Hobey Ford'un harika bir işi var. Öncelikle sevdiği işi yapıyor. Eserlerine sevgisini, ruhunu katıyor. İşi, sanatsal, eğlenceli ve özgün. Böylece büyüleyici, olağanüstü bir iş ortaya çıkıyor. Bir iş, bir yaşama biçimi, bir kendini ifade etme biçimi, bir mutlu olma biçimi, bir sanat ortaya çıkıyor.
bnm var bi tane.adı niyazi.aslında kendisi bildiğin pinokyo.ama ezik bi havası olduğu için niyazi dedik ona..tahta mahta ama bna drek duvardan sallananan bi oğlan çocuğuymuş gbi geliyo..akşamlarıda gölgesi duvara vurunca fotoğraflık bi görüntü çıkıyo ortaya..niyaziden çk gölgesini seviom aslında bn..zaten onunda bze pas verdiği yok..sürekli k.çını dönüyo..kız odasında olduğundan dolayı edepli takılıyo olabilir kendi çapında
Acı! ..acı be kardeşim...hem de çok acı! .. Bizler...kuklayız da biri var ki kuklacı... İpi çeker! ..kalkar bacağımız - kolumuz... İpi yok...yok da hiç baş kaldıramıyoruz! ..
insanlar ter içinde bak sende basit bir kuklasın gökte benim tüm inandıklarımsa senin en son sayfanda ve dipte gel gör ki şimdi herşey tuzlabuz ve umutsuz tuzlabuz,umutsuz bazen olayları hiç anlamasan da çevrenden çok çok uzaklarda olsan da iyi kötü bugün hayatta kaldınsa bazıları için belki çok geç değil..
her kuklaya rolunu veren bir el ve bu rolu vermede kullanilan ip/ipler vrdir, eller hunerliyse kukla konusmaya, sarki soylemeye baslar; eller ona iyi de soyletebilir, kotu de; kukla on hayat veren ellerden bagimsz dusunulemez
Hobey Ford'un harika bir işi var. Öncelikle sevdiği işi yapıyor. Eserlerine sevgisini, ruhunu katıyor. İşi, sanatsal, eğlenceli ve özgün. Böylece büyüleyici, olağanüstü bir iş ortaya çıkıyor. Bir iş, bir yaşama biçimi, bir kendini ifade etme biçimi, bir mutlu olma biçimi, bir sanat ortaya çıkıyor.
'Romantizmi beceremem ama hayatının her evresinde seni koruyup kollayabilecek uğurlu bir ahşap kukla olabilirim montunun iç cebinde...'
William Golman'ın
insan ruhundaki çift kişiliği ve bu çift
kişiliğin çatışmalarını, karakter çözümlemelerini
kusursuzca ortaya koymuş olduğu kitabı.
Yaramaz tahta çocuk Pinokyo...
...
yıllarca kukla oldunuz...
bırakın biraz da biz olalım,eşitlik olsun,dimi ya :)
Kukla gibi, iplerimiz çekilip, oynatılıyoruz.
Horatius.
Çok komiksiniz kuklalar, oynamaya devam...
...
buna sonra biseyler karalarım..! ?
bnm var bi tane.adı niyazi.aslında kendisi bildiğin pinokyo.ama ezik bi havası olduğu için niyazi dedik ona..tahta mahta ama bna drek duvardan sallananan bi oğlan çocuğuymuş gbi geliyo..akşamlarıda gölgesi duvara vurunca fotoğraflık bi görüntü çıkıyo ortaya..niyaziden çk gölgesini seviom aslında bn..zaten onunda bze pas verdiği yok..sürekli k.çını dönüyo..kız odasında olduğundan dolayı edepli takılıyo olabilir kendi çapında
KUKLA'cı...
Acı! ..acı be kardeşim...hem de çok acı! ..
Bizler...kuklayız da biri var ki kuklacı...
İpi çeker! ..kalkar bacağımız - kolumuz...
İpi yok...yok da hiç baş kaldıramıyoruz! ..
being john malkovich ;)
Biz gercekten bir kukla sahnesindeyiz
Kuklacı felek usta, kuklalarda biz
Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer;
Bittimi oyun,Sandıktayız hepimiz..
insanlar ter içinde bak
sende basit bir kuklasın gökte
benim tüm inandıklarımsa
senin en son sayfanda ve dipte
gel gör ki şimdi
herşey tuzlabuz ve umutsuz
tuzlabuz,umutsuz
bazen olayları hiç anlamasan da
çevrenden çok çok uzaklarda olsan da
iyi kötü bugün hayatta kaldınsa
bazıları için belki çok geç değil..
her kuklaya rolunu veren bir el ve bu rolu vermede kullanilan ip/ipler vrdir,
eller hunerliyse kukla konusmaya, sarki soylemeye baslar; eller ona iyi de soyletebilir, kotu de;
kukla on hayat veren ellerden bagimsz dusunulemez
ahmet ümit'in romanlarından biri. içerik olarak 80 evveli Türkiyesinde insanların ideoloji kisvesi altında nasıl kuklaya dönüştürüldüğü işleniyor.
ipleri kesilen kukla ayakta duramaz...