Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Günaydın;
—diyebiliyor musun aynaya gülen gözlerle
———Boş ver!
Gülmesin duvarlar senin yüzüne
Dudağında kıvrılmış taze kahve kokusuyla tebessüm,
———Boş ver!
Fallanan fincanda dibine çökmüş telveyi
Umut sokaklarında dost edinmişsen;
Günde “güneşi”
Gecede “ay’ı”
———Boş ver!
Sönmüşse sokak lambası.
…ve zerdali renginde tatlı baharlara benziyorsun, demişti yüreğinden gözlerime esen kavak yelleri.
Sesin diyorum sevgilim,
kulaklarıma öyle çarptı ki çok sevdiğim keman utandı çalmaya sustu.
Sustuk severken
Severek sustuk biz…
Ah bu yokluğun
Yokluğunda bizarım
Özledim desem neye yarar
Düş'ün bana benden yakın..
Yıldırım T.
Hayırlı geceler sevgili Atakızı
Saygılarımla
Buradan son defa yazıyorum beni ilgilendiren bir mevzu varsa herhangi bir konuda arkamdan dönen kime ne gitmişse. Saçma sapan bir şeyler söyleniyor yok beni savunuyormuş birisi falan benim herhangi bir kimseyle konuştuğum bir konu yok! Dolayısıyla bahsi geçen her ne ise aslı yoktur. Benimle bir sorunu olan açıkça sorup cevabını da net bir şekilde alır. Kim kime ne amaçla ne diyor benim bilgim dahilinde değildir. Mesajım açık kimin neyi varsa sorabilir. Demediğim yapmadığım ve bilmediğim şeylerden sorumlu değilim. Bir şeyleri olmuş varmış gibi gösterip arkamdan iş çevirmeyin varsa bi derdiniz ben buradayım.
Oturmuşum sahilde,
önümde onlarca isim yazılı,
istiridye kabuklarında
kuru ağaç dalları salkım saçak.
Hava dupduru, güneş günün son demlerini vurmakta denizin yüzüne.
Sarı tüylü yumrucak kedicik hafif mahmur gözleriyle selamlamakta akşamı.
Ruhum şu an demli çay gibi sımsıcak, bir balık kadar da özgür.
Ne kadar yorulmuşum meğer bilmiyordum, çakıl taşları yüzüme vuruncaya dek...
Aslı Birer
Yanılgılar silsilesiyle dolu kör akılla yaşamayı tercih ediyoruz. Halbuki okuyup seçerek kendimizi güncellememiz de çok faydalı ve gelişebilmek için gerekli. Doğum sancılı ve zordur. İnsanın kendini doğurması ise olağanüstü mucizevi güzelliklere kapı açar. Dünün aynını yaşamak insan için ziyan olmuş zaman demektir.
Bugün altını çizdiğim Erich Fromm sahip olmak ya da olmak kitabı da geçen ve her şeyden önemlisi de Erich Fromm yazdı diye değil aklıma yattığı için benimsediğim bir cümleyi buraya aynen aslı gibi geçiyorum.
“Jules verne’i okumakla denizaltıları yapmak mümkün olmadığı gibi, peygamberlerin kitaplarını okumakla da, insancıl bir toplum yaratamayız.” Buradaki ana fikre son derece katılıyorum. Büyük bir ayrıntı dışında.
“Peygamberlerin aracılık ettiği kitaplar” olacaktı…benim inancıma göre.
Deniz feneri gülüşlerin uyandırıyor fırtınalardan
Yıldırım bakışlarında kar olup usul usul gözlerine boğuluyorum
Kelebek mahsunluğunda atıyor kalp atışlarım gamzelerinde
Nabzım çatırdıyor parmak uçlarında
Üşengeç bir ateşin is kokusunda sana kokuyorum
Karşılaşınca bir dua'nın kabul sesinde gözlerine boğuluyorum...
Kuşkonmaz yüreğini gezinirim karış karış, kanatlarımda sevdan yanığı
Göç etti haftalar, aylar yıllar asır...
Kördüğümlük sarmalında abaküsler boyu ismini sayıklıyorum
Kıvrandıkça hayalinle eksiliyorum ruhumdan zerre zerre
Sensiz aşındı dudaklarım tül perdesi, gözlerin eşiğinde hislerim hazan yaprağı
Evvel hülyalarıma uğradı firak çiğleri sonra gülüşlerim yağmalandı
Dağıldı sensiz göğümün kuşları
Ey huzur vaktim, gül nakışlım
Sensiz yaban kuşları tüketti yüreğimi, pıhtı tutmuyor deştiğin ruhumun teni…
Dikkatin yoğunlaşması.
Mesela bir iş yaparken sadece o ana odaklanma aklınızı, takıntı halini alan düşüncelerden arındırıp yaptığınız işi en iyi şekilde yapmak.
Kitap okurken sadece okuduğunuz kitaba odaklanma, yemek yerken sadece aldığınız lezzete odaklanma, pişirirken de en lezzetli olmasını sağlar. Temiz bir zihinde farkındalık artar. Hem kendini hem etrafındaki insanlara daha duyarlı hale gelmek, insanı mutlu kılar. Her şeyden daha değerli olan zamanı da tadını çıkararak yaşamak için temiz bir zihne ihtiyacımız var.
zen ustası daokai (fuyo dokai; 1043–1118) bir dersinde “yemyeşil dağlar durmaksızın hareket halinde,” derken bir yandan fiziksel dağları ve onların göze görünmeyen, çağlar süren devinimlerini kast ediyor bir yandan da meditasyona oturmuş genç keşişlerin bir dağ gibi kımıltısız olsalar da aydınlanma yolunda sürekli ilerlediklerine işaret ediyordu.
Alıntı
Dürüst ve Erdemli olmak bu günlerde dünyanın birincil ihtiyacı hangi din olursa olsun ilk önce insan olabilme öğretisi ve içine yönelmektir zen felsefesi ve bu felsefenin öğretilerinin islam diniyle çok uyumlu olması dikkatimi çekiyor. Öyle ya ilim çinde de olsa alıp getirin diyen bir dine mensup olarak en güzel olanı öğrenip öğretmek kutsal bir görevdir.
Haiku
sokak lambası
her gece yalnız kalır
yalnız ve aydınlık
Size en büyük ceza sizi görmemek olur.
Aynı şeyler hep nerede bir ağaç meyve verir dibine asit dökerler işte öyle bir şey!
Sizleri bu sitede yazıp okuyan gerçek yazarların ve düşünürlerin vicdanlarına teslim ediyorum. Şurada gerçek çirkef ve iğrenç insanları gören gerçek gözlere bırakıyorum sizi! Çav çav
İnsan gelişmek ve geliştirmek ile yükümlüdür. İnançları doğrultusunda farklı teoriler ve bilimsel öğretileri kendi düşünceleriyle sentezleyip güncelleme kabiliyeti aydın bir düşünce ürünüdür. Asıl ahlaksız sizsiniz. Asıl soysuzluk soyunu inkar edip milletine ihanet etmektir. Kimseyle işim olmaz ahlaksız kelimelerinizi o cahil beyninize iade edebilirim ancak. Ama şunu söylemek istiyorum işini beceremeyen yetkili burada sayfanızı insan gibi kullanan bir tek ben varım. En azından üyelerinize söyleyecek iki çift lafınız olsun. Ben burada felsefenin bir kısmına sadece giriş yaptım. Bu kadar mı yetersizsiniz ne ahlaksızlığım kaldı ne dinsizliğim. Herkes bildiğini bildiği kadar paylaşsın size ne insanlar neye inanıyor neyi paylaşıyor görmek istemeyen beğenmeyen okumaz. Bu kadar basit. Ben size diyor muyum beni takip edin diye. Bugün milat olsun kendi sayfam haricinde hiçbir sayfaya bakmayacağım. Kim ne yazıyorsa yazsın herkes bilgisi görgüsü kadar yazsın, okusun. Burada binlerce üye var elbette ki yazdıklarımı anlayacak kapasitede de binlerce insan var. Saygı duyan okusun. Ama edepsizliğinizi üye olmayan çok değerli insanlar da takip ediyor en azından bir şeyler yazarken onlardan bari utanın isterdim. İki üç kancık it yüzünden herkese aynı gözle bakmaya almışmışsınız. Bana saygınız yoksa en azından şu sayfada yazdıklarımdan utanın. Tabii siz de utanacak yüz varsa.
Eylemlerdeki art niyet kırıntılarını aramak yerine iyi niyetli okumak gerçek zenginliktir… sürekli yerilip kişiyi negatif imalarla ve eleştirel bakış açısıyla aşağıya çekmeye çalışmak asıl kendisinde aranması gereken düşüncelerindeki negatiflik olduğunu gösterir. Negatif düşüncenin, negatif tepki doğurması normal bir sonuçtur. İçsel perspektifimizi daha iyi değerlendirmek dileğiyle…
Aslı Birer
Güz yankısının aşk semahında kaçıncı yaşamdır bu kirpiklerinin ebrusunda dantel dantel örülen
Kaçıncı muharebedir fillerin kuşlara karşı kaybettiği
Ayrılık hükmüne zayi bırakışının kaçıncı dudak payıdır
Mesafelerin fersah fersah uzayışının kaçıncı hayal kırıklığıdır kırgın rüzgarların nefesinde aşk ile üflenen
Gözlerinin karanlık asumanına et ile tırnak gibi bağlanışımın kaçıncı sönmüş yıldızlığıdır bu
Gözlerinin nurunda yanar iken siyah olmanın kaçıncı gergefi
Bu kaçıncı tövbesidir gözlerimin gözlerine tutulmuşluğu...
Hımmm nasibini almış gibisin. Sen hangi Nicktin ki?
:))) Nedretçiğim:)))
Ne tadı var ekmeğin, suyun
Ne de efkârımı bastırıyor cigaram
Gönlün muhakemesinde ret gören ismim el oldu bana
Kapattıkça gözlerimi gülüşün uzandı yanıma
Yeltendikçe yüzünü avuçlamaya ateş oldu sözlerin, kirpiklerim çıra
Anlamıyor gönül fermandan, tebessümün de velhasıl kâfi gelmiyor bana...
duydum ki iğneleriniz çuvaldızlarınız tükenmiş gönderebilirim derhal
Bir gün sordular ; felsefeye bilerek mi girmiyorsun?
Öyle insansız, öyle yüreksizdi ki ben de öylece geçip gittim sadece.
Gülümsedim…
Görmek; sadece kendini değildi…
Aslı Birer
Ve her şey kişinin kendine olan sargısıyla başladı.
:)
Her be. Kadar hız gerektiren çağa ayak uydurmak zorunda olsak da, zen felsefesinin şartlarından birisi olan; farkındalık… zamanı iyi kullanmak ve etrafımıza duyarlı olurken, yani başka hayatlara hafifçe dokunurken, kendi hayatınızın sınırını iyi belirleyip başkaları tarafından yönlendirilmeyelim ve hayatımıza isteğimiz doğrultusunda yön vermeye çalışalım.
Sevgiyle:)
-------Ben seni Materyalist Felsefeci ve Sosyalist bir düşünür olduğunu biliyordum.
Bu Orta Çağ hastalığını bilmiyordum. Biz gideriz Mersine sen hep gidiyorsun tersine.
------Bu nasıl tanımlama, İinsan üstün de İnsan ne demek. Sen nikâh memuresimisin.
Sen önce Ulıs kavramını öğren Amma Google-siz. Kız yoksa sen Metafizikçimisin de
birilerine Aydın, Realist gözükmeye çalışıyorsun.
Teğet geçen aşklar vagonuna inat
İsmin, ismime işlendi gökler durağında
Papatya yaprağında açtı kıyametler
Mevsim kış, mevsim hazan
Ey sevgili ..
Kirpiklerin sırattan daha keskin
Yapraklar utandı dallarından kristal buz birikintisi intiharında
Süslendi gelincikler gibi ağaçlar firaka
ya samyelim ol bırak beni bahara
ya da göm karlar altına ….
Sayfayı amacına uygun olarak kullanan arkadaşlara ve paylaşımlara çok teşekkür ederim.
Şiirler ve yüreğin kaleme işlemesi muhteşem ve büyülü… aslında bütünü görmek ve şiir de anlatmak istenen felsefenin mihenk taşlarından
Basho’nun şiirlerindeki kısacık ama dünyayı nasıl da bütüncül görüp kalemle nakış nakış işlemesi gibi.
Bugün biraz vakit buldukça zen felsefesini işlemek istiyorum tabii zaman ne kadar müsaade eder ne kadar yazabilirim bilemiyorum. Yine de paylaşımlar yapmak istiyorum.
İlk önce hayatın anlamını bilmek ile başlayalım istiyorum. Zaten bu felsefenin asıl amacı da bu olduğuna göre… kendimce bir düşünce derinliğinde bunu yapmak istiyorum. Dış dünyadan çok insanın kendini tanıması ve kendine yönelmesi gibi düşündüğüm ve her ne kadar; “ teoizim ve Budizm karışımı bir felsefe gibi görünse de bence dinler üstü yaşam kalitesini arttıran öğreti ve bütün dinlerde uygulanabilirliğini öngörüyorum. Daha çok insanın gelişimi ile alakalı ve bu sözü buraya yerleştirmek istiyorum.
“Ulusların üzerinde insanlık yer alır.”
Goethe
Ulusların üzerinde ve bütün dinlerin üzerinde önce insanlık yer alır.
Siz ne kadar dindar olursanız olun, insani vasıflarınız gelişmedikçe hep eksiksiniz demektir bu.
Yazan; Aslı Birer
Devamı ümid ediyorum ki gelsin
Zaman:)
"Üyesi olduğum yüreğinden başka tanıtacak kimliğim yok
Lisanım sevda hali"...
Efsun yelleri estiren bakışların kemiriyor bedenimi
Tüm atar damarlarımın çarpımı sen
Mevsim geçişleri soğuğunda yağmalanıyor felsefe,
Fikirler sadece sevdan üzeri sabit ve sabıkalı'n
Burçlar aşk mevsiminden ayrılığa geçti geçeli
Yalnızlık bir adım ötemde sürgünde
Takati bitiyor şiirlerimin
Vardı varacak avazlar menziline
Azabın içindeyim
Ya kurtar beni al yüreğine
Yada ısmarla beni, keyifli bir anlık tebessümüne...