8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun. Ben özel günlerin en güzel haliyle kutlanmasından yanayım. Kutlamalar insanları mutlu eder. Hediyeyi illa yerine getirilmesi gereken bir şart olarak görmüyorum. Önemli olan sevdiklerimize verdiğimiz değeri gösterebilmek. Bu bir çok şekilde yapılabilir. Sadece sözle, bir tebrik ile de yapılabilir. Ayrıca çiçek almak da her zaman insanı mutlu eder. Kadınların, çocukların, annelerin, babaların, sevdiklerimizin, doğanın, hayvanların kıymeti her gün bilinsin, bilinmeli. Ayrıca insan kendi kendisinin değerini de iyi bilmeli. Özel bir günde kutlama yapmamız değer verdiklerimize verdiğimiz değeri yılın diğer 364 gününde de göstermemize engel değil. Sevdiklerimiz, değer verdiklerimiz her zaman kalbimizdedir. Özel günlerde bunu ayrıca belli ederiz. Bence hiçbir kutlama günü kaçırılmamalı hatta her günümüzü kutlama günlerinde hissettiğimiz pozitif duygularla geçirmeye çalışmalıyız. Mutlu olduğunda mutlu edebilirsin, mutlu ederek de mutlu olabilirsin. :)
Bazı kadınlar kişiliğini öne çıkarır, bazı kadınlar dişiliğini. Dişiliğini öne çıkaranlar anlık ilgi görür, sonrasında aroması kaçmış sakız gibi çiğnendikçe çene yorar. Kişiliğini öne çıkaranlar ise her daim saygındırlar. Tüm kadınların 8 Mart dünya kadınlar günü kutlu olsun.
Mesela Yani Mesela diyorum; bu gece bir delilik yapsam! Bıraksam mutfakta biriken bulaşıkları, çeksem arkamdan kapıyı, Kadın başıma, gitsem bir meyhaneyi dağıtsam! Fonda bir masa, Arkada Sezen'in şarkıları çalsa! Ben ağlasam... Şişenin dibine dibine vursam! Mesela diyorum; sokaklardan bütün erkekleri kovsam! Bu gecelik evlerinde otursalar. Korkmadan dolaşsam bütün şehri, Kimse dokunmasa bana, Bir sandalda sabahlasam. Alabildiğince kadın, alabildiğince özgür olsam. Küfür etsem ağız dolusu, utanmasam, Şehre isyanımı haykırsam. Kim bilir kaç kere satılmıştır, bu dünyanın anası! Mesela diyorum; bu gece de ben babasını satsam!
Doğururken uğruna Seve seve öldüğün Kardeşliği barışı Doğruyu öğrettiğin Gün geldi bıçaklandım Gün geldi dayak attım Gün geldi seni sattım Gün geldi satın aldım Gün geldi din uğruna Kara çarşafa sardım Baldır bacak reklamda Para için kullandım Alın yazısı sanıp Sesini çıkarmadın KADINIM
Uzun saç kısa akıl Deyip uyuttum seni Bu işi yapamazsın Deyince hep inandın Alın yazısı sanıp Sesini çıkarmadın KADINIM
Dünyanın yarısı ben Diğer yarısı da sen Karar ver Sen de yönet Yanlışlarımı düzelt Hak alınır verilmez Gümüş tepsi ile hep Al elimden silahı Engelle savaşları Dağıt bütün dünyaya Kardeşliği barışı KADINIM
Kadın var güler yüzü, Kadın var dinlenir sözü, Kadın var anasının gözü, Hep o söyler son sözü...
Kadın var dizlerini döver, Kadın var ölesiye sever, Kadın var korkma, sır ver, Ölene kadar onunla gider...
Kadın var sevgi dolu, Kadın var erkeğin eli kolu, Kadın var belli olmaz sağı solu, Bazen bir yağmur, bazen dolu...
Kadın var bilmez hileyi, Kadın var çeker çileyi, Kadın var unutmuş gülmeyi, Öğretmişler ona kader demeyi...
Kadın var ömür törpüsü, Kadın var sevda köprüsü, Kadın var kavuşmaktır ülküsü, Yanık olur hasret türküsü...
Kadın var tutar intizarı, dileği, Kadın var bükülmez bileği, Kadın var emirdir her isteği, Sever 'Hanım Ağa' denmeyi..
Ömürlü doğruyu söyler, Kötüyü yerer, iyiyi över, Bu dünyanın temeli böyle, Böyle gelmiş böyle gider...
Ömürlü Aksoy-Kayseri NOT:Yarın 8 Mart KADINLAR GÜNÜ. Bir erkek olarak tüm kadınlarımızın gününü kutluyor. Kadınlarımızla ilgili bu şiirimi onlara armağan ediyorum. Saygı ile...
Kadınlar gününün kutlanması bana biraz tuhaf geliyor. Geriye kalan 364 kimin diye düşünüyorum. Diğer bir yandan erkek egemenliğindeki düzenekte bayanlara verilen değer namına jest olarak sempatiklik duymaya çalışıyorum. E o zamanda nerde kaldı kadın erkek eşitliği düşüncesi diyorumki ben asla bu görüşe katılmıyorum.... Of neyseki geçti...
değerini bilemediğimiz her şeyin sonuna... günü...günü getirir olduk günü falan bırakın her gördüğünüz şeyi kutlamak için kutlamayın kadınlar ne kadar yırtınsada sırtlarından sopa eksik olmuyor varsın adı olsun dediler heralde...
Saçma.. Her nedense şu sonradan çıkan özel günlere milletçe amma meraklıyız.. Kadınlar günümüz var çok şükür, ancak sorunbların çözümü yok :) Trajikomik, ağlanacak halimize gülüyoruz belki de.. Ve şöyle de bir gerçek var, sorunları olan kadınlarımızın kadınlar gününden haberi bile yokken kutluyoruz bu günü :)) Hayırlı olsun ne diyim :))
ve artık haklarını arayan kadınım ben köyde kentte soran sorgulayan okuyup araştıran düzenin düzensizlğini reddeden üreten bir kadınım ben işinize gelmese de meydanları dolduran kadınım ben
Herşeyin bir günü var, bu da onlardan işte.. 8 Mart'a yaklaşılırken: ' Kadını sevin ', ' Kadına yönelik şiddet suçtur. ' gibisinden yazılar asılır, insanlar bilinçlendirilmeye çalışılır :) Peki ya sonra?
Kırgızistanda gün değil de bayram olarak kutlanan bir etkinlik.Erkekler kadınlardan daha çok eğleniyor nedense...Havai fişek ne alaka onu hala anlamış değilim
Evde pineklemekten baska bir isleri olmayan bir kisim kadinlarin, kendi aralarinda yer ve zaman belirledikleri bir gunde (Haftada bir mi, iki haftada bir mi yoksa ayda bir mi olur bilemem gayri) , bir yerde toplanarak, bol bol yiyecek ve icecek tukettikleri ama yine bol bol hic bir sey yemedikleri halde hep kilo aldiklari muhabbetleri yaptiklari, acik olan televizyondaki Sabahlarin Sultani Seda Sayan'a ya da Esra Ceyhan'la A'dan Z'ye cikan saglik uzmanlarinin saglikli beslenme ve yasam konularinda soylediklerini dinleyerek sagliga ne kadar onem verdiklerini gosterdikleri ve ama ne gariptir ki bunu yaparken fosur fosur sigara ictikleri gunlerdir efendim...
Hergün kadinlarin olsa nolcek yani! ! ! ! ! ! ... veya erkekler günü babalar günü olsun degerin mi artiyor eksiliyor mu? adi hepimiz asalim duvarimiza bir yazi okuyan kim? okunsada degisen sey var mi? Bos isler bunlar gecen gün ömürden geciyor sen ne dersen de...
Bir kadın, ne kadar güzel, kültürlü, zarif, dürüst ve hoş olursa olsun; hırçın, huzursuz, ve asabiyse, son derece iticidir.
Hangi erkek, böyle bir kadınla birlikte olmak ister? Yanınızda, lüzumsuz el kol hareketleriyle, asabi mimiklerle, dişlerini sıkarak konuşan, her an patlamaya hazır bir bomba ile ne kadar huzurlu ve mutlu olabilirsiniz?
Şık giyinmek de önemlidir ama zarafet daha önemlidir. İnsan yaratılış itibarıyla hantal olabilir. Öyle ölçülü, öyle güzel yürüyen toplu hanımlar vardır ki onların yürüyüşlerini bile seyretmek, ruha huzur verir. Hele onlarla yürüyüşe çıkmak ne kadar mutlu eder insanı! Yere basışlarındaki yumuşaklık, adımlarındaki acelesiz huzurlu tempo ruhu rahatlatır.
Zarafet, kadını şiirleştirir. Öne yıkılacakmış gibi, asker gibi, omuzları düşük, kambur, boynu, başını taşıyamıyormuş gibi bükülmüş, sallanarak veya sürüklenerek, ya da paldır küldür yürüyen bir kadın düşünün! ..
Ne kadınlar vardır; tesettürlü de olsalar, süzülür gibi, dans eder gibi yürürler. Bir bardak su verirken, bardağı değil, dünyaları uzatırlar, insana! ‘Hizmet’ önemli değildir. ‘Sunuş’ önemlidir. Yumuşak, hoş bir hareketle, gözlerinin içi gülerek, saygı ve sevgi dolu bir bakışla uzatılan bardağın içindeki, her ne ise mutluluğa dönüşür. Daha içmeden huzur, mutluluk ve yaşama sevinci yayılır ruha. Sunulan suysa, su da hayatsa, bu su ab-ı hayattır! ..
“Günaydın! Aşkım! Canım! ” demeseler bile öyle bir tebessümle gelirler ki yanınıza; hangi kötü ruh halinde olursanız olun, o anda gülümser, huzur duyar, onunla bütünleşiverirsiniz. Bir demet çiçek gibidirler. Cıvıl cıvıl bir kuş, berrak akan bir su, gün ışığı gibidirler. Uzaktan duyarsınız, sıcaklığını. Ona doğru yaklaştığınızın farkına bile varmazsınız. Mıknatıs gibi kendilerine çekmişlerdir sizi. Demir tozları gibi yapışır kalırsınız. Zaman durmuştur. Mekân orasıdır. Dünya o kadarcıktır. Kalabalığın sayısal değeri bire inmiştir. İkiye çıkmasına da lüzum yoktur.
Şiir gibi yürürler. Şiir gibi dolanırlar etrafınızda. Şiir gibi konuşur, en güzel melodiler gibi gülerler. Ağlayışları da hiçbir kadının ağlayamayacağı kadar güzeldir.
“Hiçbir kadın senin kadar güzel ağlayamaz. Bir yıldız yağmurudur, senin gözyaşların! ” der, Ümit Yaşar Oğuzcan.
Film de onlardır, şarkı da, hayat da! Etiyle kemiğiyle gerçektirler; yaşattıklarıyla, hayal âleminin bireyleri…
Dokunmaya kıyamazsınız. Bakmaya doyamazsınız.
Okşasanız, saatlere düşman olursunuz!
Birkaç ömür daha istersiniz, Yaratan’dan.
Dünyanızı, cennete değişmezsiniz. Dans edercesine yaşamaktır, onunla günlük hayatı yaşamak.
Gülümseyerek uyanırlar. Müzikle, oynarcasına çay yapmaya giderler. Telaşsız, cıvıl cıvıl güne başlayan sevimli kuşlar gibidirler. Geyşalar gibi… Onların tüm amaçları, erkeklerini mutlu etmektir. Onları mutlu ederek mutlu olurlar.
Bir de hizmetçi ruhlu kadınlar vardır. Sabah sabah, oflaya puflaya yataktan kalkarlar. Söylene söylene, takur tukur temizliğe başlarlar. Kafanıza çarpar gibi kurarlar sofrayı. Mükellef bir kahvaltı sofrasında bile çekilmezler.
Sadece bayanların mı romantizmden hoşlandıklarını sanıyorsunuz?
Ya da sevilmekten?
Erkeklerin de romantizme, sevgiye, ilgiye ihtiyaçları olduğunu düşünmüyor musunuz?
Onlar, sevildiklerine inandıkları, doya doya sevgi aldıkları zaman, kahvaltılarını yapmış olurlar. O konuda akşama kadar acıkacaklarını, başkalarına ihtiyaç duyarak, avuç açacaklarını, sevgi dileneceklerini sanmıyorum.
Akşam da aynı sıcaklıkla karşılanıp, aynı huzur ortamına çekildiklerinde, onlardan mutlu kimse olmaz. Kovsanız da yanınızdan ayrılmaz, ne kadın, ne erkek, kimseye ihtiyaç duymazlar. O sizindir. İmzayla, kanunen değil, bir köle gibi, seve seve! .. Artık herkes onu, sizden kıskansın!
Sahabeden birisinin hanımı ekmeğini, suyunu güneşe koyar, sıcak su, kuru ekmek yermiş, kocası işinde öyle yiyor diye.
Eşini, erkeğini kendisinden önce düşünür, İslam kadını!
Onu ana gibi şefkatle sarar. Abla gibi kanat gerer üstüne.
Kardeş gibi yanında, canında taşır. Arkadaş gibi omuz verir, paylaşır.
Eşi olarak da tüm yüreğiyle, her şeyden çok sever, herkesten üstün tutar, sahip çıkar kardeşim!
SAHİP ÇIKAR!
Evde ne huzur veriyorsunuz da, dışarıdakilerden kıskanıyorsunuz?
Her şey iyi gidiyorsa; onlar neden kendilerini dışarıya atıyorlar?
Arılar, bal dolu kovanlarını neden terk ediyor?
Acı yok, tatlı yok; evde duranın aklı yok!
Kalıp gibi, KOLALI KADIN olmayın!
Sinirden tir tir titreyen, söylenen, bağırıp çağıran, kavgazan, fettan, fetfaz bir kadın olmayın! Önce sakin olun!
Huzur bulun; huzur verin!
Sonra zarif olun!
Daha sonra da duygusal olun.
Akıllı olun, AKILLI!
Unutmayın ki; onların herkesten önce, SİZE İHTİYAÇLARI VAR!
8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun.
Ben özel günlerin en güzel haliyle kutlanmasından yanayım.
Kutlamalar insanları mutlu eder. Hediyeyi illa yerine getirilmesi
gereken bir şart olarak görmüyorum. Önemli olan sevdiklerimize
verdiğimiz değeri gösterebilmek. Bu bir çok şekilde yapılabilir.
Sadece sözle, bir tebrik ile de yapılabilir. Ayrıca çiçek almak da
her zaman insanı mutlu eder. Kadınların, çocukların, annelerin,
babaların, sevdiklerimizin, doğanın, hayvanların kıymeti her gün bilinsin,
bilinmeli. Ayrıca insan kendi kendisinin değerini de iyi bilmeli.
Özel bir günde kutlama yapmamız değer verdiklerimize verdiğimiz değeri
yılın diğer 364 gününde de göstermemize engel değil. Sevdiklerimiz,
değer verdiklerimiz her zaman kalbimizdedir. Özel günlerde bunu
ayrıca belli ederiz. Bence hiçbir kutlama günü kaçırılmamalı hatta
her günümüzü kutlama günlerinde hissettiğimiz pozitif duygularla
geçirmeye çalışmalıyız.
Mutlu olduğunda mutlu edebilirsin, mutlu ederek de mutlu olabilirsin. :)
Ne gariptir, 8 Mart herkese Kadınlar gününü çağırştırır, Bana babamın bana verdiği acı bir kadınlar günü hediyesini....
Güzel mutlu huzurlu uyu babam...
8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun.
Bazı kadınlar kişiliğini öne çıkarır, bazı kadınlar dişiliğini. Dişiliğini öne çıkaranlar anlık ilgi görür, sonrasında aroması kaçmış sakız gibi çiğnendikçe çene yorar. Kişiliğini öne çıkaranlar ise her daim saygındırlar. Tüm kadınların 8 Mart dünya kadınlar günü kutlu olsun.
Mesela Yani Mesela diyorum;
bu gece bir delilik yapsam!
Bıraksam mutfakta biriken bulaşıkları,
çeksem arkamdan kapıyı,
Kadın başıma,
gitsem bir meyhaneyi dağıtsam!
Fonda bir masa,
Arkada Sezen'in şarkıları çalsa!
Ben ağlasam...
Şişenin dibine dibine vursam!
Mesela diyorum;
sokaklardan bütün erkekleri kovsam!
Bu gecelik evlerinde otursalar.
Korkmadan dolaşsam bütün şehri,
Kimse dokunmasa bana,
Bir sandalda sabahlasam.
Alabildiğince kadın,
alabildiğince özgür olsam.
Küfür etsem ağız dolusu, utanmasam,
Şehre isyanımı haykırsam.
Kim bilir kaç kere satılmıştır, bu dünyanın anası!
Mesela diyorum;
bu gece de ben babasını satsam!
Kadınım
Doğururken uğruna
Seve seve öldüğün
Kardeşliği barışı
Doğruyu öğrettiğin
Gün geldi bıçaklandım
Gün geldi dayak attım
Gün geldi seni sattım
Gün geldi satın aldım
Gün geldi din uğruna
Kara çarşafa sardım
Baldır bacak reklamda
Para için kullandım
Alın yazısı sanıp
Sesini çıkarmadın
KADINIM
Uzun saç kısa akıl
Deyip uyuttum seni
Bu işi yapamazsın
Deyince hep inandın
Alın yazısı sanıp
Sesini çıkarmadın
KADINIM
Dünyanın yarısı ben
Diğer yarısı da sen
Karar ver
Sen de yönet
Yanlışlarımı düzelt
Hak alınır verilmez
Gümüş tepsi ile hep
Al elimden silahı
Engelle savaşları
Dağıt bütün dünyaya
Kardeşliği barışı
KADINIM
Necva Kıyak
Asi Karikatürist
Havva anamızdan başlayıp bugün doğan tüm kız bebekleriine kadar tüm kadınların bu günü kutlu olsun....
roja jinên kedkarên cihanê piroz be...
Kadınlarımız
Kadın var güler yüzü,
Kadın var dinlenir sözü,
Kadın var anasının gözü,
Hep o söyler son sözü...
Kadın var dizlerini döver,
Kadın var ölesiye sever,
Kadın var korkma, sır ver,
Ölene kadar onunla gider...
Kadın var sevgi dolu,
Kadın var erkeğin eli kolu,
Kadın var belli olmaz sağı solu,
Bazen bir yağmur, bazen dolu...
Kadın var bilmez hileyi,
Kadın var çeker çileyi,
Kadın var unutmuş gülmeyi,
Öğretmişler ona kader demeyi...
Kadın var ömür törpüsü,
Kadın var sevda köprüsü,
Kadın var kavuşmaktır ülküsü,
Yanık olur hasret türküsü...
Kadın var tutar intizarı, dileği,
Kadın var bükülmez bileği,
Kadın var emirdir her isteği,
Sever 'Hanım Ağa' denmeyi..
Ömürlü doğruyu söyler,
Kötüyü yerer, iyiyi över,
Bu dünyanın temeli böyle,
Böyle gelmiş böyle gider...
Ömürlü Aksoy-Kayseri
NOT:Yarın 8 Mart KADINLAR GÜNÜ. Bir erkek olarak tüm kadınlarımızın gününü kutluyor. Kadınlarımızla ilgili bu şiirimi onlara armağan ediyorum. Saygı ile...
lüzumsuz günler serisine dahil bir gün işte
Kadınlar gününün kutlanması bana biraz tuhaf geliyor. Geriye kalan 364 kimin diye düşünüyorum. Diğer bir yandan erkek egemenliğindeki düzenekte bayanlara verilen değer namına jest olarak sempatiklik duymaya çalışıyorum. E o zamanda nerde kaldı kadın erkek eşitliği düşüncesi diyorumki ben asla bu görüşe katılmıyorum.... Of neyseki geçti...
Diger millet´ler yilda bir kutluyor.Bizim ANADOLUTÜRK´KADINI hergün anlIndan öpülmeli.
değerini bilemediğimiz her şeyin sonuna... günü...günü getirir olduk günü falan bırakın her gördüğünüz şeyi kutlamak için kutlamayın kadınlar ne kadar yırtınsada sırtlarından sopa eksik olmuyor varsın adı olsun dediler heralde...
saçmalamayın
her günüm onların wallayi
kadınlar günü dünyanı ne kadar güzel oldugunu gösteriyor dünyanın en güzel varlıkları
Saçma.. Her nedense şu sonradan çıkan özel günlere milletçe amma meraklıyız.. Kadınlar günümüz var çok şükür, ancak sorunbların çözümü yok :) Trajikomik, ağlanacak halimize gülüyoruz belki de.. Ve şöyle de bir gerçek var, sorunları olan kadınlarımızın kadınlar gününden haberi bile yokken kutluyoruz bu günü :)) Hayırlı olsun ne diyim :))
8 mart tan 8 mart a hatırlanmak
Kadının adı yok ama gününün bulmuşlar
8 martta amerikada çıkan bir yangında hayatını kaybedeb kadın işçilrin anısına yapılan kutlama
ve artık haklarını arayan kadınım ben
köyde kentte soran sorgulayan
okuyup araştıran
düzenin düzensizlğini reddeden
üreten bir kadınım ben
işinize gelmese de
meydanları dolduran
kadınım ben
Herşeyin bir günü var, bu da onlardan işte.. 8 Mart'a yaklaşılırken: ' Kadını sevin ', ' Kadına yönelik şiddet suçtur. ' gibisinden yazılar asılır, insanlar bilinçlendirilmeye çalışılır :) Peki ya sonra?
bence kadınlar günü diye bir gün olması saçmalık, yılda bir gün kadınlar günü diğer 364 gün erkeklerin günü mü :))
Kırgızistanda gün değil de bayram olarak kutlanan bir etkinlik.Erkekler kadınlardan daha çok eğleniyor nedense...Havai fişek ne alaka onu hala anlamış değilim
Evde pineklemekten baska bir isleri olmayan bir kisim kadinlarin, kendi aralarinda yer ve zaman belirledikleri bir gunde (Haftada bir mi, iki haftada bir mi yoksa ayda bir mi olur bilemem gayri) , bir yerde toplanarak, bol bol yiyecek ve icecek tukettikleri ama yine bol bol hic bir sey yemedikleri halde hep kilo aldiklari muhabbetleri yaptiklari, acik olan televizyondaki Sabahlarin Sultani Seda Sayan'a ya da Esra Ceyhan'la A'dan Z'ye cikan saglik uzmanlarinin saglikli beslenme ve yasam konularinda soylediklerini dinleyerek sagliga ne kadar onem verdiklerini gosterdikleri ve ama ne gariptir ki bunu yaparken fosur fosur sigara ictikleri gunlerdir efendim...
Hergün kadinlarin olsa nolcek yani! ! ! ! ! ! ...
veya erkekler günü babalar günü olsun degerin mi artiyor eksiliyor mu? adi hepimiz asalim duvarimiza bir yazi okuyan kim? okunsada degisen sey var mi? Bos isler bunlar gecen gün ömürden geciyor sen ne dersen de...
bir günlük krallık
kadın sömürüsü
Avutun kadınları kadınlar günü diye.Can yücelin şiiri geldi aklıma neyse,daha fazla yazmıyorum anlayan anlar.
K A D I N L A R. G Ü N Ü N D E. E R K E K L E R İ Ç İ N! ..
EVLİ ERKEKLERİN EVLERİNİN DUVARLARINA ASMALARI İÇİN:
K A D I N. G i B İ. K A D I N! ..
Onur BİLGE
Bir kadın, ne kadar güzel, kültürlü, zarif, dürüst ve hoş olursa olsun; hırçın, huzursuz, ve asabiyse, son derece iticidir.
Hangi erkek, böyle bir kadınla birlikte olmak ister? Yanınızda, lüzumsuz el kol hareketleriyle, asabi mimiklerle, dişlerini sıkarak konuşan, her an patlamaya hazır bir bomba ile ne kadar huzurlu ve mutlu olabilirsiniz?
Şık giyinmek de önemlidir ama zarafet daha önemlidir. İnsan yaratılış itibarıyla hantal olabilir. Öyle ölçülü, öyle güzel yürüyen toplu hanımlar vardır ki onların yürüyüşlerini bile seyretmek, ruha huzur verir. Hele onlarla yürüyüşe çıkmak ne kadar mutlu eder insanı! Yere basışlarındaki yumuşaklık, adımlarındaki acelesiz huzurlu tempo ruhu rahatlatır.
Zarafet, kadını şiirleştirir. Öne yıkılacakmış gibi, asker gibi, omuzları düşük, kambur, boynu, başını taşıyamıyormuş gibi bükülmüş, sallanarak veya sürüklenerek, ya da paldır küldür yürüyen bir kadın düşünün! ..
Ne kadınlar vardır; tesettürlü de olsalar, süzülür gibi, dans eder gibi yürürler. Bir bardak su verirken, bardağı değil, dünyaları uzatırlar, insana! ‘Hizmet’ önemli değildir. ‘Sunuş’ önemlidir. Yumuşak, hoş bir hareketle, gözlerinin içi gülerek, saygı ve sevgi dolu bir bakışla uzatılan bardağın içindeki, her ne ise mutluluğa dönüşür. Daha içmeden huzur, mutluluk ve yaşama sevinci yayılır ruha. Sunulan suysa, su da hayatsa, bu su ab-ı hayattır! ..
“Günaydın! Aşkım! Canım! ” demeseler bile öyle bir tebessümle gelirler ki yanınıza; hangi kötü ruh halinde olursanız olun, o anda gülümser, huzur duyar, onunla bütünleşiverirsiniz. Bir demet çiçek gibidirler. Cıvıl cıvıl bir kuş, berrak akan bir su, gün ışığı gibidirler. Uzaktan duyarsınız, sıcaklığını. Ona doğru yaklaştığınızın farkına bile varmazsınız. Mıknatıs gibi kendilerine çekmişlerdir sizi. Demir tozları gibi yapışır kalırsınız. Zaman durmuştur. Mekân orasıdır. Dünya o kadarcıktır. Kalabalığın sayısal değeri bire inmiştir. İkiye çıkmasına da lüzum yoktur.
Şiir gibi yürürler. Şiir gibi dolanırlar etrafınızda. Şiir gibi konuşur, en güzel melodiler gibi gülerler. Ağlayışları da hiçbir kadının ağlayamayacağı kadar güzeldir.
“Hiçbir kadın senin kadar güzel ağlayamaz.
Bir yıldız yağmurudur, senin gözyaşların! ” der, Ümit Yaşar Oğuzcan.
Film de onlardır, şarkı da, hayat da! Etiyle kemiğiyle gerçektirler; yaşattıklarıyla, hayal âleminin bireyleri…
Dokunmaya kıyamazsınız. Bakmaya doyamazsınız.
Okşasanız, saatlere düşman olursunuz!
Birkaç ömür daha istersiniz, Yaratan’dan.
Dünyanızı, cennete değişmezsiniz.
Dans edercesine yaşamaktır, onunla günlük hayatı yaşamak.
Gülümseyerek uyanırlar. Müzikle, oynarcasına çay yapmaya giderler. Telaşsız, cıvıl cıvıl güne başlayan sevimli kuşlar gibidirler. Geyşalar gibi… Onların tüm amaçları, erkeklerini mutlu etmektir. Onları mutlu ederek mutlu olurlar.
Bir de hizmetçi ruhlu kadınlar vardır. Sabah sabah, oflaya puflaya yataktan kalkarlar. Söylene söylene, takur tukur temizliğe başlarlar. Kafanıza çarpar gibi kurarlar sofrayı. Mükellef bir kahvaltı sofrasında bile çekilmezler.
Sadece bayanların mı romantizmden hoşlandıklarını sanıyorsunuz?
Ya da sevilmekten?
Erkeklerin de romantizme, sevgiye, ilgiye ihtiyaçları olduğunu düşünmüyor musunuz?
Onlar, sevildiklerine inandıkları, doya doya sevgi aldıkları zaman, kahvaltılarını yapmış olurlar. O konuda akşama kadar acıkacaklarını, başkalarına ihtiyaç duyarak, avuç açacaklarını, sevgi dileneceklerini sanmıyorum.
Akşam da aynı sıcaklıkla karşılanıp, aynı huzur ortamına çekildiklerinde, onlardan mutlu kimse olmaz. Kovsanız da yanınızdan ayrılmaz, ne kadın, ne erkek, kimseye ihtiyaç duymazlar. O sizindir. İmzayla, kanunen değil, bir köle gibi, seve seve! .. Artık herkes onu, sizden kıskansın!
Sahabeden birisinin hanımı ekmeğini, suyunu güneşe koyar, sıcak su, kuru ekmek yermiş, kocası işinde öyle yiyor diye.
Eşini, erkeğini kendisinden önce düşünür, İslam kadını!
Onu ana gibi şefkatle sarar. Abla gibi kanat gerer üstüne.
Kardeş gibi yanında, canında taşır. Arkadaş gibi omuz verir, paylaşır.
Eşi olarak da tüm yüreğiyle, her şeyden çok sever, herkesten üstün tutar, sahip çıkar kardeşim!
SAHİP ÇIKAR!
Evde ne huzur veriyorsunuz da, dışarıdakilerden kıskanıyorsunuz?
Her şey iyi gidiyorsa; onlar neden kendilerini dışarıya atıyorlar?
Arılar, bal dolu kovanlarını neden terk ediyor?
Acı yok, tatlı yok; evde duranın aklı yok!
Kalıp gibi, KOLALI KADIN olmayın!
Sinirden tir tir titreyen, söylenen, bağırıp çağıran, kavgazan, fettan, fetfaz bir kadın olmayın!
Önce sakin olun!
Huzur bulun; huzur verin!
Sonra zarif olun!
Daha sonra da duygusal olun.
Akıllı olun, AKILLI!
Unutmayın ki; onların herkesten önce, SİZE İHTİYAÇLARI VAR!
***
Onur BİLGE
31. Sayfadaki 616. yazım.
http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp? sair=42021&siir=778253&order=oto
Yeryüzündeki tüm kadınların 08 MART Dünya KadınLar Günü'nü en içten duygularımla kutluyorum... Bizim en değerli varlıklarımız kadınlarımızdır...