İnsanların kitap okurken neye dayanarak kitabı tavsiye ettiklerine anlam veremiyorum. Israrla elime tutuşturulan iki kitaptan öncelikle okunmasını istenilen kitap basit bir watpad kitabı çıktı. Başladığım şeyi bitirmek adına bitirdim sadece.. ne üslup ne kurgu.. bölüm geçişleri o kadar acemice ki bir kere daha neye dayanarak tavsiye edildiğini düşünmeden edemedim. Sonraki kitap yazarın tarzının aynı olması dışında en azından okurken neden elime aldım dedirtmeyecek kadar iyi bir üslupla yazılmış.. Watpad hikayesinin kitap olarak elimde(hem de kaliteli bir basım) görünce maddiyat yüzünden basılamayan ve asıl yazarların kim bilir ne zaman keşfedilip de hak ettikleri değeri görecekleri düşüncesini getiriyor aklıma.. sırf basılmadığı için bizim okumaktan mahrum kaldığımız keşfedilmemiş birer edebiyat cevheri.. insanın içini acıtıyor...
Her gün birazcık okumak acıtıyor canımı, bir an evvel bitirmek istesem de her elime aldığımda birşey oluyor ve kitap ayracını arasına koyup bırakmam gerekiyor. En zoru da sevdiğim iki şey arasında kalıyorum müsait olunca da... uyku ve kitabım..
Bazen kitabın bir bölümüne takılıp kalıyor insan, karakterin durumundaymış gibi nefes alamıyor. O ruh hali geçmeden kitabın sayfaları çevrilmiyor satırlar gözlerle temas edemiyor... Oysa ilerlesin istiyor bir yanı, kitabın sayfalarında kaybolup farklı bir dünyada farklı bir hayatı yaşamaya devam etmek için can atıyor, bunun için ise kitaptan uzaklaşıp gerçek hayata dönmek gerekiyor... Sonra dört nala yine o aleme dönüş yapabilmek kolaylaşıyor...
Bir kitabı ikinci kez okumadım şimdiye kadar. Çok beğensem de tekrar okumak istesem de ard arda okumak sıkar, tüm okuma hevesim kaçar. Bazen bir kitap aylarca dolanır elimde, başka kitaplar girer onunla arama, o dururken diğerini okumak daha cazip gelir o anda... Herşeyin bir zamanı olduğuna inanırım. Kitaplar için de bu geçerli, bir kitap zamanı gelmeden bitmiyor. Ruh halin o kitabı okumaya hazır değilse çok istesen de okuyamıyorsun.
kütüphane genelinde düşünürsek; güncel kitapların okuyucuya geç ulaşması ya da hiç ulaşmaması,bunun nedeni de bence kültüre ayrılan bütçeyle orantılı...
ben pek kitap okumasamda okuyanın en büyük problemi şudur ki bunu herkes kendine problem de yapmaz; etraftaki insanlar tarafından kitap okuyanın şekil yaptığı sanılır. şekil yapmak için okuyanların çok olduğu bir ortamda etraftaki insanlarda haklıdır. bende öyle düşünürüm mesela..
https://www.dr.com.tr/kitap/taksim/edebiyat/siir/turk-siiri/urunno=0002052614001
İki yazar nasıl bu kadar birbirine benzer...?
Paramız olursa hangi kitabı alsak?
İnsanların kitap okurken neye dayanarak kitabı tavsiye ettiklerine anlam veremiyorum. Israrla elime tutuşturulan iki kitaptan öncelikle okunmasını istenilen kitap basit bir watpad kitabı çıktı. Başladığım şeyi bitirmek adına bitirdim sadece.. ne üslup ne kurgu.. bölüm geçişleri o kadar acemice ki bir kere daha neye dayanarak tavsiye edildiğini düşünmeden edemedim.
Sonraki kitap yazarın tarzının aynı olması dışında en azından okurken neden elime aldım dedirtmeyecek kadar iyi bir üslupla yazılmış..
Watpad hikayesinin kitap olarak elimde(hem de kaliteli bir basım) görünce maddiyat yüzünden basılamayan ve asıl yazarların kim bilir ne zaman keşfedilip de hak ettikleri değeri görecekleri düşüncesini getiriyor aklıma.. sırf basılmadığı için bizim okumaktan mahrum kaldığımız keşfedilmemiş birer edebiyat cevheri.. insanın içini acıtıyor...
Her gün birazcık okumak acıtıyor canımı, bir an evvel bitirmek istesem de her elime aldığımda birşey oluyor ve kitap ayracını arasına koyup bırakmam gerekiyor. En zoru da sevdiğim iki şey arasında kalıyorum müsait olunca da... uyku ve kitabım..
Çok seçici olmaktan mı yoksa her yazılanı anlamadığından mı, insan her eline geçeni okumaz/okuyamaz...
Kitapla bakışmalarımız artsa da ne ben elime alabiliyorum onu, ne de o benim yanıma gelmeye cesaret edebiliyor.. buna bir son vermek lazım...
Bazen kitabın bir bölümüne takılıp kalıyor insan, karakterin durumundaymış gibi nefes alamıyor. O ruh hali geçmeden kitabın sayfaları çevrilmiyor satırlar gözlerle temas edemiyor... Oysa ilerlesin istiyor bir yanı, kitabın sayfalarında kaybolup farklı bir dünyada farklı bir hayatı yaşamaya devam etmek için can atıyor, bunun için ise kitaptan uzaklaşıp gerçek hayata dönmek gerekiyor... Sonra dört nala yine o aleme dönüş yapabilmek kolaylaşıyor...
Bir kitabı ikinci kez okumadım şimdiye kadar. Çok beğensem de tekrar okumak istesem de ard arda okumak sıkar, tüm okuma hevesim kaçar. Bazen bir kitap aylarca dolanır elimde, başka kitaplar girer onunla arama, o dururken diğerini okumak daha cazip gelir o anda... Herşeyin bir zamanı olduğuna inanırım. Kitaplar için de bu geçerli, bir kitap zamanı gelmeden bitmiyor. Ruh halin o kitabı okumaya hazır değilse çok istesen de okuyamıyorsun.
kaliteli, okunmaya değer kitapların korsana düşmemesi:D
kitaplar çok pahalı değilmi yahu.
bu durumdan niye kimse şıkayet etmiyoki
kokusundan daha önemli değilmi bu şımdi yani
bu aralar kitap okuyamıyorum en büyük problemim bu :)
çözüm nedir.
el ağrısı
kütüphane genelinde düşünürsek; güncel kitapların okuyucuya geç ulaşması ya da hiç ulaşmaması,bunun nedeni de bence kültüre ayrılan bütçeyle orantılı...
üye olduğu kütüphane yeni kitaplar almadığında başka kütüphaneye mecburi transfer olmak :)
televizyon
fazlasıyla zaman olmasına rağmen okuma isteğini körelten bilinmedik şeyler.
bu aralar kitap okuyamıyorum en büyük problemim bu :)
çözüm nedir.
en büyüğü herhalde, güzel bir kitap bittiğinde duyulan üzüntüdür...
ben pek kitap okumasamda okuyanın en büyük problemi şudur ki bunu herkes kendine problem de yapmaz; etraftaki insanlar tarafından kitap okuyanın şekil yaptığı sanılır. şekil yapmak için okuyanların çok olduğu bir ortamda etraftaki insanlarda haklıdır. bende öyle düşünürüm mesela..
okur varmıki problemi olsun yaa.. azınlık onlar.. söz hakları yok :)