ah sevgili içim söyle bana; bu kendimden habersizlik gafletinden, beni paklasın istemezken teneşir bile, kurulduğun keder tahtında, bu yakınmasız halin ve asude memnuniyetli tavrın, hangi mukaddes kabulden gelir, söyle…,
ve zihnimde kandiller söndüğünde, kuytumdan bakınca insanlar, karınca misal, yüzümü cama yaslar izlerim onları, hayat; aynı filmi yüz milyon kez oynatır, herkes kendi yükünü taşır, sırtında aşını ve bir başınalığını kalbinde…,
pencereden bakar hislenirim, ufacık tefecik karınca insan…, hey hayat; ölüyorum an be an, ama sor bana neden, neden; iri tesbihler gibi akıp çenemde toplanır yaşlar, sabah namazından dağılan cami cemaatinin en arkasında kalmışlığım neden…,
gün ağarırken huzur esenin avlusunda, nicedir süren muhatapsız bir yaşama, sabır sebebinden yumuluyken çapaklı gözlerim; umur görmüş sesinden, nadaslı kalbime akan o kızıl ateş, ve işlerken içime gariplere has sesin, ah, ne vardı hiç doğmayaydı güneş…,
şimdi ömrümden sesin geçer sabahlarıma, bu garip de bizden zahir diyen sesin, ki kaç mevsimdir ben kederliyim, ve sudan çıkmış bir balık gibi çırpınırım, bir kerecik daha sohbetinde olmadan, ölmemek için, ah;
ve yürek ne zaman, ibrikten, bal şerbetli kahve köpüğünü, damla damla, yavaş yavaş usul usul, süzüm süzüm süzülerek içse…, hayat; yüksekten engine inmek gibi, aklını yitirmiş bir şelale olup köpüre köpüre ve deli kudretli bir devinimle akarak, iç telaştan azade itminana kavuşup, temkin sahibi ve ağırbaşlı bir vakarla, sekinet buluyor…,
/ah kaçırma gözlerini benden bal köpüğü; sohbetini tattım bir defa ve kalbimde bir dolunay bakışıyla, yüzünün mehtabına giden yakamozun yolunda, iki turkuaz porselen kırdım…,
bu karanlık okyanus nihayet gözlerini açtı, /ah ayın on dördüm, affet…, açlıkla terbiye oluyorum, ayyaş bir nefes gibi kokarak, sensizim, ve öyle görünüyor ki özlemiş olmalıyım…, bunca değersizlik hisli ve, kırık dökük sızım sızım, iç çekmelerimden belli,
bu, /yeniden kavuşmaya itikadı bozuk dünyanın, sevda manastırında, yokluğunun kırbaçladığı bir besteyle, içime uşşâk makamında düşen şarkısın sen, neden anlamıyorsun…,
ah sevgili içim söyle bana;
bu kendimden habersizlik gafletinden,
beni paklasın istemezken teneşir bile,
kurulduğun keder tahtında,
bu yakınmasız halin ve
asude memnuniyetli tavrın,
hangi mukaddes kabulden gelir,
söyle…,
ve zihnimde kandiller söndüğünde,
kuytumdan bakınca insanlar,
karınca misal,
yüzümü cama yaslar izlerim onları,
hayat;
aynı filmi yüz milyon kez oynatır,
herkes kendi yükünü taşır,
sırtında aşını ve bir başınalığını kalbinde…,
pencereden bakar hislenirim,
ufacık tefecik karınca insan…,
hey hayat;
ölüyorum an be an,
ama sor bana neden,
neden;
iri tesbihler gibi akıp çenemde toplanır yaşlar,
sabah namazından dağılan cami cemaatinin
en arkasında kalmışlığım neden…,
gün ağarırken huzur esenin avlusunda,
nicedir süren muhatapsız bir yaşama,
sabır sebebinden yumuluyken çapaklı gözlerim;
umur görmüş sesinden,
nadaslı kalbime akan o kızıl ateş,
ve işlerken içime gariplere has sesin,
ah,
ne vardı hiç doğmayaydı güneş…,
şimdi ömrümden sesin geçer sabahlarıma,
bu garip de bizden zahir diyen sesin,
ki kaç mevsimdir ben kederliyim,
ve sudan çıkmış bir balık gibi çırpınırım,
bir kerecik daha sohbetinde olmadan,
ölmemek için,
ah;
ve yürek ne zaman,
ibrikten,
bal şerbetli kahve köpüğünü,
damla damla, yavaş yavaş
usul usul,
süzüm süzüm süzülerek içse…,
hayat;
yüksekten engine inmek gibi,
aklını yitirmiş bir şelale olup köpüre köpüre
ve deli kudretli bir devinimle akarak,
iç telaştan azade itminana kavuşup,
temkin sahibi ve ağırbaşlı bir vakarla,
sekinet buluyor…,
/ah kaçırma gözlerini benden
bal köpüğü; sohbetini tattım bir defa
ve kalbimde bir dolunay bakışıyla,
yüzünün mehtabına giden yakamozun yolunda,
iki turkuaz porselen kırdım…,
bu karanlık okyanus
nihayet gözlerini açtı,
/ah ayın on dördüm,
affet…,
açlıkla terbiye oluyorum,
ayyaş bir nefes gibi kokarak,
sensizim,
ve öyle görünüyor ki özlemiş olmalıyım…,
bunca değersizlik hisli ve,
kırık dökük sızım sızım,
iç çekmelerimden belli,
bu, /yeniden kavuşmaya itikadı bozuk dünyanın,
sevda manastırında,
yokluğunun kırbaçladığı bir besteyle,
içime uşşâk makamında düşen şarkısın sen,
neden anlamıyorsun…,