çok seviyom evde üç tane var saraylı, şeker ve pıncır :) valla bizim oralarda birisi daha ayırırsa annesinden ufak bi yavruyu annemin ve babamın itirazlarına rağmen dördüncüde olur dayanamıyorum napiiimmm :)
intel kızım o perdeye tırmanma... intel ordan in... intel çicekleri yeme... intel dur... intel tırnakların elime batıyo çek onları... intel saçımı yeme... intel param yok mama alamadım bunu ye yaa hasta etme beni üzülüyom... ve sonunda intel nerdesin... inteel kaçtı hayvan ben sokak kedisiyim benden ev kedisi olmaz dedi ve gitti...
arkadaşımın bir kedisi var pedro... ben ilk önce adını deli pedro dan aldığını sanmıştım ama yanılmışım çünkü adını ünlü yönetmen Pedro Almodovar dan almış... hiç görmedim ama bir kere mail attım yazdığı cevaba bakılırsa ortak bikaç yönümüzde varmış benim gibi tembel ve galiba (yine benim gibi) biraz bencil...
KEDI NEDIR? 1. Kedi cani ne isterse yapar. 2. Kedi sizin sözünüzü pek dinlemez. 3. Kedinin ne yapacağı önceden kestirilemez 4. Sizin yalnız olmak istediğiniz anlarda kedi oynamak ister 5. Sizin oynamak istediğiniz anlarda kedi yalnız olmak ister. 6. Kedi her miyavladığında ilgilenmenizi ister 7. Kedinin ruh hali çok değişkendir.
SONUÇ: Kediler yumuşacık tüylerin altına saklanmış kadınlardır
kendimi bildim bileli bir kedi oldu bizim evde ben hayvanların hepsini çok severim ama kedilerin yeri ayrıdır şu anda evde üç tane kedimiz oldu saraylı,şeker ve saraylı junior hepsinide sokakta ölmek üzereyken bulduk etraftakilerin sözlerine ve tavırlarına bakmadan ikisini büyüttük ama en son aramıza katılan junior daha minnacık ve annesini arayıp duruyor.
söylemek istediğim her ne kadar sevmesenizde ne kadar hayvan deyip gecsenizde bir anneyi yavrusundan bir yavruyu annesinden etmeyin bahcenize,bodrumunuza yavrulamış olabilirler bırakın biraz büyüsün ondan sonra zaten giderler.
of of junioru görseniz beni anlardınız bütün kedilerimi çok seviyorum saraylım,şekerim,juniorum, bunlar evde baktıklarmız bi de sokak kedilerim var fadik,boncuk,emeksiz,tombalak,ceyar,karam,belalı,üzüm,ıspanak ve diğer kediler hepsini cok seviyorum
ben çok severim, benim de bi tane var..onu çok özledim.. kedi insana benzer... beslersen, sevimlidir, senin yanında ayrılmaz, ama kötü davran, sanki 'sana muhtaç diilim, ben de giderim' dercesine bizden kaçar...
Ben biricik kedim Mercimek'den çok şey öğrendim. O kadar saf ve temizler ki onlar, ruhları o kadar aydınlık ki, bu aydınlıktan nasibini almamak imkansız aslını sorarsanız. Varlıklarını o kadar bir bütünlük ve anlık yaşıyorlar ki ve bu da onlara o kadar çok kendi olma fırsatını veriyor ki ve bu kendililik onlara o kadar büyük bir saflık veriyor ki, bu varoluşu hayatı boyunca bir saniye bile var edemeyen biz insanlar onların sadeliği karşısında şaşırıp kalıyoruz. Hatta kendimizce yorumluyoruz onların duygularını: nankör, kıskanç vs. Çünkü bizler hep bekliyoruz, hiçbir zaman olmuyoruz. Maskelerimiz o kadar fazla ki, bazen kendimizin ne olduğunu kendimiz bulmakta zorlanıyoruz. Onlar ise bize hep kendiniz olmayı hatırlatıyor. Sakin, anlarda yaşayan, dingin ve olgun bir hali öneriyorlar bize var oldukları doğal halleri ile hiç uğraşmadan.
Hayatıma bundan bir yıl önce bir oyunmuş gibi girdi Mercimek. O gün sabaha kadar bir kedim olması fikri aklımın ucundan bile geçmiyordu. Çünkü yaşamakta olduğum evde kedi ile yaşama fikrine yakınsamayan bireyler de bulunmaktaydı.
Bir akşam sokakta peşime takılan Mercimek evin bir kaç günlük boşluğundan faydalanarak odamı paylaştı benimle.Daha sonra onu iş yerime götürdüm. Aslında orada da istemeyenler vardı ama onu gizli saklı köşelerde büyüttük iş arkadaşımla birlikte. İş yerinin en anlamlı varlığı hatta oranın sahibi oldu çıktı bir süre sonra.
27 ekim 2003 doğumlu biricik Mercimek’im bu sabah meleklerin yanına gitti. Biricik hınzır kedim benim. Bugün sabah benim hayatımdan, onunla var ettiğimiz paylaşımdan ayrıldı. Yine bir oyunmuşçasına çıktı ve gitti hayatımdan. Bana bir sürü şey öğretti ve gitti.
Onu çok seviyorum ve çok özlüyorum. Biricik mencücüm (Mercimek'in lakabı) yolun açık olsun. Gittiğin yerde daha mutlu ve huzurlusundur umarım. Seni çok seviyorum, seni çok seviyorum, seni çok seviyorum, seni çok seviyorum, seni çok seviyorum...............................................................................:(
bayılırım..çok severim yaa.. benim aslan parçası abdi'm (walla kimse alınmasın, ben kedilerime hep türkçe insan ismi veririm) , ailemin yanında...onu çok özledim yaaa... ühühühühüüü...
Bir kedinin (ya da tabi ki diğer hayvanların, ancak kedi köpeklerden sonra bu kadar çok paylaşabildiğimiz tek hayvan) sizce hoşuna gitmeyen davranışlarına 'çünkü o bir kedi' cevabını verebilmeyi öğrendiğinizde, hayatınızdaki her insana vereceğiniz cevaplar da aynı tınıyı ihtiva etmeye başlayacak.
O Mustafa, O Arzu, O Ayla, O Ayfer diyebilecek, onları onların olduğu yerden görebileceksiniz.
Bu bence sevginizi yaşayabilmek adına atabildiğiniz en önemli adımdır. Böylece sizin oluşturduğunuz bir portreyi değil, karşınızdaki insanı gerçekten sevmeye başlarsınız.
“Okumakta olduğum “Zen’in Ruhu” adlı kitabı masaya bırakıp kedime bakıyorum. Pembe kırmızı diliyle postunu parlatırken tüylerinin arasından bana bakıp gülümsüyor. “Kedi bu kitabı sana ödünç vermek isterdim, ama sanırım sen bunu daha önce okudun.” Başını kaldırıp, mırıldanarak bana bakıyor. “Komik olma” diyor, “o kitabı ben yazdım.”
Charles Baudelaire
Bu alıntıyı son zamanlarda okuduğum Deniz Kavukçuoğlu’nun Kedi Gülüşü adlı kitabından aldım. Kitap oldukça güzel bir kedi antolojisini barındırıyor içerisinde, iyi bir kaynak kitap gibi. Ancak anı kısımlarını çok fazla beğendiğimi söyleyememem. Kedi(hayvan) sever biri olarak bu kitabın sayfalarında gözlerimin gezinmesinden hoşnut oldum.
Gerçeğini sorarsanız yukarıda aldığım alıntı kedilerle olan paylaşımımdan edindiğim algıların bir kısmını kapsamakta. Anlık paylaşımlar sırasında tabi ki bir kedinin her hali benim için çok çok güzel ve ilginç: uyurken onları seyretmek, kucağınızda mırıl mırılken onu sevmek, size kızdığında tırnaklarını çıkarmadan size pati atması, tanımadıklarına gösterdiği o uzak tepki.........
Tüm bunların tanı sıra benim bir kedi ile paylaşımımdan edindiğim en değerli şey: daha çok bir var oluş hali. Yaşamı yaşarken ki algılarımın genişlemesi. Sevgi sözcüğüne yüklenebilecek hallerin, var oluşumun daha derinlerine inmesi ve yüzeyde yaşarken ben, bu derinliğe rağmen çok daha net ve yalın olabilmem.
Kediler o kadar özgünler ki, kendilerine o kadar düşkünler ki ve o kadar yalın ve netler ki....
Kendi olmayı bu kadar fütursuzca seçebilen, tüm özgünlüklerini bünyelerinde ve yaşamda kaygısızca taşıyabildikleri için her an sürprizlerle dolu olabilen bir varlıkla tanışmak insanları anlamak konusunda yol almak isteyen herkese tavsiye edebileceğim yegane yöntem.....
Ben kediler-ve diğer hayvanlar-i çok seviyorum....
hepsinin kendi kişilik özellikleri ve seçimleri olması,en önemlisi bağımlı olmamaları önemli kılıyor onları...
benim ki suyu musluktan içiyor. ciddiyim.
Hiç sevmem bu hayvan türünüü
Bana göre çok sevimsizlerdir
çok seviyom evde üç tane var saraylı, şeker ve pıncır :) valla bizim oralarda birisi daha ayırırsa annesinden ufak bi yavruyu annemin ve babamın itirazlarına rağmen dördüncüde olur dayanamıyorum napiiimmm :)
kedileri bağlanamadıkları için seviyorum nankörler ya ondan...
intel kızım o perdeye tırmanma... intel ordan in... intel çicekleri yeme... intel dur... intel tırnakların elime batıyo çek onları... intel saçımı yeme... intel param yok mama alamadım bunu ye yaa hasta etme beni üzülüyom...
ve sonunda
intel nerdesin... inteel
kaçtı hayvan ben sokak kedisiyim benden ev kedisi olmaz dedi ve gitti...
.........nankörlük
arkadaşımın bir kedisi var pedro... ben ilk önce adını deli pedro dan aldığını sanmıştım ama yanılmışım çünkü adını ünlü yönetmen Pedro Almodovar dan almış... hiç görmedim ama bir kere mail attım yazdığı cevaba bakılırsa ortak bikaç yönümüzde varmış benim gibi tembel ve galiba (yine benim gibi) biraz bencil...
nerde o cin gibi bakan gözler!
bu sıra fastfood alışkalıklar edindi bizim mahallenin süslü kedisi
fareler bu yüzde düğün bayram ediyorlar
iyi ki varlar..
www.kedigen.com
nankor mu desem yoksa benlik sahibi mi?
Ben özlemedim ki seni kedi özledi.... :)))
KEDI NEDIR?
1. Kedi cani ne isterse yapar.
2. Kedi sizin sözünüzü pek dinlemez.
3. Kedinin ne yapacağı önceden kestirilemez
4. Sizin yalnız olmak istediğiniz anlarda kedi oynamak ister
5. Sizin oynamak istediğiniz anlarda kedi yalnız olmak ister.
6. Kedi her miyavladığında ilgilenmenizi ister
7. Kedinin ruh hali çok değişkendir.
SONUÇ: Kediler yumuşacık tüylerin altına saklanmış kadınlardır
pilli bebek ten bir şarkıyı...
kedi
Dinle beni küçük kedim
Bakışların kararmadan
Tırnakların körelmeden
Ve hiç bir zaman denemeden
Anlayamazsın
Anlayamazsın
Benim sevgimi almadan
Şarabımdan tatmadan
Hüzünlenip dalmadan
Ve hiç bir zaman yaşamadan
Anlayamazsın
Anlayamazsın
Gülümsemen olmadan
Ve sana dokunmadan
Gözlerine bakmadan
Anlayamazdım
Anlayamazdım
Ellerini uzatmadan
Gözlerime bakmadan
Yeni ateşler yakmadan
Ve içinde yanmadan
Anlayamazsın
Anlayamazsın
Gülümsemen olmadan
Ve sana dokunmadan
Gözlerine bakmadan
Anlayamazdım
Anlayamazdım
kendimi bildim bileli bir kedi oldu bizim evde ben hayvanların hepsini çok severim ama kedilerin yeri ayrıdır şu anda evde üç tane kedimiz oldu saraylı,şeker ve saraylı junior hepsinide sokakta ölmek üzereyken bulduk etraftakilerin sözlerine ve tavırlarına bakmadan ikisini büyüttük ama en son aramıza katılan junior daha minnacık ve annesini arayıp duruyor.
söylemek istediğim her ne kadar sevmesenizde ne kadar hayvan deyip gecsenizde bir anneyi yavrusundan bir yavruyu annesinden etmeyin bahcenize,bodrumunuza yavrulamış olabilirler bırakın biraz büyüsün
ondan sonra zaten giderler.
of of junioru görseniz beni anlardınız
bütün kedilerimi çok seviyorum saraylım,şekerim,juniorum, bunlar evde baktıklarmız bi de sokak kedilerim var fadik,boncuk,emeksiz,tombalak,ceyar,karam,belalı,üzüm,ıspanak ve diğer kediler hepsini cok seviyorum
kedi en yakın arkadaşım çünkü onun adıda kedi
Sevemediğim bi hayvan.
Pars, leopar, çita, puma, vaşak, kaplan, arslan...
6 yaşıma kadar hep bir kedim oldu, 9 yaşımdan sonra köpeğim, 22 yaşımdan sonra kaplumbağam oldu.
Artık kedilerin vahşisi daha güzel geliyor. Leopar çita kaplan vaşak falan değil basbayağı vahşi kedi.
ah canım ya link çok ii kedi çok ii yarıldık burda annemle ya..
benim eski cnm kediye benziyo..
bknz.ooooofffffffff
Bilgısayarımın içine kediii girdi!
http://screenclean.j1media.com/lick.html
en sevdiğim hayvan
nankör derdim beslemeye ba?layynca vazgeçtim.bizi alt kom?yyla aldatynca allah bekany versin dedim.nanköro?lunankör.bunlary alayy ayny
ben çok severim, benim de bi tane var..onu çok özledim..
kedi insana benzer...
beslersen, sevimlidir, senin yanında ayrılmaz,
ama kötü davran, sanki 'sana muhtaç diilim, ben de giderim' dercesine bizden kaçar...
bugün ortaköydeki kedileri besledik..hehe...
acayip sevimliler yaa....
Ben biricik kedim Mercimek'den çok şey öğrendim. O kadar saf ve temizler ki onlar, ruhları o kadar aydınlık ki, bu aydınlıktan nasibini almamak imkansız aslını sorarsanız. Varlıklarını o kadar bir bütünlük ve anlık yaşıyorlar ki ve bu da onlara o kadar çok kendi olma fırsatını veriyor ki ve bu kendililik onlara o kadar büyük bir saflık veriyor ki, bu varoluşu hayatı boyunca bir saniye bile var edemeyen biz insanlar onların sadeliği karşısında şaşırıp kalıyoruz. Hatta kendimizce yorumluyoruz onların duygularını: nankör, kıskanç vs. Çünkü bizler hep bekliyoruz, hiçbir zaman olmuyoruz. Maskelerimiz o kadar fazla ki, bazen kendimizin ne olduğunu kendimiz bulmakta zorlanıyoruz. Onlar ise bize hep kendiniz olmayı hatırlatıyor. Sakin, anlarda yaşayan, dingin ve olgun bir hali öneriyorlar bize var oldukları doğal halleri ile hiç uğraşmadan.
Hayatıma bundan bir yıl önce bir oyunmuş gibi girdi Mercimek. O gün sabaha kadar bir kedim olması fikri aklımın ucundan bile geçmiyordu. Çünkü yaşamakta olduğum evde kedi ile yaşama fikrine yakınsamayan bireyler de bulunmaktaydı.
Bir akşam sokakta peşime takılan Mercimek evin bir kaç günlük boşluğundan faydalanarak odamı paylaştı benimle.Daha sonra onu iş yerime götürdüm. Aslında orada da istemeyenler vardı ama onu gizli saklı köşelerde büyüttük iş arkadaşımla birlikte. İş yerinin en anlamlı varlığı hatta oranın sahibi oldu çıktı bir süre sonra.
27 ekim 2003 doğumlu biricik Mercimek’im bu sabah meleklerin yanına gitti. Biricik hınzır kedim benim. Bugün sabah benim hayatımdan, onunla var ettiğimiz paylaşımdan ayrıldı. Yine bir oyunmuşçasına çıktı ve gitti hayatımdan. Bana bir sürü şey öğretti ve gitti.
Onu çok seviyorum ve çok özlüyorum. Biricik mencücüm (Mercimek'in lakabı) yolun açık olsun. Gittiğin yerde daha mutlu ve huzurlusundur umarım. Seni çok seviyorum, seni çok seviyorum, seni çok seviyorum, seni çok seviyorum, seni çok seviyorum...............................................................................:(
bayılırım..çok severim yaa..
benim aslan parçası abdi'm (walla kimse alınmasın, ben kedilerime hep türkçe insan ismi veririm) , ailemin yanında...onu çok özledim yaaa...
ühühühühüüü...
Bir kedinin (ya da tabi ki diğer hayvanların, ancak kedi köpeklerden sonra bu kadar çok paylaşabildiğimiz tek hayvan) sizce hoşuna gitmeyen davranışlarına 'çünkü o bir kedi' cevabını verebilmeyi öğrendiğinizde, hayatınızdaki her insana vereceğiniz cevaplar da aynı tınıyı ihtiva etmeye başlayacak.
O Mustafa, O Arzu, O Ayla, O Ayfer diyebilecek, onları onların olduğu yerden görebileceksiniz.
Bu bence sevginizi yaşayabilmek adına atabildiğiniz en önemli adımdır. Böylece sizin oluşturduğunuz bir portreyi değil, karşınızdaki insanı gerçekten sevmeye başlarsınız.
Ben kediler-ve tüm hayvanlar-i çok seviyorum.
KEDİ
“Okumakta olduğum “Zen’in Ruhu” adlı kitabı masaya bırakıp kedime bakıyorum. Pembe kırmızı diliyle postunu parlatırken tüylerinin arasından bana bakıp gülümsüyor. “Kedi bu kitabı sana ödünç vermek isterdim, ama sanırım sen bunu daha önce okudun.” Başını kaldırıp, mırıldanarak bana bakıyor. “Komik olma” diyor, “o kitabı ben yazdım.”
Charles Baudelaire
Bu alıntıyı son zamanlarda okuduğum Deniz Kavukçuoğlu’nun Kedi Gülüşü adlı kitabından aldım. Kitap oldukça güzel bir kedi antolojisini barındırıyor içerisinde, iyi bir kaynak kitap gibi. Ancak anı kısımlarını çok fazla beğendiğimi söyleyememem. Kedi(hayvan) sever biri olarak bu kitabın sayfalarında gözlerimin gezinmesinden hoşnut oldum.
Gerçeğini sorarsanız yukarıda aldığım alıntı kedilerle olan paylaşımımdan edindiğim algıların bir kısmını kapsamakta. Anlık paylaşımlar sırasında tabi ki bir kedinin her hali benim için çok çok güzel ve ilginç: uyurken onları seyretmek, kucağınızda mırıl mırılken onu sevmek, size kızdığında tırnaklarını çıkarmadan size pati atması, tanımadıklarına gösterdiği o uzak tepki.........
Tüm bunların tanı sıra benim bir kedi ile paylaşımımdan edindiğim en değerli şey: daha çok bir var oluş hali. Yaşamı yaşarken ki algılarımın genişlemesi. Sevgi sözcüğüne yüklenebilecek hallerin, var oluşumun daha derinlerine inmesi ve yüzeyde yaşarken ben, bu derinliğe rağmen çok daha net ve yalın olabilmem.
Kediler o kadar özgünler ki, kendilerine o kadar düşkünler ki ve o kadar yalın ve netler ki....
Kendi olmayı bu kadar fütursuzca seçebilen, tüm özgünlüklerini bünyelerinde ve yaşamda kaygısızca taşıyabildikleri için her an sürprizlerle dolu olabilen bir varlıkla tanışmak insanları anlamak konusunda yol almak isteyen herkese tavsiye edebileceğim yegane yöntem.....
Ben kediler-ve diğer hayvanlar-i çok seviyorum....
nefret ederim iğrenç hayvan