iran mitolojisinden. feriddün attar yazar. Yalnız yaşar Kaknüs. Çünkü tektir yeryüzünde. Gagasında onlarca delik vardır. Ve öleceğini hisseden bir kuştur kaknüs. Son anlarını düşündüğünde, ormanda çalı çırpı toplamaya başlar, ve üst üste yığar bunları. Sonra üzerine çıkar. Sonra hayatının en acıklı ve en yakıcı şarkısını söylemeye başlar. Gagasındaki her delikten farklı bir tını yayılır ormanın derinliklerine. Orman ahalisi, onun bu yanık ve iç parçalayan nağmesini belki de son şarkısını ağlayarak dinlerler. Ve coşkusu giderek artar kaknüsün. Şarkının etkisiyle kendinden geçer, aşka gelir, coşar ve kanatlarını çırpmaya başlar. Kanatlarını çırptıkça kıvılcımlar saçılır dört bir yana. Tutuşur kaknüsün altındaki çalı çırpı. Tüyleri tutuşur kaknüsün. Sonra yanıp kül olur kaknüs. Ve sonra o küllerden yeni bir kaknüs kalkar ayağa...
doğu mitolojisinde, gagasında üç yüz altmış delik bulunan ve bu deliklerden değişik sesler çıkan, tüyleri renkli bir kuş.. diğer kuşlar bu sesleri duyunca ona doğru yaklaşır ve kaknusa yem olurlarmış...ömrü bir yıl olan bu kuş, ölümü yaklaşınca otlardan bir yuva yapar ve orada ötermiş..bir süre sonra da kanatlarını hızla çırparak çıkardığı kıvılcımlarla bu yuvanın yanmasını sağlar ve yuvasıyla birlikte yanarak ölürmüş..külünden meydana gelen yumurtadan da yavrusu çıkarmış.. küllerinden doğmak deyimi belki de anka kuşuna değil kaknusa dayanmaktadır..
Her bin senede bir gelmesi bana Mürşid-i Kamil'i gatırlatıyor. Etrafında toplanıp uçuşan kuşlar ise Müridleridir. O kuşları avlaması da İrşadıdır.
Bu bana bunu hatırlattı. Eğer yanlış bişey sölüyosam Allah'a sığınırım.
Yanlışım varsa doğrusunu öğretin. Allah'a emanet olun.
iran mitolojisinden.
feriddün attar yazar.
Yalnız yaşar Kaknüs. Çünkü tektir yeryüzünde. Gagasında onlarca delik vardır. Ve öleceğini hisseden bir kuştur kaknüs. Son anlarını düşündüğünde, ormanda çalı çırpı toplamaya başlar, ve üst üste yığar bunları. Sonra üzerine çıkar. Sonra hayatının en acıklı ve en yakıcı şarkısını söylemeye başlar. Gagasındaki her delikten farklı bir tını yayılır ormanın derinliklerine. Orman ahalisi, onun bu yanık ve iç parçalayan nağmesini belki de son şarkısını ağlayarak dinlerler. Ve coşkusu giderek artar kaknüsün. Şarkının etkisiyle kendinden geçer, aşka gelir, coşar ve kanatlarını çırpmaya başlar. Kanatlarını çırptıkça kıvılcımlar saçılır dört bir yana. Tutuşur kaknüsün altındaki çalı çırpı. Tüyleri tutuşur kaknüsün. Sonra yanıp kül olur kaknüs. Ve sonra o küllerden yeni bir kaknüs kalkar ayağa...
musiki kuşu,musikar yalnız bu kuşu anka,hümay vb kuşlarla karıştıranda vardır
http://forum.kaknus.com adresinden yayına başlayan Kültür Sanat ve Düşünce forumu...
hayatımda ilk defa duyuyorum.biri izah edebilirse çok memnun olurum
üsküdar gibi güzel bir semtte. üstünde kafesi var, bi kaç defa engin noyanı gördük orda. son gittiğimde pek pahalı olmayan hoş bi yerdi.
kitapları hakikaten güzel. fuarlarında önünde en çok oyalandığım stantlardan biri kaknüs olur hep..
doğu mitolojisinde, gagasında üç yüz altmış delik bulunan ve bu deliklerden değişik sesler çıkan, tüyleri renkli bir kuş..
diğer kuşlar bu sesleri duyunca ona doğru yaklaşır ve kaknusa yem olurlarmış...ömrü bir yıl olan bu kuş, ölümü yaklaşınca otlardan bir yuva yapar ve orada ötermiş..bir süre sonra da kanatlarını hızla çırparak çıkardığı kıvılcımlarla bu yuvanın yanmasını sağlar ve yuvasıyla birlikte yanarak ölürmüş..külünden meydana gelen yumurtadan da yavrusu çıkarmış..
küllerinden doğmak deyimi belki de anka kuşuna değil kaknusa dayanmaktadır..
bir yayınevi adı.
guzel kitapları var...