Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Kuranufku sizce ne demek, Kuranufku size neyi çağrıştırıyor?

Kuranufku terimi Mehmet Talat Uzunyaylalı tarafından tarihinde eklendi

  • Mehmet Talat Uzunyaylalı
    Mehmet Talat Uzunyaylalı

    Allah Teâlâ’ya teşekkür etmemek kibirliliktir!

    “Hamd, âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’adır” (Fatiha 2)

    Allah Teâlâ, bu âyette, yüce Zat’ını bize haber veriyor. Varlığın, dünya ve ahiret hayatının sahibi ve yöneticisi olduğunu öncelikle müjdeliyor. Rahmaniyet ve Rahimiyetinin dünya, berzah, ahiret, cennet ve cehennem gibi yaşam evrelerini kuşattığını bildiriyor. Bu noktadan itibaren anlıyoruz ki, insan, Allah tarafından ebedi bir varlık olarak yaratılmış ve koruma altına alınmıştır.

    Sonuç: Öyle ise, ‘insana’ düşen görev, farkındalık hâlinde, Allah’a, bütün yaşam evrelerinde teşekkür etmektir. Allah’a teşekkür, Kur’an-ı Kerim’de gösterildiği şekliyle, kulluk (İbadet) yapmaktır. İbadeti yoksa insan, şükürsüzdür. Markette kendisine yol verene yürekten teşekkür eden insanın, kendisine hayat ve ebedilik bahşeden, âlemleri kendisine ev yapan Allah’a karşı hamdı/ibadeti terk etmesi büyük bir düşüncesizlik ve kibir olacaktır. Kibir ise, şeytanın tarafına geçmek ve orada saf tutmaktır.

  • Mehmet Talat Uzunyaylalı
    Mehmet Talat Uzunyaylalı

    Besmele ‘şifredir!’

    “Rahmân – Rahîm olan Allah’ın adıyla” (Fatiha 1)



    İnsan, sürekliliği olan bir varlık türüdür; İnsanın dünya hayatını, berzah ve ahiret hayatı takip edecektir. Besmele-i Şerif ise, Kur’an-ı Kerim’in başında yer alan İlahi ilk söz olarak, Yaratıcının, varlığa, münhasıran ‘insana’ karşı bir sahiplenmesi ve verdiği güvence olarak, gönderdeki bir bayrak gibi, ebedi olarak dalgalanacaktır. Besmele bizi Allah Teâlâ’ya bağlayan bir şifre gibidir. İşlerine besmele okuyarak başlayanlar, farkında olarak bu işi yaptıklarında, doğrudan Allah Teâlâ’nın koruması altına girmiş olurlar.

    Mükemmel olduğu kadar bazı eksikliklerle de –ilahi hikmet gereği- süslenmiş olan ‘insan’, Besmele-i Şerif’te ifade edildiği üzere, Rabbimizin, mutlak koruması altındadır. Allah Teâlâ, Besmele-i Şerif ile bir korunma dairesi çizer; bu dairede kalanlar Allah’ın Rahman ve Rahim isimlerinin güvencesi altında bulunur. Besmele-i Şerif, öyle bir cümledir ki, Allah Teâlâ’nın Rahmaniyeti ve Rahimiyeti, bu cümlede, ‘insanı’, mazi, şimdiki zaman, gelecek ve zamansızlık âlemi olan ahiret yaşantısında, tam olarak kuşatır.

    Dünya ve ahiret hayatını ‘şükür’ karşılığında insanlığa bahşeden Allah, Besmele-i Şerif okuyarak, İlahi sisteme girilmesini, kendisine teslim ve tevekkül edilmesini ister. Kur’an-ı Kerim’de insana, ‘Dünya, Berzah, ahiret, cennet, cehennem’ gibi yaşam evreleri gösterilerek, bir sonraki yaşam evresi için, manevi varlığını geliştirmesi kuvvetli bir şekilde vurgulanır. Her birey, yaklaşana, yeni yaşam evresine, hazır olmalıdır. Her işte ilk söz olarak Bismillahirrahmanirrahim denmesi ve Yaratıcıya karşı ‘farkındalık’ gösterilmesi bu bakımdan önemlidir.

    Günümüzde insanlığın, eğitimden tüketime kadar, önderliğini demokrasi ve piyasa değerleri doğrultusunda yapan güçler, dış başarıyı yüceltmeye devam etmektedir. Dolayısıyla aşırı derecede maddileşen günümüz dünyasında insanların Allah’a karşı rabıtası zayıflamış gözüküyor. Bu durum Yaratıcının uyarısıyla, ‘başıboş bırakılmayan insanın’, Celal sıfatları sınırında veya kapsamında yaşadığı sonucunu ortaya çıkarır.

    Sonuç: Allah’a karşı farkındalığını kaybeden, her işinde besmele okuyarak koruma altına girmeyen insan, başıboş davrandığının farkında olmalıdır. Bu yüzden, bir ‘zikir’ sözcüğü gibi, her işte ve fırsatta, ‘Bismillahirrahmanirrahim’ okuyup Rahman ve Rahim dairesinde kalmaya özen göstermek, hayati bir öneme sahiptir.