktadır. Ortaçağ'da manastırlarda kitap sayısı 1000'i geçmeyen küçük kütüphaneler kuruldu.
Daha önce Çinliler tarafından keşfedilen matbaa, Türkler ve Müslüman Araplar tarafından geliştirilerek kullanıldı. On beşinci yüzyıldan itibaren Avrupa'da birtakım ilmi ve teknik gelişmeler başlayınca Endülüslü Müslümanlardan matbaayı alan ve bazı baskı teknikleri geliştiren Avrupalılar kitap basımına önem verdiler. Bu sebeple kütüphaneler de yaygınlaştı. 17. ve 18. yüzyılda büyüyen özel koleksiyonlar Fransa'da Bibliotheque National, İngiltere'de British Museum, ABD'nin Washington şehrinde Kongre Kütüphanesi (Library of Congress) ve Seattle Halk Kütüphanesi gibi dünyanın en zengin kütüphaneleri ortaya çıktı. Moskova'daki Milli kütüphane hüviyetindeki Lenin Kütüphanesi ise 1917'de kuruldu. Diğer bazı ülkelerde de milli kütüphaneler ve üniversite kütüphaneleri kuruldu.
Osmanlıların ilk dönemlerinde kütüphaneler cami, medrese, imaret ve tekke gibi hayır kurumlarının bünyesinde kuruldu. Daha sonra müstakil ve düzenli kütüphaneler kurularak ilim mirası sonraki nesillere nakledildi. Vakıflar tarafından kurulan bu kütüphanelerin idare ve hizmet verme şekilleri vakıf kurucuları tarafından hazırlanan vakfiyelerde tesbit edildi. Bu vakfiyelerde yalnız vakfedilen bina gelirleri ve kitap sayısı değil çalışacak elemanların özellikleri, kütüphanenin hizmet verme süresi, kataloglama ve denetim işlerinin nasıl yapılacağı, okuyuculara nasıl davranılacağı bile tesbit edilmişti.
Osmanlılar döneminde ilk kütüphane Osman Bey zamanında İznik'te, ikincisi ise Edirne'de Lala Şahin Paşa tarafından kuruldu. Yıldırım Bayezid Han zamanında Bursa'da Eyne Subaşı Medresesinin üst katında bir kütüphane ile Eyne Subaşının Balıkesir'de yaptırdığı medresede bir kütüphane kuruldu. Fatih Sultan Mehmed Han İstanbul'u fethettikten sonra çeşitli imar faaliyetleri arasında önemli kütüphaneler yaptırdı. Ayasofya yakınında yaptırdığı ilk medresenin yanında halka açık bir kütüphane kurdurdu. Fatih Camii Külliyesi içinde yaptırdığı kütüphane, Zeyrek Camii Kütüphanesi, Eyüp Sultan Camii yanındaki kütüphaneler bu kütüphanelerin en meşhurlarıdır. Daha sonraki padişahlar tarafından İstanbul'un yanında Amasya, Edirne, Bursa, Manisa,Trabzon ve başka şehirlerde de kütüphaneler kuruldu. Topkapı Sarayı bünyesinde kurulan Saray Kütüphanesi, Ayasofya, Süleymaniye, Şehzadebaşı ve Bayezid kütüphaneleri zenginleştirilerek zamanımıza kadar gelmişlerdir.
'KÜTÜP' sözcüğü 'KİTAP' sözcüğünün çoğul halidir.. HANE ' de, ev, demektir. Dolayısı ile, Kitapların Evi, korunduğu, muhafaza edildiği yer, KÜTÜP-HANE dir.
kitaplarla başbaşa olmak müthiş bir şey,okuyucularla olan diyalog,aynı anda 3 ansiklopediye birden bakan,gelip senden kitap okumanı isteyen,salonda bağırarak kolay gelsin aplam diyen ilginç tipler... her haliyle seviyorum bu mekanı...
süleymaniye kütüphanesinin orta avlusu... beyazıt devletin karanlık okuma salonu.... selimiye nin pencere kenarında ki masa.... İSAM ın bi türlü sahip olamadığım üye kartı:(..... ve bahtsız bir meslek... kütüphane denilince aklıma düşenler...
Kitapsız bir hayat olmazdı. Şiirsiz yaşanmazdı. İnsanlar duygularını aktaramazdı. Yazı bulunmasaydı. Yaşam diye bir şey olmazdı.. * * * * * * * * * * * * * * * * * *. Yazı olmasaydı kitap olmazdı. Kitap olmasaydı kütüphane olmazdı. Kütüphane olmasaydı kültür birliği olmazdı. Kültür birliği olmasaydı milletler oluşmazdı. * * * * * * * * * * * * * * * * * * *. Kütüphane olmasaydı biz ne yapardık. Dersler ve araştırmalarda çakardık. Sıfır alıp yan gelip yatardık. Yaz tatilimizi yakardık..
Türkiye’de halk kütüphaneleri dökülüyor. AB ortalamasında 100 bin kişiye 12,5 kütüphane düşerken, Türkiye’de 2,8. Halk kütüphanelerinde örneğin Almanya’da 8337 kütüphaneci, Türkiye’de ise 297 kütüphaneci çalışıyor.Fransa’daki halk kütüphanelerinde 144 milyon derleme varken, Türkiye’de sadece 12,5 milyon. Halk kütüphanelerine üye olanların sayısı örneğin İngiltere’de 35 milyon, Türkiye’de 459.000’dir.
“Geri kalan her şey sizi yarı yolda bıraktığında, kütüphanenin yolunu tutun.”
-Yazma Sanatı / Stephen King
kitaplar bir yandan eğlendirirken bir yandan da bilgilendiriyor
kitaplar arasından zamansız çıkan notlar gibisin; zamansız gülümsemeler katarsın yüzüme, apansız bir umut dolar...
Sözlü kültürün geçerli olduğu ülkelerde,pek de rağbet edilmeyen sinek uçsa vızıltısının duyulduğu sesiz,sakin,bilinçsizce kendi haline terkedilmiş kağıt kokulu bir şeyler öğrenmek isteyenlere hitap eden huzur dolu bir yer.
rahatlık,huzur ve intenet :)
İskenderiye kütüphanesini yakanlar (binlerce kitap) hangi inanç mensubunun insanlarıdır.Bileniniz ver mı?
nolur kütüphanelere kitapları seven insanları görevlendirin...........
Birbirinden güzel romanlarıyla, ve o tarif edilemez kendine has havasıyla, gitmekten zevk aldığım ve hep gideceğim bir yer.
vize haftası yoğun olan mekan...
çok sıcaktır...
sıcagın rehavetıyle çalışılmaz...
beyin sulanır...hep beraber saçmalanır...
hayalhane... kayıphane... kendimi unuttuğum yer...
alakaya maydonuz olanlarin hic ugramadigi mekan olsa gerek.
bkz. cokvar
geçenlerde iki resim yayınlandı, iki kütüphane resmi. bir tanesi Avrupadaki bir ülkenin kütüphanesiydi, diğeri Türkiye'deki bir kütüphane. Türkiyedeki kütüphanede masaların %85'i boşken, ötekinde oturacak yer yoktu.
Halkın %90'ı müslüman ya bu ülkede ve hepsi de dinini çok sever ya (mangalda kül bırakamyacak kadar) ve bu dinin ilk emri de 'oku' dur ya herhalde bu nedenle boştur kütüphanelerimiz
Kütüphane, belli bir sisteme göre tasnif edilen kitap ve benzeri materyallerin toplandığı, saklandığı, okuyucu ve araştırmacıların istifadesine sunulduğu yer.
Farsçada ev manasına gelen hane ile Arapçada kitaplar manasına gelen kütüb kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen hane-i kütüb (kitaplar evi) isim tamlamasındaki tamlama i'sinin düşmesi ve kelimelerin yer değiştirerek birleşmesinden meydana gelmiş, Kütüphane şeklinde söylenen birleşik bir isimdir. Günümüzde yeni ilmi materyallerin çeşitlenip çoğalması neticesinde ortaya çıkan, süreli yayın, grafik, sesli ve görüntülü yayınların meydana getirdiği koleksiyonlardan meydana gelen kütüphaneler de bulunmaktadır.
Bir fikir gayretinin sonucu olarak yazılmış eserleri korumak, toplamak, organize etmek, onları insanların faydalanmasına hazır hale getirmek için kurulmuş olan kütüphaneler, yapılmış ve yapılacak olan ilmi araştırmaları, zamanımızda ve gelecekteki araştırıcıların istifadesine en ucuz en çabuk ve kolay şekilde sunulmasını sağlar. Kütüphaneler eğitim ve öğretime de yardımcı olurlar.
İlkokuldan üniversite bitinceye kadar çeşitli okullarda okuyan öğrenciler, öğrencilerin yetişmesinde emek sarf eden öğretmenler ve ilmi ve teknik gelişmeleri takib eden kimseler de kütüphanelerden faydalanmaktadır.
Tarihçe
Asur, Babil ve Hitit medeniyetlerinden günümüze ulaşan ve yazı yazmak için kullanılan kil tabletler çok eski devirlerdeki kitap ve kütüphanecilikle ilgili bilgi vermektedir. Kütüphaneyle ilgili olarak yapılan araştırmalar ve kazılarda elde edilen bilgiler M.Ö. 2400 yıllarına kadar uzanmaktadır. Asur Devleti Hükümdarı Asurbanipal tarafından M.Ö. 625 yılında kurulan Ninova Kütüphanesi bilinen en eski kütüphanedir. Yapılan kazılar neticesinde elde edilen ve bu kütüphanede bulunan çivi yazısıyla yazılmış kil tabletlerden 20.000 kadarı bugün İngiltere'deki British Museum koleksiyonları arasında yer almaktadır. Son zamanlarda Irak'ta yapılan kazılar, Nippur civarında Milattan 3000 sene öncesine ait olduğu tahmin edilen zengin bir kütüphanenin enkazını ortaya çıkarmıştır. Mısır Hükümdarı S.Ptolemeus tarafından M.Ö. 3. yüzyılın ilk yarısında kurulmuş olan İskenderiye Kütüphanesi devrinin en büyük kütüphanesidir. Bu kütüphanede 700.000'e yakın papirus tomarıyla porşömen bulunuyordu. Sezar'ın M.Ö. 47'de İskenderiye'yi işgali sırasında büyük ölçüde zarar gören kütüphane M.S. 391 senesinde Mısır piskoposunun emriyle tamamen ortadan kaldırılmıştır.
M.Ö. 165'te kurulmuş olan Pergamon (Bergama) Kütüphanesi, Roma'daki Bibliotheca Ulphia ve M.S. 355'te Büyük Konstantin (Constantinus I.) in İstanbul'da kurduğu imparatorluk kütüphaneleri ilk çağların önemli kütüphaneleri arasında yer almaktadır. Ortaçağ'da manastırlarda kitap sayısı 1000'i geçmeyen küçük kütüphaneler kuruldu.
Daha önce Çinliler tarafından keşfedilen matbaa, Türkler ve Müslüman Araplar tarafından geliştirilerek kullanıldı. On beşinci yüzyıldan itibaren Avrupa'da birtakım ilmi ve teknik gelişmeler başlayınca Endülüslü Müslümanlardan matbaayı alan ve bazı baskı teknikleri geliştiren Avrupalılar kitap basımına önem verdiler. Bu sebeple kütüphaneler de yaygınlaştı. 17. ve 18. yüzyılda büyüyen özel koleksiyonlar Fransa'da Bibliotheque National, İngiltere'de British Museum, ABD'nin Washington şehrinde Kongre Kütüphanesi (Library of Congress) ve Seattle Halk Kütüphanesi gibi dünyanın en zengin kütüphaneleri ortaya çıktı. Moskova'daki Milli kütüphane hüviyetindeki Lenin Kütüphanesi ise 1917'de kuruldu. Diğer bazı ülkelerde de milli kütüphaneler ve üniversite kütüphaneleri kuruldu.
Osmanlıların ilk dönemlerinde kütüphaneler cami, medrese, imaret ve tekke gibi hayır kurumlarının bünyesinde kuruldu. Daha sonra müstakil ve düzenli kütüphaneler kurularak ilim mirası sonraki nesillere nakledildi. Vakıflar tarafından kurulan bu kütüphanelerin idare ve hizmet verme şekilleri vakıf kurucuları tarafından hazırlanan vakfiyelerde tesbit edildi. Bu vakfiyelerde yalnız vakfedilen bina gelirleri ve kitap sayısı değil çalışacak elemanların özellikleri, kütüphanenin hizmet verme süresi, kataloglama ve denetim işlerinin nasıl yapılacağı, okuyuculara nasıl davranılacağı bile tesbit edilmişti.
Osmanlılar döneminde ilk kütüphane Osman Bey zamanında İznik'te, ikincisi ise Edirne'de Lala Şahin Paşa tarafından kuruldu. Yıldırım Bayezid Han zamanında Bursa'da Eyne Subaşı Medresesinin üst katında bir kütüphane ile Eyne Subaşının Balıkesir'de yaptırdığı medresede bir kütüphane kuruldu. Fatih Sultan Mehmed Han İstanbul'u fethettikten sonra çeşitli imar faaliyetleri arasında önemli kütüphaneler yaptırdı. Ayasofya yakınında yaptırdığı ilk medresenin yanında halka açık bir kütüphane kurdurdu. Fatih Camii Külliyesi içinde yaptırdığı kütüphane, Zeyrek Camii Kütüphanesi, Eyüp Sultan Camii yanındaki kütüphaneler bu kütüphanelerin en meşhurlarıdır. Daha sonraki padişahlar tarafından İstanbul'un yanında Amasya, Edirne, Bursa, Manisa,Trabzon ve başka şehirlerde de kütüphaneler kuruldu. Topkapı Sarayı bünyesinde kurulan Saray Kütüphanesi, Ayasofya, Süleymaniye, Şehzadebaşı ve Bayezid kütüphaneleri zenginleştirilerek zamanımıza kadar gelmişlerdir.
'KÜTÜP' sözcüğü 'KİTAP' sözcüğünün çoğul halidir.. HANE ' de, ev, demektir.
Dolayısı ile, Kitapların Evi, korunduğu, muhafaza edildiği yer, KÜTÜP-HANE dir.
kaç yıl oldu gitmeyeli..10 yıl mı, belki daha fazla..kütüphane kartım cüzdanımdaki en prestijli kartımdı. kafa kağıdımdan daha mühimdi o zamanlar.
özlüyorum. özellikle de librarion lı sohbetlerde ;)
kitaplarla başbaşa olmak müthiş bir şey,okuyucularla olan diyalog,aynı anda 3 ansiklopediye birden bakan,gelip senden kitap okumanı isteyen,salonda bağırarak kolay gelsin aplam diyen ilginç tipler...
her haliyle seviyorum bu mekanı...
süleymaniye kütüphanesinin orta avlusu... beyazıt devletin karanlık okuma salonu.... selimiye nin pencere kenarında ki masa.... İSAM ın bi türlü sahip olamadığım üye kartı:(.....
ve bahtsız bir meslek...
kütüphane denilince aklıma düşenler...
Kütüphane
Kitapsız bir hayat olmazdı.
Şiirsiz yaşanmazdı.
İnsanlar duygularını aktaramazdı.
Yazı bulunmasaydı.
Yaşam diye bir şey olmazdı..
* * * * * * * * * * * * * * * * * *.
Yazı olmasaydı kitap olmazdı.
Kitap olmasaydı kütüphane olmazdı.
Kütüphane olmasaydı kültür birliği olmazdı.
Kültür birliği olmasaydı milletler oluşmazdı.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * *.
Kütüphane olmasaydı biz ne yapardık.
Dersler ve araştırmalarda çakardık.
Sıfır alıp yan gelip yatardık.
Yaz tatilimizi yakardık..
Harun MİLLİ/6. SINIF ÖĞRENCİSİ
Türkiye’de halk kütüphaneleri dökülüyor. AB ortalamasında 100 bin kişiye 12,5 kütüphane düşerken, Türkiye’de 2,8. Halk kütüphanelerinde örneğin Almanya’da 8337 kütüphaneci, Türkiye’de ise 297 kütüphaneci çalışıyor.Fransa’daki halk kütüphanelerinde 144 milyon derleme varken, Türkiye’de sadece 12,5 milyon. Halk kütüphanelerine üye olanların sayısı örneğin İngiltere’de 35 milyon, Türkiye’de 459.000’dir.