sürekli tarihi konuşup tarihi tartışıyoruz bunu yapmak yerine neden tarihe olgun harflerle girmek için çalışmıyoruz. tamam çok klasik bir sözümüz var tarihini bilmeyenin coğrafyasını çizerler. hani boynumuz kıldan incede neden geçöişe yorum yapılır... dönelim konumuza öncelikle dünya üzerinde bir ülkede yaşıyan bir vatandaş benim kökenim burası diyemez derse bilin ki o yalan söylemiştir. atalarımıza baktığımızda aynı şey diğer ülke vatandaşları içinde geçerlidir sürekli göçmen hayatı sürmüşlerdir tamam bulunduğun memleketi sahiplenmen ona olan şukran borcunu milliyetçi duygularınla öne sürmen çok güzel bir olay. hatta takdiye şayan bir iş.fakat anlatmaya çalıştığım şey şukırım türkleriymiş, türkiyede yaşayan ermeni vatandaşlarmış,çanakkalede yatan anzaklarmış hepsi yozlaşmanın insana hakimiyetini anlatan apaçık bir kanıttır. sorunu başka yerlerde aramayın. dünya barışı için birşeyler yapacaksan ilk önce kendimizle barışalım. ben 17 yaşında bir lise öğrencisiyim ve eminim ki ben siyasetçiyim tarihimi bilirim severim diyen onlarca siyasetçiye taş çıkartırım. bunu söylemekteki maksadım kendimi vurgulamak değil gereksiz demogoji yapanlara memleketin henüz ölmediğini vurgulamaktır. şimdi bu yazımı bıkmayıp başından sonuna kadar okuyan herkese teşekkü[email protected]
Yanlış hesap Sibiryadan döner...Yanlış zamanda yanlış adamın yanında oldular...Evet Stalin bir katil ve acımasız bir diktatördü ama bu yaptığı bizim Ermenilere yaptığımız Techir den başka bir şey değil.Almanlarla işbirliği yapmanın acı sonuçları...Ama artık Vatanlarına dönmeleri lazım...
yahudilerden ticaret öğrenmişler ve yapmışlar, türk dünyasının yerleşik hayata geçmiş en uygar halklarından biridir.kesinlikle kırıma uğramışlardır.(stalin, hayvan herif) oldukça düzgün insanlar olup kızları çok hoştur.(tanııdklarım öyleydi)
10 nisan 1944 KIRIM Ruslarca İŞGAL EDİLDİ ve 18 mayıs 1944 yurtlarından koparıldılar
1920 senesinin Kasım ayında Kırım Bolşeviklerin hücum ve istilasına uğradı. Bu sırada Kırım'da 350 bin kadar Türk nüfusu vardı. Halbuki, geçen 134 yıl içinde, Kırım müstakil yaşayabilseydi veya Rus baskılarına göğüs gererek esaret altında dahi göçmemiş olsaydı, nüfusu en azından 5,5 milyondan 25 - 30 milyona ulaşabilirdi. Heyhat! Kırım'da yerleşen Bolşevikler, Türkleri hemen sürmeye ve öldürmeye başladılar. 1921 in Kasım ayında yarattıkları kasdî açlık yüzünden 8 ay gibi kısa bir zamanda 60 bin Türkün ölümüne sebebiyet verdiler. 1928 de Stalin'in idareyi fiilen eline almasiyle Kırım Türklerinin facialan da birbirini kovaladı 1929-1930 yıllarında 35 - 40 bin Kırım Kürkü 'Kulak' köy zengini diye Sibirya'ya ve Urallara sü rüldü. Bu yüzden yalı boyunda (Alakat Ayaklanması) oldu. 1931 - 33 yıllarında ikinci kasdî bir açlık yaratıldı. Binlerce Türk açlıktan ölürken, bunların buğdayları ve yemişleri zorla ellerinden alınarak Kırım limanlarına yanaşmış vapurlara yükletiliyor ve dışarıya yollanıyordu. Bunu bir Sovyet toplantısında protesto eden Kırım Cumhurbaşkanı Mehmet Kubay sürgüne gönderildi. Türkleri Ruslaştırmak yolunu tutan Komünistler, Kurultay hükümeti zamanın da basılan bütün eserleri imha ettiler; eski harfleri kaldırarak yerine Rus harflerini ve rusça terimleri zorla kabul ettirdiler. Kısaca özet olarak şunu diyebiliriz: 1921 ve 1941 yılları arasında Komünistler Kırım'da 160 ila 170 bin Türkü imha etmiş veya sürgüne yollamışlardır. Bu rakam, 1917 deki Türk nüfusunun yarısı demektir. İkinci Cihan Savaşı sırasında Almanlar tarafından işgal edilen Kırım Yarımadasını Sovyetler, 1944 yılının 10 - 25 Nisan tarihleri arasında tekrar istila ettiler. Alman ordusuna katıldıkları ve Kırım'da kalmış bulunan Rusları öldürdükleri bahanesile, birkaç gün içinde, Türklerden binlercesini kurşuna dizdiler. Sağ kalanların hepsini, ayni yılın Haziran ayı içinde, yük kamyonlarına ve kapalı vagonlara doldurup Orta Asya'ya, Sibirya'ya ve Rusya'nın diğer bölgelerine sürdüler. Bunların bir kısmı yollarda açlıktan, hastalıktan ve bir kısmı da gittikleri bölgelerin kötü şartlarına dayanamıyarak can verdiler. Bu toptan sürgün. Kırım Türkünün son büyük faciasıdır. Kırım Türklerinin bu şekilde toptan tehcirlerinin gerçek sebebi, Komünistlerin Kırım'ı tamamen Ruslaştırmak ve Sovyet Rus tecavüzünün stratejik bir üssü haline getirmek hedefine dayanmaktadır. Yoksa Kırım Türklerinden bazılarının gönüllü olarak Almanlarla birlikte Sovyetlere karşı savaşa katılmış olmaları değildir. Her Devletin ceza kanunu ve milletler arası hukuk kaideleri ile malum ve sabittir ki, suç şahsîdir ve ancak suçu işleyen cezalandırılır. Bir suç için suçla ilgisi olmayan insanları ve hele bir milleti veya bir halkı kütle halinde tehcir etmek veya öldürmek tamamen gayri insanî, gayri kanunî ve gayri hukukî canavarca bir fiil ve hareket tir ve ikinci Cihan savaşından sonra idamla cezalandınlan genocid (cenosid) suçudur.
sürekli tarihi konuşup tarihi tartışıyoruz bunu yapmak yerine neden tarihe olgun harflerle girmek için çalışmıyoruz.
tamam çok klasik bir sözümüz var tarihini bilmeyenin coğrafyasını çizerler.
hani boynumuz kıldan incede neden geçöişe yorum yapılır...
dönelim konumuza öncelikle dünya üzerinde bir ülkede yaşıyan bir vatandaş benim kökenim burası diyemez derse bilin ki o yalan söylemiştir. atalarımıza baktığımızda aynı şey diğer ülke vatandaşları içinde geçerlidir sürekli göçmen hayatı sürmüşlerdir
tamam bulunduğun memleketi sahiplenmen ona olan şukran borcunu milliyetçi duygularınla öne sürmen çok güzel bir olay. hatta takdiye şayan bir iş.fakat anlatmaya çalıştığım şey şukırım türkleriymiş, türkiyede yaşayan ermeni vatandaşlarmış,çanakkalede yatan anzaklarmış hepsi yozlaşmanın insana hakimiyetini anlatan apaçık bir kanıttır. sorunu başka yerlerde aramayın. dünya barışı için birşeyler yapacaksan ilk önce kendimizle barışalım.
ben 17 yaşında bir lise öğrencisiyim ve eminim ki ben siyasetçiyim tarihimi bilirim severim diyen onlarca siyasetçiye taş çıkartırım.
bunu söylemekteki maksadım kendimi vurgulamak değil gereksiz demogoji yapanlara memleketin henüz ölmediğini vurgulamaktır. şimdi bu yazımı bıkmayıp başından sonuna kadar okuyan herkese teşekkü[email protected]
Yanlış hesap Sibiryadan döner...Yanlış zamanda yanlış adamın yanında oldular...Evet Stalin bir katil ve acımasız bir diktatördü ama bu yaptığı bizim Ermenilere yaptığımız Techir den başka bir şey değil.Almanlarla işbirliği yapmanın acı sonuçları...Ama artık Vatanlarına dönmeleri lazım...
yahudilerden ticaret öğrenmişler ve yapmışlar,
türk dünyasının yerleşik hayata geçmiş en uygar halklarından biridir.kesinlikle kırıma uğramışlardır.(stalin, hayvan herif)
oldukça düzgün insanlar olup kızları çok hoştur.(tanııdklarım öyleydi)
10 nisan 1944 KIRIM Ruslarca İŞGAL EDİLDİ
ve
18 mayıs 1944 yurtlarından koparıldılar
1920 senesinin Kasım ayında Kırım Bolşeviklerin hücum ve istilasına uğradı. Bu sırada Kırım'da 350 bin kadar Türk nüfusu vardı. Halbuki, geçen 134 yıl içinde, Kırım müstakil yaşayabilseydi veya Rus baskılarına göğüs gererek esaret altında dahi göçmemiş olsaydı, nüfusu en azından 5,5 milyondan 25 - 30 milyona ulaşabilirdi. Heyhat!
Kırım'da yerleşen Bolşevikler, Türkleri hemen sürmeye ve öldürmeye başladılar. 1921 in Kasım ayında yarattıkları kasdî açlık yüzünden 8 ay gibi kısa bir zamanda 60 bin Türkün ölümüne sebebiyet verdiler. 1928 de Stalin'in idareyi fiilen eline almasiyle Kırım Türklerinin facialan da birbirini kovaladı 1929-1930 yıllarında 35 - 40 bin Kırım Kürkü 'Kulak' köy zengini diye Sibirya'ya ve Urallara sü rüldü. Bu yüzden yalı boyunda (Alakat Ayaklanması) oldu.
1931 - 33 yıllarında ikinci kasdî bir açlık yaratıldı. Binlerce Türk açlıktan ölürken, bunların buğdayları ve yemişleri zorla ellerinden alınarak Kırım limanlarına yanaşmış vapurlara yükletiliyor ve dışarıya yollanıyordu. Bunu bir Sovyet toplantısında protesto eden Kırım Cumhurbaşkanı Mehmet Kubay sürgüne gönderildi.
Türkleri Ruslaştırmak yolunu tutan Komünistler, Kurultay hükümeti zamanın da basılan bütün eserleri imha ettiler; eski harfleri kaldırarak yerine Rus harflerini ve rusça terimleri zorla kabul ettirdiler.
Kısaca özet olarak şunu diyebiliriz: 1921 ve 1941 yılları arasında Komünistler Kırım'da 160 ila 170 bin Türkü imha etmiş veya sürgüne yollamışlardır. Bu rakam, 1917 deki Türk nüfusunun yarısı demektir.
İkinci Cihan Savaşı sırasında Almanlar tarafından işgal edilen Kırım Yarımadasını Sovyetler, 1944 yılının 10 - 25 Nisan tarihleri arasında tekrar istila ettiler. Alman ordusuna katıldıkları ve Kırım'da kalmış bulunan Rusları öldürdükleri bahanesile, birkaç gün içinde, Türklerden binlercesini kurşuna dizdiler. Sağ kalanların hepsini, ayni yılın Haziran ayı içinde, yük kamyonlarına ve kapalı vagonlara doldurup Orta Asya'ya, Sibirya'ya ve Rusya'nın diğer bölgelerine sürdüler. Bunların bir kısmı yollarda açlıktan, hastalıktan ve bir kısmı da gittikleri bölgelerin kötü şartlarına dayanamıyarak can verdiler.
Bu toptan sürgün. Kırım Türkünün son büyük faciasıdır.
Kırım Türklerinin bu şekilde toptan tehcirlerinin gerçek sebebi, Komünistlerin Kırım'ı tamamen Ruslaştırmak ve Sovyet Rus tecavüzünün stratejik bir üssü haline getirmek hedefine dayanmaktadır. Yoksa Kırım Türklerinden bazılarının gönüllü olarak Almanlarla birlikte Sovyetlere karşı savaşa katılmış olmaları değildir. Her Devletin ceza kanunu ve milletler arası hukuk kaideleri ile malum ve sabittir ki, suç şahsîdir ve ancak suçu işleyen cezalandırılır. Bir suç için suçla ilgisi olmayan insanları ve hele bir milleti veya bir halkı kütle halinde tehcir etmek veya öldürmek tamamen gayri insanî, gayri kanunî ve gayri hukukî canavarca bir fiil ve hareket tir ve ikinci Cihan savaşından sonra idamla cezalandınlan genocid (cenosid) suçudur.