Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Şimdi açmışsındır sen en güzel renklerini ey şair! en güzel mısralarınla dökül bana...
Ata kızı
Sen büyümüşsen dediler,
yoo ben hala içimden şarkılar söylüyorum, çocuk dudaklı şarkılar söylüyorum, nefesi pamuk şekeri kokan şarkılar söylüyorum.
dedim.
Şimdi açmışsındır sen en güzel renklerini ey şair! en güzel mısralarınla dökül bana...
Bembeyaz sayfalara dökülmeye hazır, sonbahar yaprakları gibi mevsimine gelmiş acıları dökmek gerekir ki tazelensin duygular, hayat bulsun yeniden gelecek yaz ve bahara ve hayata...
Ata kızı
Unutuşun rengi bu mu acaba? İçinde biriktirdiği sorulardan biriydi yalnızca… hayatı burada kavrayıp, yeryüzüne buradan açıldığını anımsadıkça, dokunduğu yüzleştiği her şey yeni bir anlama bürünüyordu onda…
Arayışın dili saklıydı bu kentte,
Bir de acının
Ve
Yalnızlığın..
Şair
Ey zaman, uzaklaşmaktasın benden şimdi.
Yaralanıyorum her kanat çırpışınla.
Ama kalınca yalnız, söyle, neye yarar ki
dudaklarım, gecem ve gündüzüm tek başına ?
Yok bir sevgilim, bir dört duvar,
ne de bir iklim, gönlümce.
Bütün kendimi adadıklarım, ömrümce,
ansızın zenginleşip beni harcamaktalar
(Çeviri: Ahmet Cemal)
Siz çevirin Tuna Ceylan
Şiir bence ideolojilerin gölgesinde hezimetine uğratılmayacak kadar yücedir. Çünkü şiirler teknik açıdan değerlendirilirken aynı zamanda insan beyninden yüreğiyle birleştirip kağıda aktardığı mükemmel bir sanat dalı ve aynı zamanda terapidir.
Tamamıyla benim görüşümdür
Şiir bence ideolojilerin gölgesinde hezimetine uğratılmayacak kadar yücedir. Çünkü şiirler teknik açıdan değerlendirilirken aynı zamanda insan beyninden yüreğiyle birleştirip kağıda aktardığı mükemmel bir sanat dalı ve aynı zamanda terapidir.
Bir Tek Sensin, Sen
sensin yalnızlığımın tek sebebi. tek seni karıştırabilirim.
bir süre sensin o, sonra yine uğultu
ya da iz bırakmayan bir koku.
ah, kaybettim hepsini kollarımda,
bir tek sensin, sen, tekrar tekrar doğan
sana hiçbir zaman sarılamadığımdan, vazgeçemiyorum senden.
(Çeviri: Gülbahar Kültür)
Rilke
Çalabilir Misin Eski Şarkıları
Çalabilir misin eski şarkıları hala?
Çal, sevgilim. Nasıl süzülür kederimden,
gizli ada limanlarına doğru çıkıp yola
yumuşak akşam denizinde ilerleyen
gümüş tekneli gemiler gibi, bilsen
(Çeviri: A.Turan Oflazoğlu)
Rilke
Yollar döşüyorum yürek taşlarından, beni sana götürecek yollar. hepsi sağlam olmalı hepsi de pırlanta kadar değerli, yorgunum! çok yorgunum. Yolumda öbekleşmiş bi dünya hayal kırıkları, aşıyorum tek tek aşıyorum kendimden...
Kendinden kaynaklanan engelleri aşmak, başkalarından kaynaklananlardan daha zordur.
Kimmiş bakayım o Tuba'nın kuyusunu kazan?
karakterleri oturmamış ve gelişimini tamamlayamamış," olgunlaşmamış" ya da kötü olmak onun için yaşam tarzı haline gelmiş insanlar hayatımıza girdikleri gibi çıkarlar, bu bir seçimdir ister yanında tutar, istersen tutmazsın.
Unutmamalı izin verdiğimiz kadar dokunabilirler hayatımıza.
Günaydın demek için geç kaldım biraz herkese iyi günler diliyorum.
Rahmetli ninem ''dünya her gün yeniden kurulur Umut'um derdi, asma yüzünü...'' yeniden kurulan dünyada günaydın...
Günaydın sevgili Ata kızı
https://images.app.goo.gl/o2ukS5E893tQZfAD8
Yarın var peki "yarınım" var mı?
İnsan buna göre yaşamalı her anı
Unutmalı mı? Asla unutmamalı,
Yüzüne gülüp ardından kuyu kazanı!
Yaşamalı heyecanı her yaşın güzelliğiyle
Ya da vazgeçmeli kendinden bir kalemde
Işığını yansıtmalı sevgi/li gönüllere
Ve her sonun
Bir başlangıç olduğunu bilmeli ümitle..
Yıldırım T.
Kalkıp gitmek istedi bir an. Yönsüzlüğün dili yoktu burada. Her bir im, ses, renk, koku bu yerin adı, yolun yönüydü.
Kimsesizdi,
Bir yere ait değildi,
Yalnızdı,
Yalnızlığı bazen bıçak yarası gibiydi,
Söz ayakların altındaydı. Avuntu ve tükenişle yüzleşti, saflığın ve yitirişin dilini öğrendi burada…
Korkuyordu;
Adım adım yaklaştığı sessiz ölüm müydü?
Susmuştum…
Dilim tutulmuştu. Artık ne o sözleri edenlerle, ne de o öykülerle ilgilenmiyordum. Bunları anlatanlarla yolum asla kesişmiyecekti biliyordum. Dilim lâl, sözüm sitemli, bakışlarım suskun… o sözler yaban bana.
Sesimin rengi sırdaşımdı.
Bir de şımarık kara gözlerim.
Ateşlerdeyim.
Gösteremezdim yaramı, içimin sızısını, hiç tükenmeyecek arsız düşüncelerimi. Biliyordum, deneyimliydim kar suyu soğuk, aşk acısı yaman olur… ikisi de zemherinin şafağı gibidir. Biri doğuşu, diğeri batışı anlatır…
Dosta ne anlatmak gerek
Halden bilmeze…
Gerçek mutluluklar sarsın günü
gerçekten gülen gözler
gerçekten ağlayan gözler
bir de gerçek seven kalpler
Az biraz bilgi iliştirdik yeni günün şerefine biraz da ruhun gıdası olan müzikle eskilerden beslenelim. yumuşacık kadife gibi gitarın tınısı. Boş vakti olanlar yanına bir de güzel bir kitap iliştirse hani, bir de acı kahve... :)
Ne olursa olsun yaşamak çok güzel, güzel olduğu kadar da kısa; ben Aslı Hanımın sözüne katılıyorum ve poiztif düşünce ile yaşama bakıyorum. İnsan en kolay eğitilebilen canlıdır. Bu düşünce sonsuza kadar var olacaktır.
Ya kendi yarattığınız hapishanede yaşarsınız ya da özgür dünya da insana inanır, insanı sever ve olumlu düşünceye güzelliklere evrilirsiniz...
Selamlar herkese sanırım biraz daha devam etmem gerekecek.
Olumsuz duyguların insan beyninde yarattığı etki; gerçekmiş gibi algılamasıdır. Ve bunun adı da gerçekten uzaklaşmış, çarpıtılmış düşüncedir. ve bu duygulara inandırıcılık yükler. Burası maalesef ki kısır bi döngüdür. Yani insanın içinde adeta hapis olduğudur. Bu durum milisaniyeler içerisinde gerçekleşir, sadece bir yanılsamadır, elinizde değildir bu durumun oluşması ve gerçek gibi görünür.
peki bu hapislikten nasıl kurtulurum?
"Düşünceler duyguları yaratır" o zaman duygular düşüncenin doğru olduğunun kanıtı olamaz. nahoş duygular sizin o an olumsuz düşüncelerinizin göstergesidir ancak. Duygular mutlak bir biçimde düşüncelerinizi izler peki ama bu düşüncelerin gittiği yerin her zaman doğru olduğunu gösterir mi? tabii ki hayır.
"Düşünüyorum öyleyse varım" önergesi depresif insanlara göre değildir. Duygular çok özel değiller aslında, çoğu zaman çarpıtılmış bilişlerinizin ürünüdür pek de istenilen şeyler değildir.
"Bu durum depresif kişiler için geçerli" elbette ki insan robot değildir. söylemek istediğim gerçek düşüncelerin ürettiği gerçek duygularla yaşayabilmek aslında. Hayatı daha gerçekçi öğrenirsek o zaman gerçek üzüntüyü, gerçek mutluluğu yakalayıp. çarpıtılmış duygulardan kurtulmuş duygusal yaşama kavuşursunuz.
Şuraya şunu bırakıyorum;
DEPRESYONDAN KURTULMANIN İLK VE EN ÖNEMLİ ŞARTI; ÖZ GÜVENDİR.
depresif kişilerin duyguları da gerçek duygular değildir yukarıda anlattığım gibi. OYSA HAYAT BİR YALANI YAŞAMAK İÇİN ÇOK KISA...
ve öğrenmek kurtulmak gibi bir yolu varken.
YAŞAMAK NEFES ALMAK KADAR AMA DUYGULARIN DA NEFES ALMAYA İHTİYACI OLDUĞU GERÇEĞİ KADAR,"GERÇEK YAŞAMAK!"
Ata kızı
Mehmet Bey düşüncelerinize saygı duymamla birlikte katılmıyorum. Olumsuzlukları baz alıyorsunuz. Çıkış noktamız farklı " her olumsuz düşüncenin, olumlu zıttı vardır"
Kendi gözlemlerimde de çok olumlu insanlarla karşılaştım... ama bunlar benim toplum bilimcisi olduğum anlamına gelmez...
Neyse benim bu konudaki düşüncelerim farklı saygıyla...
Böyle bir konuda Kant'ın sözüne alıntı yapmak talihsizlıktir bence. Kant bilimsel ırkçılığı savunarak adına düşüncelerine ve felsefe kuramına koca bir leke bırakmıştır. Kaldı ki insanı eğri bir oduna benzetmesi ise oldukça komiktir.
İnsan eğitilebilen en güzel canlıdır. Yaratandır. var edendir. yaşamı güzelleştirendir. Yeter ki Aslı Hanım sözünü ettiği " her olumsuz düşüncenin, olumlu zıttı vardır'' düşüncesiyle donanabilsin.
Olaylara akıl süzgeciyle, duygu yoğunluğu ile içimizdeki adalet duygusuyla güzel günlere bakabilmemiz temennisiyle....
Yeni bir güne yeniden merhaba diyerek, duygudurumumuzu denetlemek ile başlamak istedim, günün herkes için güzel ve anlamlı olması dileklerimle...
Zihinsel filtrelerimiz;
Bir olaydaki olumsuz bir ayrıntıya nasıl odaklandığımızı ve düşüncelerimizin bizi nasıl yönlendirdiğini nasıl depresif düşündüğümüzü görünce belki okuyan çok kişi bugünü kendini denetleyerek nasıl da gereksiz üzülüp günü kendine zehir ettiğini anlayacak. Çok bunalmış ve derslerin yoğunluğundan, belki hayat koşullarından dolayı mutsuz olan bir öğrenci birilerinin arkadaşı hakkında konuşup onunla alay ettiğini duyar buna çok sinirlenir. O an düşünebildiği; " Bütün insanlar korkunç, acımasız ve duyarsızdır" aslında ona acımasız davranan sadece birkaç kişi olmuştur. Bir başka örnek:" yarı yıl sınavında 100 sorudan 1' sini yanlış yapmıştır ve o 17 soruya odaklanıp üniversiteyi bitiremeyeceğini düşünür ve buna inanır. Kağıdı geri geldiğinde üzerine bir not iliştirilmiştir. "100 sorudan 83 doğrunuz vardı. Bu yıl alınmış en yüksek not A+" Ve "bu seçici odaklanma" çoğunlukla farkında olamadığımız bizi gereksiz acılara sürükleyen aklın kötü bir huyudur. :)
Olumlu olan her şeyi olumsuz hale yine kendimiz getiririz ve duygu durumumuzu kontrol etmek eğer çok ağır bir akıl hastalığımız yoksa bizim elimizdedir. aklınızda egemen olan düşünceyi kolayca atabiliriz "ben ikinci sınıf vatandaşım" düşüncesini aklımızda başka bir cümleyle değiştirelim" ben kendime göre yaşayan ve benim ilkelerime göre birinci sınıf bir insanım" aklımızın bize bilişsel olumsuzluklar aşılamasını fark ettiğimiz andan itibaren olumlu yönleri görmeye başlarız. ve böylece küçük depresif duygu durumumuzdan kurtulabiliriz.
Diyerek güne kocaman bir günaydın diyorum.
hayat dengedir ve her şeyin zıttı vardır bunlar birbirini tamamlar.
İşte olaylara filtresiz bakmanız gereken bir cümle size.
" her olumsuz düşüncenin, olumlu zıttı vardır" mesele; öz güveni geliştirerek, olumsuzluklara odaklanmak yerine olumlu gerçekliği görmekte saklı
Ata kızı.
Giden ağlarmıs yalan
Kalandaymış oysa yara
Bugün gittin dün açıldı yaram
Yarın ölmek bugün haram
Özur Dilerim
Bugün istemeden seni düşündüm
Dalgınlığama geldi eminim
Bazen kıskanıyorum düşlerimi
Sen yoksun ama varmış gibi yakın
Saçlarıma dokunuyorsun sessizce
Sensizce istemsizce sıcak ve yorgun
Hafifçe leylde raks eden nefesin
Buğulu sözlerini duyuyorum
Sanki yalvarıyorsun gökyüzüne
Bulutları döküyorsun gözlerinden
Bedeninden benliginden sözlerindenYeniden doguyorum küllerimden
Sen banamıydın ben mi sana yandım
Sakince bitmeliydin özümden
Ya bitmeli ya gitmeli
Yeniden doğan nasıl bitmeli
Ya sabretmeli ya katletmeli
Bu devrana aşktan ölmek yakışımı
Bırak ölsün sevdan sen özüne yan
Kor ateşe dayan yan özüm yan gözümHayal bitsin diye dua ettim
Sen ölmeden kefen giydirttin
Benle hayalde cennettemiydin
Yoksa gerçekte hezimette
Ben senin naaşın başi oldum
Sana baktım bir hoş oldum
Iyiydi dediler duydum
Oysa ölen bendim yazık oldum
Hayal bitsin perde kapansın
Kefen bicilsin mezar eşilsin
Giden gitsin biz kalalım başbaşa
Ben yine seni sectim özür dilerim....