'Kürtleri dışlayan milliyetçi ırkçılar “Kürt dili yoktur, Türkçe çok şiveli bir dildir, kart kurt dilidir” diyorlar ama Kürt dili zengin bir dildir. Kimse Kürtler Türklerin emrinde diyemez. Yüreğim yanıyor. Dünya binlerce çiçekli kültür bahçesidir. Yetkililer anlamıyor, öbür kültürlere yasak koyunca Türk kültürünü de fakirleştiriyorlar” Yaşar Kemal....
kürtçe diye bi dil yok kürtçe kelimeler arapça farsça ve yöre ağzıyla bozulmuş türkçe kelimelerden oluşuyor,dili olmayan bir milletin de varlığından söz edilemez
her ınsan Allahın bır ayetidir.hiç kimse doğmadan kendisine ne olarak doğmak istersin diye soru sormazlar hal böyleyken bugün kırk milyon civarında bir halk tarafından konuşulan bu dili ve bu halkı kabul etmemek dini terimce:kafir ilmi terimce:ahmak ve cahil olarak adlandırılan bu red-i inkarcılara atıfen Kürtçe içerik olarak, kulanım olarak (tüm yasaklara rağmen) türkçede dahil bir çok dilen daha geniş bir dil dir.
Sibirya'nın Yenisey havalisinde Türkler'e ait Orhon abideleri denen yazıtlar bulundu. Bu bölgede Altı Oğuzlar ve Kürt adlı bir ilhanlık vardı. İlhanlığın yeri, Yenisey nehrinin kollarından Ulukem ırmağına karışan Elegeş suyunun sol kıyısındaydı. Buradaki anıt, tarihe Elegeş yazıtı olarak geçti. Anıttaki yazılar orhon tipi Türk alfabesiyle yazılmıştır. Batıdan Göktürklerle komşu olan Kürtler'in dilinin Öz Türkçe ve yazılarının da Göktürklerinkinden daha eski bir yenisey-orhon yazısı olduğu anlaşılmaktadır. Elegeş yazıtı 2,20 m. yükseklikte, 60 sm. enindedir. 1250 yıllık olan yazıt 12 satırdır. 8. ve 9. satırlarda 'Ben, kürt elinin hanı Alp Urungu, altınlı okluğumu bağladım belde, ülkem devletin. Otuz dokuz yaşımda öldüm. Hanım, ilime, sizlerime ne çare, doymadım. Hanım, ilim ne çare ayrıldı' denmektedir. Son satırda Kürt hanı, 'Kuyda prensesinden, sizlerimden ne çare, özde oğlum sizlerden ayrıldım' diyerek acılarını anlatır. Hanın zengin sürülere sahip olduğu da yazıtta kayıtlıdır. Yazıtın ifadesinden anlaşıldığına göre, Kürt hanlığı büyük hakana bağlıydı. Kürt hanı Alp Urungu, hakanına, memleketine, ailesine doyamadan 39 yaşında ölmüştü. Böylece Kürt adlı uruğun Türk soyundan olduğu, Türkçe konuşup yazdıkları anlaşılmaktadır. Ord. Prof. Zeki Velidi Togan'a göre Türkler M.S. 445'te Azerbaycan'ın Muğan taraflarına yerleştiler. VII. yy.da bölgeye Araplar geldiğinde, Güney Muğan'da Kürtler'in de adı geçmeye başlamıştı. Kürt kelimesi o zaman daha çok, 'hayvan sürülerine sahip göçebeler' anlamında kullanılır, milliyet ifade etmezdi. Bu yüzden Horasan'daki Kalaç Türkleri'ne Araplar Erkad (Kürtler) derdi. Herhalde Araplar gelmeden Muğan'daki halk, şimdiki Şahsevenler gibi, Türk ve Kürt karışımıydı.
hu huuu kardeş şu adresi biliyormusunuz? voeyyy kuzdettanım vayettanım yavri dikir voanım fik fik! cik vs(woeyyy yawriya baq bize adreüs soriyor. mini eteği giymiş oyhh yirim ben sei yirim.babo çekek bunu inşaata bi güzel cıvırdatak bouğazını kesip atak) =yarım türkçeli meali -oyyy babo aklınla bin yaşaya ha sen -hanfendi söyledi giniz adresi ben bilirem.yolumuzun üzeridir bizi takip ediniz. :) -hay Allah razı olsun.sabahtan beridir aramaktan ayaklarıma kara sular inmişti :)
tamam kendi aranızda konuşun kardeşim dil dildir.kökeni geçmişi beni ilgilendirmez.10 kişide konuşsa dildir.ama toplum içinde inanılmaz rahatsız oluyorum.bu herkez için böledir.gayet net yani.bir ülkenin resmi dili neyse toplum içinde onu konuşmakla mükellefsin.burası Türkiye resmi resmi dili de Türkçe.
Kürtçe, ülkemizdeki kürt Türklerinin konuştukları Farsça, Türkçe ve biraz da Arapça'nın karışımından bozularak oluşmuş bir ŞİVEDİR. Dil değildir; çünkü kürtler bir millet değil, Türk milletinin ayrılamaz bir parçasıdırlar; aynı yörükler, çerkezler, lazlar, pomaklar, boşnaklar, türkmenler...V.S. gibi...
doğudaki insanlar eğer kendi aralarında rahat oluyorlarsa konuşsunlar ama iş başka boyutlara ulaşırsa olmaz....! ! doğu batı güney kuzey en uçtan en uca türkiye devletinde yaşayan herkes kökeni ne olursa olsun tc vatandaşıdır o kadar başka birşey değil biz başkayız diyen varsa defolsun gitsin kuzey ırak a... barzani amcaları coni kardeşleri onları kucaklar..
Dünyadaki yüzlerce dilden biri.. Başka ne çağrıştırabilir ki. Dil işte... Türkçe nasıl bir dilse Kürtçe de öyle bir dil.
İnsanları dillerinden ve ırklarından dolayı aşağılayanlara lanet olsun cümlesi geliyor aklıma. Terörü destekleyenlerle Kürtçeyi bağdaştıranlara yazıklar olsun demek geliyor aklıma. Ve herkes yaptığının cezasını bulur geliyor aklıma...
Kürtçe, Hint-Avrupa dil ailesinin Hint-İrani kolunun kuzey-batı İrani grubuna ait bir dil ya da diller topluluğuna verilen genel isimdir. Kürtçe, dünyada tahminen 20 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. Yazılı kültürde yeterince kullanılmamış olması dili geri bırakmıştır. Lehçeleri arasındaki farklar bazen iki ayrı dil arasındaki farka yaklaşabilmektedir.
Kürtçe, günümüzde Türkiye, İran, Irak, Suriye, Ermenistan, Gürcistan, Türkmenistan, Lübnan topraklarında ve diğer bazı ülkelerde yaşayan Kürtler tarafından konuşulmaktadır. Türkiye'deki Kürt kökenli Türk vatandaşlarından 1965 nüfus sayımın göre, 31.391.421 olan Türkiye nüfusundan, 2.219.502'si ana dili olarak Kürtçe'yi beyan etmiştir. Bu sayı, toplam nüfusun yüzde 7.07'sine tekabül eder. Bu rakama göre bugün 70 milyonluk Türkiye'de Kürtçeyi kullanan yaklaşık 5 milyon kişi vardır.
Kürtçe Eserler Kürt edebiyatı, halk edebiyatı ve yazılı edebiyat olarak ikiye ayrılır. Sözlü edebiyat, yani halk edebiyatı, yaklaşık bin yıl öncesine kadar dayanan yazılı edebiyata göre çok daha eskidir. Hemadani Baba Tahir (935-1010) , Kürt edebiyatının ilk yazılı örneğini, bin yıl önce İran'da Arap alfabesiyle yazmıştır.
Kürtçe'nin edebi ürünlere sahip diğer bir lehçesi Kurmanci'dir. Kurmanci lehçesinin 15. yüzyılda yazılmış olan bazı edebi eserler günümüze kadar ulaşmıştır. Bu lehçeyle yazan Kürt şairleri arasında ilk akla gelenler Elîyê Herîrî (1425-1495) , Feqîyê Teyran (1590-1660) , Melayê Cizîrî (1570-1640) ve Ehmedê Xanî (1650-1707) 'dir. Ehmedê Xanî'nin Mem û Zîn adlı ünlü eseri birçok kez yayınlandı. Türkçe'ye ilk kez 1930'da çevrilen Mem û Zîn, daha sonra M. Emin Bozarslan tarafından tekrar çevrilmiştir.
Bunlara Kürtçe şiir yazdığı belirtilen Abdussamed Babek (ölüm tarihi: 1019 veya 1020) ile Diyarbakırlı bayan şair Sırrı Hanım (1814-1877) eklenebilir. Kimi yazarlar Osmanlı edebiyatının ünlü isimlerinden Nef'i (1572-1655) ve Nabi (1642-1712) 'nin de Kürtçe şiirlerinin bulunduğunu belirtmektedir.
Prof. Qenatê Kurdo'nun belirttiğine göre 1911'de Viyana'da yayınlanan Yezidilerin kutsal kitabı Kitêbê Cilwe, Kürtçenin Güney lehçesiyledir. Ona göre bu kitap 11-12. yüzyıllarda, O. L. Vilçevski'ye göre ise 17. yüzyılda yazılmıştır.
İlk Kürtçe Gazetesi 22 Nisan 1898‘de Mısır’ın başkenti Kahire'de sürgünde yayınlanan “Kürdistan” bütün araştırmacılar tarafından ilk Kürtçe gazete olarak kabul ediliyor. Gazete, 1898-1902 yılları arasında Mikdad Midhat ve Abdurrahman Bedirxan kardeşler tarafından toplam 31 sayı olarak çıktı. Yayın 32 basım sonra 1902'de son buldu. Kürdistan gazetesinin hala 10., 12., 19. sayıları bulunamamıştır. Bütün sayıların İstanbul'daki Osmanlı ve Yıldız Sarayı arşivinde bulunma ihtimali çok yüksektir.
ırkçıların iddia ettiğinin aksine Kürtçe Hint-Avrupa dil ailesine mensup dillerden biridir(bu diller Farsça, Kürtçe, Belucice, Osetçe, Yexnubçe, Peştûca, Pamirce vd.) ve bağımsız bir dildir, Arapça ve Türkçe ile bir bağının olmadığı bilimsel olarak tespit edilmişdir. Öte yandan Kürtler ve Farslar Ari kökenlidirler. Dilleri aynı grup içinde yer alır, ama her biri bağımsız bir dildir. Kürtçenin “karma ve derleme bir dil” olduğunu söylerler. Tümüyle arı ve öz bir dilin varlığını hangimiz ileri sürebiliriz ki? Her dilde yabancı sözcükler vardır. Bu konuyla ilgili ilginç bir örnek verilebilir. Bütün Müslüman toplumların dillerinde Arapçanın etkisi göze çarpacak denli fazladır. Hıristiyan dinine mensup ulusların dillerinde aynı etki Latin dili için söz konusudur. Bu etkinin kaynağı dinseldir. Öte yandan, bütün komşu halklar birçok ayrı nedenden ötürü, dil açısından birbirlerinden etkilenmişler ve sözcük alışverişinde bulunmuşlardır.Günümüzde bile Türkçe, Kürtçe ve Farsçada birçok Arapça sözcüğe rastlamaktayız. Bir zamanlar Fars edebiyatı etkileyici olduğu için Kürtçe, Türkçe ve Arapçaya Farsçadan birçok sözcük geçmiştir. Bu son derece doğal bir olgudur.
Kürtçe kürtlerin dili buraya kadar her şey tamam.Lazların dili var boşnakların gürcülerin var herkezin bir dili var eyvallah.Benim anlamadığı hiç kimse dil konusunda bu kadar olayı büyütmüyor.Ben hiç laz boşnak terör örgütü duymadım.Ben gürcülerin çıkıpda bizi asimile ediyorlar dediğinide duymadım.Nede Kürtler ve onların kusura bakmayın kendimi tutamıyorum kıytırık dili bu kadar ön planda niye bu kadar büyük bir biz kürdüz Kürtçe konuşuruz hatta bu dil Türkiyenin ana dili olsun olmadı ikici dili olsun takıntısı var.Çok basit görmemişin dili olmuş durumu
kutsal dil..... her zaman güçlü medeniyetler ve diller ilk önce imkar ve red edilir sonra tıpış tıpış kabul edilirler... kürtçenin gücü kendini cahillere kabul ettirmeye yeter
Kürtçe ve Farsça Kürt dili Farsça ile akrabadır fakat Farsça'dan da oldukça farklıdır. Bu nedenle bu iki dil arasındaki yüzeysel ayrılıklar şöyle sıralanabilir. En belirgin ayrılık Kürtçede olup da Farsçada olmayan “cinsiyet” liktir.
Kürdolog Minorsky, İslam ansiklopedisinde Kürtçe ve Farsçanın birbirlerinden ayrı ve bağımsız diller olduğunu söyleyerek bu ayrılıkları beş başlık altında toplar:
1) Fonetik bakımdan: Kürt dilinin fonetiği Farsçanınkinden ayrıdır.
2) Ses değişmeleri: Farsça ve Kürtçede bulunan ortak kelimeler ses bakımından büyük bir değişime uğramışlardır.
3) Şekil ayrılıkları: Zamirlerden tutalım fiil çekim ve bükümlerine, aitlik takılarından isim tamlamalarına kadar birçok ayrılık mevcuttur.
4) Sözdizimi farkları.
5) Kelime ayrılıkları
Kürtçenin Farsçadan farklı bir fonetiği, morfolojisi, sentaksı, kelime hazinesi ve kelime vurgusu vardır. Kürtçe anlaşılacağı gibi özgün bir dildir..
Dilbilimcilerin görüşlerine göre Kürtçe, Farsçadan bağımsız ve daha eski bir dildir.
Sidney Smith: “Kürt Dili’nin kökenine ilişkin görüşler, toptan değişime uğradı. Güvenilir araştırmacıların görüşlerine göre; günümüz Kürtçesi, Çağdaş Farsça’nın bozulmuş, derlenmiş bir türevi değildir. Tersine tümüyle bağımsız ve eski farsçadan çok daha eski bir dildir.”
Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde, Kürtçeden ve Kürtçenin lehçelerinden söz eder. Kürtçenin zengin ve kadim bir dil olduğunu; Farsça, İbranice ve Dericeden ayrı olduğunu vurgular.
Bazı dillerde 'sürü' (çoğul anlamda) herhangi bir ismin önünde kullanılabilirken Kürtçe her cümleye değişik kelimeler kullanılıyor. “Bir sürü kuş uçtu, bir sürü koyun otluyor, bir sürü kurt gördüm, bir sürü at geçti, bir sürü adam geçti.” Kürtçe'de bunların hepsi farklı ifade edilir: “Refê teyran, keriye pez, garrana dewar, exiriyê hespan, peranî yan jî zurbê guran, qeflê meriyan.'
kendine güvenen toplama diller varsa buyrun sizde gücünüzü gösterin
Kürtçe Kürt milleti'nin dilidir.ben bir Kürt olarak dilime ve bütün kültür öğelerime saygı gösterilmesini bekliyorum.Biz Türkçe'ye saygı duyuyoruz.Türk kardeşlerimizi seviyoruz.Aynı sevgi saygıyı istemek bizim hakkımız.Türk-Kürt kardeşiliği için hep birlikte çalışmalıyız.kalın sağlıcakla.
'gönül yarası' adında bir film vardı dün akşam..bir sahne: genç kadın türküyü dinlerken göz yaşlarına boğuluyor..yanındaki 'abi' dediği soruyor: -kürtçe biliyor musun? genç kadın: -kürtçe bilmeye gerek var mı ne anlattığını anlıyabilmek için? .... hakikaten dokunaklı bir türküydü..sözlerini anlıyamasak da... yalnız şu var: kürtçe bilen arkadaşlarımın çevirdiği şiirlerini biliyorum..o kadar güzel tasvirler var ki..doğayı yâr etmiş sözlüğüne,duygularını tarifine; bu ırkın insanları..ifadeler gerçekten etkileyici şiirlerinde..
'Kürtleri dışlayan milliyetçi ırkçılar “Kürt dili yoktur, Türkçe çok şiveli bir dildir, kart kurt dilidir” diyorlar ama Kürt dili zengin bir dildir. Kimse Kürtler Türklerin emrinde diyemez. Yüreğim yanıyor. Dünya binlerce çiçekli kültür bahçesidir. Yetkililer anlamıyor, öbür kültürlere yasak koyunca Türk kültürünü de fakirleştiriyorlar” Yaşar Kemal....
Ben sevmiyorum; çünkü çok kaba.
saçmalığın daniskası.türkiyede yaşayan türkçe konuşur.istemezse basar gider.başka bişey umamaz bile
rizede trabzonda duymak zordur...
buda demek oluyorkı dinsizin hakından imansiz gelir... :)
kürtçe diye bi dil yok kürtçe kelimeler arapça farsça ve yöre ağzıyla bozulmuş türkçe kelimelerden oluşuyor,dili olmayan bir milletin de varlığından söz edilemez
yakindogunun duru ingilizcesi : turkce
yakindogunun dalli ispanyolcasi: kurtce
cemal sureyya
her ınsan Allahın bır ayetidir.hiç kimse doğmadan kendisine ne olarak doğmak istersin diye soru sormazlar hal böyleyken bugün kırk milyon civarında bir halk tarafından konuşulan bu dili ve bu halkı kabul etmemek dini terimce:kafir ilmi terimce:ahmak ve cahil olarak adlandırılan bu red-i inkarcılara atıfen Kürtçe içerik olarak, kulanım olarak (tüm yasaklara rağmen) türkçede dahil bir çok dilen daha geniş bir dil dir.
Sibirya'nın Yenisey havalisinde Türkler'e ait Orhon abideleri denen yazıtlar bulundu. Bu bölgede Altı Oğuzlar ve Kürt adlı bir ilhanlık vardı. İlhanlığın yeri, Yenisey nehrinin kollarından Ulukem ırmağına karışan Elegeş suyunun sol kıyısındaydı. Buradaki anıt, tarihe Elegeş yazıtı olarak geçti. Anıttaki yazılar orhon tipi Türk alfabesiyle yazılmıştır. Batıdan Göktürklerle komşu olan Kürtler'in dilinin Öz Türkçe ve yazılarının da Göktürklerinkinden daha eski bir yenisey-orhon yazısı olduğu anlaşılmaktadır. Elegeş yazıtı 2,20 m. yükseklikte, 60 sm. enindedir. 1250 yıllık olan yazıt 12 satırdır. 8. ve 9. satırlarda 'Ben, kürt elinin hanı Alp Urungu, altınlı okluğumu bağladım belde, ülkem devletin. Otuz dokuz yaşımda öldüm. Hanım, ilime, sizlerime ne çare, doymadım. Hanım, ilim ne çare ayrıldı' denmektedir. Son satırda Kürt hanı, 'Kuyda prensesinden, sizlerimden ne çare, özde oğlum sizlerden ayrıldım' diyerek acılarını anlatır. Hanın zengin sürülere sahip olduğu da yazıtta kayıtlıdır. Yazıtın ifadesinden anlaşıldığına göre, Kürt hanlığı büyük hakana bağlıydı. Kürt hanı Alp Urungu, hakanına, memleketine, ailesine doyamadan 39 yaşında ölmüştü. Böylece Kürt adlı uruğun Türk soyundan olduğu, Türkçe konuşup yazdıkları anlaşılmaktadır. Ord. Prof. Zeki Velidi Togan'a göre Türkler M.S. 445'te Azerbaycan'ın Muğan taraflarına yerleştiler. VII. yy.da bölgeye Araplar geldiğinde, Güney Muğan'da Kürtler'in de adı geçmeye başlamıştı. Kürt kelimesi o zaman daha çok, 'hayvan sürülerine sahip göçebeler' anlamında kullanılır, milliyet ifade etmezdi. Bu yüzden Horasan'daki Kalaç Türkleri'ne Araplar Erkad (Kürtler) derdi. Herhalde Araplar gelmeden Muğan'daki halk, şimdiki Şahsevenler gibi, Türk ve Kürt karışımıydı.
meydan Larousse tan....
ANLAYANA
Bir medeniyeti çağırıştırıyor bir dildir bir insan topluluğu bir ırktır türkçe ingilizce arapca dan ne anlıyorsanız vs re kürtçeden de onu anlarsınız
hu huuu kardeş şu adresi biliyormusunuz?
voeyyy kuzdettanım vayettanım yavri dikir voanım fik fik! cik vs(woeyyy yawriya baq bize adreüs soriyor. mini eteği giymiş oyhh yirim ben sei yirim.babo çekek bunu inşaata bi güzel cıvırdatak bouğazını kesip atak) =yarım türkçeli meali
-oyyy babo aklınla bin yaşaya ha sen
-hanfendi söyledi giniz adresi ben bilirem.yolumuzun üzeridir bizi takip ediniz. :)
-hay Allah razı olsun.sabahtan beridir aramaktan ayaklarıma kara sular inmişti :)
tamam kendi aranızda konuşun kardeşim dil dildir.kökeni geçmişi beni ilgilendirmez.10 kişide konuşsa dildir.ama toplum içinde inanılmaz rahatsız oluyorum.bu herkez için böledir.gayet net yani.bir ülkenin resmi dili neyse toplum içinde onu konuşmakla mükellefsin.burası Türkiye resmi resmi dili de Türkçe.
laz,cerkez dili gibi yoresel dil durumunda goruyorum...
turkiyemiz icin oyle...
kurt bir dostum var,,,, bir kac kelime bile ogrenemedim ondan.... kafam basmiyor.. :))))))))
Kürtçe, ülkemizdeki kürt Türklerinin konuştukları Farsça, Türkçe ve biraz da Arapça'nın karışımından bozularak oluşmuş bir ŞİVEDİR. Dil değildir; çünkü kürtler bir millet değil, Türk milletinin ayrılamaz bir parçasıdırlar; aynı yörükler, çerkezler, lazlar, pomaklar, boşnaklar, türkmenler...V.S. gibi...
doğudaki insanlar eğer kendi aralarında rahat oluyorlarsa konuşsunlar ama iş başka boyutlara ulaşırsa olmaz....! !
doğu batı güney kuzey en uçtan en uca türkiye devletinde yaşayan herkes kökeni ne olursa olsun tc vatandaşıdır o kadar başka birşey değil biz başkayız diyen varsa defolsun gitsin kuzey ırak a... barzani amcaları coni kardeşleri onları kucaklar..
Dünyadaki yüzlerce dilden biri.. Başka ne çağrıştırabilir ki. Dil işte... Türkçe nasıl bir dilse Kürtçe de öyle bir dil.
İnsanları dillerinden ve ırklarından dolayı aşağılayanlara lanet olsun cümlesi geliyor aklıma.
Terörü destekleyenlerle Kürtçeyi bağdaştıranlara yazıklar olsun demek geliyor aklıma.
Ve herkes yaptığının cezasını bulur geliyor aklıma...
Kürtçe, Hint-Avrupa dil ailesinin Hint-İrani kolunun kuzey-batı İrani grubuna ait bir dil ya da diller topluluğuna verilen genel isimdir. Kürtçe, dünyada tahminen 20 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. Yazılı kültürde yeterince kullanılmamış olması dili geri bırakmıştır. Lehçeleri arasındaki farklar bazen iki ayrı dil arasındaki farka yaklaşabilmektedir.
Kürtçe, günümüzde Türkiye, İran, Irak, Suriye, Ermenistan, Gürcistan, Türkmenistan, Lübnan topraklarında ve diğer bazı ülkelerde yaşayan Kürtler tarafından konuşulmaktadır. Türkiye'deki Kürt kökenli Türk vatandaşlarından 1965 nüfus sayımın göre, 31.391.421 olan Türkiye nüfusundan, 2.219.502'si ana dili olarak Kürtçe'yi beyan etmiştir. Bu sayı, toplam nüfusun yüzde 7.07'sine tekabül eder. Bu rakama göre bugün 70 milyonluk Türkiye'de Kürtçeyi kullanan yaklaşık 5 milyon kişi vardır.
Kürtçe Eserler
Kürt edebiyatı, halk edebiyatı ve yazılı edebiyat olarak ikiye ayrılır. Sözlü edebiyat, yani halk edebiyatı, yaklaşık bin yıl öncesine kadar dayanan yazılı edebiyata göre çok daha eskidir. Hemadani Baba Tahir (935-1010) , Kürt edebiyatının ilk yazılı örneğini, bin yıl önce İran'da Arap alfabesiyle yazmıştır.
Kürtçe'nin edebi ürünlere sahip diğer bir lehçesi Kurmanci'dir. Kurmanci lehçesinin 15. yüzyılda yazılmış olan bazı edebi eserler günümüze kadar ulaşmıştır. Bu lehçeyle yazan Kürt şairleri arasında ilk akla gelenler Elîyê Herîrî (1425-1495) , Feqîyê Teyran (1590-1660) , Melayê Cizîrî (1570-1640) ve Ehmedê Xanî (1650-1707) 'dir. Ehmedê Xanî'nin Mem û Zîn adlı ünlü eseri birçok kez yayınlandı. Türkçe'ye ilk kez 1930'da çevrilen Mem û Zîn, daha sonra M. Emin Bozarslan tarafından tekrar çevrilmiştir.
Bunlara Kürtçe şiir yazdığı belirtilen Abdussamed Babek (ölüm tarihi: 1019 veya 1020) ile Diyarbakırlı bayan şair Sırrı Hanım (1814-1877) eklenebilir. Kimi yazarlar Osmanlı edebiyatının ünlü isimlerinden Nef'i (1572-1655) ve Nabi (1642-1712) 'nin de Kürtçe şiirlerinin bulunduğunu belirtmektedir.
Prof. Qenatê Kurdo'nun belirttiğine göre 1911'de Viyana'da yayınlanan Yezidilerin kutsal kitabı Kitêbê Cilwe, Kürtçenin Güney lehçesiyledir. Ona göre bu kitap 11-12. yüzyıllarda, O. L. Vilçevski'ye göre ise 17. yüzyılda yazılmıştır.
İlk Kürtçe Gazetesi
22 Nisan 1898‘de Mısır’ın başkenti Kahire'de sürgünde yayınlanan “Kürdistan” bütün araştırmacılar tarafından ilk Kürtçe gazete olarak kabul ediliyor. Gazete, 1898-1902 yılları arasında Mikdad Midhat ve Abdurrahman Bedirxan kardeşler tarafından toplam 31 sayı olarak çıktı. Yayın 32 basım sonra 1902'de son buldu. Kürdistan gazetesinin hala 10., 12., 19. sayıları bulunamamıştır. Bütün sayıların İstanbul'daki Osmanlı ve Yıldız Sarayı arşivinde bulunma ihtimali çok yüksektir.
ırkçıların iddia ettiğinin aksine Kürtçe Hint-Avrupa dil ailesine mensup dillerden biridir(bu diller Farsça, Kürtçe, Belucice, Osetçe, Yexnubçe, Peştûca, Pamirce vd.) ve bağımsız bir dildir, Arapça ve Türkçe ile bir bağının olmadığı bilimsel olarak tespit edilmişdir. Öte yandan Kürtler ve Farslar Ari kökenlidirler. Dilleri aynı grup içinde yer alır, ama her biri bağımsız bir dildir.
Kürtçenin “karma ve derleme bir dil” olduğunu söylerler. Tümüyle arı ve öz bir dilin varlığını hangimiz ileri sürebiliriz ki? Her dilde yabancı sözcükler vardır. Bu konuyla ilgili ilginç bir örnek verilebilir. Bütün Müslüman toplumların dillerinde Arapçanın etkisi göze
çarpacak denli fazladır. Hıristiyan dinine mensup ulusların dillerinde aynı etki Latin dili için söz konusudur. Bu etkinin kaynağı dinseldir.
Öte yandan, bütün komşu halklar birçok ayrı nedenden ötürü, dil açısından birbirlerinden etkilenmişler ve sözcük alışverişinde bulunmuşlardır.Günümüzde bile Türkçe, Kürtçe ve Farsçada birçok Arapça sözcüğe rastlamaktayız. Bir zamanlar Fars edebiyatı etkileyici olduğu için Kürtçe, Türkçe ve Arapçaya Farsçadan birçok
sözcük geçmiştir. Bu son derece doğal bir olgudur.
Sevmeyenlerini kin ve nefretlerinden dolayı çatlatan dil.
Kürtçe kürtlerin dili buraya kadar her şey tamam.Lazların dili var boşnakların gürcülerin var herkezin bir dili var eyvallah.Benim anlamadığı hiç kimse dil konusunda bu kadar olayı büyütmüyor.Ben hiç laz boşnak terör örgütü duymadım.Ben gürcülerin çıkıpda bizi asimile ediyorlar dediğinide duymadım.Nede Kürtler ve onların kusura bakmayın kendimi tutamıyorum kıytırık dili bu kadar ön planda niye bu kadar büyük bir biz kürdüz Kürtçe konuşuruz hatta bu dil Türkiyenin ana dili olsun olmadı ikici dili olsun takıntısı var.Çok basit görmemişin dili olmuş durumu
diğer tüm diller gibi anlaşmak amacıyla kullanılır ve bence çok güzel bir dil iyiki biliyorum bu dili...
kutsal dil.....
her zaman güçlü medeniyetler ve diller ilk önce imkar ve red edilir sonra tıpış tıpış kabul edilirler...
kürtçenin gücü kendini cahillere kabul ettirmeye yeter
Gereksiz
anka kuşunun dili...
küllerinden doğdu......
böle bi dil yok dedikçe gittikçe büyüyerek ve gelişerek var olan ve var olacak dil
Birilerinin çok kullandığı konuşma tarzı.
kürtçe diye bir dil vardır siz istesenizde istemesenizde yok demek le hiç bir şey yok olmaz
Kürtçe ve Farsça
Kürt dili Farsça ile akrabadır fakat Farsça'dan da oldukça farklıdır. Bu nedenle bu iki dil arasındaki yüzeysel ayrılıklar şöyle sıralanabilir. En belirgin ayrılık Kürtçede olup da Farsçada olmayan “cinsiyet” liktir.
Kürdolog Minorsky, İslam ansiklopedisinde Kürtçe ve Farsçanın birbirlerinden ayrı ve bağımsız diller olduğunu söyleyerek bu ayrılıkları beş başlık altında toplar:
1) Fonetik bakımdan: Kürt dilinin fonetiği Farsçanınkinden ayrıdır.
2) Ses değişmeleri: Farsça ve Kürtçede bulunan ortak kelimeler ses bakımından büyük bir değişime uğramışlardır.
3) Şekil ayrılıkları: Zamirlerden tutalım fiil çekim ve bükümlerine, aitlik takılarından isim tamlamalarına kadar birçok ayrılık mevcuttur.
4) Sözdizimi farkları.
5) Kelime ayrılıkları
Kürtçenin Farsçadan farklı bir fonetiği, morfolojisi, sentaksı, kelime hazinesi ve kelime vurgusu vardır. Kürtçe anlaşılacağı gibi özgün bir dildir..
Dilbilimcilerin görüşlerine göre Kürtçe, Farsçadan bağımsız ve daha eski bir dildir.
Sidney Smith: “Kürt Dili’nin kökenine ilişkin görüşler, toptan değişime uğradı. Güvenilir araştırmacıların görüşlerine göre; günümüz Kürtçesi, Çağdaş Farsça’nın bozulmuş, derlenmiş bir türevi değildir. Tersine tümüyle bağımsız ve eski farsçadan çok daha eski bir dildir.”
Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde, Kürtçeden ve Kürtçenin lehçelerinden söz eder. Kürtçenin zengin ve kadim bir dil olduğunu; Farsça, İbranice ve Dericeden ayrı olduğunu vurgular.
biz bilimsel konuşuyoruz....
Bazı dillerde 'sürü' (çoğul anlamda) herhangi bir ismin önünde kullanılabilirken Kürtçe her cümleye değişik kelimeler kullanılıyor.
“Bir sürü kuş uçtu, bir sürü koyun otluyor, bir sürü kurt gördüm, bir sürü at geçti, bir sürü adam geçti.” Kürtçe'de bunların hepsi farklı ifade edilir: “Refê teyran, keriye pez, garrana dewar, exiriyê hespan, peranî yan jî zurbê guran, qeflê meriyan.'
kendine güvenen toplama diller varsa buyrun sizde gücünüzü gösterin
Kürtçe Kürt milleti'nin dilidir.ben bir Kürt olarak dilime ve bütün kültür öğelerime saygı gösterilmesini bekliyorum.Biz Türkçe'ye saygı duyuyoruz.Türk kardeşlerimizi seviyoruz.Aynı sevgi saygıyı istemek bizim hakkımız.Türk-Kürt kardeşiliği için hep birlikte çalışmalıyız.kalın sağlıcakla.
hirilti dili.....
'gönül yarası' adında bir film vardı dün akşam..bir sahne:
genç kadın türküyü dinlerken göz yaşlarına boğuluyor..yanındaki 'abi' dediği soruyor:
-kürtçe biliyor musun?
genç kadın:
-kürtçe bilmeye gerek var mı ne anlattığını anlıyabilmek için?
....
hakikaten dokunaklı bir türküydü..sözlerini anlıyamasak da...
yalnız şu var:
kürtçe bilen arkadaşlarımın çevirdiği şiirlerini biliyorum..o kadar güzel tasvirler var ki..doğayı yâr etmiş sözlüğüne,duygularını tarifine; bu ırkın insanları..ifadeler gerçekten etkileyici şiirlerinde..