Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Aşağıdaki cümleye açıklık getireyim ( ben aşkı seçmem)
Benim için ihtimaller haricinde.
Aşk bizi seçmez ki biz aşkı seçeriz! ( ben hariç))))
Mesele bunu bilmek değil ki karanlık kuyudan başımızı nasıl çıkaracağız?
Vallahi bendeki kahve aşkı bildiğin gibi değil:))
Pandemide herkes makarna stoklarken ben kahve stokladım:))
İçmezsem işlerim düz gitmez.
İllede kahve olacak diyorsunuz yani ;))
Az şekerli bir türk kahvesi fena olmazdı
Ama şuan bulunduğum yerde içme şansım yok
Canımda çekti nolcak şimdi ;))
Sosyologların reçeteleri yazdıkları kitapları Mehmet bey… sadece okusak yeterdi:)
Geçmişi bırak! Zaten geçip gitmiş
Anın tadını çıkar gelecekten habersiz
Dünkü kahveden; fincan, çoktan geçmiş!
Şimdilerle gülelim kahve sıcak içilirmiş.
Ata kızı
Herkes gülsün dileklerinize yürekten amin diyorum.
Hayatın tüm zorluklarını göğüslemiş yorgun bir insanı andıran dam kapısını çekerek kapattı. Kapının çıkardığı ses geleni ve gideni haber verir gibiydi. Kim bilir kaç insanın eli değmiş, kaç insan tarafından omuzlanmıştı.
Kapı medeniyettir, insan ve toplum hayatında adı anılmazsa da yeri büyüktür. Dünyaya gelen insanın, güneşe, rüzgâra, hayata ilk girizgâhı, ilk adımıdır. Dünyadan ayrılırken son çıkış, ayrılışta musallaya varışta son kale, son bakıştır kapı… Duvaklarıyla gelinlerin ayrıldığı, ardından bir başka hayata dalarken araladığı hayatın eşiğidir. Sırdır kapı. Sırların, dedikoduların ardında sese büründüğü, mahremin çıplaklığı, zevklerin perdesi güvencesi olandır kapı. Acıların ardında katlanıldığı, gözyaşlarının tutulmadığı korunaktır kapı. Taş duvarları sığınak yapan, binayı hane, haneyi sıcacık yuva yapan medeniyettir kapı. Öfkeliyken yüzüne çarpılan, tekme ile açılıp kapatılan, hıncın çıkarıldığı cefakâr dilsizdir kapı. İstenilmeyene duvar, haz edilmeyene kilittir. Hısıma uğrak, hasıma ıraktır kapı. Muştuyla gelene ardına kadar bağrını açan ummandır. Beklenilenin yüzü, tebessümün aynası, hoşbeşin ilk harfidir kapı. Eşiğinde bekleyen kelp için sadakat, arkasına bakmadan koyup giden için ihanettir kapı. Harflerin birleşip kelime, kelimelerin birleşip cümle, cümlelerin mısra mısra dizilip şiirleşmesi gibi bir marangozun elinden tahtaların, çıtaların, çivilerin birleşmesiyle hayat bulmuş girizgâhtır, yekpare şiirdir kapı…( Serçenin Çığlığı romanından)
Hayatın tüm zorluklarını göğüslemiş yorgun bir insanı andıran dam kapısını çekerek kapattı. Kapının çıkardığı ses geleni ve gideni haber verir gibiydi. Kim bilir kaç insanın eli değmiş, kaç insan tarafından omuzlanmıştı.
Kapı medeniyettir, insan ve toplum hayatında adı anılmazsa da yeri büyüktür. Dünyaya gelen insanın, güneşe, rüzgâra, hayata ilk girizgâhı, ilk adımıdır. Dünyadan ayrılırken son çıkış, ayrılışta musallaya varışta son kale, son bakıştır kapı… Duvaklarıyla gelinlerin ayrıldığı, ardından bir başka hayata dalarken araladığı hayatın eşiğidir. Sırdır kapı. Sırların, dedikoduların ardında sese büründüğü, mahremin çıplaklığı, zevklerin perdesi güvencesi olandır kapı. Acıların ardında katlanıldığı, gözyaşlarının tutulmadığı korunaktır kapı. Taş duvarları sığınak yapan, binayı hane, haneyi sıcacık yuva yapan medeniyettir kapı. Öfkeliyken yüzüne çarpılan, tekme ile açılıp kapatılan, hıncın çıkarıldığı cefakâr dilsizdir kapı. İstenilmeyene duvar, haz edilmeyene kilittir. Hısıma uğrak, hasıma ıraktır kapı. Muştuyla gelene ardına kadar bağrını açan ummandır. Beklenilenin yüzü, tebessümün aynası, hoşbeşin ilk harfidir kapı. Eşiğinde bekleyen kelp için sadakat, arkasına bakmadan koyup giden için ihanettir kapı. Harflerin birleşip kelime, kelimelerin birleşip cümle, cümlelerin mısra mısra dizilip şiirleşmesi gibi bir marangozun elinden tahtaların, çıtaların, çivilerin birleşmesiyle hayat bulmuş girizgâhtır, yekpare şiirdir kapı…( Serçenin Çığlığı romanından)
Bugün güzel bir gün olsun
Küçük hayaller bari gerçeğe dönsün
Hiç olmazsa azalsın dertler
Birgün sedece birgün gülsün doya sıya herkes
O gün bugün olsun
Günaydın gül kokulu yaz sabahından
Ardına bile bakmadan koşan zaman,
Geçip gidiyor candan ve tenimden
Geçtik birlikte bu ve bunca günden
Taze elden taze çekilmiş kahvem ve ben
Ata kızı
Kafayı sıyıranlar bu şarkıyı güne uyarlasın sonra da gereken yerlere yuvarlasın:)))
Bir kimsenin düşüncesini açıklayamaması köleliktir. (Euripides)
İçine aktığım aklımla, bil ki künhüne sirayet etti gözlerim. Hüznüne ortak oldu, sen arşa vururken, gökte yalnızca“ sitare”
Ata kızı
Nar gibidir bazı şairler bir kelam eder, surların ardı vardır… içinden bin anlam döker.
Ata kızı
Bazen sevgi
Bazen şehvet
Bazen keder
Bazen tatlı bir hüzün
İnsana dair ne varsa işte…
Ne çamlar devirdiler aklımızın en derin ormanlarında… kimi sigara izmariti kadar yaktı… kimi kibrit çakıp tüm Ormanı yaktı.
Ata kızı
3.03.2023 - 14:48 ...ve her şeye rağmen;
Çıkar yağmurun ardından gökkuşağı
Sarar göğü hiç ummadığın yerden
A.B
Geçmişe gittim bugün, ne güzel paylaşımlar olmuş.
Ne gündüzüm ne gece sabah şafağı kızıllığı
Ne dünyayım ne ukba Aref yolu uzaklığı
Çarklar dönmüyor artık! Oksitlendi… dua okusanız da parlasalar. Zira çocukların vebali ağır olacak. Sahtekarca, gerçekleri bile bile muhalefet ederken adaletsiz her kararın arkasında dururken bu vebali de düşünmüş olmalısınız! Değil mi?
Sadece şiire ve düşünce yazılarına odaklanmak istiyorum. O kadar..! Konuyu da özgürce belirlerim. Fayda adına atılan herkese de saygım sonsuz.
Naif insanlar kendi yüreklerine yük, muhataplarına ise aptaldır.
Çünkü; muhatap oldukları bunun farkında olsalar, kötücül sözlerine bile cevap alamadıklarını görürdüler.
Aklı ve yüreği olması gerektiği gibi olan insanlar için ise hazine gibidirler…
Yani sonuçta değerinin bilinmediği yerde durmak insanın kendisine yapabildiği en büyük kötülüktür.
Sözüm; “sadece değer bilmeyene değil! Değerini bilmeyene de.”
İyi bir hafta sonu dileklerimle
Çocukken yazdığım şiirler geliyor aklıma
Kelebekler, çiçekler, ağaçlar ve kuşlar
Kelebeklerin ömrünün çok kısa olduğunu öğrendiğimde
Ölüm gerçeğini yazmaya başladım
Çiçekler soluyormuş ve güller dikenliymiş bilmiyordum
Önce ağaçları öldürdüm
Daha çabuk kirlensin diye dünya
Sonra kuşları vurdum
Masumluğumu kaybetmek için
Adını şiir koydum
Her ayıbımı örtmesi için kelimelerimin
Aşkı bahane ettim
Ne varsa sevgiye dair beceremediğim..
Senkron bu gece yıldızlar, hep bir ağızdan, adına; “yaz dediler.”
Ata kızı
Gürbüz sevdalım koca yüreklim,
Ayaz kesmesin tut yüreğini
Şimal’e dönmesin iri siyah gözlerin
Ay dolunca vurur gözüne şavkım
Sabahın seherinde sev beni
Karlı dağlara duman duman çağlama
Çığ düşürme kalp otağına can’a
Bahara vurunca mevsim yeşillenirim
Gelincikte bul beni sevgilim
Hırçındı dalgalarımız yaz da, ayaz da,
Tek şahit ürkek kum taneleriyle
Azgın dalgalardı aşk’a
Bir de titreyen lodostu, yürek yüreğe
Şimal’e dönme sakın yüzünü
Ay dolunca vurur şavkım yüzüne
Mavinin derininde duy beni......ve sen ömrümün yareni, özlemim, tek aşkım, hiç kimseye veremediğim yüreğim.
Anamın ak sütü gibi helalim.
Aşk olsa çoktan biterdin
Sen ömrümsün sevgilim.
Merhabalar Mehmet bey,
Akıl yürütme konusunda birçok yazı yazdım, okudum bu konu hakkında yazılan her şey insanın aklına bir zerrecik katsa faydadır. Teşekkürler paylaşımlarınıza.
Çok severek okuduğum ve dinlediğim Sevgili İlber Ortaylı.
Ona; Yürüyen kütüphane diyorum… Tuba hanım.
Keyifli ve eğitici bir sohbet teşekkür ederim Ata kızı.
Yüreğine sağlık.
Notlarımı aldım:)
Sahi neydi yaşamak
batıda bir çocuğun
Fransızca eğitimi alırken
doğudakinin koyun gütmesi arasındaki fark mı
ya da ne bileyim işte
aristokrat bir ailenin piyano çalan çocuğu mu
yoksa şarkın sazlıklarından mızıka yapan mı
sahi neydi yaşamak
şaşalı yerlerde şık kıyafetlerle salınmak mıydı
bir yerlerde çift sürmek miydi
toprağı hissetmek mi nasırlaşan ellerde
yaşamayı ak mı düşmüş sanmalı saça
yoksa bir sevdada mı boğulmalı nefes nefese
Sahi ne yapmalı yaşamak için
hiç uyumasak mesela!
hatta, ayakta uyutulmalarımızı saymasak hiç
bütün bunları çıkarsam hayattan
Sadece ilk çeyrek kadar mı yaşamak yaşamak ne usta
yaşamak ne ağlamak mı gülmek mi
mutlu olmak mı sadece
acı, gök gürültülü geçişlerden mi ibaret
gördüklerim simülasyon mu söylesene nazım
ömrüme boydan boya zeytin diksem yaşamış olur muyum
He abidin çizebilir misin benim yaşımı
Ata kızı