Kibrit çakıyorsun karanlıkta badem çiçeklerini görmek için Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift sarnıç gemisi gözlerin Bir iş açacaksın sen başımıza yangın mı olur artık, bahar mı?
Ben kibrit çöplerini insanların yaşantılarına benzetirim... Kibrit kutusu insanın yaşadığı toplumu ifade eder bir bakıma... Bazı kibrit çöpleri vardır bir amaç için yanarlar, kimi bir sigara yakar, kimi bir ocak, kimi boş yere yanıp tükenir hiçbir işe yaramadan... Kimi ise bir ormanı, bir evi, büyük bir alanı yakar kül eder, kendisiyle birlikte... Kibrit kutusunu açıp baktığınızda hepsi aynı gibi gözükse de birbirinden farklı kibrit çöpleri vardır... Bazıları yanamayacak kadar incedir yakarken kırılır zannedersiniz ama bilirmisiniz en iyi onlar yanar... Bazıları da epeyce kalın... Zannedersiniz ki yanınca yeri göğü yakacak ama yakınca bir bakarsınız foss diye bir ses çıkarır kendisini bile yakamaz... Sadece ucundaki kimyasal madde alev bile almadan kararır gider... Kimileri eğri büğrüdür ama yine de bir kibrit çöpünden beklenen fonksiyonları eksiksiz yerine getirirler... Her zaman en üstteki kibrit çöpleri ilk önce yanar... İşte insan yaşamı da bu kibrit çöplerine benzer, kimi insanlar vardır kendinden beklenileni asla yerine getiremezler... Kalın kibrit çöpü gibi kendi kendilerini yok eder giderler...Kimi insanlar vardır bir lambanın fitilini yakarlar kendileri yok olup gitse de ışığı kalır... Eğri ve kırık kibrit çöpleri gibi sakat insanlar vardır aramızda yaşayan, onları şekilleriyle değil işlevleriyle değerlendirmeliyiz neyi yaktığına bakmalıyız... Kibrit kutularını içinde yaşanılan topluma benzetmiştim... Islak bir kutudaki kibriti istediğin kadar uğraş yakamazsın demek ki içinde yasanılan toplum insanı istemese de çok etkiler... Bazı kibrit çöpleri de aykırı insanları ifade eder tüm kibrit çöpleri aynı yöne bakarken onlar tam tersine bakar kutuda... Kutu açıldığında ilk önce onlar göze çarpar ve herkesden önce yanarlar... Aykırılık başa beladır... Bazı kibrit çöpleri birbirine yapışmıştır dikkat ederseniz onlar da kafadar insanlar gibidirler kanka misali biri yanınca diğeri de yanar... Ama en tehlikelisi kendiyle birlikte kutuyu da yakan kibrit çöpleridir... İçinde bulundukları toplumu çökertirler... Bazı kibrit çöplerinin ucunda kimyasal maddesi yoktur... Ne yaparsa yapsınlar yanamazlar... Toplumun içerisinde ot gibi yaşar giderler... Toplum nereye onlar oraya... ACABA BİZ HANGİ TÜR KİBRİT ÇÖPÜYÜZ...
Kibrit çakıyorsun karanlıkta badem çiçeklerini görmek için Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift sarnıç gemisi gözlerin Bir iş açacaksın başımıza yangın mı olur artık, bahar mı?
:))sen ona meşalemi diyorsun daha bir kibriti çakamadan.. ::ppp:))
örgüte almıycam seni boşuna uğraşmaa.. :))
Kibrit çakıyorsun karanlıkta
badem çiçeklerini görmek için
Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift
sarnıç gemisi gözlerin
Bir iş açacaksın sen başımıza
yangın mı olur artık, bahar mı?
Ben kibrit çöplerini insanların yaşantılarına benzetirim...
Kibrit kutusu insanın yaşadığı toplumu ifade eder bir bakıma...
Bazı kibrit çöpleri vardır bir amaç için yanarlar, kimi bir sigara yakar,
kimi bir ocak, kimi boş yere yanıp tükenir hiçbir işe yaramadan... Kimi
ise bir ormanı, bir evi, büyük bir alanı yakar kül eder, kendisiyle birlikte...
Kibrit kutusunu açıp baktığınızda hepsi aynı gibi gözükse de birbirinden
farklı kibrit çöpleri vardır...
Bazıları yanamayacak kadar incedir yakarken kırılır zannedersiniz ama
bilirmisiniz en iyi onlar yanar... Bazıları da epeyce kalın... Zannedersiniz ki yanınca yeri göğü yakacak ama yakınca bir bakarsınız foss diye bir ses çıkarır kendisini bile yakamaz... Sadece ucundaki kimyasal madde alev bile almadan kararır gider... Kimileri eğri büğrüdür ama yine de bir kibrit çöpünden beklenen fonksiyonları eksiksiz yerine getirirler...
Her zaman en üstteki kibrit çöpleri ilk önce yanar... İşte insan yaşamı da bu kibrit çöplerine benzer, kimi insanlar vardır kendinden beklenileni
asla yerine getiremezler... Kalın kibrit çöpü gibi kendi kendilerini yok eder giderler...Kimi insanlar vardır bir lambanın fitilini yakarlar kendileri yok olup gitse de ışığı kalır...
Eğri ve kırık kibrit çöpleri gibi sakat insanlar vardır aramızda yaşayan, onları şekilleriyle değil işlevleriyle değerlendirmeliyiz neyi yaktığına bakmalıyız...
Kibrit kutularını içinde yaşanılan topluma benzetmiştim... Islak bir kutudaki kibriti istediğin kadar uğraş yakamazsın demek ki içinde yasanılan toplum insanı istemese de çok etkiler... Bazı kibrit çöpleri de aykırı insanları ifade eder tüm kibrit çöpleri aynı yöne bakarken onlar tam tersine bakar kutuda...
Kutu açıldığında ilk önce onlar göze çarpar ve herkesden önce yanarlar... Aykırılık başa beladır... Bazı kibrit çöpleri birbirine yapışmıştır dikkat ederseniz onlar da kafadar insanlar gibidirler kanka misali biri yanınca diğeri de yanar... Ama en tehlikelisi kendiyle birlikte kutuyu da yakan kibrit çöpleridir...
İçinde bulundukları toplumu çökertirler... Bazı kibrit çöplerinin ucunda kimyasal maddesi yoktur... Ne yaparsa yapsınlar yanamazlar... Toplumun içerisinde ot gibi yaşar giderler...
Toplum nereye onlar oraya...
ACABA BİZ HANGİ TÜR KİBRİT ÇÖPÜYÜZ...
Kibrit çakıyorsun karanlıkta
badem çiçeklerini görmek için
Ve mart denizlerinde
tedirgin bir çift sarnıç gemisi gözlerin
Bir iş açacaksın başımıza
yangın mı olur artık, bahar mı?
Can Yücel
Kibrit bana ALEV; i çağrıştırıyor
cakmagin yerine gectigi, sürtünmeyle ates olusumu saglayan cöpler :)