hz. muhammed mihrac(göge yükseliş) dönüşü yanlızca bir evde ışık görür ve kirklar'in toplanti halinde olduklari toplanti yerine gelir ve kapiya vurur, kirklar'dan bir tek salman-i farisi icerde yoktur, o da tasraya yiyecek bulmaya gitmistir. kirklar kapinin calinmasi uzerine kim o diye sorarlar, hz. muhammed ben resulum, acin kapiyi, iceri gireyim, mubarek cemalinizi goreyim der, bunun uzerine erenler bizim icimizde peygamberin yeri yok diyerek kapiyi acmazlar, bu olay 3 kere tekrarlanir, 3 seferinde de uzulerek geri donen hz. muhammed'in kulagina allah'tan bir ses gelir ve her seferinde hz. muhammed'i geri dondurur. ucuncu calisinda kim o dedindiginde peygamber kavmin seyyidi, yoksullarin hizmetcisiyim der, bunun uzerine kirklar kapiyi acarlar. peygamber icerdikelere kimler olduklarini sorar, onlarda kirklar olduklarini soylerler. bunun uzerine hz. muhammed 39 kisi saydigini soyler, bunun uzerine kirklar biz kirk kisiyiz, kirkimizda bir kisiyiz diye yanit verirler. hz. muhammed sasirir bu sirada hz. ali koluna bir kesik atar ve otuz dokuz kisinin kolundan yere birer damla kan akar, bir damla kan da catidan duser. catidan dusen bir damla kan, disarida bulunan salmani farisi'nin kanidir. hz. ali kolunu sarar ve herkesin kani durur. sonra salmani farisi elinde bir uzum tanesiyle iceri girer ve uzum tanesini hz. muhammed'in onune koyup ey yoksullarin hizmetcisi al bunu bizlere paylastir der. hz. muhammed uzum tanesini cebrail'in cennetten getirdigi tabagin icinde ezer ve kirk kisiye pay eder. bu uzum suyundan icen kirk kisi kendilerinden gecer ve ya allah diyerek donmeye baslarlar, hz. muhammed'de onlara eslik eder. donme esnasinda hz. muhammed'in sarigi duser, kirklar sarigi kirka bolup bellerine sararlar.
kirklar'in oykusu boyledir, ilk cem'de boyle olusmustur buna kirklar cemi denir, donulen semah'ada kirklar semahi denir. tarihte bilinen ilk cem, ilk semah ve kirklar'in oykusu boyle anlatilir.
________________ BİR BAŞKA ANLATIM_______________________________
muhammed miracdan inerken gokyuzunde allahın aslanı karsisina cikti; yorgundu hak askindan bilemedi, aslan nisanesini cikardi muhammed’e verdi aslan oldu orda sakin muhammede yol gorunmusken gordu bir bicare dervis evine gitti, doksanbin kelam danisti, iki gönül dost dostuna tevhid i armağan verdi. sütü elma baldan aldı. “cümlesine rahmet olsun” dedi ağladı eğiliben secde kıldı. hoşca kal sultanım dedi. kalkıp evine giderken yolun uğrattı kırklar'a vardı. kırklar makamına oturuben oldu sâkin, secdeye indirdi özün, türaplara sürdü yüzün. cebrâil getirdi üzüm hasan ile hüseyin'e anda selman hazır idi şeydullahını diledi. bir üzüm tanesi koydu. selmanın da keşkülüne kuduretten bir el geldi; ezdi engür eylediler. hatemi ol elde gördü. uğradı bir müşkül hale: “canım size kimler” derler “şahım bize kırklar derler. cümleden ulu yolumuz, eldedir küllü varımız, birimize neşter vursan bir yere akar kanımız. cümleden ulu yolumuz eldedir küllü varımız “ 'madem size kırklar derler nedendir eksik biriniz” “ selman şeydullah’a gitti ondandır eksik birimiz” selman şeydullah’tan geldi hü deyip içeri girdi muhammed esredi coştu tacı başından da düştü ol şerbetten biri içti cümlesi oldu hayran mümin müslim üryan büryan hep girdiler semaha cümlesi de el çırparak dediler “allah allah” muhammed de bile girdi kırklar ile semaha muhammed de coşa geldi tacı başından attı. çevresin kırk pare bölüp sarıldılar. kırklara muhabbet de galip oldu. yol-erkân yerin aldı muhammedi gönderdiler. hatırlar oldu sefa muhammed evine gitti. ali hakk’ı tavaf etti. hatemi önüne koydu dedi: “saddaksın mürteza evveli sen âhiri sen bâtını sen zâhiri sen cümle işler sana bağlı” dedi: “şâh-ı evliya şah hatayim vâkıf oldu” bu sırrın ötesine hakk’ı inandıramadı özü çürük ervaha.
Yâ Rabbi aşkın ver bana
Hû diyeyim döne döne
Aşkın ile yana yana
Hû diyeyim döne döne
Çâhe düşdüm Yusuf gibi
Derde düşdüm Eyyub gibi
Ağlayayım Yâkup gibi
Hû diyeyim döne döne
Mevlâm koma beni bana
Al gönlümü senden yana
Müştakın oluben sana
Hû diyeyim döne döne
Seyyid Nizâmoğlu kuldur
İster güldür ister öldür
Aşkınla gönlümü doldur
Hû diyeyim döne döne
hz. muhammed mihrac(göge yükseliş) dönüşü yanlızca bir evde ışık görür ve kirklar'in toplanti halinde olduklari toplanti yerine gelir ve kapiya vurur, kirklar'dan bir tek salman-i farisi icerde yoktur, o da tasraya yiyecek bulmaya gitmistir. kirklar kapinin calinmasi uzerine kim o diye sorarlar, hz. muhammed ben resulum, acin kapiyi, iceri gireyim, mubarek cemalinizi goreyim der, bunun uzerine erenler bizim icimizde peygamberin yeri yok diyerek kapiyi acmazlar, bu olay 3 kere tekrarlanir, 3 seferinde de uzulerek geri donen hz. muhammed'in kulagina allah'tan bir ses gelir ve her seferinde hz. muhammed'i geri dondurur. ucuncu calisinda kim o dedindiginde peygamber kavmin seyyidi, yoksullarin hizmetcisiyim der, bunun uzerine kirklar kapiyi acarlar. peygamber icerdikelere kimler olduklarini sorar, onlarda kirklar olduklarini soylerler. bunun uzerine hz. muhammed 39 kisi saydigini soyler, bunun uzerine kirklar biz kirk kisiyiz, kirkimizda bir kisiyiz diye yanit verirler. hz. muhammed sasirir bu sirada hz. ali koluna bir kesik atar ve otuz dokuz kisinin kolundan yere birer damla kan akar, bir damla kan da catidan duser. catidan dusen bir damla kan, disarida bulunan salmani farisi'nin kanidir. hz. ali kolunu sarar ve herkesin kani durur. sonra salmani farisi elinde bir uzum tanesiyle iceri girer ve uzum tanesini hz. muhammed'in onune koyup ey yoksullarin hizmetcisi al bunu bizlere paylastir der. hz. muhammed uzum tanesini cebrail'in cennetten getirdigi tabagin icinde ezer ve kirk kisiye pay eder. bu uzum suyundan icen kirk kisi kendilerinden gecer ve ya allah diyerek donmeye baslarlar, hz. muhammed'de onlara eslik eder. donme esnasinda hz. muhammed'in sarigi duser, kirklar sarigi kirka bolup bellerine sararlar.
kirklar'in oykusu boyledir, ilk cem'de boyle olusmustur buna kirklar cemi denir, donulen semah'ada kirklar semahi denir. tarihte bilinen ilk cem, ilk semah ve kirklar'in oykusu boyle anlatilir.
________________ BİR BAŞKA ANLATIM_______________________________
muhammed miracdan inerken gokyuzunde allahın aslanı karsisina cikti; yorgundu hak askindan bilemedi, aslan nisanesini cikardi muhammed’e verdi aslan oldu orda sakin muhammede yol gorunmusken gordu bir bicare dervis evine gitti, doksanbin kelam danisti, iki gönül dost dostuna tevhid i armağan verdi. sütü elma baldan aldı.
“cümlesine rahmet olsun” dedi
ağladı eğiliben secde kıldı. hoşca kal sultanım dedi. kalkıp evine giderken yolun uğrattı kırklar'a vardı. kırklar makamına oturuben oldu sâkin, secdeye indirdi özün, türaplara sürdü yüzün. cebrâil getirdi üzüm hasan ile hüseyin'e anda selman hazır idi şeydullahını diledi. bir üzüm tanesi koydu. selmanın da keşkülüne kuduretten bir el geldi; ezdi engür eylediler. hatemi ol elde gördü. uğradı bir müşkül hale:
“canım size kimler” derler
“şahım bize kırklar derler. cümleden ulu yolumuz, eldedir küllü varımız, birimize neşter vursan bir yere akar kanımız. cümleden ulu yolumuz eldedir küllü varımız “
'madem size kırklar derler nedendir eksik biriniz”
“ selman şeydullah’a gitti ondandır eksik birimiz”
selman şeydullah’tan geldi hü deyip içeri girdi muhammed esredi coştu tacı başından da düştü ol şerbetten biri içti cümlesi oldu hayran mümin müslim üryan büryan hep girdiler semaha cümlesi de el çırparak dediler
“allah allah”
muhammed de bile girdi kırklar ile semaha muhammed de coşa geldi tacı başından attı. çevresin kırk pare bölüp sarıldılar. kırklara muhabbet de galip oldu. yol-erkân yerin aldı muhammedi gönderdiler. hatırlar oldu sefa muhammed evine gitti. ali hakk’ı tavaf etti. hatemi önüne koydu dedi:
“saddaksın mürteza evveli sen âhiri sen bâtını sen zâhiri sen cümle işler sana bağlı” dedi:
“şâh-ı evliya şah hatayim vâkıf oldu”
bu sırrın ötesine hakk’ı inandıramadı özü çürük ervaha.