Çocuklara mutluluk ve heyecan veren önemli olaylardan biri de elbette onların karne almalarıdır. Çünkü çocuklar için karne, korkunun, baskının, stresin sona ermesi, özgürlüğün ve tatilin başlaması anlamına gelir. Karnesini alan çocuklardan bazıları sevinçle evlerine koşar, sevincini ve mutluluğunu ailesiyle paylaşır. Bazıları da korku, üzüntü, kaygı dolu ve mutsuz bir ruh haliyle karneyi anne babalarına nasıl göstereceklerini düşünürler. Hatta karnesini yırtan, karnesindeki notları değiştiren veya çeşitli bahanelerle karnesini ailesine göstermeyen, ailesini üzen öğrencilerin de olduğunu biliyoruz. Başarılı bir karneyle eve gelen çocuklar ödüllendirilmeli fakat ödül abartmamalıdır. Verilecek hediyelerin, maddi değeri yüksek hediyeler yerine, yaşına uygun, okul başarısına ve bireysel gelişimine katkı sağlayacak hediyelerden seçilmesine dikkat edilmelidir. Başarısız bir karneyle eve gelen çocuklar ve anne babaları için de karne günü tatsızlığa dönüşebilir. Evden kaçan çocuklar ile öfkesini kontrol edemeyerek hakaret eden, aşağılayan veya şiddete yönelen anne baba örneklerine ise ne yazık ki çok sık rastlamaktayız. Çocuğunuz başarısız bir karne ile eve geldiğinde aşırı bir tepki göstermeyin, öfkenizi mutlaka kontrol edin, bağırıp çağırmayın, hakaret etmeyin, tehdit etmeyin, ceza vermeyin, dayak atmayı aklınızdan dahi geçirmeyin, 'tembelsin, sorumsuzsun, sen adam olmazsın' gibi sözlerden kaçının. Diğer çocuklarla asla kıyaslamayın. Karnedeki sonuçtan sadece öğrencinin değil, onun yaşam ağındaki herkesin sorumlu olduğunu kabul edip, başarısız notların nedenlerini okul, aile ve çocuk üçgeninde aramaya çalışın. 'Karnedeki notlar beni çok üzdü' gibi sözlerle 'Ben Dili' kullanmaya özen gösterin. Ona küsmeyin. Onu bir yetişkin gibi karşınıza alıp konuşun, belki de sorunun kaynağının kendinizde olduğunu anlayacaksınız. Notlarla ilgili çocuğunuzun da fikirlerini alın ve çözüm yolu üretmesine olanak verin. Çocuğunuzu dinledikten sonra kendi düşüncelerinizi de uygun bir dille kendisiyle paylaşın. Daha sonra öz eleştiri yapın. Bozuk plak gibi “ders çalış” demek dışında neler yaptık? Ayda bir kere okuluna gittik mi? Dershanesini takip ettik mi? Kaç öğretmeniyle tanıştık? Kaç öğretmeniyle telefonda görüştük? Kaç arkadaşını tanıyoruz? Onun başarısı için ne yaptık? gibi benzer sorulara nasıl cevap verebiliyoruz diye düşünün. Çocuğun kişiliğine yönelik incitici, aşağılayıcı, utandırıcı, kıyaslayıcı, küçük düşürücü ve suçlayıcı bir davranıştan kaçının. Burada anne babanın tutum ve davranışları çok önemlidir. Unutulmamalıdır ki her öğrenci için, karnesindeki notlardan daha çok anne-baba ve arkadaş çevresinin neler söyleyeceği daha önemlidir. Çocuğu eleştirirken yapıcı olmaya özen gösterin, başarısızlığını yüzüne vurmak yerine yeni eğitim öğretim yılında notlarını düzelteceğine inandığınızı açıklayın. Çocuğunuza, hayatta kendisinden daha değerli bir şey olmadığını açık açık söyleyin. Alınan karnenin, çocuğa ait olmasının yanı sıra, hem ailenin hem de eğitim sisteminin de karnesi olduğunu, başarı ya da başarısızlıkta çok önemli rol oynadığınızı unutmayın. Ailenin eğitim hakkındaki düşünce ve yaklaşımları, öğretmene karşı geliştirdiği tutumlar olumlu ise çocuğun bu konulara bakış açısı da olumlu olacaktır. Aile; eğitim, okul ve öğretmen hakkında olumsuz düşünce, görüş ve değer yargılarına sahipse çocuk da olumsuz düşünecek ve başarısız olacaktır. Çocuğunuzun başarılı olması için, onunla birlikte yeterince zaman geçirin. Çocuğunuzla günde yarım saat bile olsa birlikte kitap okumak, tatlı bir dille sohbet etmek, sorunlarıyla ve dersleriyle ilgilenmek her açıdan iyi sonuçlar verir. O halde, anne-babalar; çocuklarına nasihatten ziyade kitap okuma konusunda iyi bir model olmalı. Ona ders çalışma sorumluluğunu vermeli, ona aile içinde rahatça ders çalışabilmesi için sağlıklı bir aile ortam hazırlamalı, sınavlardan başarısız not aldığında onu eleştirip, yargılamadan, birlikte konuşup, konuyu çözmeye çalışmalıdır. Çünkü çocukla iletişim ne kadar iyi ise çözüm de o derece kolay olur. Ceza olarak tatilde istediklerini yapmasına izin vermemek, bilgisayarı yasaklamak ya da yoğun biçimde ders çalıştırmak veya ders aldırmak gibi önlemler de bu sorunu çözmez. Bunun yerine Tatil için ortak kararlar alarak beraber geçireceğiniz zamanı arttırın. Çocuğunuzla birlikte eksikleri gidermeye yönelik bir plan program hazırlayın. Hazırlanan plan program çerçevesinde her gün bir saat kitap okumak, test çözmek ya da genel bir konu tekrar yaparak çalışmak daha faydalı olur. O halde, anne babalar çocuklarına daha çok zaman ayırır, destek verir, ders çalışma konusunda onları heveslendirir ve gerektiğinde yardım ederse başarısızlık mutlaka başarıya dönecektir.
eskiden adetti.. ilkokuldaki tüm öğrencilere en yüksek notlar verilirdi onore etmek babında... herkes mutlu mesut ve azimli olurdu..
şimdi bakıyorum da...minicik bebelerin karnesindeki kırıkların haddi hesabı yok.. insanların pediatrik psikiatrideki ödül-ceza mekanizmasından pek haberleri yok sanırım artık....
KARNENİN ÖNEMİ
Çocuklara mutluluk ve heyecan veren önemli olaylardan biri de elbette onların karne almalarıdır. Çünkü çocuklar için karne,
korkunun, baskının, stresin sona ermesi, özgürlüğün ve tatilin başlaması anlamına gelir.
Karnesini alan çocuklardan bazıları sevinçle evlerine koşar, sevincini ve mutluluğunu ailesiyle paylaşır. Bazıları da korku, üzüntü,
kaygı dolu ve mutsuz bir ruh haliyle karneyi anne babalarına nasıl göstereceklerini düşünürler. Hatta karnesini yırtan, karnesindeki
notları değiştiren veya çeşitli bahanelerle karnesini ailesine göstermeyen, ailesini üzen öğrencilerin de olduğunu biliyoruz.
Başarılı bir karneyle eve gelen çocuklar ödüllendirilmeli fakat ödül abartmamalıdır. Verilecek hediyelerin, maddi değeri yüksek
hediyeler yerine, yaşına uygun, okul başarısına ve bireysel gelişimine katkı sağlayacak hediyelerden seçilmesine dikkat edilmelidir.
Başarısız bir karneyle eve gelen çocuklar ve anne babaları için de karne günü tatsızlığa dönüşebilir. Evden kaçan çocuklar ile
öfkesini kontrol edemeyerek hakaret eden, aşağılayan veya şiddete yönelen anne baba örneklerine ise ne yazık ki çok sık rastlamaktayız.
Çocuğunuz başarısız bir karne ile eve geldiğinde aşırı bir tepki göstermeyin, öfkenizi mutlaka kontrol edin, bağırıp çağırmayın,
hakaret etmeyin, tehdit etmeyin, ceza vermeyin, dayak atmayı aklınızdan dahi geçirmeyin, 'tembelsin, sorumsuzsun, sen adam olmazsın'
gibi sözlerden kaçının. Diğer çocuklarla asla kıyaslamayın.
Karnedeki sonuçtan sadece öğrencinin değil, onun yaşam ağındaki herkesin sorumlu olduğunu kabul edip, başarısız notların
nedenlerini okul, aile ve çocuk üçgeninde aramaya çalışın. 'Karnedeki notlar beni çok üzdü' gibi sözlerle 'Ben Dili' kullanmaya
özen gösterin. Ona küsmeyin. Onu bir yetişkin gibi karşınıza alıp konuşun, belki de sorunun kaynağının kendinizde olduğunu anlayacaksınız.
Notlarla ilgili çocuğunuzun da fikirlerini alın ve çözüm yolu üretmesine olanak verin. Çocuğunuzu dinledikten sonra kendi düşüncelerinizi
de uygun bir dille kendisiyle paylaşın. Daha sonra öz eleştiri yapın. Bozuk plak gibi “ders çalış” demek dışında neler yaptık? Ayda bir kere
okuluna gittik mi? Dershanesini takip ettik mi? Kaç öğretmeniyle tanıştık? Kaç öğretmeniyle telefonda görüştük? Kaç arkadaşını tanıyoruz?
Onun başarısı için ne yaptık? gibi benzer sorulara nasıl cevap verebiliyoruz diye düşünün.
Çocuğun kişiliğine yönelik incitici, aşağılayıcı, utandırıcı, kıyaslayıcı, küçük düşürücü ve suçlayıcı bir davranıştan kaçının.
Burada anne babanın tutum ve davranışları çok önemlidir. Unutulmamalıdır ki her öğrenci için, karnesindeki notlardan daha çok anne-baba
ve arkadaş çevresinin neler söyleyeceği daha önemlidir.
Çocuğu eleştirirken yapıcı olmaya özen gösterin, başarısızlığını yüzüne vurmak yerine yeni eğitim öğretim yılında notlarını düzelteceğine
inandığınızı açıklayın. Çocuğunuza, hayatta kendisinden daha değerli bir şey olmadığını açık açık söyleyin.
Alınan karnenin, çocuğa ait olmasının yanı sıra, hem ailenin hem de eğitim sisteminin de karnesi olduğunu, başarı ya da başarısızlıkta
çok önemli rol oynadığınızı unutmayın. Ailenin eğitim hakkındaki düşünce ve yaklaşımları, öğretmene karşı geliştirdiği tutumlar olumlu ise
çocuğun bu konulara bakış açısı da olumlu olacaktır. Aile; eğitim, okul ve öğretmen hakkında olumsuz düşünce, görüş ve değer yargılarına
sahipse çocuk da olumsuz düşünecek ve başarısız olacaktır.
Çocuğunuzun başarılı olması için, onunla birlikte yeterince zaman geçirin. Çocuğunuzla günde yarım saat bile olsa birlikte kitap
okumak, tatlı bir dille sohbet etmek, sorunlarıyla ve dersleriyle ilgilenmek her açıdan iyi sonuçlar verir.
O halde, anne-babalar; çocuklarına nasihatten ziyade kitap okuma konusunda iyi bir model olmalı. Ona ders çalışma sorumluluğunu
vermeli, ona aile içinde rahatça ders çalışabilmesi için sağlıklı bir aile ortam hazırlamalı, sınavlardan başarısız not aldığında onu eleştirip,
yargılamadan, birlikte konuşup, konuyu çözmeye çalışmalıdır. Çünkü çocukla iletişim ne kadar iyi ise çözüm de o derece kolay olur.
Ceza olarak tatilde istediklerini yapmasına izin vermemek, bilgisayarı yasaklamak ya da yoğun biçimde ders çalıştırmak veya ders
aldırmak gibi önlemler de bu sorunu çözmez. Bunun yerine Tatil için ortak kararlar alarak beraber geçireceğiniz zamanı arttırın.
Çocuğunuzla birlikte eksikleri gidermeye yönelik bir plan program hazırlayın. Hazırlanan plan program çerçevesinde her gün bir saat kitap
okumak, test çözmek ya da genel bir konu tekrar yaparak çalışmak daha faydalı olur.
O halde, anne babalar çocuklarına daha çok zaman ayırır, destek verir, ders çalışma konusunda onları heveslendirir ve gerektiğinde
yardım ederse başarısızlık mutlaka başarıya dönecektir.
Ömürlü AKSOY-Em. Öğretmen
-Şu okuldan aldığın karneye bak, tek bir 'iyi' yazmıyor... Utanmıyor
musun?
-Ne utanayım baba? Onları ben yazmadım, öğretmen yazdı.
ortaokulda... özelliklede son günde üniversitelilere gıpta etmemin yegane sebebi...
sağlık karnesi....
eskiden adetti..
ilkokuldaki tüm öğrencilere en yüksek notlar verilirdi onore etmek babında...
herkes mutlu mesut ve azimli olurdu..
şimdi bakıyorum da...minicik bebelerin karnesindeki kırıkların haddi hesabı yok..
insanların pediatrik psikiatrideki ödül-ceza mekanizmasından pek haberleri yok sanırım artık....
kızımın 6 yıldır bize yaşattığı gurur......heyyyyt beee! ...kimin kızı? ? ? ?