Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Varsa öğrendiğim bir şeyler şu hayatta, baki olan gökkubbede bir zerrecik dünyayım.
Aslı Birer
Sübyan çağı sevinçlerin saltanatında sobelendi göğsüm sualsiz bir bakışına
Gözyaşlarıma soyulunca kirpiklerin, hasret yosunları sıvandı içimin okyanus siyahına sızarken aşk ruhumdan ruhunun alabildiğince gönlüm t’adı sen…
Kanlı isyanların sağduyusunda safderun dualarım sadakatinde süzüldü aşktan kan sızılarım
Sahramlığına sütliman sahillerim tufanlarla dağlandı, sakallarımda birikti avuçların hüzün kınası
Sapmadı menzilim, sevdan hasret çıkmazında ismin parça parça sadakana s’aklandı
Sakınınca seni ırgat kelebeklerin ömründen
Kambur düştü lisanıma, fesleğen ağıtlarında dur durak bilmeyen yangınımsın sen
İlmek ilmek sökülmüş umutlarımın asumanına ilikleyince nefesini
Tabaka tabaka her renkten sen açıldı gökkuşağı, seyrine dalınca sürgün gülüşlerimden kâküllerinin tellerini
Tuz ve kül merhametine bırakıldı sızın sargılı yaralarım
Soldukça göz sızlamalarımdan neşteri aşktı adın yaralarıma…
Boşluğa şiirler okuyan bakışlarımda tebessümlerin vuslata dair muştu
Madalyonun öteki yüzü safi firak
Ele veriyor beni alnımdaki çatlaklar
Ben sana sevdana ve hasretine asırlık tutsak
Ne gün devşiriyor hasretimi ne mehtap yangınımı harlıyor
Bağrımda öyle bir yangınsın ki sen özünü tutuşturmaya talip olamayan ben sönmemeye yeminli
İçimi eriyor güz güzelliğin kor ateşte eritilen madenler gibi
Ey beni bana yaban eden özüm
Esirgeme artık hislerinin yağmurlarını
Gözyaşlarına değil sevincim
Dudaklarına değdi ya ismim
Artık gözlerin sağ cesedime makber…
Güzel bakmasını bilen insanların her zaman birbirlerine öğretecek bir şeyleri vardır. Yeterki alçakgönüllü olup öğrenmeğe açık olalım. Okuyan ve yorumlayan o güzel yüreğine sağlık.
Hazine aklın ta kendisidir ve kullanmasını bilen herkese saygım sonsuz. Teşekkür ederim.
Sen hep yaz Aslıcım Zira başkalarını okudukça dahada kıymetleniyorsun. Kalemde mahir olmayan biri olarak Ben seni vakit buldukça okuyorum. Hazineler paylaştıkça çoğalır. sende büyük bir hazinesin bizde senden payımızı alıyoruz. Kalemin daim olsun.
Gönlümün uğultusunda süzülür hasretin hisli kuşları gözlerim yıldız dağlarından
Yüreğimin tuzlu ırmaklarından nemlenince bulutlar bereketi kaçar bahar yağmurlarının
Kirpiklerinin duasında inziva yerleşkesi yüreğim sensiz esaret makamı
Damağımda hasretin geçmeyen yamalı izleri
Yutkundukça hasretini kırpılır ciğerlerim
Bilmiyorum hüsran yanım kim bitirecek yüreğimi kırıntılara bölen bu elemi…
Yazmak, akıl, yürek ve kalem arasında gerçekleşen bir eylem ancak, kağıda döküldükten sonra okura aittir. Ve takdir edersiniz ki okunması da yazarın motivasyonunu geliştirir ve onu daha çok yazması için kamçılar. beğeninize sunduğum yazıların da ilgi gördüğünü bilmek ziyadesiyle mutlu ediyor. Çoğumuz çeşitli sebeplerden dolayı bunu göstermese de istatistiklerde gördüğüm kadarıyla beklentileri tam anlamıyla karşılamasa da memnun edici. Dileğim daha fazla akla ve yüreğe ulaşmak ve elbette ki fayda sağlamaktır. Pozitif bir etki yaratmak için kalemim daima yazacak. Şunu da söyleyebilirim,” yazmak kesinlikle gönül işi” ve ben bu işi çok seviyorum.
Hala aynaya bakıp, seni çok seviyorum demedin mi?
Sen bu tablonun yegane sanatçısı,
Birkaç damlacık düştüyse de yaprağına yine de coşkuyla bekle gökkuşağını.
Aslı Birer
Vuslat yoluna döşendi ahraz bırakan lal sancılar
Tuhaf aşk ritüelleri sonrası kilitlenecek kalbin kalbime ve sonrası pişmanlık makamı
Ey sancısını sancım bildiğim
Ahraz bakışlarını ekme bu bahar yüreğime
"Elem'e beş kala
Figanın baş gösterdi
Cılgasında boğuldum bir tutam gülüşünü
Gözlerim dona kaldı yokluğun ikliminde
Ey aklıma yıldız düşüren
Değişmedi halen yörüngem
Ayak seslerinden hareketleniyor yelkenliler
Nevri döndü pusulamın nefesini takip etmekten"...
Ve unutma bir hırsız polis için suçluyken, doktor için, hırsız olduğu gerçeği değişmese de tedavi edilmesi gereken hastadır.
Aslı Birer
Ve o büyük sanatçı sensin…her doğan güne nefesini en iyi bildiğin güzelliklerle işle.
Yaşamak hakkı tek kullanımlıktır, her yiten güneş ömründen giderken tablona en güzel rengini çiz ve bir gün, sadece tek bir gün için tamamla onu. İşte o gün geldiğinde son defa süreceksin günü kirpiklerine… ve hayat sahnesine bir tablo daha eklenecek. Değerli parçaların o tabloda, yani tablonun değerini artırmak senin elinde. diyeceğim o ki; sahneden yarım kalmadan huzurla inmek paha biçilmez.
…ve yaşam sanatsal bir faaliyettir.
Aslı Birer
Bu güne de en bilindik rengimle günaydın diyebilmenin güzelliğiyle…
Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...
Nazım Hikmet
Bu gün yine hatırladım seni
Yeni, yıl. İşte hepsi bu...
Saat onikiyi bir geçe anlayacağız, ne acı
Hiç birşeyin değişmediğini
Ertesi gün göreceğiz, ne tuhaf demi
Nelerin elimizden gittiğini
Ölecekmiyiz mesela yine biryerlerde
Kimimiz enkaz altında
Kimimiz görevi başında
Kimimiz kundağında
Yada Oyun oynarken parkta
Kimimiz sevdiğimizin yanında
Kimimiz sevdiğimizin ellerinden
Yine ölecekmiyiz ?
Ne getirebilir ki bize yeni bir gün işte
Kaç havai fişek patlatsak
Ne kadar ışıklı gösteriler yapsak
Bir dakika önce doğar mı güneş
Doğarmı bir tek çocuk günahsız bu dünyaya ?
Biter mi nefreti insanoğlunun birbirine
Bomba düşen topraklara sevgiler ekilir mi
Hasadı gözyaşı olan toprak yeniden yeşerir mi
Temennimiz sağlık huzur mutluluk demekle
Armut pişerde ağzımıza düşer mi ?
Yeni yıl iyi bir başlangıç olsun. Yarından tezi yok! Elektrik, su, doğalgaz bir de spor salonları bedava olsun. Ulaşım ücretleri ucuzlasın özellikle uçak biletleri. Tiyatrolar, konserler, ondan sonra… amaan işte konforumuz artsın baba bizi de görsün azıcık millet oh desin bir de tam bilet bana çıksın.
Aydee herkese iyi seneler:)) olur mu olur. :)))
Yarası evvelden gizden
Acısı saklanır bizden
Alnındaki kanlı izden
Yazı da kara değil mi
Onlarca sigara eşliğinde yalandan bir dünya yarattım kendime, yaratıcılığımı kaybettim
Tanrı beni yarattı, yaratıcılığını kaybetti
Yok çarpanlarına ayıracağım da bu sansarellayla aynı potaya girmek istemiyorum!
"Beni anlamıyorlar. Ben bu kulaklara göre ağız değilim."
-Friedrich Nietzsche
Elinin yanacağını bildiğin yere maşayla uzanırsın.
O maşayla bir güzel karıştırır önce ateşi harlar sonra da sönmesini beklersin.
Artık pişirmeye hazır üstü kül altı gözükmeyen kor doludur. Şimdi istediğiniz gibi üfleyip harlar, bekleyip söndürebilirsiniz. Yıllarca hazır bekleyen kül havuzuna bir üfürük atan atana… en kıymetli değerleri yavaş yavaş üfürüp ateşe atarsınız. He artık o vakitten sonra üzerinde biftek de pişer, sazan da.
Ah, aklım ruhum’a dedi nedir ahvalin? Ruhum geldi dile, dedi;
Pişti yemyeşil gözleri baharların, kurudu asırlık çınarlar, ormanda krallık kargaya kaldı. Aslanın kükremesi goygoy sayıldı.
Beni cezbeden batının bize karşı tutumu değil ki! Ne de onların uyduruk mitleri. Beni cezbeden onların birbirine karşı olan tutumları. Ve onlardaki kendi halklarına tanımış oldukları hakları.
“Ben şarabın içindeki alkolle değil, onun içindeki üzümle ilgileniyorum.”
Aslı Birer
Şablonu olmayan geçmiş ve ardışık elemler sonrası vazgeçtim kendimden
İtiraflar sonrası da yağmadı yağmur…
Kıraç toprak yalnızlığında kavrulur iken
Göç yolunda öldü u’mutsuz kelebek, kan’adım sen
Kınına çekilen kelimeler dil yakarken
Darağacı ve ilmik hazır birazdan dalgalanacak kum denizliğim
Sessiz ol..!
Duyulacak kalbin sesi göğüs kafesimde
Hüznün gösteriminde mehtap bir b’aşka güzel…
Din ile felsefenin örtüşmesi başka konuların birbirine karışması başka bir şey.
Mesela bendeniz de şiirlerimde insanın yaşadıklarından kaynaklı beyninlerinde oluşan insan enkazını mecazi anlamda ölüm’ü, ölüm çiçekleri olarak bilinen krizantem ile vermiş olduğum şiirde de asıl ölümlerin bedenlerde değil zihinlerde olduğunu. Bedenlerin yaşamsal döngüsünü tamamlayıp artık yok olmalarından ötürü duyulan yokluk üzgünlüğüyle, insan için ruhunda( aklında) herhangi sebepten dolayı meydana gelen ölümle çektiği acı bazen eşit bazen kişisel özelliklere göre daha da şiddetli hissedildiğini kapalı olarak söylemişim.
Bunu yaparken de hem aynı cümlede soruyu sorup cevabını da yine aynı cümle içerisinde düşündürmüşüm. Aynı zamanda şiiri incelediğinizde de hiçbir karmaşa olmadığını çok sade bir dille de yazıldığını görebilirsiniz.
Ve Edip Cansever
Aynı temayı bakınız nasıl işler.
Ah güzel Ahmet abim benim
İnsan yaşadığı yere benzer
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
Suyunda yüzen balığa
Toprağını iten çiçeğe
Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine
Konyanın beyaz
Antebin kırmızı düzlüğüne benzer
Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir
Denize benzer ki dalgalıdır bakışları
Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına
Öylesine benzer ki
Ve avlularına
(Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi)
Ve sözlerine
(Yani bir cep aynası alım-satımına belki)
Ve bir gün birinin adres sormasına benzer
Sorarken sorarken üzünçlü bir görüntüsüne
Camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına
Öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına
Minibüslerine, gecekondularına
Hasretine, yalanına benzer
Anısı işsizliktir
Acısı bilincidir
Bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan
Gülemiyorsun ya, gülmek
Bir halk gülüyorsa gülmektir
Ne kadar benziyoruz Türkiye'ye Ahmet Abi.
Selamlar Sn.Gül
Kant örneğini vermemin sebebi asırlar öncesinde Hayyamın felsefi bir savı şiirlerinde ustalıkla işlemesine örnek verirken niyetim kesinlikle din, islam gibi konulara evirmek değildi. Şiirde felsefeyi nasıl işleyebiliriz idi asıl konumuz ve iki farklı konuyu aynı anda işlemek sağlıksız olacağından size hak veriyorum.
Arkadaşımız açılan her konuyu dine ve islama evirmeyi kendisine görev edinmiş sanırım.
Ben tekrar konuya dönmek ve güne güzel bir örnek vererek başlamak istiyorum.
Bakınız Kavafis şehir şiirinde insanın belleğinde yer eden izlerle nasıl da hesaplaşır.
Şehir
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın. Bu şehir arkandan gelecektir. Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın. Aynı mahallede kocayacaksın; aynı evlerde kır düşecek saçlarına. Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
Bineceğin gemi yok, çıkacağın yol yok.
Ömrünü nasıl tükettiysen burada,
bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de.
Konstantinos Kavafis
Değrli şairim.
Şiir düzleminde kaynak menba olarak belirtmisstim
Miti...
Bu farrklı bir mevzu ve kesinlikle bu farklı mevzuda haklısınız...
Edebiyat,şiir kendini sürekli
Harman çıkarım sentez sonuç olarak sürekli evrimlesirken...
Batının dünyaya bakışı hâla köhnedir.
İrkları ayrımlaştırmaktadır.
Haçlılar neyse,şimdi yine odur hatta daha geridir
Geçmişte olanlardan bir nebze akıl alsalardı
Kendi uygulayageldikleri hümanizmle çatişmazlardı
İnsan hakkı nedir, deyim siyahiye de insansın demektir.
Evrensel kullanılagelen hümanizmdir tekil olan faşistlikten öteye gidemez.
Aynı menbağ dan beslendik,esinlendik.
Yalnız Türkler dosdoğru yol için sentezledi harmanı
O mit ve külli yabanci eseri...
Onlar çirkin bir ideolijiye güya insan hakkı diye.
Alay edercesine yapılanı görmeyelim diye gözümüze perde yaptı.
Türk atasıyla doğru yola doğru için hem okudu hem yazdı .Mitçok tanrılı idi atalar vahdaniyet birlik yaptı.
Batı ile aramızdakı ucurumun derinligi budur.
Biz doğrunun izinde onlar süsledikleri yalanin gizli ,hunhar ve katledici emeli peşinde...
Biz Bosna Hersek'i de insan hakkı yalan kurmacasinda...
Bilmeden bir kasaba emanet ettik.
Vahşetin izi silinemiyor.
Ve Kıbrıs küvette kesilen bebekler.
Ama artık tüm dünya gözü görmesede Teröristin kim olduğunu biliyor.
İzrail rehinelerinin akibeti gördüğü muamele ...
Filistin deki rehinelerin elindeki rehineler ayrılik hüznü, gozyası el sallayarak gülümseyerek gidiyor .
Dediğim şudur ki Türkler her eseri doğru,güzide bir eser bırakmak çağları dogru senteziyle aydınlatmak için okudu.
Batı ise hain emellerine ulaşmak için nasıl daha çok bu kötulüğü sürdürürüm diye okudu.
Türkler evrimleşti safiyetle.
Bati köhneleşti dibinin karasını bulana değin.
Vel hasilı artı o dibin katran karası zift pisligini,
İçınde ki insan yüzlü yılanları alem-cihan gördü
Benim edebi şiir platformu için yazdiğım edebiyat ve şiir penceresine bakıştır
Orası açılımı şaireye verdiğim cevaptır.
Bilim, ilim ,edebiyat birikimli yıgınlı ilerler
Her gelen bu yola mihenk taşını dizer.
Yorumunuz siyasi tarih sahnesi oldugundan siyasi tarih görüşlerim tarih içindir
Edebiyatı siyasi soru cevapla yanıtlayamam iki farkli konunun bir aynı cevabı bulunacağinı düsünmüyorum.
Saygıyla...
Kaleminizi selamliyorum.
Sevgili Tuba güzel duaya amin diyorum
Sevgiler çokça hayırlı geceler dileklerimle.
Sevgili Nurgül insan, insanın ilacıymış. Gerek çevremde gerek burada kederime, sevincime ortak olan sana ve herkese çok teşekkürler. Diliyorum ki herkesin yüreğini mutluluk sarsın senin de.
Sevgilerimle…
Farkındayım çok geç oldu kusura bakma lütfen iyi geceler diliyorum.
Sayın gül,
Sistemsel bir hata benim de başıma çok defa geldi hiç önemli değil. Sizinle fikir alışverişi beni ziyadesiyle memnun etti.
Yeni yılda diliyorum ki güzel dilekleriniz tüm insanlık için kabul olsun. Ve kendi adıma da teşekkürlerimle kabul edip bilmukabele diyerek paylaşımınıza kant örneğini ilave etmek isterim. Kant, aydınlanmanın aklın korkusuzca kullanılmasına bağlamasıyla “ Ömer Hayyamın şiirlerini karşılaştırdığımda hayretler ve hayranlık içinde asırlar önce işlediği gerçeğini görürüz. Araştırmanın ve bütüncül bakmanın ve aklı layıkıyla kullanmanın sonucunda tüm düşüncelerin saygıdeğer olduğu bilinciyle, yeniliklere açık bilgiye aç penceremde harmanlamak ve ayıklamak en doğruya yaklaşmak çabasında olduğumu belirtmek isterim. Geçmişten günümüze yolumuza bir mum yakan bilgin ve düşünürlere saygıyla diyerek yazımı bitirmek istiyorum saygı ve sevgi benden de sizlere gelsin.
Huzurlu geceler dilerim.