Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Teşekkür ederim, sizlerin de gününüz güzel geçmesi dileklerimle...
Günaydın Ata Kızı...
30 03 2023/14:49, 17:48, 18:01
ve 31 03 2023/00:41 mesajlarınızdaki keman dinletileri kusursuzdu. Keyifle dinledim. Dinletilere eşlik eden şiir ve metinleriniz de aynı. ..
Öyleyse sizin de gününüz aynı keyifle geçsin :))
Ah, sitare bu gece daha bir nispettesin gözlerime
gözlerim, buluttan geçitlerde
Şimşekler çarpıyor kirpiklerime, “yüreksiz” özlem yağmurları, geceye yağdı yağacak. çok uzaksın bu gece, çok uzak donuyorum sitare...
Aslı Birer
Senle ben gibiler
Aşk mevsimi her daim bahar,
Kokulu yağmurlarda bul beni...
Lodos estikçe mavimsi rüzgarlarda,
Nefes nefes kokarım teninde,
Bir buse konarsa dudağına usulca
Bil ki o benim...
Ürperme sakın!
Günün en hareketli saatleriydi... ayaklarım beynimle aynı hızla hareket etmek zorunda gibi hissediyordum. Keman virtüözü bunu çok iyi yansıtmış.
Keyifli izlemeler.
Merhaba Turhan bey,
Bu sayfayada diğer forumlar gibi herkese açık güzel paylaşım İçin teşekkür ederim.
Merhaba Ata Kızı...
Paylaşımlarınızı keyifle okudum/dinledim. Ben de bir Murathan Mungan şiiriyle katkıda bulunmak istiyorum. Kabulünü rica :))
ADRES
Çok sonra yazılır
İçinde yaşadığın günlerin şiiri
Belleği vardır yaraların
Kapandıktan sonra da işleyen
Hatta aynı kalmayan kişileri
Sökülmüş zamana gönderen
Zarfı açar ya da kaparken
Adres yanıltmasın sizi
Kendinden bile taşınır insan
Ne sokağın kalbi, ne kalbin evi
Yalnızca şiir kendini seyrediyor şimdi.
MURATHAN MUNGAN
Hani erken inerdi karanlık,
Hani yağmur yağardı inceden,
Hani okuldan, işten dönerken,
Işıklar yanardı evlerde,
Eskidendi, çok eskiden.
Hani ay herkese gülümserken,
Mevsimler kimseyi dinlemezken...
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken,
Eskidendi, çok eskiden.
Hani hepimiz arkadaşken,
Hani oyunlar tükenmemişken,
Henüz kimse bize ihanet etmemiş,
Biz kimseyi aldatmamışken,
Eskidendi, çok eskiden.
Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken,
Hani körkütük sarhoşken gençliğimizden,
Daha biz kimseye küsmemiş,
Daha kimse ölmemişken,
Eskidendi, çok eskiden.
Şimdi ay usul, yıldızlar eski
Hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden
Geçen geçti,
Geçen geçti,
Geceyi söndür kalbim
Geceler de gençlik gibi eskidendi
Şimdi uykusuzluk vakti.
Murathan Mungan
Gecenin hüzünlü özleyişlerinden insin gündüzüne, gökyüzünü kaplayan “sitareler “
Müziğin ritmiyle. Viola sarsın gün ışığını, günün ritmine uyandır ruhunu da bütünleşsin hücrelerinde notalar. Şimdi hazırsın. Güneş’e...
en güzel serüvenlerimizin gemilerini yaktık
perişan ayaklarımızda yağmur sesleri çılgın
saçlarımızdan kaçan dağınık ordulardık
gözlerimizde paslı kilitler huysuz
öperken korkunç
sağır dudaklardık
sağır dudaklarımızla uzun soluklu yağız atlardık
yağıyorduk korkusuz
Murathan Mungan
Ben bir ütopik hayal kahramanıyım,
Her duruma karşı belli belirsiz kahkahayım.
Bu gerçekçi dünyada,
Hayallerinin peşinde koşan sokak arasında ki tenhayım...
Son videoyu aç ve herbir yazılanı öyle oku. Kadını oku, çocuğu oku, atamı oku, gurbeti oku en çok. Ayın şavkına denizimdeki yakamozları nasıl astığımı oku. Güneşle birlikte susacağım merak etme, “ama oku” müziğimle birlikte oku...
Yılma
Yıkılma
Çökme
Affedici olma..
Yakarım cümle alemini! Küllerini uzak diyarlara savururum. Evet, evet buna gücüm yeter... küllerini savurum bütün kadınların gücenik, incecik ruhlarına...
milyonlarca ateş yakabilirim, milyon kere yapabilirim meşaleler, cümlelerden meşaleler yakarım herbirinin karanlığına.
A.Birer
Atamın çocukları ,
Başı örtük, başı açık atamın yadigarları saygıdeğer kadınları.
İffeti aklında bilen, aklını iffet bilen!
Atamın başı örtük, başı açık yadigarları saygıdeğer kadınları...
Aslı Birer
Hangi birini anlatayım ortalık dallı budaklı sarmaşıklarla kaplanmış.
Seni kimler attı yangınlara? Kimler bıraktı biçare umutlarını.
Gülüşün kadardı dünya, dünyayı; gamzelerinden taşan, dudaklarına düşen izdüşümleriydi yaşanır kılan.
Kadın!..
Aslı Birer
Uyuduk da rüyamı görüyoruz
Nasıl bir kıyım bu?
Ruhlar kıyımı, insan kıyımı!
Lanet bir dengesizlik sarmış her yanı
Afrikalı çocuk açlıktan kemikleri sayılırken
Avrupalı çocuk, “ obezite” den muzdarip
Günü, ayı, yılı, yılları vurdum harmana
Bir arpa boyu yol alamamışız.
Ah, Mandela;
“ ben özgürlük İçin çok yol yürüdüm, yüksek bir tepeye tırmandıktan sonra, fark ettim ki; daha tırmanacak çok tepe var”
Neyi ıslatacak bilmem bir masumun göz yaşı, kurumuş kalpleri mi?
Ayıpsız
Aşikare
Yağmur misali
Mesele ağlayabilmek mi korkmadan
Yoksa tutabilmek mi sıcacık bir eli
Gözü kapalı.
Kuruyan topraklara;
Ağlamalı o vakit hep birlikte avaz avaz ağlamalı,
Ayıpsız
Aşikare
Yağmur misali
( insan topraksa hani)
Sağanak gibi yağmalı gözyaşları...
“Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
farkına bile varmadan?
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
ayıpsız,
aşikare,
yağmur misali?”
Nazım Hikmet Ran
Pehlivan, bir zeytin ağacının cok ötesinde, bir orman büyütmüş. Ne mutlu ona... (Pehlivan 6)
Bir yığın enkaz sanki yürekler
Feryat figan bülbül!
Çiğnenen bahçede gül
Derbeder!
Anne; yavrum, diye afet ile cenk eder
Yavrusu ana diye ah, eder!
Aslı Birer
İflah olmaz insan yanlarım ağrıyor, ağrıyor baktıkça.
Baktıkça altı balçıktan döşeli gösterişli asfalt yollara.
Etrafında, şuursuzca her yanı sarmış makicikler, “yangın yerinde”
Aslı Birer