belki de haytım boyunca en çok yaptığım şey özellikle gecenin bir yarısı yatağıma uzanıp gün boyu yaptıklarımı düşünürken gülüyorum gülümsüyorum ve biliyorum hiç bir insana hiç bir şey sıcacık bir gülümsemeden çok yakışmaz....
Ben kendi kendime hem gülüyorum (gülümseme de dahil) hem de konuşuyorum...tavsiye ederim siz de yapın...kimse deli falan da diyemez...hem dese ne gâm...
Genç kız, üzgün görünen yabancıya gülümser. Adam kendini daha iyi hisseder. Geçmişte bir arkadaşının kendisine yaptığı iyiliği hatırlar ve ona teşekkür mektubu yazar. Bu mektup, arkadaşının o kadar hoşuna gider ki yemek yediği lokantanın garso-nuna yüklüce bahşiş bırakır. Bahşişin çokluğuna şaşıran garson, bu parayla at yarışlarına gider ve hepsini bahse yatırır. Ertesi gün de kazandığı paranın bir bölümünü yolda rastladığı yoksula verir. İki gündür ağzına tek lokma girmeyen yoksul adam, büyük bir sevinçle bu parayla yemek yer. Yoksul adam, yolda soğuktan titreyen köpek yavrusuna rastlar. Onu alıp apartmanın bodrum katındaki odasına götürür. Köpek yavrusu sokaktaki dondurucu fırtınadan kurtulup başını sokacak bir yer bul-duğu için çok mutludur. Derken; o gece apartmanda yangın çıkar. Köpek yavrusu, olanca gücüyle havlamaya başlar. Apartmanda oturan herkes, onun sürekli havlaması sonucu uyanır, böylece yangından hepsi kurtulmuş olur. Kurtulanların arasında küçük bir çocuk da vardır. O çocuk zamanla büyür, okur ve ileride bir cumhurbaşkanı olur. Bu olayların bütününün sebebi ise “Yalnızca, içten bir gülümsemedir.”
derin bir mutsuzluk ile
Kafasında film dönen hayalperest kişiler-dir ,iz..
Gülümsemek hadi neyse de; gülmek, bir çok şeyi çağrıştırabilir.
Demem o ki; siz farkında olmadan yakınınızdaki biri 112' yi çağırabilir. :D
Kendi kendine bile olsa fazla olmasın,hele kahkaha... Ben yanında olmadığım zamanlarda sakın... Oracıkta ölebilirim.
gülümsüyorum...
___
Şimdi yoksun üstelik uzaktasın
ellerin yapayalnız biliyorum
gözlerin dalıyor yine
hep benim için olmalı
CAHİT ZARİFOĞLU
belki de haytım boyunca en çok yaptığım şey özellikle gecenin bir yarısı yatağıma uzanıp gün boyu yaptıklarımı düşünürken gülüyorum gülümsüyorum ve biliyorum hiç bir insana hiç bir şey sıcacık bir gülümsemeden çok yakışmaz....
sonucu; çevredekilerin garip bakışlarına maruz kalmak :)
içini ısıtan her şey buna sebeptir...
ayrıca en cesuru.. :)) Hemi de ne kadder sevecen kendüne, o kadder yaygın herkese..... :))
gülümseyişin en ısrarlısı :)
Ben kendi kendime hem gülüyorum (gülümseme de dahil) hem de konuşuyorum...tavsiye ederim siz de yapın...kimse deli falan da diyemez...hem dese ne gâm...
kendi kendimle dalga geçmeliyim
yoksa müsait bir durakta ineceğim
yolda yalnız yürürken ara sıra başıma gelmese daha iyi olcak ;)
Önce kendine gülümseyecen ki, başkalarına da gülümseyebilesin.... :)))
bazen yolum semt pazarına düşer..yürümek zorunda kalırsınız pazarın ortasından ortasından...
bağırışlar yükseliyor:
-karıştırınnnn! ! stres atın hanımlarrr!
etrafa bakıyorum hanımlar tezgahların altını sütüne getiriyor.. ama nasıll :)
savaş alanı ortalık :)))
gel de gülümseme kendi kendine :)))
Sevdiğimi düşününce yaptığım istem dışı hareket :)
kahkaha attıydım bi kere durduk yere.. sigarayı bırakınca sinirleri bozuluyor insanın
Bazan okuduklarrıma gülüyorum bu sitetede.
Bizimkiler anlamıyo tabii, onlarda kendi kendime güldüğümü sanıp
başlıyolar gülmeye.
daha dün akşam izmitten gelmiş bi öküsün bende fark edip 'bak şimdi güldün ne düşündün' diyip gece boyuunca başımın etini yediği olay,
yok kardeşim senin maymun suratına güldüm yüzüne söyliyemedim ahanda buraya yazdım :))
Genç kız, üzgün görünen yabancıya gülümser. Adam kendini daha iyi hisseder. Geçmişte bir arkadaşının kendisine yaptığı iyiliği hatırlar ve ona teşekkür mektubu yazar. Bu mektup, arkadaşının o kadar hoşuna gider ki yemek yediği lokantanın garso-nuna yüklüce bahşiş bırakır. Bahşişin çokluğuna şaşıran garson, bu parayla at yarışlarına gider ve hepsini bahse yatırır. Ertesi gün de kazandığı paranın bir bölümünü yolda rastladığı yoksula verir. İki gündür ağzına tek lokma girmeyen yoksul adam, büyük bir sevinçle bu parayla yemek yer. Yoksul adam, yolda soğuktan titreyen köpek yavrusuna rastlar. Onu alıp apartmanın bodrum katındaki odasına götürür. Köpek yavrusu sokaktaki dondurucu fırtınadan kurtulup başını sokacak bir yer bul-duğu için çok mutludur. Derken; o gece apartmanda yangın çıkar. Köpek yavrusu, olanca gücüyle havlamaya başlar. Apartmanda oturan herkes, onun sürekli havlaması sonucu uyanır, böylece yangından hepsi kurtulmuş olur. Kurtulanların arasında küçük bir çocuk da vardır. O çocuk zamanla büyür, okur ve ileride bir cumhurbaşkanı olur. Bu olayların bütününün sebebi ise “Yalnızca, içten bir gülümsemedir.”
bakınız:http://64.185.226.168/dergi/dergi.asp? y=2004&a=4&s=8&id=1088
bunu yapanların eskiden deli olduğuna inanılırdı...
şimdiyse...
günümüz insanı...
kendi kendine konuşanları hiç saymıyorum...
yalnızlık diz boyu...