Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?

Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi

  • Turhan Sıradağlar
    Turhan Sıradağlar

    Pehlivan, bir zeytin ağacının cok ötesinde, bir orman büyütmüş. Ne mutlu ona... (Pehlivan 6)

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Bir yığın enkaz sanki yürekler
    Feryat figan bülbül!
    Çiğnenen bahçede gül
    Derbeder!
    Anne; yavrum, diye afet ile cenk eder
    Yavrusu ana diye ah, eder!
    Aslı Birer

  • Ata Kızı
    Ata Kızı 28.03.2023 - 15:31

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    İflah olmaz insan yanlarım ağrıyor, ağrıyor baktıkça.
    Baktıkça altı balçıktan döşeli gösterişli asfalt yollara.
    Etrafında, şuursuzca her yanı sarmış makicikler, “yangın yerinde”
    Aslı Birer

  • Ata Kızı
    Ata Kızı 28.03.2023 - 15:14

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Sahte bakışlardan taşan karanlığı çok iyi bilirim ben. Bilirim saçlarından ördükleri demir parmaklıkları, sahte bakışlarını bilirim, dinlerim, duyarım ya sen, duyabilir misin sustuklarımdan? Gördüğüm melun yüzlerin karanlık tomurcuklarının gözümden nasıl düştüğünü?
    Aslı Birer

  • Ata Kızı
    Ata Kızı 28.03.2023 - 15:00

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Pehlivan 6

    O gün eve taziye için gelenlerin arasında ikiz kız kardeşler vardı, onları ilk defa görüyorduk aileden hiç kimse tanımıyordu onları.
    Önce kendilerini tanıttılar sonra Ömer ile birlikte hikayelerini anlatmaya başladılar, onlar anlattıkça içimde merhamet ağacının bütün dalları yeşermeye başlamıştı o hiç yaprak dökmeyecek her mevsim yeşil kalacak zeytin ağacı gibiydi.
    Bir gün bizim pehlivan ders esnasında öğrencisinin üzgün olduğunu fark eder:
    Söyle bakalım Ömer bey motivasyonunun düşmesine neden olan dert nedir? anlatırsan dinlerim. Der ve ensesine hafifçe dokunup kendisine doğru çeker.
    Ömer anlatmakta bir sakınca görmemiş olacak ki hocasına anlatır tüm yaşadıklarını.
    Amcam yıllar önce vefat etmişti on yıl kadar oldu. İki kızı vardı, eşi amcam öldükten sonra başka şehire gitti. Kızlardan birini bize bıraktı diğerini yanında götürdü. İlk yıllarda iletişimimiz devam etti birkaç defa da ziyaretlerine gittik. Daha sonra yengem evlendi babamı kaybettik o ara uzunca onlardan haber alamadık. Aradığımızda ise hiçbir yerde bulamadık sanki yer yarıldı içine girdiler bulamadık. Aylar sonra sabit telefonumuzu aradı yengem kızı yetimhaneye verdiğini söyledi ve bir daha haber alamadık ondan. Yanımızda kalan kardeşi Sibel çok üzülüyor her gün ağlıyor bulamıyoruz bu yüzden üzgünüm diyerek derdini anlatır.
    O günden sonra pehlivan aileyle diyaloğa girer bütün bilgileri toparlar tanıdığı hatrı sayılır herkesin yardımını ister neredeyse bir yıla yakın sürenin sonunda diğer kız kardeşi bulurlar. İki kız kardeşi kavuşturur pehlivan ve o gün iki kıza buluşma hediyesi birer çift küpe hediye eder.
    Öldüğünü duyduklarında Ömer’den kendilerini cenazesine getirmesini isterler. Hikayelerini anlatırken gözlerinden yüreğime taşan vefayı görmek tarifsiz bir duyguydu...

    Yaşamak, anladım ki: Nazımın dediği gibi zeytin ağacı dikmekti hiç ölmeyecekmişsin gibi...

    Aslı Birer

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Pehlivan 6

    O gün eve taziye için gelenlerin arasında ikiz kız kardeşler vardı, onları ilk defa görüyorduk aileden hiç kimse tanımıyordu onları.
    Önce kendilerini tanıttılar sonra Ömer ile birlikte hikayelerini anlatmaya başladılar, onlar anlattıkça içimde merhamet ağacının bütün dalları yeşermeye başlamıştı o hiç yaprak dökmeyecek her mevsim yeşil kalacak zeytin ağacı gibiydi.
    Bir gün bizim pehlivan ders esnasında öğrencisinin üzgün olduğunu fark eder:
    Söyle bakalım Ömer bey motivasyonunun düşmesine neden olan dert nedir? anlatırsan dinlerim. Der ve ensesine hafifçe dokunup kendisine doğru çeker.
    Ömer anlatmakta bir sakınca görmemiş olacak ki hocasına anlatır tüm yaşadıklarını.
    Amcam yıllar önce vefat etmişti on yıl kadar oldu. İki kızı vardı, eşi amcam öldükten sonra başka şehire gitti. Kızlardan birini bize bıraktı diğerini yanında götürdü. İlk yıllarda iletişimimiz devam etti birkaç defa da ziyaretlerine gittik. Daha sonra yengem evlendi babamı kaybettik o ara uzunca onlardan haber alamadık. Aradığımızda ise hiçbir yerde bulamadık sanki yer yarıldı içine girdiler bulamadık. Aylar sonra sabit telefonumuzu aradı yengem kızı yetimhaneye verdiğini söyledi ve bir daha haber alamadık ondan. Yanımızda kalan kardeşi Sibel çok üzülüyor her gün ağlıyor bulamıyoruz bu yüzden üzgünüm diyerek derdini anlatır.
    O günden sonra pehlivan aileyle diyaloğa girer bütün bilgileri toparlar tanıdığı hatrı sayılır herkesin yardımını ister neredeyse bir yıla yakın sürenin sonunda diğer kız kardeşi bulurlar. İki kız kardeşi kavuşturur pehlivan ve o gün iki kıza buluşma hediyesi birer çift küpe hediye eder.
    Öldüğünü duyduklarında Ömer’den kendilerini cenazesine getirmesini isterler. Hikayelerini anlatırken gözlerinden yüreğime taşan vefayı görmek tarifsiz bir duyguydu...

    Yaşamak, anladım ki: Nazımın dediği gibi zeytin ağacı dikmekti hiç ölmeyecekmişsin gibi...

    Aslı Birer

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Bugün bir yoruma yazdım bu sözü burada da paylaşmak istedim.

    “Mütevazilik, karanlığın en parlak ışığıdır, tıpkı; “Sirius” gibi.”

    Okuyan herkese ve size güzel, keyifli bir gün dileklerimle.

  • Turhan Sıradağlar
    Turhan Sıradağlar

    Günaydın Ata Kızı,
    Karşımızdaki konuşurken, sadece ve sadece şunu düşünüyoruz , "Sussa da konuşsam" :)))))

    Keyifli bir gün dilerim.

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Freud’ un sorduğu gibi;
    Karşınızdakini dinliyor musunuz, yoksa konuşmak İçin sıra mı bekliyor sunuz?

    Çoğumuz sadece konuşuyoruz, ne dinliyoruz ne de verilen cevabı merak ediyoruz. Sadece konuşuyoruz. Yani iletişimsizliğin görünmez kısmı. “Gizli iletişimsizlik” diyorum bunun adına. Konuşuyoruz ama dinlemiyoruz:)

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    İyi akşamlar
    Aslında yeni değil, burada da kullanmaya karar verdim. Beğeninize teşekkür ederim.:)

  • Turhan Sıradağlar
    Turhan Sıradağlar

    İyi akşamlar,
    Yeni rumuzunuzu kutlarım :))
    Yerinde bir seçim...
    Ve yakışmış.
    Saygılar...

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    İnsanlığın en büyük aldanışıdır yalanı, hakikat ile karıştırmak.

    Mevlana ne demiş?
    Sesini değil, sözünü yükselt. Yağmurlardır yaprakları büyüten, gök gürültüleri değil.

  • Ata Kızı
    Ata Kızı 27.03.2023 - 09:20

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Bazen, yürümek istersin
    Hiçbir şey düşünmeden
    Sadece yorulmak istersin
    Sanki yılların yorgunluğunu
    Yollara yüklemek istercesine
    Sadece yürümek istersin
    A.B

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Bırakıp gidesim geliyor bezen
    Perdeli gözlerinden
    Ortaya karışık az düşlerinden
    Necaset kokan dillerinden
    A.B

  • Ata Kızı
    Ata Kızı 26.03.2023 - 20:12


  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Asli hanım merhaba l,
    24 03 2023, 15:38 mesajınızi gözden kaçırmışım. Yeni farkettim.

    Mesajın özüne katılıyorum ve içeriğini desteklemek için şunları da ekliyorum izninizle:
    Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Fransız İhtilali'nin önde gelen düşünürlerinin yanısıra Rousseau, Voltaire, Montesquieu gibi düşünürlerden de etkilenmiştir. Onlardan esinlenerek içselleştirdiği eşitlik, özgürlük, akılcılık kavramlarını savaş yılları ve Cumhuriyet dönemi dahil tüm yaşamında uygulamıştır.“

    Mesajınıza yazdığım yanıtı sistem yuttu yine, sayfaya düştüğünde okuyabilirseniz sevinirim.

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Katkılarınıza çok teşekkür ederim...
    İnşallah okuması gerekenler okuyordur. Hoş okusalar ne olur? Sabit beyinli insanlara laf anlatmak mümkün değil. Yine de Atatürk için din ile alakalı çok çirkin yakıştırmalar yapılınca insan yazmak ihtiyacı hissediyor. Dikkat ettiyseniz, sorularının cevabını verdiğimiz halde görmezden gelerek yine aynı propagandalarına devam ediyorlar. Şaka gibi cidden gülüyorum artık.

  • Aslı Birer
    Aslı Birer

    Teşekkür ederim katkılarınıza.
    Şunu da ilave etmek isterim; filozof olmak teorileri ezberlemek değildir, düşünüp fikirler üretebilmektir. Atatürk çok iyi bir araştırmacıydı felsefe bilimini de çok araştırmış ve okumuştu. Aşağıda sizin de belirttiğiniz gibi aklına yatan fikirleri içselleştirmiş devrimci ve realist kişiliğiyle o günün Türkiye’sine ustalıkla, “bize göre” yeni fikirler geliştirerek uyarlamıştır.
    Yıllardır hayalim; Atatürk Türkiye’sinin, cumhuriyet tarihinde uygulanan devrimlerin geliştirilmesi için çalışmalar yapılmasıyken,( sanayii devrimi) her gelen başlı başına yeni kalkınma planları hazırlayarak yanlış uygulamalarla bu günlere geldik. Araştırmıyoruz, “tembeliz” okumuyoruz, “ ukalayız” beğenmiyoruz, “benciliz” özetle biz bu kafayı değiştirmeliyiz.

  • Turhan Sıradağlar
    Turhan Sıradağlar

    2023. 21:06 mesajınıza gelince...

    Gazi Mustafa Kemal Atatürk hiçbir zaman din karşıtı olmadı. Hatta, toplumların yaşamında dinin bir moral unsur olarak yer alması gerektiğini savundu.

    O, dini siyasal ve parasal çıkarları için kullanan şarlatanlarla, dini kullanarak toplumu çağdışı dönemlere sürüklemek isteyen yobazlara karşıydı.

    Çıkarlarına taş koyduğu kimi karanlık amaçlı ilkel beyinlerin attıkları çamurların tersine, dine hep saygılı oldu.

  • Turhan Sıradağlar
    Turhan Sıradağlar

    25 03 2023, 20:10
    mesajınıza da küçük bir katkı...

    Gazi Mustafa Kemal Atatürk,
    liderlik ve devlet adamlığı niteliğini Bağımsızlık Savaşımız'da ve Cumhuriyetimiz'in kuruluşunda
    kanıtlamıştı zaten.

    İnsanı yönünü ise, seçme ve seçilme hakkının tanınmasına önayak olarak kadınlara verdiği değerle kanıtlamıştır.

  • Turhan Sıradağlar
    Turhan Sıradağlar

    Asli hanım merhaba l,
    24 03 2023, 15:38 mesajınızi gözden kaçırmışım. Yeni farkettim.

    Mesajın özüne katılıyorum ve içeriğini desteklemek için şunları da ekliyorum izninizle:
    Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Fransız İhtilali'nin önde gelen düşünürlerinin yanısıra Rousseau, Voltaire, Montesquieu gibi düşünürlerden de etkilenmiştir. Onlardan esinlenerek içselleştirdiği eşitlik, özgürlük, akılcılık kavramlarını savaş yılları ve Cumhuriyet dönemi dahil tüm yaşamında uygulamıştır.

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Kaç bahar, Kaç yaz daha kaldı acaba yaşanacak?

  • Ata Kızı
    Ata Kızı 26.03.2023 - 10:57


  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Kamış ses verince "ney" oldum sanır, ip gerilince "yay" oldum sanır, sarayda oturmakla "padişah" olmaz insan, aptal ata binince "bey" oldum sanır.

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Zor olmalı kalpte firuze varken
    Beyoğlu taşına kanaat etmek.
    A.Birer


  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Umarım okursunuz

    Radyo İle Yayınlanan İlk Mevlit

    Sultanahmet Camii’nde dini bir merasim düzenlenmiş büyük ilgi görmüştü. Birkaç gün sonra Atatürk Hafız Yaşar Okuyan'ı çağırtıp,

    - Sultanahmet Camii’ndeki dini merasim çok güzel olmuş ve halkta çok ilgi göstermiş. Bunu daha büyük bir camide yapıp (radyo ile) bütün ülkeye dinletelim, ne dersiniz?” der.

    Hafız Yaşar:

    - Emredersiniz Paşam, der ve hazırlıklara başlar.

    Hafız Yaşar Okuyan'ın koordinesinde 1932 yılı Ramazanın 26. Kadir gecesi olan gecede, o zaman cami olan Ayasofya’da yapılacak mevlit için hazırlıklara başlar. Altı kişilik hafızlar grubu, Hafız Yaşar Okuyan, Hafız Burhan, Beşiktaşlı Hafız Rıza, Beylerbeyi Hafız Fahri, Muallim Hafız Nuri, Sultan Selimli Rıza olarak oluşur. Ayrıca, yirmi hafız daha seçilerek kadro tamamlanır.
    1932 yılı Ramazan ayının 26. gecesi okunan mevlidi, Hafız Yaşar Okuyan şu ifadelerle nakleder:

    “Akşam namazından sonra kapılar kapatıldı. İçerde ve dış avluda benzerine az rastlanılan bir kalabalık vardı. Ancak polisin yardımıyla müezzin mahfiline kadar gidebildik. Teravih namazını Hacı Faik Efendi kıldırdı. Namaz sırasında ilahi ve ayin-i şerif okundu. Hoparlörler caminin her tarafına konulmuştu. Bu dinî merasim Türkiye’den ilk defa radyo ile bütün dünyaya yayılıyordu. Sıra mevlide geldi. Yirmi hafız iştirakiyle okunan mevlit pek muhteşem ve ulvi oldu. Perde perde yükselen bu ilahî nağmeler Ayasofya Camii’nin cidarlarından Türkiye sathına ve bütün dünyaya yayılıyordu. Cemaat sanki büyülenmiş, hoş olmuştu. Hele muazzam cemaatin de iştirak ettiği o tevhit sadaları, insana havalanacakmış gibi bir hafiflik hissi veriyordu, bu ulvi ve ilahî nağmeleri Atatürk de radyosu başında dinliyordu. Ertesi akşam huzuruna çağıran Atatürk bana şunları söyledi:

    “Dinî merasimi radyodan takip ettim. Çok memnun ve mütehassıs oldum. Arkadaşlarınız hafız beyleri yarın akşam saraya iftara davet ediyorum. Kendilerini haberdar ediniz.

    Atamın bu paha biçilmez iltifatları hayatımın en büyük manevi servetidir. Ertesi akşam hafızlar saraya geldi. Üst katta muazzam ve mükellef bir iftar sofrası hazırlanmıştı. Atatürk de sofrada bizimle beraber iftar etmek lütfunda bulundular. İftardan sonra hafızlara ayrı ayrı Kur’an okuttular. Hepsi teker teker iltifatlarına mazhar oldular. Huzurlarından ayrılırken hafızları Seryaver Bey’in odasına götürmekliğimi emrettiler. Orada hafızlara iki yüzer lira ihsanda bulunuldu. Sonra yine Atatürk’ün emri ile hafızlar otomobillerle evlerine kadar götürüldüler.”

    Yine Vasfi Rıza Zobu hatıralarında Atatürk’ten bahisle anlatıyor: “…Kur’an’a da çok hürmeti vardı. Yanında üç hafız vardı: Hafız Yaşar, Hafız Hüseyin, Hafız Mehmet. Ben o hafızları, onun yanında Çankaya’da tanıdım. Saygıyla dinlerdi. ”